Madrid ise geçen yıl elde ettiği ba-
şarıların bedelini bir bakıma trans-
fer döneminde Chelsea’nin
saldırısına uğrayarak ödedi. Londra
ekibinden kiralık olarak oynayan
kaleci Thibault Courtois’nın sözleş-
mesi uzatılamazken, golcü Diego
Costa ve sol bek Filipe Luis de yine
Chelsea’ye transfer olmuşlardı. Ay-
rıca takımın bir diğer golcüsü David
Villa da kariyerini ABD’de sür-
dürme kararı almıştı. Atletico, bu
boşlukların yerini doldurabilmek
adına Antoine Griezmann, Mario
Mandzukic, Jan Oblak gibi isimleri
transfer ettiyse de geçen seneki
form seviyesine bir türlü çıkama-
yacaktı.
Real Madrid ise geçen sezon ligdeki
hayal kırıklığını Şampiyonlar Ligi
şampiyonluğuyla telafi ettiyse de
bu sezona yine önemli transferlerle
girdi ve Toni Kroos ile James Rodri-
guez’i kadrosuna kattı; öte yandan
Angel di Maria ise Manchester Uni-
ted’a gitti. Ancak sezon, Real Madrid
için pek de iyi başlamadı. İlk üç
maçın ikisini kaybettiler. Üstelik
bunlardan biri de kendi sahalarında,
ezeli rakipleri Atletico Madrid’e
karşı alınmış bir mağlubiyetti. Buna
karşın çok çabuk toparlanan Beyaz
Şimşekler daha sonrasında 12 maç-
lık bir galibiyet serisine imza attı, bu
sayede ligde liderliği de ele geçirdi.
Ancak Real Madrid’in Valencia, At-
letico Madrid ve en önemlisi de Bar-
celona gibi zorlu deplasman
maçlarının üçünden de mağlubi-
yetle ayrılması, bir süre sonra lider-
lik koltuğunu da yeniden
Barcelona’ya devretmesine yol aça-
caktı.
Barcelona’da Luis Suarez’in ceza-
sından kaynaklanan adaptasyon
sorunu, birçok kişinin beklediği
üzere uzun sürdü. Uruguaylı yıldız,
Barcelona formasıyla ligde çıktığı
ilk yedi maçta gol atamazken, ilk 15
maçı geride bıraktığında da sadece
dört gole ulaşabilmişti. Ancak Sua-
rez kalan 12 maçta 12 kez ağları ha-
valandırarak Barcelonalıların
beklediği kimliğe nihayet büründü.
Barcelona’nın bir diğer önemli yıl-
dızı Neymar da ligi 22 golle tamam-
larken takımın assolisti Messi ise
tam43 defa rakip kalecileri avladı.
Böylece müthiş üçlü toplamda 81
gole ulaştı ve ligde Real Madrid ha-
ricinde kalan diğer bütün takımlar-
dan daha fazla gol üretmiş oldu. Bu
da Barcelona’nın şampiyonluğun-
daki kilit unsurların başında geldi.
Real Madrid’de Cristiano Ronaldo
48 gol atarak gol krallığını elde et-
tiyse de takım içerisinde Ronaldo’ya
skor yükünü üstlenme konusunda,
Barcelona’da Messi’ye Neymar ile
Suarez’in yardım ettiği kadar yar-
dımcı olabilecek isimlerin çıkma-
ması da bu farkı yaratan bir diğer
unsurdu.
İlk üçün Barcelona, Real Madrid ve
Atletico Madrid sırasıyla şekillen-
diği La Liga’da Şampiyonlar Ligi vi-
zesi alan son takımsa Valencia oldu.
Ligin dibinde erkenden havlu atan
Cordoba haricinde yaklaşık 7-8
takım arasında nefes kesen bir kü-
mede kalma mücadelesi yaşanır-
ken Cordoba’ya ek olarak Eibar ve
Almeria da ikinci ligin yolunu tut-
maktan kurtulamadı.
Barcelona, geçen sezon ligde ve Av-
rupa’da inişli çıkışlı bir grafik çizse
de buna rağmen şampiyonluk şan-
sını son haftaya kadar getirmişti.
Ne var ki kendi evindeki sonmaçta,
üstelik öne de geçmesine rağmen,
Atletico Madrid’le berabere kalarak
şampiyonluğu rakibine kaptıran
Barça’da faturanın kesildiği isimse
Arjantinli teknik adamGerardo
Martino oldu. Martino’dan sonra
Barça’nın yeni teknik patronu ol-
ması içinse Luis Enrique’de karar
kılınmıştı. Ancak bu tercih de bera-
berinde birçok soru işareti getir-
mekteydi. Zira Enrique, Barcelona B
takımını çalıştırması sonrasında
gittiği Roma’da başarısız bir dene-
yimyaşamış, ardından geldiği
Celta’da ise vasat denilebilecek bir
performans ortaya koymuştu.
Barcelona’da değişiklikler bu ka-
darla da sınırlı değildi. Yıllardır
takım içindeki en sorunlumevki
olarak gözüken kale, Şilili Claudio
Bravo ve Alman Marc Andre ter
Stegen ile katmerli bir takviye
görmüştü. Hücumhattından Alexis
Sanchez Arsenal’e giderken yerine
Premier Lig’in gol kralı Luis Suarez
alınmıştı. Takımdan ayrılan en
önemli isim, Barça’ya döndüğünden
beri bir türlü aradığını bulamayan
ve yeniden Premier Lig’e gitmek is-
teyerek Chelsea’nin yolunu tutan
Cesc Fabregas’tı ve Katalan ekibi
onun yerini de Sevilla’dan Ivan Ra-
kitic’i alarak doldurmayı planla-
mıştı.
Yalnız söz konusu takviyeler, içeri-
sinde ufak bir sorun da barındır-
maktaydı. O da Luis Suarez’in
Dünya Kupası’nda Giorgio Chiel-
lini’yi ısırması sonrasında aldığı
dört aylık futboldanmen cezasıydı.
Ceza, antrenmanları bile kapsadığı
için Ekim sonunda sahalara döne-
cek Suarez’den sezonun ikinci yarı-
sına kadar doğru dürüst verim
alınabilmesi zor görünmekteydi.
Öte yandan son şampiyon Atletico
La Liga
18 takıma bedel
‘şeytan üçgeni’
98
99