92
nız zaman göreceksiniz ama
dünyaca ünlü yıldızlarla aynı
sahada olmak nasıl bir şey
olur? Bu konu hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Bu konuda her hakemin farklı
bir tarzı var. Benimde bir tar-
zımvar. Bu konuda Cüneyt
Hocamı örnek almaya çalışı-
yorum. Hakem-oyuncu ilişki-
leri açısından kendisini örnek
alıyorum. Çok fazla konuşma,
açıklama yapma gibi bir duru-
mumolmuyor. Az konuşup,
hakemliğe konsantre oluyo-
rum. Ligimizdeki dünya yıldız-
larıyla da bu şekilde iletişim
kuracağım. Ancak bizim ligi-
mizin tabiî ki farklı bir tarzı
var. Onlara da yine aynı şe-
kilde, bize öğrettikleri şekilde
belli bir mesafede yaklaşımda
bulunacağız.
Hakemlikle ilgili unutamadı-
ğınız bir hatıranız var mı?
Hazırlıksız yakalandım…
Çok fazla anımız oluyor maç-
larda. Bunu biraz sonra söyle-
yebilirim…
Cüneyt Çakır hakemlik bayra-
ğını zirveye dikti. Cüneyt Hoca
aslında şunu gösterdi; “Her
Türk hakemi bir gün çok
büyük bir finali yönetebilir…”
Bu durum size neler düşündü-
rüyor?
Cüneyt Hocamızın bu başarısı
Türk hakemliği için çok önem-
li. Kendisi önümüzü çok açtı.
Hakemlerimize de bu konuda
güven geldi. Bu başarı çok ça-
lışmanın bir ürünü. Çok çalışı-
yor ve biz de buna şahitlik
ediyoruz. O yüzden diğer ha-
kemler de bunun farkına var-
malı. Özellikle bu kategoride,
bu şekilde maç yönetecek dü-
zeyde hakemimizin olduğunu
bilmeliler. Bunun şansının ve-
rildiğini, bunun yapılabilece-
ğini tümhakemler görüyor.
Bunun için gerçekten çok ça-
lışmak gerekiyor. Cüneyt Hoca
bunu her platformda söylüyor.
“Haftada 15 maç izliyorum”
diyor. Başarının püf noktası
maç izlemek. Ne kadar çok
maç izlersek, ne kadar çok
müsabaka yönetirsek başa-
rıya bir şekilde ulaşıyoruz.
Cüneyt Hocamızdan sonra
aramızdan o bayrağı alacak
isimler çıkacağını düşünüyo-
rum. Mesela ben her hafta İn-
giltere ve Almanya Liglerini
izliyorum. Canlı izleyemezsem
bile kaydediyorum. İtalya Li-
gi’nin özetlerini internetten izliyo-
rum. Her hafta olan ilginç pozis-
yonları arıyorum. Hakemhatala-
rını bulmaya çalışıyorum. Yapılan
hakemhatalarını bulduktan sonra
onu klip haline getiriyorumve
kendi arşivimde saklıyorum. Her
hafta bütün liglerin taramasını
yapıyorumbirkaç arkadaşımla
beraber… Kendimi bu yönde geliş-
tirmeye çalışıyorum. Bunu her
hakemin yapması lâzım. Süper
Lig dışında diğer ligleri de izleme-
miz gerekiyor. Hiç umulmadık bir
pozisyonla da karşılaşabiliyoruz.
Sürekli hedefler olmalı. Hırsınız
olmalı. Yoksa olduğunuz yerde sa-
yarsınız ve kendinizden gitmeye
başlar.
Hata yaptığınız zaman ne hisse-
diyorsunuz?
Uzun süre o pozisyonu düşünmü-
yorum. Kararı verdim, maç bitti,
eve gittim. Kendi kendime kaldı-
ğım zaman hataları aramaya,
neden kaynaklandığını bulmaya
çalışıyorum. Bu pozisyonu sürekli
düşünüyorum, kafamın içinde ye-
niden yaşıyorum, muhakemesini
yapıyorum. Bir sonraki pozis-
yonda planlarımı ona göre düzen-
liyorum. Bir defterimvar. Her
maçta yaptığımher hatanın no-
tunu tutuyorum.
Kara kaplı bir defteriniz var yani…
Evet, kesinlikle. Müsabaka gü-
nünden önce mutlaka bu defteri
okurum, yaptığımhataları gözden
geçiririm. Bumüsabakada böyle
bir pozisyon olursa aynı hatayı
yapmamaya çalışırım.
O zaman geri dönelim. Anı eksik
kaldı. Yaşadığınız ilginç bir anı
alalım...
Hakemliğe ilk başladığımyıl…
İl hakemi olduğumda ilk Süper
Amatör maçımı anlatayım. Benim
için çok ayrı bir maçtı. Biraz tedir-
ginlik var. İlkmaçıma çıkıyorum.
Bize şans verilmiş. Gözlemci ho-
calar maçı izliyor. Benden daha
kıdemli yardımcı ağabeylerim
vardı. Bizi yetiştirmek için böyle
yapmışlardı doğal olarak… Çok
güzel bir maçtı. Yusuf Sarı Hoca-
mız gözlemcimizdi. Bende emeği
çoktur. Omaçta 4 kırmızı kart
gösterdim. Ama kartların hepsi
doğruydu. Benim için çok zor bir
müsabaka olmuştu. Omaçın he-
yecanı vardı. Gözlemci hocamız da
bumaça çok önemveriyordu. Bu
yüzden de tedirgin ve heyecanlıy-
dım. Bumaçta da en son bir pe-
naltı kararı vermiştim. Bariz gol
şansıydı. Kırmızı kartı gösterdik-
ten sonra takım arkadaşı sinir-
lendi ve topa vurdu. Kendisinin
sarı kartı vardı. Kırmızı kart gös-
terdim. Aynı anda iki oyuncuya
kırmızı kart göstermiş oldum.
Daha önce de aynı takımdan 2 ki-
şiye kırmızı kart göstermiştim.
Maç artık öyle bir hale geldi ki ke-
sinlikle taviz vermeden devam
etmek zorundaydım. Böyle de
yaptım. Maç bittikten sonra göz-
lemci Hocamız, “Çok cesur bir
maç yönettin. Seni tebrik ederim.
Sende hakemlik kumaşı var. İyi
yerlere geleceğine inanıyorum”
dedi. Çok heyecanlanmıştım.
Kartları dahi karıştırmıştım ama
hata yapmadım.
Aile hayatınıza gelirsek, evli mi-
siniz?
Evet, evliyim. Eşimde eski FIFA
hakemi Kadriye Gökçek. Ailece
hakemiz yani. Bana hakemlik ko-
nusunda çok yardımcı oldu. Avru-
pa’da deneyimyaşadığı, FIFA
hakemi olduğu için doğal olarak
benden daha kıdemli. Eve girdi-
ğim zaman, “Bugün hangi dizi
var?” yerine “Bugün kiminmaçı
var?” diyoruz. Benim en büyük
mentörüm o aslında. Evimizde
kesinlikle kumanda kavgası ya-
şanmıyor. Eve o rahatlıkla giriyo-
rum. Bazen ben söylüyorum,
“Bugün şumaç var…” diye. Ben
söylemezsemo “Maç izlemeye-
cekmisin?” diye soruyor. Eşim 3
yıl önce hakemliği bıraktı. 1 sene
gözlemcilik yaptıktan sonra onu
da bıraktı. Şu an tamamen bana
yardımcı oluyor. Hakkını ödeye-
mem. Evde oturduğumuz zaman
hepmaç analizi yapıyoruz. Ken-
disi bu eğitimleri aldığı için TV
karşısına geçip analiz yapıyoruz.
Benim için çok büyük avantaj.
Bazı pozisyonlarda tartıştığımız
da oluyor. Genelde orta noktayı
buluyoruz. Geçen sene Mayıs
ayında evlendik. Eşimde hamile.
Kız çocuğu bekliyoruz.
Müjdeli haberlerin hepsi bir arada
gelmiş.
Buraya gelmeden üç gün önce,
“Ben de geleceğim seninle” dedi.
Kendi kendime kaldığım
zaman hataları aramaya,
neden kaynaklandığını
bulmaya çalışıyorum. Bu
pozisyonu kafamın içinde
yeniden yaşıyorum,
muhakemesini yapıyorum.
Bir sonraki pozisyonda
planlarımı ona göre
düzenliyorum. Bir defterim
var. Her maçta yaptığımher
hatanın notunu tutuyorum.
Eşim 3 yıl önce hakemliği
bıraktı. 1 sene gözlemcilik
yaptıktan sonra onu da
bıraktı. Şu an tamamen bana
yardımcı oluyor. Evde
oturduğumuz zaman hepmaç
analizi yapıyoruz. Benim için
çok büyük avantaj. Bazı
pozisyonlarda tartıştığımız da
oluyor. Genelde orta noktayı
buluyoruz.
Artvin’de hakemlik yaparken
tek başımaydım. Her
idmanımı bir gün buraları
yaşayacağımdiye yaptım.
Her gün yağmur yağardı.
Hakemlik geleceğimin ne
olacağı belli değildi. Ama hep
buraları hayal ederek iki
günde bir tek başıma
antrenman yapıyordum.
“
“
“
93