landırdık herkesi. 1 numara de-
fans oyuncusu. Ceza sahasının
üzerinde, penaltı çizgisinin üze-
rinde süpürür. 2 numara sağ taraf,
3 numara sol taraf. Öndeki de 4
numara. O da uç nokta. İleri uç di-
yelim.
Serkan Gümüş:
Bizde de oyun sis-
temleri var. 1-2-1’e “Dayımın sis-
temi” diyoruz. 2’ye 2 var. 3’e 1 var.
2-1-1 gibi oyun sistemleri var.
Futsal gibi dur durak yok değil mi
hocam? Herkes sürekli hareket
halinde?
Serkan Gümüş:
Evet aynen. Fut-
sal oyunu diyebiliriz buna…
Hasan Şavat:
Zaten futsal, futbol,
basketbol, hentbol hepsini karış-
tırmışlar… Karman çorman olmuş
(Herkes gülüyor). Mesela kırmızı
kart cezası gördüyse birisi, 5 da-
kika boyunca 3 kişi oynuyoruz.
Sonra bir kişi daha girebiliyor
oyuna.
Hasan Yıldırım:
Direkt kırmızı
kart 2, ikinci sarıdan kırmızı kart
gören 1 maç ceza alıyor.
Tartışma-kavga oluyor mu?
Hasan Şavat:
Olmaz mı? Ben bu-
güne kadar bir kez sarı kart gör-
düm. Ligdeki ilkmaçımız, Gazi-
antepmaçı. 2-1 yeniliyoruz. Son 5
dakika. Gittim iki kişiyi çalımla-
dım, bir gol attım. “Gol” diye bari-
yeri tekmeledim. Sonra sarı kart
yedim. Başka da kart görmedim
hiç.
En önemli hatıran nedir?
Hasan Şavat:
Brezilya maçı benim
en önemli hatıram. 1-0 yenilmiş-
tik. Son 2 dakikada 2 penaltı ka-
çırmıştık. Millî Takım’la ilkma-
çımdı. Ayaklarım titreye titreye
çıktım. Normalde 20-30 dakika
oynarsın. Ben 10 dakikadan sonra
oynayamadım. Çıktımkenara,
kustum falan… Heyecanım tavan-
daydı. İlerleyen zamanda Bre-
zilya’ya karşı daha tecrübeli
olacağım.
Peki, normal ligdeki gibi transfer
olabiliyor musun?
Hasan Şavat:
Evet olabiliyoruz.
Türkiye’den isteyen oldumu peki
seni?
Hasan Şavat:
Yok ağabey, ben
yurtdışıyla ilgileniyorum. Al-
manya’ya transfer olacağım (Gü-
lüyor).
Hasan doğuştanmı görmüyor-
sun, sonradanmı oldu?
Hasan Şavat:
Sonradan oldu. 4
yaşındayken eklem romatizması
geçirdim, gözlerime vurmuş.
Ailem ilk başlarda top oynamamı
problem ediyordu. Ancak şimdi
sıkıntı yok. Ben, “Maçlara gide-
ceğim” dediğim zaman, “Roma-
tizman var” diyorlardı. Fazla
itiraz edince artık tutamadılar.
Pazar günü idmana gidiyordum.
Babam, “Pikniğe gideceğiz” di-
yordu. Ben itiraz ediyordum. Baş-
ladımve yavaş yavaş yürüdü
gitti.
Bütün Millî TakımB1 değil mi
hocam? Yani bütün takım tam
olarak görmüyor
…
Hasan Yıldırım:
Evet hepsi B1…
Aslında kör oluşları da entere-
san. Bir oyuncu var, köyde Tar-
kan oluyor, bir arkadaşı da
Kostok… Kostok oku alıyor, bir
fırlatıyor; “Tarkan’ı vurdum”
diyor. Oyuncumuz Ahmet Şen-
yuva’yı gözünden vuruyor. Kör
oluyor çocuk. Sonra geliyor ço-
cuk. Bu sefer Cüneyt Arkın olu-
yor. Yine kendi aralarında şa-
kalaşırken arkadaşının parmağı
bu sefer öbür gözüne giriyor.
İkinci göz de gitti. Bir de Meh-
met’imiz var… O da top oyna-
maktan kör oluyor. O dönem az
görüyor. Doktoru diyor ki,
“Sakın top oynama. Gözüne
darbe alırsan kör olursun.”
Ancak Mehmet durmuyor. Gö-
züne darbe alıyor top oynarken
ve kör oluyor. Hastaneden geli-
yor. Babası okula bırakıyor ve
tembihliyor, “Oğlum sakın top
oynama.” Ama Mehmet durur
mu? Aynı gün top oynuyor, aynı
gün öbür gözü gidiyor. Çocuğun
içindeki futbol aşkını görüyor
musunuz.
Serkan Gümüş:
Celal var bir de…
Öbür tarafa gidip gelenlerden…
Yıldırımdüşüyor bir gün. Öldü
diye hastaneye götürüyorlar.
Şimdi futbol oynuyor. Celal
Çoban şimdi en iyi top tekniği
olan oyuncumuz.
126