İtalyan futbolu 2006’daki şike
skandalıyla çalkalandığında en
büyük darbeyi yiyen takım Juven-
tus olmuştu. Kazandığı son iki
şampiyonluğu elinden alınan, üs-
tüne bir de Serie B’ye düşürülen Ju-
ventus, bir yıl aradan sonra Serie
A’ya döndüyse de hemen eski gü-
cüne kavuşamamış ve inişli çıkışlı
dört sezon yaşamıştı. 2011-12 sezo-
nuyla birlikte yeniden şampiyon-
luklara merhaba diyen
siyah-beyazlılar, o günden beri de
Serie A’nın zirvesinden inmedi.
Juventus, sezon öncesinde teknik
direktörü Antonio Conte’nin İtalya
Millî Takımı’nın başına geçmesine
rağmen hızından bir şey kaybet-
medi. Conte’nin halefi olarak, daha
önce Milan’ı da şampiyon yapmış
olan tecrübeli Massimiliano Allegri
ile anlaşan Juventus, dördüncü haf-
tada ele geçirdiği liderlik koltuğunu
sezon boyunca zorlanmadan ko-
rudu ve üst üste dördüncü şampi-
yonluğunu da haftalar öncesinden
ilân etti. Juventus böylece
1930’larda kazandığı peş peşe beş
şampiyonluk sonrasında en uzun
şampiyonluk serisine de ulaşmış
oldu.
Geçen sezonu Juventus’un arkasın-
dan ikinci sırada tamamlayan
Roma, bu kez de aynı dereceyi elde
etti. Aslında son haftalara girilirken
ikincilik basamağında Lazio yer al-
maktaydı ama mavi-beyazlılar, peş
peşe puan kayıpları yaşayıp en so-
nunda da kendi ev sahiplikleri al-
tında oynanan derbi mücadelesinde
Roma’ya 2-1’le boyun eğince bu
şansı kaçırdı. Üstelik bu yazı yazıl-
dığı esnada son hafta maçları da
oynanmamıştı ve Lazio’nun üçün-
cülüğü dahi kaybetme ihtimâli bu-
lunuyordu. Son hafta dördüncü
sıradaki Napoli, Lazio’yu konuk
etmek üzereydi ve Napoli’nin bu
maçı kazanması, iki takımın sırala-
madaki yerlerinin değişmesi anla-
mına geliyordu.
İtalya’da sezonun fiyaskosuysa Mi-
lano takımlarıydı. Milan, sezonun
bitimine bir hafta kala Avrupa ku-
palarına katılamamayı garantiler-
ken, Inter’in ise tek umudu,
Sampdoria’nın kendi sahasında lig-
den haftalar önce düşmüş Par-
ma’ya yenilmesine bağlıydı. Aslında
Inter bu kadar bile umutlanamaya-
caktı zira o kontenjanı normalde
Sampdoria’nın da üstünde yer alan
Genoa dolduracaktı. Ancak Ge-
noa’nınmâli yapısındaki bozukluk-
lar nedeniyle UEFA lisansı alama-
ması, Sampdoria ile Inter’den biri-
sine Avrupa vizesi çıkmasını sağ-
ladı. Öte yandan, az önce de bahset-
tiğimiz Parma’nın yanı sıra bu
sezon Serie A’ya veda eden diğer
takımlar, Cesena ve Cagliari oldu.
Serie A’da sezonun en ilgi çekici ay-
rıntısıysa, 38 yaşındaki Luca To-
ni’nin, Verona formasıyla 21 gol
atarak gol krallığına ulaşmasıydı.
Serie A
Eskisinden bile iyi bir Juve
Bayern Münih, yıllar geçtikçe ül-
kesinde daha da rakipsiz hale ge-
liyor. Her sezon başında
kadrosunu rakiplerine göre daha
fazla takviye eden, hatta çoğu
zaman bu transferlerde rakiple-
rinden oyuncu alarak onların da
zayıflamasına yol açan, ardından
da lige fırtına gibi girip erkenden
takipçileriyle arayı açan ve sezon
sonunda da ipi rahat bir biçimde
en önde göğüsleyen Bayern, yine
benzer bir senaryoyu yayına
koydu. Sezon öncesinde Borussia
Dortmund ile sözleşmesi sona
eren Robert Lewandowski’yi kad-
rosuna katarak Bundesliga’daki
en flaş transferi gerçekleştiren
Bavyera ekibi, sezonun ilk yarı-
sında da oynadığı maçlarda ye-
nilgi yüzü görmezken sadece üç
kez berabere kaldı ve ligin ilk ya-
rısını da en yakın takipçisi Wolfs-
burg’un 11 puan önünde zirvede
tamamladı. Her ne kadar ikinci
yarının başındaWolfsburg dep-
lasmanında 4-1’lik şok bir mağlu-
biyet alındıysa da Bayern,
rakibinin kendisine daha fazla
yaklaşmasına fırsat vermedi.
Sonraki 12 maçta sadece beş
puan kaybeden Guardiola’nın öğ-
rencileri, böylece bitime dört
hafta kala şampiyonluğunu ilân
etti.
Bundesliga’da sezonun ilk yarısı-
nın en dikkat çekici noktası, Bo-
russia Dortmund’un peş peşe
kötü sonuçlar alması ve devre
arası geldiğinde düşme hattına
kadar inmesiydi. İkinci yarıya da
parlak bir başlangıç yapamayan
Dortmund, 19. hafta geride kaldı-
ğında 16 puanla ligin son sırasında
yer alıyordu. Sonrasındaysa yedi
maçta 17 puan toplayarak kendi-
lerine gelen sarı-siyahlılar, ligin
sonuna kadar 13 puan daha ka-
zandı ve uzun süre bir kâbustan
farksız geçen sezonu en azından
yedincilikle tamamlayarak önü-
müzdeki sezon da Avrupa’da
olma hakkını elde etti. Ancak
böylesine çalkantılı bir sezonun
ardından son yıllarda Dortmund’u
Dortmund yapan adamolarak ön
plana çıkan teknik direktör Jür-
gen Klopp’un yeni sezonda takı-
mın başında olmayacağını
açıklaması, Dortmund’un gelece-
ğiyle ilgili soru işaretlerinin de
artmasına neden oldu.
Şampiyon Bayern Münih’ten
sonra sezonun en çok alkış alan
takımınınWolfsburg olduğunu
söylemekse yanlış olmaz. Geçen
sezonu beşinci sırada tamamla-
yanWolfsburg, bu sezon çok
daha iyi bir performans ortaya
koydu ve 10. haftada çıktığı ikin-
cilik basamağından sezon sonuna
kadar inmedi. Yeşil-beyazlılar 34
maçta 69 puan topladı ki şampi-
yon oldukları 2008-2009 sezo-
nunda da yine bu kadar puan
almışlardı. Üstelik sezon boyunca
sadece beş kez rakiplerine boyun
eğenWolfsburg, tarihinin en az
mağlubiyet aldığı sezonunu da
geride bırakmış oldu.
Bundesliga’da iyi bir sezon geçire-
rek üçüncü ve dördüncü sıraları
alan Mönchengladbach ile Lever-
kusen de önümüzdeki sezon Al-
manya’yı Şampiyonlar Ligi’nde
temsil edecek diğer takımlar
olurken alkışı hak eden bir diğer
takımsa Augsburg’du. Bundesli-
ga’da henüz dördüncü sezonunu
yaşamakta olan Augsburg, be-
şinci sırayı alarak tarihinde ilk kez
Avrupa kupalarında boy gös-
terme hakkını elde etti. Ligin alt
sıralarındaysa Paderborn ile Frei-
burg küme düşerlerken, sondan
üçüncü sırada kalan Hamburg’a
play-out yolu gözüktü. Ham-
burg’un önümüzdeki sezon da
Bundesliga’da mücadele edebil-
mesi için, 2. Bundesliga’yı üçüncü
sırada tamamlayan Karlsruhe’ye
iki maç sonunda üstünlük sağla-
ması gerekecek.
Bundesliga
Tek kişilik gösteri
100
101
