108
109
luluk alarak şaşırtıcı biçimde
Arjantinliyi aratmadı. Bu süreçte
Bernabeu’daki 4-0’lık El Clasico
galibiyetinin de olduğunu unut-
mamak gerek.
Barcelona’nın kaçınılmaz yükse-
lişi esnasında devirdiği ekiplerden
birinin başında da eski bir dost
vardı. Şampiyonlar Ligi yarı fina-
linde Barça’ya karşı pek bir varlık
gösteremeyen Bayern’in teknik
direktörü Guardiola, takımına asıl
etkisini bu sezon gösteriyor.
Avrupa’da Barcelona’ya karşı ko-
yabilecek tek isimhüviyetindeki
isimMayıs ayındaMünih’ten ayrı-
lacağını açıkladığı anda özellikle
Premier Lig kulüplerinin tekrar
gözdesi haline geldi.
Katalan teknik adamın yıldızı par-
larken ezeli rakibi Mourinho’nunki
solmaya devametti. Hemen
hemen aynı kadro kurgusu ile
Chelsea’yi önce şampiyon yapıp
bu sezon küme düşme potasına
kadar geriletenMourinho’nun
saha dışındaki tavırları artık yıp-
ratıcı hale gelmişe benziyor. Zira
kendi oyuncularından basınmen-
suplarına, sağlık ekibinden rakip
teknik adamlara dekMourin-
ho’nun sivri dilli tavrının etrafa
huzur yaymadığı kesin. Yine de
gönderildikten sonra bile Jose’nin
yakın geleceğine umutsuzlukla
baktığını söyleyemeyiz. Bir za-
manlar onun hocası olan Louis
Van Gaal’inManchester Uni-
ted’daki koltuğu sallantıdayken
manşetlerdeki ilk halef adayı hâlâ
Mourinho olabiliyor.
Aslında Avrupa futbolunda 2015’te
iyice belirginleşen bir teknik adam
kartelinin yaşandığını söyleyebili-
riz. Guardiola veMourinho’nun
yanı sıra Klopp, Ancelotti ve Si-
meone’yi de içeren bir elit teknik
adamlar grubu, ihtiyaç duyan her
kulübün ilk aklına gelen isimler
olmaya başladı. Guardiola, Manc-
hester şehrinin iki yakasından bi-
rini tercih etme sürecindeyken
yerine gelen isimAncelotti oldu.
Mourinho gönderildikten hemen
sonra yerine yakıştırılan ilk kişi de
ona benzer bir felsefe sahibi Si-
meone’den başkası değildi. Klopp
ise Premier Lig’de acilen teknik
adamarayışına çıkan ilk büyük
kulüp tarafından kapıldı bile!
Çizme’den ABD’ye
2015’te ligler bazında en dikkat
çeken ivmeyi yakalayan ülkenin
İtalya olduğu neredeyse kesin.
Mourinho’nun Inter’inden beş yıl
sonra ilk kez bir Serie A takımının
Şampiyonlar Ligi finaline yüksel-
mesi bile tek başına bir göster-
geydi. Juventus, Berlin’de
Barcelona’yı geçemese bile İtalya
Ligi yeni sezonda gelişimini sür-
dürdü. Ezelden beri Juventus ve iki
Milano ekibi arasında geçmesine
alışık olduğumuz zirvemücadele-
sine Napoli, Roma ve Fiorentina da
iyiden iyiye dâhil olmuş durumda.
Üstelik karşılaşmalar da hiç öyle
bildiğimiz gibi defansif yönün ağır
bastığı sıkıcı türden değil. Serie A
bir süredir bu yolda ilerliyordu
ancak rekabetin kızışmasıyla ligin
seyir zevki de güzel bir kıvama
geldi. Bu ivme devamettiği sürece
Serie A’nın Devler Ligi’ne tekrar
dört takımyolladığı günler uzak
olmayabilir.
Çoğulcu rekabet İtalya’daki gibi ön
plana çıkmasa bile Premier Lig de
sürprizleriyle dikkat çekti. 2015
yılına girerken Chelsea’nin şampi-
yon olması, Leicester City’nin ise
küme düşmesi bekleniyordu. İlk
ihtimal sezon sonunda gerçeğe
dönüşse de ikincisi son haftalarda
tersine döndü. Yılın son günlerini
Chelsea küme düşme potasının
hemen üzerinde, Leicester ise zir-
vede geçirdi! İşte bu kesinlikle
Mustafa Akkaya
Futbolu doyasıya yaşadığımız bir yılı daha geride bıraktık. Kimileri adına tarih sayfalarından
silinesi derecede kötü bir yıl olan 2015, kimisi için de peri masalını andıran izler bıraktı.
Kazananları ve kaybedenleriyle 2015’in hikâyesi, Türkiye adına da oldukça güzel hatıralar
barındırarak yerini 2016’ya bırakıyor.
vrupa, dünya futbolunun loko-
motifi olarak kaldıkça her
daimkaynayan bir kazan gibi
olmaya devamedecek. 2015
yılı Eski Kıta için yine aksiyo-
nun bol olduğu ve sürprizlerin
hiç eksilmediği günlere sahne
oldu. Barcelona ve Pep Guar-
diola ayrı yollarda olsa bile
tekrar zirveye yükselirken
Mourinho’nun çöküşü ses ge-
tirdi. Chelsea ve Borussia
Dortmund gibileri aynı sene
içinde hemsiyahı hemde be-
yazı yaşarken, Premier Lig ve
Serie A’da aksiyon iyiden iyiye
hız kazandı. Okyanus ötesinde
ise Amerikalıların güzel oyuna
iyiden iyiye ısınmaya başladı-
ğına şahit olurken, Katar’daki
Dünya Kupası tartışmalarının
devamettiğini de gördük.
FIFA’daki yolsuzluk krizi so-
nucu futbolun yönetimine
güven sarsılırken, en azından
Şampiyonlar Ligi finali yönet-
miş bir hakemimizin oluşuyla
ve Barcelona forması giyen bir
oyuncumuzun varlığıyla gurur
duyduk. EURO 2016’ya doğru
geri sayıma başladığımız bu-
günlerde 2015’i ülke futbolu
adına güzel anılarla hatırlaya-
cağız.
Avrupa siyah beyaz
Avrupa’da 2015 denince çoğu
kişinin aklında Katalan renk-
lerinin canlanacağı kesin. Üs-
telik o renklerin üzerinde de
tıpkı kızıl fondaMarx-Lenin-
Engels üçlüsünün olduğu gibi
Messi-Suarez-Neymar canla-
nacak. 2015 yılını sırf bu üçlü-
nün birbirine ısınıp tarihin
gördüğü en öldürücü birlikte-
liği doğurduğu için bile sevebi-
liriz. Barcelona’nınmücadele
ettiği 6 kupanın 5’ini kazanı-
şına giden yol aslında engel-
lerle başlamıştı. 2015’e adım
atarken Luis Enrique veMessi
arasındaki sürtüşmeler, tek-
nik direktörü sezon sonunda
yolcu eden dedikodulara kadar
varmıştı. Ne var ki yeni yıl
başlarken her şey değişti. Luis
Suarez’in yeni takımarkadaş-
larıyla hızlı adaptasyonu tüm
kırgınlıkları unutturdu. Mayıs
ayında üç büyük kupayı sıra-
sıylamüzesine koyan Barce-
lona, bir anlamda emektar
kaptanı Xavi’yi Katar’amutlu
bir şekilde yolcu etti. Bu se-
zona girerken Katalan ekibin
transfer cezası olmasına rağ-
men gidişat değişmedi. İleri
üçlü birbirini o kadar iyi anla-
maya başladı ki, Messi’nin
sakat olduğu dönemde Ney-
mar ve Suarez ekstra sorum-
A
Rüzgâr gibi geçti
2015
Barça’nın korkutucu üçlüsü
İtalya Ligi eski parlak günlerine dönüyor.
MSN’deki yeni
dönemin
simgelerinden
Giovinco
