TamSaha 127. Sayı - page 92-93

hakemleri. Ama hakemyanlış da
yapacaktır. Çünkü o da insan!
Evet, bir tek pozisyonda 45 kriteri
değerlendirmek zorunda… Ger-
çekten çok zor bir durum.
Doğan Babacan:
Bu 45 kriteri ak-
lında tutmasına gerek yok. O 45
kriterden biri yapılıyor mu, yapıl-
mıyor mu onu görmesi gerek.
Halit Deringör:
Çok az süre içinde
karar veriyor hakemler. Buna
saygı duyulmalı.
Doğan Babacan:
UEFA yarı finalle-
rinden bir maç yönetiyorum
1977’de… İsviçre’de Bern şehrin-
deyim. İngiltere’den Liverpool’la
FC Zürih karşılaşıyor. Oyunun ilk
10 dakikasında Zürih bir gol attı.
Kazanan final oynayacak. Maç
çok hareketli geçiyor. Liverpool
kalesi önünde bir karambol oldu.
Bir-iki dakikalık sürede top ne dı-
şarı çıkıyor ne kaleci tutuyor…
Ona çarpıyor, buna çarpıyor
oyunda kalıyor. Zürihliler ikinci
golü arıyor. Liverpool kalecisi topu
kaptı ve uzun bir degaj yaptı. 60-
70metre… Top orta sahayı geçti.
Fırladımben de ama imkânımyok
yetişmeye… Santrfor kaptı. Ceza
alanına girdi veya girecek. Göre-
miyorum. Biçtiler Zürihliler. Ben
düdüğü çaldım. Erkan Göksel yar-
dımcım. Biz o zamanlar kendi ara-
mızda yardımcı hakem-hakem
işbirliğinde kendi kendimize işa-
retleşirdik. Bize kimse bir şey öğ-
retmezdi. Yardımcı hakemve
hakembir şeyi görmedikleri
zaman öteki gören yardımcı ola-
cak. Aramızda anlaşmıştık. Me-
morandumdiyorduk buna. Sinyali
aldım, penaltıyı işaret ettim. Maç
bitti, İngilizler 3-1 kazandı ve tur
atladı. Zürih’in stadının birinci ka-
tında güzel bir salon var. Orada
dinleniyorsun. Biz de çıktık yu-
karı. Müsabakanın Hollandalı
gözlemcisi geldi. Bana dedi ki, “O
penaltıyı iyi görebildin…” Ben de
“Görmedim” dedim. Adamın saç-
ları dimdik oldu. “Nasıl verebildin
o zaman?” diye sordu. Erkan’ı
gösterdim, “O verdi” dedim. “O
zaman daha güzel” karşılığını
verdi. Çünkü organizasyon vardı.
Halit Deringör:
İnsanların kafa-
sında iyi veya kötü iki şey saplan-
mış. Bunlar soyut kavramlar. Kim
iyidir, kimkötüdür? Penaltıyı ver-
mediyse o adamkötüdür. Bu
mantığı silmek gerek.
Doğan Babacan:
Hakemlerin
takım oluşturması iyi bir şey.
Çünkü işaretleşmek çok önemli.
Eğer futbolu biliyorsa, her ikisi de
aynı seviyeye geldilerse birbirle-
rine verdikleri işaretleri anlarlar.
Oyuncuların yaptığı hareketi de
hakemgibi değerlendirebilir. Bir
oyuncu ayağındaki topu arkadaki
adamına nasıl gözü kapalı atabili-
yorsa hakemde yardımcısına
öyle göz atabilir.
Hocamgünümüz hakemlerine
dönelim. Cüneyt Çakır çok başa-
rılı. Onu ayrı bir paragrafta değer-
lendirir misiniz?
Doğan Babacan:
Valla benimde-
ğerlendirmemmühimdeğil. Onu
FIFA değerlendirmiş. Gayet tabiî ki
Türkiye’deki hakemler arasında
92
93
bir müsabakada devamlılık bakı-
mından, oyun kurallarına adap-
tasyonu bakımından en iyisi o…
Bu şekilde devam ederse, perfor-
mansını sürdürürse Türkiye’nin
Dünya Kupalarında final oynama
şansı olmadığı için bunun avanta-
jından faydalanabilir. Bir Türk
hakem olarak Dünya Kupası finali
yönetebilir. Ama tabiî ki keşke biz
oynasak da Cüneyt yönetmese
(gülüyor)…
Sizin görüşünüz nedir Halit Bey?
Halit Deringör:
Bilgi açısından
diğer hakemlerle bir fark görmü-
yorum. Hakemolabilmek için
herkes eğitiliyor. O okuduğu te-
rimleri gerektiği gibi kullanabilme
yetisine ve cesaretine sahip ol-
ması lâzım. Cüneyt Çakır çok şey-
ler yaşadı. Ama devam eden
başarıları onu yukarı çıkardı. Bu
neye benziyor biliyor musun? Bir
adam İtalya’da saksafonla bir eser
çalıyor, öbürü Taksim’de çalıyor.
Ben böyle düşünüyorum. Hakem-
ler arasında bilgi açısından çok
fark olduğunu sanmıyorum.
Çünkü okuduğu, öğrendiği şeyleri
herkes okuyup, öğrenebilir. Ama
bunu çok iyi yapan var, yapama-
yan var. Her meslekte olduğu
gibi… Ama toplumumuzun eğitim
seviyesi çok yukarıda olmadığı
için cahillik baş gösteriyor. Bir
hata yaptığı zaman hakemin
bütün başarılarını silebiliyor. Bu
durumda dalga dalga yayılıyor.
Eğer böyle bir ortamda iyi bir
hakemyetişiyorsa o bir kahra-
mandır! Ama Cüneyt bu özgüveni
kolay kazanmadı.
Sonuçta avantajı da var Cüneyt
Hocanın. Babası da hakem. O kül-
türle doğup, büyüdü. Önemli bir
kriter bu.
Halit Deringör:
Şimdi futbolda kim
olursa olsunmoralinin üst dü-
zeyde olması gerek. Oyun başlar
başlamaz bir kötü hareket yaptı-
ğınız zaman o hareketin etkisi al-
tında kalırsınız. Ama iyi bir
hareketin de motive edici yanı
olur. Hakemlere tolerans göster-
mek lâzım. Ama taraftarın kafa-
sında iki şey var. İyidir ya da
kötüdür. Kendi takımının lehine
karar verdiyse iyi, aleyhine karar
verdiyse kötü! Bu ikilemhiç de-
ğişmiyor. Hiç değişmeyecek de.
Türkiye var olduğu sürece bu
devam edecek.
Doğan Babacan:
Çok değişik fak-
törler var. Avrupa ile bizim ara-
mızda müsabakaların değer-
lendirilmesiyle ilgili büyük farklar
var. En fazla fark nerede? Seyir-
cide… Düşünürler diyor ki, spor
profesyonel olarak yapılsa dahi
yüksek kültürlü kişilerin arala-
rında yaptıkları bir hobidir…
Halit Deringör:
Siz hiç gördünüz
mü; insanlık dışı hareket yapan
bir oyuncu içinmaçtan sonra,
“Terbiyesiz adam. Bunu yapma-
ması gerekirdi!” diyebilen bir yö-
netici var mı Türkiye’de? Tam
tersine, gidiyorsunuz adamı, suç
bile işlese karakoldan alıp getiri-
yorsunuz. Bu atmosfer içerisinde
hakemnasıl dört dörtlükmaç yö-
netebilir? Aklım ermiyor. Çok zor!
1...,72-73,74-75,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91 94-95,96-97,98-99,100-101,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,...178
Powered by FlippingBook