88
ken Dragan Holcer, Mirsad Fazla-
gic’ten aldığı topu bekletmeden
Dragan Dzajic’e aktardı. Bu pası
göğsüyle yumuşatan Dzajic, ar-
dından sol ayağıyla müthiş bir şut
çıkardı ve topu Banks’in koru-
duğu kalenin tavanına astı.
Maçın son anlarındaysa İngilte-
re’den Alan Mullery, Yugoslav
oyuncu Dobrivoje Trivic’e yaptığı
müdahale sonrasında, hakem
Jose Maria Ortiz tarafından oyun-
dan ihraç edildi. Onun ihracından
yaklaşık bir dakika sonra da
maçta son düdük çalıyor ve Yu-
goslavya, finalde İtalya’nın rakibi
oluyordu.
Bu sonuçların ardından SSCB ile
İngiltere üçüncülükmaçına çıkar-
larken, İngilizler, aradan geçen üç
günde oynayabilecek duruma
gelmiş olan Geoff Hurst’ü hemen
ilk on birlerine yerleştirmişti.
Bunun faydasını görmekte de ge-
cikmediler ve Hurst önce ilk ya-
rıda Bobby Charlton’ın attığı golde
asisti yapan isimoldu, sonra da
ikinci yarıda bizzat kendisi ağları
havalandırarak takımının 2-0’lık
galibiyetinde başrol oynadı. İngi-
lizlerin elde ettiği bu üçüncülük,
aradan yarım asra yakın zaman
geçmesine rağmen hâlâ İngil-
tere’nin Avrupa Şampiyonası
tarihinde elde ettiği en iyi derece
olma özelliğini koruyor.
Final karşılaşması, üçüncülük
maçının bitiminden yaklaşık iki
buçuk saat sonra, yine Olimpiyat
Stadı’nda oynandı. Günün ilkma-
çını 70 bin civarında futbolsever
izlerken, final maçının başlama-
sına doğru bu sayı 85 bine çık-
mıştı.
Maçın başından itibaren oyunun
kontrolü Yugoslavların eline geç-
mişti ve on binlerce taraftarı da
İtalya’nın dengeyi sağlayabilmesi
için yeterli olmamıştı. Yugoslav-
lar, bu noktaya gelene kadar
Fransa ve İngiltere karşısında elde
ettikleri sonuçların hiç de tesadüfi
olmadığını kanıtlar bir oyun or-
taya koyuyordu. Nitekim 39. daki-
kada da yarı final maçının yıldızı
Dzajic yine klasını konuşturarak
Dino Zoff’u avlıyor ve Yugos-
lavya’nın devreyi 1-0 önde ta-
mamlamasını sağlıyordu.
Ancak Zoff, özellikle ikinci yarı-
daki performansıyla İtalya’yı ipten
alan isimoluyordu zira bu devrede
de atak oynayan taraf Yugoslav-
ya’ydı ve Yugoslav forvetlerin peş
peşe girdiği gol pozisyonlarında
onlara en çok direnen isimZoff’tu.
Böylece fark daha fazla açılma-
mıştı.
Görünüşe göre Yugoslavya en
kötü ihtimalle 1-0’lık bir skorla da
olsa maçı kazanıp kupanın sahibi
olacaktı. Lâkin karşılaşmanın bi-
timine 10 dakika kadar bir zaman
kalmışken, İtalya’nın Yugoslavya
ceza sahası önünde kazandığı bir
serbest vuruşla birlikte işler ter-
sine döndü. Maçın İsviçreli hakemi
Gottfried Dienst, Yugoslav oyun-
cuların kurduğu barajı düzelt-
meye çalışırken Angelo Domeng-
hini gelip topa vurdu ve o top da
gidip ağlarla buluştu. Yugoslav
oyuncuların önce şaşkın bakış-
ları, sonra da itirazları arasında
hakemDienst golü verdi ve bu
tartışmalı karar sonrasında da
maçta normal süre 1-1’lik bera-
berlikle tamamlandı. Akabinde
yarım saatlik uzatmalar oynandı
ama sonucun yine değişmemesi
üzerine taraflar, iki gün sonra aynı
yerde bir kez daha buluşmak
üzere sahayı terk etti.
İtalya’nın teknik direktörü Ferru-
cio Valcareggi, iki günlük bir ara-
nın ardından çıkılan tekrar
maçında, ilkmaçta oynamayan
beş oyuncuyu sahaya sürerken,
Yugoslavya cephesinde tek deği-
şiklik, Ilija Petkovic’in yerine Idriz
Hosic’in forma giyiyor olmasıydı.
Yugoslavlar, bu durumun yarattığı
fiziksel dezavantajı fazlasıyla his-
sedince, ortaya iki gün öncekin-
den tamamen farklı bir tablo çıktı.
İtalya’nın taze kuvvetlerinden biri
olan Luigi Riva ilk dakikalardan
itibaren Yugoslav kalesi önünde
hayli etkili oluyor ve 12. dakikada
Angelo Domenghini’nin sağ ka-
nattan yaptığı ortaya yaptığı vu-
ruşla Pantelic’i çaresiz bırakarak
Yugoslavya ağlarını havalandırı-
yordu.
İtalyanlar, bu golden sonra da yor-
gun Yugoslav takımı önünde etkili
olmayı sürdürdü. 31. dakikada
sahneye çıkan Pietro Anastasi,
Pantelic’i ikinci keremağlup eden
isimoluyor ve İtalya 2-0’lık üstün-
lüğü yakalıyordu. Bundan sonra
İtalyanların yapacağı şey, bu
skorumümkünmertebemuha-
faza etmek olacaktı. Yugoslavların
da zatenmaçı herhangi bir şekilde
çevirecek halleri kalmamıştı ve
bunun sonucundamaçta kalan
neredeyse bir saatlik süre içinde
kayda değer herhangi bir gelişme
olmadı. Sürenin yavaş yavaş eriyip
tamamlanmasıyla birlikte de
İtalya, II. Dünya Savaşı sonrasında
ilk kez büyük bir uluslararası tur-
nuvada zafere ulaşarak, yıllardır
yaşadığı hayal kırıklıklarına niha-
yet bir son vermiş oldu. Bu zafer,
halen daha İtalya’nın kazandığı
tek Avrupa şampiyonluğu olma
özelliğini taşıyor.
Kaptan Facchetti