Örneğin topla dripling hâlinde
olan bir oyuncuya savunma
yapan oyuncunun “VOYL” diye-
rek bilgi vermesi gerekiyor.
Oyuncu bunu söylemeden topa
müdahale ederse faul yapmış olu-
yor. Muhtemel bir çarpışmayı ön-
lemek için böyle bir uygulama
yapılıyor.
Saha içerisinde 4 artı 1 oyuncu
var. Peki, dışarıda en fazla kaç
oyuncu olabiliyor?
Serkan Gümüş:
Bir takım 10 kişi-
den oluşur. 2 kaleci, 8 oyuncu…
Görme engelli oyuncularda
“yedek-as” tâbiri yok. Kenar
oyuncuların da saha içindeki
oyuncular kadar iyi olması gere-
kir. Bir oyunun başlaması için sa-
hada 5 kişi olması gerekir. Çünkü
1 kişi eksikse hükmen kaybedi-
yorsunuz. Oyun 25’er dakikalık 2
devre halinde oynanıyor. Arada 15
dakikalık dinlenme var. Her takı-
mın iki yarıda da birer dakikalık
birer mola hakkı var. İçeride iki
hakemyönetiyor oyunu. Birisi
başhakem, diğeri yardımcı ha-
kem. Oyuncu değişikliği için
üçüncü hakemve masada saat
hakemi ile yazıcı hakemvar.
Toplamda 5 hakemyönetiyor.
Ofsayt yok.
Kullandığınız özel topu anlatır
mısınız?
Serkan Gümüş:
Topumuz zilli ve
normal futbol toplarından biraz
daha ağır. Çünkü topun bazı böl-
melerinde zil dönmüyor. Altıgen
olan bölmelerin içinde ziller var.
Bu yüzden biraz da serttir o bölge.
Kırmızı kartımız, sarı kartımız,
ihtar, ihraç mevcut. Oyuncu deği-
şikliği sırasında oyun durmak zo-
runda.
Görme Engelliler Milli Takımı ola-
rak faaliyetlerinizden bahseder
misiniz?
Hasan Yıldırım:
Diğer millî takım-
lar gibi bizimde hazırlık kampla-
rımız oluyor. Sporcularımızın
hepsi farklı illerde ve farklı işler
yapıyor. Bu işten para kazanmı-
yorlar. Gönüllü oynuyorlar. Hiçbir
sporcumuz para almıyor. Bizler de
gönüllü çalışıyoruz. Bu konuda
bugüne kadar hiçbir talebimiz ol-
madı. Türkiye Futbol Federasyo-
nu’nun büyük desteği var.
8 takımlı, iki devreli, deplasmanlı
ligimiz mevcut. Bunu Engelliler
Koordinasyon Kurulu Başkanı
Ömer Gürsoy bu hale getirdi. Tür-
kiye Futbol Federasyonu öncülük
yaptı ve ligimizi kurdu. TFF, yıllık
bir bütçe veriyor ligimize. Riva’da
bulunan Hasan Doğan Millî Ta-
kımlar Kamp ve EğitimTesisleri’ni
de ilk kez kullanımımıza açtılar.
Bu bizim için gerçekten çok
büyük bir adım oldu. Kampları-
mızı genellikle Aksaray’daki Pa-
raolimpik Merkez’de geçiriyoruz.
Ayrıca Görme Engelliler Spor Fe-
derasyonu Başkanı Abdullah Çe-
tin’e çok teşekkür etmek isteriz.
Gerçekten çok ilgili bir başkan.
Hatta çocuklar kendisine, “Baş-
kanım” değil, “Ağabey” der.
TürkMillî Takımı’nın katıldığı
turnuvalardan bahseder misiniz?
Hasan Yıldırım:
Geçen yıl Dünya
Şampiyonası’na katıldık, bu yıl da
Dünya Oyunları’na… Ağustos
ayında Avrupa Şampiyonamız
var. Asıl hedefimiz orası. Avrupa
Şampiyonası’nda ilk üçe girdiği-
miz zaman olimpiyat kotası almış
oluyoruz. Direkt katılma hakkı
kazanıyoruz. Seneye inşallah
Olimpiyatlarda olacağız. Kadro-
muz çok kaliteli. Bireysel olarak
üst düzeyde oyunculara sahibiz.
Futbolcularımız aynı zamanda
genç. Eski kadrodan değişiklik
yaptık. En genç oyuncularımızdan
birisi Hasan Şavat. Çok yetenekli
bir oyuncu. Başarıya ulaşmamız
için imkân gerekli. Kamp için bu
imkân tanındı, TFF’ye çok teşek-
kür ediyoruz. Brezilya beş yıldır
üst üste Dünya Şampiyonu oluyor.
2 Olimpiyat Şampiyonluğu var.
Bunun sebebiyse görme engelli
sporcuların tamamının Brezilya
Futbol Federasyonu’nun bünye-
sinde bulunması. Hasan Şavat, İz-
mir’de bir devlet hastanesinde,
diğer çocuklarımız farklı illerde
çalışıyor. Başarıya ulaşabilmemiz
için bu çocukların tamamını bir
çatı altında toplamamız gerekiyor.
Örnek vermek gerekirse Türki-
ye’de ilkkez uygulanan profesyo-
nel hakemlik sistemi gibi değil mi?
Hasan Yıldırım:
Kesinlikle… Ha-
kemler 12 ay sürekli birlikte. Ne
kadar çok tekrar yaparsanız ba-
şarı o zaman gelir. Bir cerrah dü-
şünün; ilk ameliyatında nasıl
zorlanıyor, ancak ameliyat yap-
tıkça nasıl ustalaşıyor. Artık pro-
fesyonel oluyor. Bizim futbolumuz
da böyle. Çok fazla tekrar gerekli,
imkân gerekli.
Futbolcular sürekli antrenman
yapabilme imkânı buluyor mu?
Serkan Gümüş:
Dediğimiz gibi
bütün oyuncular memurluk yapı-
yor. Farklı yerlerde çalışıyor. Her-
hangi bir ilin takımını örnek ala-
lım. Ama oyunculardan biri İstan-
bul’da, biri farklı bir ilde, öbürü
başka bir ilde… Dolayısıyla maç-
lardan ancak 1-2 gün önce yan
yana geliyorlar. Yani bu gelişimi
engelleyen en büyük faktörlerden
bir tanesi bu durum. En azından
elit ve kaliteli olan sporcuları fe-
derasyon bünyesine alıp, oranın
bir üyesi olarak göstersek o za-
man çok daha fazla idman şansı
bulup, iyi seviyeleri yakalarız.
Türkiye ile bu oyundaki önemli
ülkeler arasındaki farklar neler?
Serkan Gümüş:
Türkiye 2011’de
olimpiyat kotası almış, 2012’de
olimpiyata gitmiş, 2013’te Avrupa
üçüncüsü olmuş bir ülke… Dep-
lasmanlı lige geçtikten sonra
sporcuların daha fazla idman
yapması sebebiyle kalite yükseldi.
Türkiye kendisini hissettirir hâle
geldi. Daha önceki yıllarda diğer
takımlarla oynadığımızda biraz
daha aşağıda kalıyorduk. Şimdi
çok daha farklı, kendine güvenen,
ayakları yere sağlambasan bir ta-
kımız. Biz antrenörler de kendi-
mizi çok fazla geliştirdik. Şu
andaki hocamız John Ball’ün kat-
kılarıyla çok daha iyi şeyler yapa-
cağız.
Hasan Şavat artık sana gelelim…
Görme engelli bir insan nasıl olur
120
121
Hasan Yıldırım
Ağustos ayında Avrupa
Şampiyonamız var. İlk üçe
girersek olimpiyat kotası almış
oluyoruz. Bireysel olarak üst
düzeyde oyunculara sahibiz.
Bize kamp için imkân tanıyan
TFF’ye çok teşekkür
ediyoruz. Başarıya
ulaşabilmemiz için bu
çocukların tamamını
bir çatı altında toplamamız
gerekiyor.
Serkan Gümüş
Türkiye 2012’de olimpiyata
gitmiş, 2013’te Avrupa
üçüncüsü olmuş bir ülke…
Deplasmanlı lige geçtikten
sonra sporcuların daha fazla
idman yapması sebebiyle
kalite yükseldi. Türkiye
kendisini hissettirir hâle
geldi. Şimdi çok daha farklı,
kendine güvenen, ayakları
yere sağlambasan bir
takımız.
Hasan Şavat
İlkokulda topa poşeti takar,
onun peşinde koşardık. Aşık
Veysel Görme Engelliler
Okulu’nda okuyordum.
8. sınıfa kadar deliler gibi
oynadık. Lise çağında
dağıldık hepimiz. Lise
bittikten sonra bir arkadaşım
aradı ve beni çağırdı, tekrar
başladım. Hedefim 2016
Olimpiyatları’nda ilk golü
atmak.