TamSaha 127. Sayı - page 106-107

karşısına kendinden emin ol-
makla beraber, rakibinin kuvveti-
nin idrâki ile çıktı. Bumaçta
millîlerimize, Türkiye’den giden ve
Paris’te bulunan vatandaşlarımız
hâricinde İstanbullu gayr-i müs-
limler de lehte tezâhürât yapmış-
lardı. Bu husus, Spor Âlemi
mecmuâsında şöyle anlatılmak-
tadır…
“Talihinmağdurlarından olan bizler
maçımızı görmeden iki gün evvel
Mısırlılar ile Fransızları seyretmeye
gitmiştik. Stad dö Paris’te (Stade de
Paris) cereyan eden bumüsaba-
kada Mısırlılar büyük bir faikiyetle
hasımlarını mağlup etmişlerdir. Ni-
hayet bizimmaç günü yaklaştı. Bir
gece önce hepimizde heyecan
hâkim… Her gördüğümüz, her oku-
duğumuz Türklerin pek fena bir ne-
tice ile mağlup olacağını
bildiriyordu.
Herhâlde idmancılar gibi benimde
gecempek de iyi geçmedi. Ertesi
sabah İspanya-İtalyamaçını gör-
mek için Kolomb Stadı’na (Stade de
Colombes) binlerce meraklıyı taşı-
yan otokarların birinde ben de yer
bularak gittim. Futbolcularda fazla
heyecan vardı. Herkes pek suni
olarakmüsabaka ile alâkadar ol-
madığını hissettirmeye çalışıyor ise
de vaziyetler sahte idi.
Nihayet müsabaka saatlerine yak-
laşıyorduk. Meraklı akını bütün Ko-
lomb’a gelirken, biz Stad Berjer’e
(Stade Bergeyre) gidiyorduk. Bu
stadın uzun çayırlı pisti futbolcula-
rımızın pek de lehinde değildi. Spor
bilen, bilmeyen bütün Türkler sta-
dınmuhtelif mevkilerine sıralan-
mışlar ve bunların etrafını da
İstanbul’un yadigârları Rum, Er-
meni ve Museviler almışlardı…”
Almanya’da futbol oynayan iftihâ-
rımız Bombacı Bekir Bey’in attığı iki
güzel gole karşı (biraz da tecrübe-
sizliğimizden) yediğimiz beş golle
olimpiyat futbol turnuvasına daha
ilk turda veda etmekmecburiye-
tinde kaldık.
Paris’te mağlup olmalarına rağmen
oynadıkları asrî oyunla müsaba-
kayı seyredenlerden iyi puan alan
Millî Takım, bir müddet istirahat et-
tikten sonra, oyunlar sona ermeden
kırk sekiz saat önce Yusuf Ziya
Bey’in önceden planlayıp bir prog-
rama bağladığı Avrupa turnesine
çıktı. Millî Takım’ın Şimâl-i Avrupa
turnesini yazanlar, yapılan beynel-
milel temaslardan bahseder, sadece
millî müsabakaları yazarlar. Oysa
siz bu yazıda Millî Takım’ın “Türk
Muhteliti” namıyla yaptığı diğer
müsabakaları da takip edebilecek-
siniz. Meşhur turnenin ilk durağı İs-
veç’ti. Bakın bu seyahati baştan
sona takip eden Spor Âlemi mec-
mûası muhabiri İsmet Sâlih Bey, İs-
veç’te oynadıkları ilkmüsabakaya
gidişlerini nasıl anlatmış, seyaha-
tinden nasıl bahsetmiş…
106
107
11 Haziran 340 (1924)
“Saat 5.30. Otele gelen üç otomobille
hareket ettik. Sahaya vâsıl olduğu-
muz zaman, büyük kapıların açıl-
masına intizâren (beklerken) iki üç
dakikalık tevakkufumuzda (dur-
mamız sırasında) etrafımıza İsveç-
liler dolarak bizi tetkike başladılar.
6’da halkın alkışları arasında sa-
haya dâhil olduk. Biraz sonra siyah-
beyaz formalarıyla Norrköpingliler
de sahaya geldiler, alkışlandılar.
6.10’da oyuna ibtidâr edildi (baş-
landı). Sahaya alışkın bulunan ve
uzunmüddetten beri muktedir bir
Macar antrenör ile çalışmış olan
hasımlarımız, gayet dürüst (düz-
gün) ve güzel paslarla ilk anda
hâkimbir vaziyet aldılar ve bütün
tim (takım) bir anda şaşırdı. On beş
dakikalık bu hercümerc esnasında
oyun bütünüyle üç dört müdafaa
oyuncusuna yüklenmişti...”
Maça TürkMuhteliti ismi ile çıkan
millîlerimiz gerek sahaya alışkın ol-
madıklarından, gerekse ilkmaçın
heyecanından olsa gerek kuvvetli
rakiplerine 3-1 boyun eğdiler.
Müsabakayı müteakip Millî Takım
Antrenörü Bay Hunter bir açıklama
yaptı. Hunter’ın söyledikleri bir Millî
Takım antrenörünün bir millî mü-
sabakadan sonra verdiği ilk demeç
olarak tarihe geçiyor.
“Hunter, oyundan sonra çokmüte-
essirdi. ‘
Hasımların teknik itibâ-
riyle bize olan tefevvukunu
(üstünlüğünü) azimve gayretle ka-
patmak icap ederken bumaalesef
gösterilememiştir’
diyordu. Hunter,
Cafer’den çokmemnundur.
‘Çok
çalışan ve muvaffak olan Cafer’i
takdir etmemek kâbil değildir.’
İlk
oyununa rağmen Hamid’i de çok
beğenmiştir. Kendisinden ileride
daha iyi oyunlar bekliyor. Candan
çalışan ve ekseriyamuvaffak olan
sol taraf muhacimlerindenmem-
nundur.
‘Nedim çok güzel, şâyân-ı
hayret sayılar kurtararak alkışlan-
masınamukâbil, belki kendisine
arz olan kesâlet (gevşeklik) yüzün-
den kurtardıklarıyla kâbil-i mukâ-
yese olmayacak iki topun kaleye
duhûlüne mani olamamıştır.’
Hunter, sağ taraf müdafaasının ilk
haftaym (half-time) çok şaşırdığın-
dan, ikinci haftaymbiraz toplandı-
ğından bahsetmiştir. Diğer taraftan
merkez ve sağ muhacimlerinin atâ-
lete inat ve ellerinden geleni yap-
maya gayret etmelerinden
müteşekkirdir.”
Norrköping’den Stockholm’e geçil-
diğinde oynanan ikinci ve üçüncü
müsabakalarda iş değişti. Yine
muhtelit (karma) şeklinde maça
çıkan Millî TakımhemHammarby
hemde Stockholm Karması’nı
mağlup etmeyi başardı. Hammarby
ile oynananmaçtan başlayalım…
Hamarbi (Hammarby) ile maç
nasıl oldu?
“Saat altıda otelimizi terk ederek
pek yakında bulunan sahaya ağır
ağır ilerliyorduk. 1912 Olimpiyatı için
ihzâr edilen (hazırlanan) bumuhte-
şem stada vâsıl olduğumuzda se-
yirci olarak pek çok kişi mevcut
değildi.
Antrenör oyuncularamasaj yap-
maya başladı. Cuma günü İstoh-
kolm (Stockholm) muhtelit
takımıyla icrâ edilecek olan oyun
çokmühim olduğundan bugünkü
takım o derece kuvvetli yapılmadı.
Ve birkaç ihtiyatla (yedek oyun-
cuyla) takım şu suretle teşkil edildi:
Hamid - Cafer, Âli - Kemâl, Nihad,
İbrahim - Sabih, Alâ, Zeki, Kâmil,
Muslih.
7:30. Takımımız alkışlar arasında
sahaya çıkarken beş altı bin kişilik
seyirci kitlesinin tecemmu etmiş
olduğunu (bir araya geldiğini) gör-
dük. Biraz sonra İsveç ve Stock-
holm’ün birinci seri takımlarından
Hammarby aynı alkışlarla sahaya
çıkıverdi..."
Müsabakayı takip eden İsmet Sâlih
Bey yazısının devamında hemgolü
hemde İsveçli seyircileri anlatmış:
“... On beşinci dakikada şayan-ı tak-
dir Zeki-Alâaddin kombinezonu Ze-
ki’nin güzel bir şutuyla
nihayetlendi. Bunu tevkif eden
(tutan) kaleci topu elinden kaçıra-
rak takibe mecbur oldu. Bu esnada
ümit edilmeyen bir cesaret ve gay-
retle yetişen Alâaddin topu kaleci-
den kaptı ve küçük bir
mücadeleden sonra kaleci yerine
avdet (dönmek) için koşarken, ta
yandan, on beş metreden topu iki
direk arasından çok isabetli bir
şutla ağlara taktı. Bu şayan-ı hayret
sayı kibar İsveçliler tarafından çok
alkışlanmıştı...”
Müsabakayı Alâaddin Bey’in güzel
golü ile kazananmillîler İsveçliler-
den de sıkı bir alkış almış. İsmet
Sâlih Bey yazısının sonunda İsveçli-
lerin kibarlığından demvurmuş:
“... İsveçliler milletimiz ve takımımız
hakkında büyük bir misafirperver-
lik, iltifat ve teveccüh göstermişler
ve bütünmaç esnasında bizi tuta-
rak takdir, teşvik ve alkışlara boğ-
muşlardır. Bu kibar ve sportmen
halkı takdir ile yâdamecburum.”
Maçtan sonra İsveç gazetelerinin
neler yazdığına, Stockholm’de
ÇekoslovakyamaçındaMillî Takımımızınkaptanı Bombacı Bekirmüsaba-
kanınhakemi AndersenveÇek takımınınkaptanı ilebirlikte seremonide
Türkler - Çekoslovaklar
İsveç’teki üç büyükmaç
İsveç Muhteliti müsabakasından
evvel yayınlanan reklam.
(Top oynayan Türk)
1...,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95,96-97,98-99,100-101,102-103,104-105 108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121,122-123,124-125,126-127,...178
Powered by FlippingBook