luğa ulaşmayı başardılar.
Son şampiyon Manchester City ise
bu sezon adeta kaynayan kazana
döndü. Henüz ilk beş hafta içeri-
sinde üç maç üst üste galibiyet ala-
mayarak Chelsea’nin beş puan
gerisine düşen City, daha sonra
biraz toparlanır gibi olduysa da
Aralık sonu ve Ocak başına gelen
dönemde oynadığı altı maçta 11
puan kaybederek zaten ligde havlu
atma noktasına geldi. Mart başın-
dan Nisan ortasına kadarsa bu kez
yine altı maçlık bir periyotta 12
puan kaybedilince Manchester City
için lig bitmiş oldu. Bunun sonu-
cunda, geçen sezonun en çok alkış
alan isimlerinden biri olan Manuel
Pellegrini de hedef tahtasına yer-
leşti. Şilili teknik adamın önümüz-
deki sezon City’nin başında kalıp
kalmayacağı hâlâ belirsiz.
Premier Lig’in zirvesinde geçen se-
zona kıyasla en keskin düşüşü ya-
şayan takımsa Liverpool oldu. Gol
kralı Suarez’i kaybetmenin cere-
mesini fazlasıyla çeken Kırmızılar,
geçen yılki ikinciliğin ardından bu
sezon anca altıncı sıraya tutuna-
bildi. Lige kötü başlayan ve ligin so-
nunu da aynı biçimde düşe kalka
götüren Liverpool, sezonun orta
kısmında 12 maçta 32 puan topla-
dığı bir seri yakalamamış olsaydı bu
kadarını dahi göremeyecek ve Av-
rupa kupalarının da dışında kalmış
olacaktı. Merseyside ekibinde de
teknik direktör Brendan Rodgers’ın
geleceği büyük tartışma konusu.
Sir Alex Ferguson’ın emekliliği son-
rasında geçen sezon adeta sudan
çıkmış balığa dönen ve Avrupa ku-
palarına dahi katılamayan Manc-
hester United ise bu sezona Louis
van Gaal yönetiminde girdi fakat ilk
haftalarda onlar da bir türlü iste-
dikleri ritmi tutturamadı. Sonrasın-
daysa az da olsa kendine gelen
Kırmızı Şeytanlar, en azından ligi
dördüncü sırada tamamlayarak
Şampiyonlar Ligi ön elemelerine
katılma hakkını elde etti.
Premier Lig’de sezonun ilk yarı-
sında en çok dikkat çeken takım
Southampton’dı. Uzun bir süre bo-
yunca ilk üç içerisinde yer alan ve
Şampiyonlar Ligi hayalleri kurmaya
başlayan Güney ekibi, özellikle
Şubat ayından itibarense yaşadığı
düşüş sonrasında UEFA Avrupa Ligi
vizesini dahi kaçırdı. Yıllardır hep
Şampiyonlar Ligi’ne katılmayı ba-
şaran ancak ligde bir türlü şampi-
yonluk yarışına dâhil olamayan
Arsenal cephesindeyse yine deği-
şen bir şey olmadı ve ArseneWen-
ger’in takımı sezonu üçüncü sırada
tamamladı.
Ligin dibindeyse en çok altı çizil-
mesi gereken hadise, Leicester
City’nin başarıyla sonuçlanan kur-
tuluş mücadelesiydi. Geçen sezon
Premier Lig’e yükselen ve lig baş-
larken küme düşmenin en büyük
adayı olarak gösterilen Leicester,
Mart sonuna gelindiğinde 29 maçta
19 puanla ligin dibinde yer alıyordu
ve düşmesi de kesinleşmiş gibiydi.
Ancak son dokuz maçta adeta
şampiyon takımperformansı or-
taya koyan Leicester, bu periyotta
22 puan alarak adeta bir mucizeye
imza attı ve sezonu 41 puanla 14. sı-
rada tamamladı. Premier Lig’e veda
eden ekiplerse Hull City, Burnley ve
Queens Park Rangers oldu.
Avrupa’nın beş büyük liginde de sezon sonu geldi. Beş ligden üçünde geçen sezonun şampiyonları
unvanlarını korurken liglerin hemen hepsinde en dikkat çekici özellik, şampiyonluk düğümünün
son haftalara kalmadan çözülmesi ve heyecanın çok çabuk bitmesiydi.
Jose Mourinho’nun geçen sezon
Chelsea’ye geri dönmesi, belki de
Premier Lig’de yılın transferi niteli-
ğindeydi. Ancak Portekizli teknik
adam, kulüpteki ilk döneminin ak-
sine ikinci dönemine son sürat bir
giriş yapamayınca Chelsea adına
geçen sezon beklentiler karşılana-
mamıştı. Üstelik ligi üçüncü sırada
tamamlayan Maviler sezon bo-
yunca 71 gol atabilirken, önlerinde
yer alan Manchester City ile Liver-
pool’un ikisi de 100 gol barajını geç-
mişti.
İşin daha da kötüsü, Chelsea ligde
beklentilerin uzağında kalırken,
Avrupa’dan da eli boş dönmüştü.
Şampiyonlar Ligi’nde yarı finalde
sezonun sürpriz ekibi Atletico Mad-
rid’e takılan Maviler, özellikle rakip-
lerine kendi sahalarında 3-1
kaybettikleri maçtan sonra yoğun
bir eleştiri bombardımanıyla karşı
karşıya kalmıştı.
Chelsea’nin bu sezon eksiklerini
nasıl gidereceği merak konusuydu.
Yaz transfer döneminde Atletico
Madrid’de kiralık oynayan kaleci
Courtois’yı geri çağıran Chelsea,
aynı ekipten Diego Costa ve Filipe
Luis’i de renklerine bağlıyordu ama
asıl büyük transfer, Barcelona’dan
alınan Cesc Fabregas’tı. Stamford
Bridge tribünlerinin gözbebeği Di-
dier Drogba ile de kadro derinliği
yaratması amacıyla bir seneliğine
anlaşılmıştı. Ayrılanlar içinde en
dikkat çeken isimFrank Lampard
olurken, Ashley Cole ve Samuel
Eto’o gibi yaşı ilerlemiş diğer eski
yıldızlar da kulübe veda ediyordu.
David Luiz ise astronomik bir meb-
lağ karşılığında PSG’nin yolunu tut-
muştu.
Bu revizyon sonrasında Chelsea,
Premier Lig’e de iddialı bir giriş
yaptı. İlk 14 haftada mağlubiyet
yüzü görmeyen takımbu süreçte
sadece üç beraberlik almıştı, onla-
rın ikisi de Manchester ekiplerine
karşıydı. Chelsea böylece henüz
ligin ilk haftasında ele geçirdiği li-
derlik koltuğundaki yerini de her
geçen hafta sağlamlaştırdı.
Takipçileri ara sıra Mavilere yakla-
şır gibi olduysa da Mourinho’nun
öğrencileri kısa süre içinde yeniden
farkı açmakta zorluk çekmedi.
Zaten Chelsea, şampiyonluğunu
resmen ilân edene kadar sadece bir
kez iki maç üst üste puan kaybetti.
Bu üstün performansın sonucunda
da bitime üç hafta kala şampiyon-
Beş Büyük Lig
Onur Erdem
Rekabetin tadı kaçtı
Premier Lig
Mourinho yaş tahtaya basmadı
96
97
