geldiği ve bunun, Atletico
Madrid’in ezeli rakibi önünde
13 yıl ve 20 küsur maçtır
devam eden galibiyet susuz-
luğunu nihayet giderdiği he-
saba katıldığında herhalde
kupa zaferinin, Atletico Mad-
rid açısından ne denli önemli
olduğu anlaşılacaktır.
2013-2014 sezonuyla birlik-
teyse artık Atletico Madrid’in,
Real Madrid ile Barcelona ara-
sındaki rekabete dâhil ola-
bilme ihtimalinin ciddi ciddi
artmakta olduğu göze çarpı-
yordu. İlk haftalardan itibaren
peş peşe galibiyetler alarak
zirvede bu iki takımla at başı
giden Atletico, Şampiyonlar
Ligi’nde de temposunu koru-
yor ve ilk tur gruplarını 16 pu-
anla tamamladığı gibi
sonrasında da Milan, Barce-
lona ve Chelsea’yi de tek bir
yenilgi yüzü görmeden eleye-
rek finale kadar geliyordu.
Daha önce bu kupada sadece
bir kez, 1974’te final gören At-
letico Madrid, böylece tam40
yıl aradan sonra ikinci defa bu se-
viyeye gelmiş oluyordu.
Öte yandan bu kupayı en son
2002’de kazanan ancak o tarihten
sonra finale dahi gelemeyen ve
aynı dönemde Barcelona’nın bu
kulvarda üç kez mutlu sona ulaş-
ması nedeniyle Şampiyonlar Ligi
şampiyonluğunu her zamankin-
den fazla isteyen Real Madrid de
Atletico gibi ilk tur grubunu 16
puanla zirvede tamamlamıştı.
Ardından da üç Alman ekibiyle
karşılaşmış ve sırasıyla Schalke,
Dortmund ve Bayern’i eleyerek fi-
nale yükselmiş ve Atletico Mad-
rid’in finaldeki rakibi olmuştu.
Bu rakiplerin ikisinin geçen sezo-
nun Şampiyonlar Ligi finalistleri
olmaları, Real’in iddiasını daha net
ortaya koymaktaydı. Hele son
şampiyon Bayern Münih önünde
deplasmanda alınan 4-0’lık gali-
biyet, sezonun belki de en flaş ga-
libiyetiydi.
Bunun yanı sıra, Real Madrid ile
Atletico Madrid’in iyice hararet-
lenmekte olan rekabeti, kupada
da bir kez daha yaşanıyordu. Bu
kez gülen taraf, 3-0 ve 2-0’lık
skorlarla Real Madrid olmuştu.
Ligdeyse oynananmaçlardan bi-
rini Atletico kazanırken diğer maç
ise berabere sona ermişti.
Lizbon’da filmgibi bir final
Ligde son haftalara girilirken, yıl-
lardır görülmemiş bir üçlü yarış
yaşanmaktaydı. Son birkaç maç
içerisinde Real Madrid yaptığı ha-
talarla finişi görme şansını yitirse
de Atletico Madrid ve Barcelona
şanslarını son haftaya kadar taşı-
mışlardı. Üstelik o sonmaç, Nou
Camp’ta bizzat bu iki takımı karşı
karşıya getirecekti, yani bir nevi
ligin finali niteliğindeydi. Maç ön-
cesi rakibinin üç puan önünde
olan Atletico’ya bir beraberlik de
yeterliydi ama Barcelona
da 1-0 bile kazanması ha-
linde ikili averaj avantajı ol-
duğundan ligi zirvede
tamamlayacaktı. Bu şartlar
altında başlayanmücade-
lenin ilk yarısını Barça, Ale-
xis Sanchez’in golüyle 1-0
önde tamamlasa da ikinci
yarıda Atletico Madrid bir
duran topta Diego Godin’in
kafasından golü buluyor ve
maçın sonuna kadar 1-1’lik
skoru koruyarak 18 yıl ara-
nın ardından şampiyonluğa
uzanıyor, La Liga’daki Real
Madrid - Barcelona hege-
monyasını da yıkmış olu-
yordu.
Bu zaferden bir hafta son-
raysa gözler artık Real
Madrid ile Atletico Madrid
arasında oynanacak olan
Şampiyonlar Ligi finalin-
deydi. Lizbon’daki müca-
dele, film senaryolarını
aratmayacak cinstendi.
Maçın hemen başında At-
letico Madrid’in en önemli
gol silahı olan Diego Costa sakat-
lanıp çıkıyordu. Takımın 10 nu-
marası Arda Turan zaten sakatlığı
nedeniyle maçı tribünden takip
etmekteydi. Buna rağmen 36. da-
kikaya gelindiğinde tıpkı Barce-
lona ile oynanan lig finalinde
olduğu gibi Atletico Madrid, Diego
Godin’in kafa şutuyla fileleri hava-
landırıyordu.
Karşılaşmanın ikinci yarısında
Real Madrid oyunu adeta tek ka-
leye çevirse de istediği golü bir
türlü bulamıyor ve Atletico da di-
rendikçe direniyordu. Ancak kar-
şılaşmanın duraklamalarının dahi
sona ermesine sadece bir dakika
kala Modric’in kullandığı köşe atı-
şında Sergio Ramos’un vurduğu
kafada top uzak direk dibinden
ağlarla buluşunça maç uzatma-
lara gitti. Bundan sonrasındaysa
moral olarak tamamen dağılmış
bir Atletico Madrid önünde rüz-
gârı iyice arkasına alan Real Mad-
rid coştukça coşuyor; Bale, Mar-
celo ve Cristiano Ronaldo’dan
gelen gollerle de 4-1’lik skora ve
kupaya uzanıyordu.
Bu noktada enteresan bir ayrıntıyı
da aktarmadan geçmeyelim. At-
letico Madrid bu kupada bundan
önceki tek finalini 1974 yılında oy-
nadığında rakibi Bayern Münih’ti.
Atletico o maçta da 1-0 öne geç-
miş ve tammaçı kazandığını dü-
şündüğü esnada bir savunma
oyuncusu olan Schwarzenbeck’in
golüyle karşılaşma 1-1 sona er-
mişti. İki gün sonra oynanan tek-
rar maçındaysa Bayern Münih
4-0’lık bir skorla sahadan galip
ayrılmıştı. Bazen tarih gerçekten
de çok garip bir biçimde tekerrür
ediyor!
Atletico yeni
sezonda da iddialı
Bir yanda ligde elde edilenmüthiş
şampiyonluk, diğer yanda Şampi-
yonlar Ligi finalindeki hayli dra-
matik son… Atletico Madrid
herhalde kulüp tarihinin en san-
sasyonel haftasını geride bırak-
mıştı. Ancak artık bir gerçek vardı
ki, o da futbolseverlerin geleceğe
çok daha merakla bakmasına yol
açıyordu. Atletico Madrid artık
Real Madrid ile Barcelona arasın-
daki rekabete dâhil olabilecek se-
viyeye gelmişti. Bunu da zaten iki
takımı da La Liga’daki şampiyon-
luk yarışında geride bırakarak
fazlasıyla ispatlamıştı. Bundan
sonra asıl merak edilen, Atletico
Madrid’in bu formunu ileriki se-
zonlara taşıyıp taşıyamayacağı ve
Real Madrid - Atletico Madrid
maçlarının da elbette bir Real
Madrid - Barcelona maçları kadar
olmasa bile, reytinglerde çok daha
yukarılara tırmanıp tırmanmaya-
cağıydı.
Atletico Madrid her ne kadar yaz
transfer döneminde kadrosundan
Diego Costa, David Villa, Courtois
ve Filipe Luis gibi isimleri kaybet-
tiyse de başta Griezmann ve
Mandzukic olmak üzere yine büt-
çesine uygun önemli oyuncular
alarak iddiasını sürdürme niye-
tinde olduğunu göstermişti. Sezo-
nun en başında Real Madrid ile
oynanan İspanya Süper Kupası
maçları da Atletico Madrid’in hâlâ
istimüzerinde olduğunu işaret
ediyordu. Kırmızı-beyazlılar, ezeli
rakiplerini 1-1 ve 1-0’lık skorlarla
devirerekmüzelerine bir kupa
daha götürmüşlerdi.
Ligde de sezona daha iyi giren
taraf Atletico oldu ve ilk hafta-
larda Bernabeu’da oynanan der-
bide rakibini 2-1 mağlup ederek
iddiasını iyice pekiştirdi. Ancak
sonraki haftalarda Real Madrid
müthiş bir galibiyet serisi yaka-
larken Atletico Madrid’in ara sıra
tökezlemeler yaşaması, şampi-
yonluk yarışında geçen seneki
kadar büyük bir çekişmeye bu
sene rastlanmayacağını ve müca-
delenin daha çok Real Madrid ile
Barcelona arasında olacağını gös-
termekteydi.
Her kulvarda ikişer derbi
Şampiyonlar Ligi’ndeyse iki takım
açısından da çok değişen bir şey
yoktu. Atletico Madrid; Juventus,
Olympiakos ve Malmö’nün yer al-
dığı gruptan 13 puanla lider çıkı-
yordu. Real Madrid ise Liverpool,
Basel ve Ludogorets’in bulunduğu
grupta adeta ter antrenmanı ya-
parak oynadığı altı maçı da ka-
zandı. İkinci tura gelindiğindeyse
iki ezeli rakip de Alman takımla-
rıyla eşleşti ve tahmin ettiklerin-
den çok daha fazla zorlandı.
Atletico Madrid, Bayer Leverku-
sen’i 0-1 ve 1-0 bitenmaçlar son-
rasında penaltı atışlarıyla saf dışı
bırakabilirken, Real Madrid ise
Schalke’yi ilkmaçta deplasmanda
2-0 yenmesine rağmen kendi sa-
hasında rakibine 4-3 mağlup oldu
ve adeta büyük bir facianın kıyı-
sından döndü. Bu sonuçların ar-
dındansa iki takım çeyrek finalde
birbirlerine rakip oldu ve Madrid
derbisindeki rekabetin dozu bir
nebze daha arttı.
Yeniden İspanya’ya dönecek olur-
sak, Real Madrid ile Atletico Mad-
rid, bu sezon Kral Kupası’nda da
karşı karşıya geldi ve geçen sezo-
82
83