TamSaha Dergisi - 134 - page 74-75

avantajla futbolcularla nasıl diya-
log kurabileceğimi, nasıl empati
yapabileceğimi iyi biliyorum. Bu
arada şunu da söyleyeyim; ayda
iki-üç kez arkadaşlarımla futbol
oynuyorumki futbolcuların saha
içinde neler yaşayabileceğinin
üzerinden bir kez daha geçebile-
yim. Aynı zamanda da spor
yapmış oluyorum. Yaşadığım
olumsuz olaylardan bir örnek ve-
reyim… Bir 2. Ligmaçında oyuncu
taç atışı kullandı. Arkadaşı da
topu kalecisine oynadı ve kaleci
topu eliyle tuttu. Ben de endirekt
serbest vuruş çalarak kaleciye
doğru gittim. O ana kadar maçın
kontrolüm altında olması ve
oyuncularla diyaloğumun çok iyi
olmasından dolayı kimseden bir
itiraz gelmedi. Ama kalecinin ya-
nına gidince, “Hocamne yaptın
sen?” diye sordu. “Gelen pası
elinle tuttun” dedim. “İyi de topu
bana atan rakip oyuncuydu” kar-
şılığını verdi. Centilmenlikten do-
layı oluşan bir durumvardı ortada.
Olayı anlayınca topu aldımve
hakem atışıyla oyunu başlattım.
Rakip oyunculardan bir itiraz gel-
medi, seyirciler de bu kararı alkış-
larla destekledi. Bu olay oyunun
her anında maçın içerisinde ola-
bilmek ve konsantrasyonunu hiç
bir zaman kaybetmemek adına
önemli bir tecrübeydi. Tabiî o du-
ruma gelmedenmeseleyi çözmek
gerekiyor ama daha sonra çöz-
mek de ekstra bir tecrübe kazan-
dırıyor.
Bir hakemyanlış karar verdiğini
anladığı anda bu kararını düzelt-
meli mi yoksa otoritesini koru-
mak adına kararının arkasında
mı durmalı?
Aslında işi o noktaya getirmemek,
doğru açıda, doğru yerde durup,
doğru görmek ve doğru kararı
vermek gerekiyor. Süper Lig’e
çıktığım ilk sezon başıma böyle
bir olay geldi. Bir PTT 1. Ligmüsa-
bakası yönetiyordum. Maç benim
adıma çok iyi gidiyordu, oyuncu-
larla diyaloglarım çok iyiydi. Bir
pozisyonda açımgereği kalecinin
oyuncuyu düşürdüğünü gördüm
ve penaltıyı çaldım. Ama düdüğü
çalar çalmaz benim açımdan bu
kadar net bir penaltıya on bir
oyuncu neden itiraz eder diye dü-
şündüm? Çünkü olağandışı bir
durumvardı ve herkes itiraz edi-
yordu. Düşürülen oyuncuya bak-
tığım anda onun da bir penaltı
beklentisi olmadığını gördümve
yardımcı hakemime telsizden
“Penaltı değil mi?” diye sordum.
Kalecinin topa vurduğunu ve
penaltı olmadığını iletti. Rakip
oyunculara durumu anlatıp kara-
rımı değiştirdimve oyunu hakem
atışıyla başlattım. Ama başta söy-
lediğimgibi böyle bir durumla
karşılaşmanız hakemlikteki geli-
şiminizi olumsuz etkiliyor.
Önemli olan vicdanen rahat
olmak değil mi? Hakemlik gelişi-
minizi olumsuz etkilese bile so-
nuçta doğru kararı bulmak vic-
dan ve adalet açısından bakıldı-
ğında daha önemli gibi geliyor
bana.
Bu da benim için önemli bir ders
oldu elbette. Birebir bu olaya bağ-
layamam ama benim çalışma ve
analiz şeklimi değiştirerekmaç-
lara daha iyi hazırlanmamı ve
daha başarılı olmamı sağladı.
İyi bir noktaya geldik. Maçlara
hazırlanma konusu önemli. Cü-
neyt Çakır’ın takımve oyuncu
analizleri üzerine ne kadar emek
verdiğini biliyorum. Siz bu ko-
nuda nasıl bir metot izliyorsunuz?
Askerlik öncesi ve sonrası demiş-
timya… Askerlik öncesi hiçbir
zaman analiz yapmazdım. Tembel
değildim ama müsabaka öncesi
herhangi bir ön hazırlık yapmaz-
dım. Böyle bir çalışma yapmanın
hakemliğime bir şey katacağını da
düşünmüyordum. Askerden dön-
dükten sonra UEFA Konvansiyo-
nu’na üyelikle başlayan CORE
Kursu ve mentörlük olayı benim
hakemliğe bakış açımı değiştirdi.
Müsabaka geldiğinde oyuncuların
ve takımların durumuna, müsa-
baka içerisinde daha önceki maç-
larda yaşanan pozisyonlara ve
başıma gelebilecek pozisyonlara
hazırlanmaya başladım. Kendi
maçlarımı kaydettiripmentör eş-
liğinde izlemeye başladım. Müsa-
bakada yaptığımhatalar değil,
yaptığımhareketler veya verdi-
ğimkararlar nedeniyle daha
sonra başıma gelebilecek olayla-
rın neler olabileceğini düşündüm.
Nasıl yani? Örnek verebilir
misiniz?
Proaktif düşünmeye çalıştım
yani. Mesela bir faul pozisyo-
nunda “faul çalınması mı daha iyi
olur, avantaja bırakılsa mı daha iyi
olur”u çalışmaya başladım.
“Avantaja bırakılırsa yerde kalan
oyuncuyla faulü yapan oyuncu
arasında bir aksiyon yaşanabilir
mi?” diye düşündüm. Ya da avan-
taja bırakılırsa oyunun akışı daha
zevkli mi olur diye hesaplamaya
başladım.
İzleyerek kendini geliştirmek de
bir öğrenme metodu. Siz de çok
maç ve hakem izler misiniz?
Futbolcuları örnek verelim; ne
kadar çokmaça çıkar ne kadar
çok pozisyon analizi yaparlarsa o
kadar başarılı olurlar. Hakemlik
de bu şekilde… Ne kadar çokmaça
çıkar, ne kadar çok kendi müsa-
bakamızı izler veya ne kadar çok
başka bir hakeminmüsabakasını
hakemgözüyle izlersek başarımız
artar. Belki biraz konu dışı ama
ben “ne kadar çokmaç yönetir-
sek o kadar başarılı oluruz” konu-
sunda bir örnek vermek istiyo-
rum. Müsabakamın olmadığı haf-
talarda İl HakemKurulu’yla diya-
log kurup genellikle amatör maç
yönetmeye çalışıyorum. Amatör
müsabakalarda oluşan pozisyon-
lar diğer liglerdekilerden çok daha
farklı ve çok daha hızlı gelişen po-
zisyonlar. Özellikle amatör müsa-
baka istiyorumki, başıma daha
sonra böyle bir pozisyon gelirse
nasıl hareket edeceğimi bileyim.
Futbolcularla diyaloglarınızın iyi
olduğundan söz etmiştiniz. Maç-
larınızı izleyen biri olarak sizi çok
fazla gülümseyen bir hakem ola-
rak hatırlamıyorum.
Beden dili çok önemli. Bunun da
çalışmasını yapmak gerekiyor.
Beden dilinizle sadece sahadaki
22 futbolcuyu idare etmiyorsu-
nuz. Aynı zamanda kulübeye,
tribünlere ve ekranda maç izle-
yenlere de bir şekilde mesaj veri-
yorsunuz. Baştan da söylediğim
gibi eğitime, öğrenmeye ve geliş-
meye açım. Aldığım eğitimlerden
biri de beden dili eğitimiydi. Fut-
bolcuya ne zaman güleceğinizi ne
zaman nötr kalacağınızı veya ne
zaman sert duracağınızı çok iyi
bilmeniz gerekiyor. Çünkü yapa-
cağınız en ufak bir ters mimik
oyuncunun sinirlenmesine ve sizi
yanlış anlamasına yol açabilir.
Dolayısıyla çok gülmek ya da çok
somurtmak yerine dengeyi iyi
kurmak gerekiyor. Bu konuda
eğitim almış olmama rağmen Cü-
neyt Çakır Hocamı da iyi bir örnek
olarak dikkatle izliyorum. Çünkü
nerede nasıl hareket etmesi ge-
rektiğini çok iyi biliyor, beden di-
lini çok iyi kullanıyor. Bazı örnek-
leri ondan bazı örnekleri de Fırat
Aydınus Hocamdan alıyorum.
Benimhareketlerimi, jest ve mi-
miklerimi Fırat Aydınus’a benzeti-
yorlar. Her ikisinin ortasında
kalmaya çalışıyorum.
Hakemliğe başlarken örnek aldı-
ğınız, beğenerek izlediğiniz
hakemya da hakemler kimlerdi?
Hakemliğe başladığımda, Cüneyt
Çakır 2. Lig’de maç yönetiyordu.
O dönemde Cüneyt Hocayı bize,
74
75
1...,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73 76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95,...148
Powered by FlippingBook