84
85
maça son noktayı koymak da son
dakikada yine Pele’ye nasip olacaktı:
5-2.
Henüz 17 yaşındaki bir oyuncu, dün-
yanın en büyük futbol organizasyo-
nunda; biri çeyrek finalde, üçü yarı
finalde ve ikisi de finalde olmak üzere
altı gol atarak takımını dünya şampi-
yonluğuna taşıyan 1 numaralı isim
olmuştu. Aradan neredeyse 60 yıl
geçmesine karşın bu başarının
kıyısından köşesinden geçebilen bir
başka Adem evladının çıkmamış
olması bile Pele’nin yaptıklarının ne
denli anormal olduğunu anlatabilmek
için sanırız yeterlidir.
Santos’u da rakipsiz kılıyor
İsveç’e mütevazı bir yıldız adayı ola-
rak giden Pele, birkaç hafta içerisinde
ülkesine büyük bir halk kahramanı
olarak dönmüştü. Genç oyuncu öyle-
sine istimüzerindeydi ki, Brezilya
dönüşünde de Santos formasıyla Sao
Paulo Eyalet Şampiyonası’nda çıktığı
38 maçta 58 gol atarak bugüne kadar
kırılamayan bir başka rekorun daha
sahibi oluyordu. Bu goller, ona aynı
zamanda kariyerinin Santos forması
altındaki ilk şampiyonluğunu da
yaşatıyordu.
1962 senesine gelindiğinde Santos,
Sao Paulo Eyalet Ligi’nde üst üste
üçüncü şampiyonluğuna yürürken
Pele de üst üste altıncı kez gol kralı
olma yolunda ilerliyordu ve artık açık
bir biçimde dünyanın en iyi futbol-
cusu konumundaydı. 21 yaşında
olmasına rağmen sicilinde çoktan
rakip filelere yollanmış 500’ün
üzerinde gol bulunmaktaydı ve Şili’de
düzenlenecek olan Dünya Kupası’nda
da tümgözlerin onun üzerinde olması
bekleniyordu.
Buruk şampiyonluk sevinci
Ne var ki 1962 Dünya Kupası, Brezilya
adına olmasa da Pele açısından
büyük hayal kırıklığına sahne
olacaktı zira yıldız oyuncu sakatlana-
rak turnuvayı erkenden kapatmak
zorunda kalacaktı. Brezilya ilk tur
gruplarındaki ilkmaçına Meksika
karşısında çıkmış ve Pele, takımının
2-0’lık galibiyetine bir gol ve bir
asistle doğrudan katkı sağlamıştı.
Ancak Çekoslovakya ile oynanan ve
golsüz sona eren ikinci maçta yaşa-
dığı sakatlık, onun kalanmaçlarda
görev almasını engelledi. Yokluğun-
daysa Brezilya’nın parlayan yıldızı
Garrincha oldu ve bu kez de müthiş
sağ açığının yetenekleriyle sürükle-
diği Sambacılar, çeyrek finalde İngil-
tere, yarı finalde de Şili’yi yendikten
sonra finalde de Çekoslovakya’yı
3-1’le geçerek üst üste ikinci kez
dünya şampiyonluğuna uzandı.
1962 ve 1963 yılları, Pele’nin kulüpler
düzeyindeki kariyerinin de zirve
noktalarını teşkil ediyordu. Dünya
Kupası’ndaki sakatlığını geride
bırakmasının ardından gollerine
Santos forması altında devam eden
Pele, 30 Eylül 1962’de Santos’un
Penarol’ü 3-0mağlup ederek tarihi-
nin ilk Libertadores Kupası şampi-
yonluğuna ulaştığı karşılaşmada iki
gol birden atıyordu. Ardından Kıtala-
rarası Kupa mücadelesinde Santos,
son iki yılın Avrupa şampiyonu olan
Eusebio’lu Benfica’ya rakip oldu.
İki maç üzerinden oynanan finalde
Pele toplamda beş gole imza atarak
Santos’un dünyanın en büyüğü
olduğunu ilân etmesinde yine aslan
payına sahip olmuştu.
Ertesi yılsa Santos, Libertadores Ku-
pası’nı bu kez finalde Boca Juniors’ı
devirerek üst üste ikinci kez müze-
sine götürürken final maçlarındaki
gollerden biri yine Pele’den gelmişti.
Kıtalararası Kupa’daysa Milan ile
kozlarını paylaşan Santos, İtalya’da
4-2 kaybettiği ilkmaçın rövanşını
Brezilya’da aynı skorla kazanıyor ve
iki gün sonra oynanan tekrar maçın-
dan da tek golle galip ayrılarak bu ku-
payı da peş peşe ikinci kez
kucaklamanın sevincini yaşıyordu.
Santos’un bumaçlardaki gollerinden
ikisi de yine Pele’den gelmişti.
Öte yandan Brezilya’da ulusal düzey-
deki ilk şampiyona da 1959’da düzen-
lenmeye başlamıştı ve Pele’li Santos
çok geçmeden burada da müthiş bir
hâkimiyet kuracak ve 1961-1965
yılları arasında beş sene üst üste
şampiyonluğu kimselere bırakma-
yacaktı. Pele, bu şampiyonaların da
üçünde gol krallığını elde etmişti.
Ayrıca 1965 yılına gelindiğinde Sao
Paulo Eyalet Şampiyonası’nda da
üst üste dokuzuncu gol krallığını
yaşamıştı.
Dünya Kupalarındaki
tek hayal kırıklığı
1966 yılında Dünya Kupası’na, fut-
bolun doğduğu topraklar, yani İngil-
tere ev sahipliği yapmaktaydı.
Brezilyalıların en büyük hedefi de
şampiyonluğa ulaşarak hem futbo-
lunmucitleri olan İngilizlerin saha-
sında bu başarıyı elde etmenin
onurunu yaşamak hemde üçüncü
şampiyonluğun neticesinde Jules
Rimet Kupası’nın ebedi sahibi
olmaktı.
Ancak turnuva, Brezilya açısından
bir kâbustan farksızdı. İlk turda
Portekiz, Macaristan ve Bulgaristan
ile eşleşen Sambacılar, ilkmaçla-
rında Bulgaristan engelini Pele ve
Garrincha’nın golleriyle 2-0’la aş-
masını bilmişti belki ama maçtan
akıllarda en çok kalan ayrıntı, başta
Pele olmak üzere birçok Brezilyalı
oyuncunun “savunma futbolu” ba-
hanesiyle sahada adeta dayak ye-
mesiydi. Brezilyalıların aşırı sertlik
karşısında sinebileceğinin farkına
varan Portekiz ve Macaristan ta-
kımları da sonraki iki maçta bu tak-
tiği uygulamakta gecikmedi; üstelik
Bulgarların aksine bundan netice de
almayı bildi. Brezilya her iki rakibine
de 3-1’lik skorlarla boyun eğdi ve
hiç alışık olmadığı bir biçimde bir
Dünya Kupasında erkenden eve
dönmenin şokunu yaşadı.
Bir sonraki Dünya Kupasına kadar
ülkesinde bir Brezilya, üç de Sao
Paulo eyaleti şampiyonluğu daha
kazanan Pele’nin bu süre zarfındaki
en kayda değer başarılarından bi-
riyse, 19 Kasım 1969’da, Maraca-
na’da Vasco da Gama ile oynadıkları
bir maçta, kariyerinin 1000. golünü
atmasıydı. Brezilya’da aylar önce-
sinden dillendirilmeye başlanan
“Pele 1000. golünü ne zaman ve
kime karşı atacak?” sorusu da böy-
lece bumaçta yanıtını bulmuş olu-
yordu. Söz konusu golün penaltıdan
gelmesi, penaltı atılmadan önce foto
muhabirlerinin kale arkasında
neredeyse üst üste çıkmaları ve
golün sonrasında saha içerisinin bir
anda ana baba gününe dönmesiyse
maçın futbola dair en hoş ayrıntıla-
rındandı.
Üç Dünya Kupalı tek yıldız
Meksika’da düzenlenecek olan 1970
Dünya Kupası, muhtemelen Pele’nin