

zaman tesisteyim. Burada kalmak
beni kulübe daha çok bağlıyor. İşimi
daha iyi yapmamı sağlıyor. Bir maçı
kaybettiğimizde tesise geri döndü-
ğüm zaman çok büyük bir hayal kı-
rıklığı yaşıyorum. Bazen fitness’a
gidiyorum, bazen havuza giriyo-
rum. 10-15 dakika kendimi ekstra
motive etmeye çalışıyorum. Çünkü
bir dahaki güne daha hazır ve mo-
tive olarak başlamamgerekiyor.
Bir yandan Alman gibi çalışıp diğer
yandan Türk gibi motive oluyorsun
sanırım. Duyguların da ön planda
çünkü…
Kesinlikle haklısınız. Futbol benim
için çok canlı bir organizma. Çünkü
bu Türkmantalitesine giriyor ke-
sinlikle. Benimduygusal yaklaş-
mamın sebebi de bu belki de…Maç
kazandığımız zaman dünyanın en
mutlu insanlarından birisi oluyo-
rum. Bunu hissediyorum. Ama kay-
bettiğimizde de en büyük hayal kı-
rıklığını yaşamış bir insan kimliğine
bürünebiliyorum. Duygusallığım
çok fazla. Bu benimdirekt kendi
karakterime ve duygusallığıma
bağlı. Burada Türklüğümöne
çıkıyor.
Bu sezon ilk yarıyı 6 galibiyet,
6 beraberlikle 24 puan toplayıp
8. sırada bitirdiniz. İkinci yarıdaki
hedefiniz nedir?
Ligin geri kalanıyla ilgili şunu
söyleyebilirim. İyi bir takımız. İyi bir
takımkarakterimiz var. İyi oyuncu-
lara, iyi bir hocaya, iyi bir ruha sahi-
biz. İşimize odaklanır, her zaman
çalıştığımız gibi çalışmaya devam
edersek hemRize için hemde Tür-
kiye için büyük bir sürpriz yapabili-
riz. Bu gücümüz var.
Kweuke’den sonra takımın en fazla
gol atan ikinci oyuncusu sensin.
Sezon hedefin nedir?
Öncelikle şunu söylemek istiyorum;
kişisel hedefimyükseldi tabiî.
Geçen sezon 9 gol attım toplamda.
Bu sezon ilk yarıda 7 golümvar.
Öncelikle bunu geliştirmek ve
takımıma gollerimle, asistlerimle
katkıda bulunmak isterim. Bu
benim için çok önemli. Ondan son-
rasında Fatih Hocamız beni seçerse
hazırım. UmarımAllah nasip eder.
Geçen sezona oranla çok daha
golcü bir kimliğe sahip olmanı nasıl
açıklıyorsun?
Geçen sezon benim için çok iyi geç-
medi. Çünkü hoca değişikliği oldu.
Çalkantılı bir sezondu. Bazen iyi oy-
nadık, bazen iyi oynamadık. Oyun
şeklimizi tam tutturamamıştık.
Ama bu sezon aynı hocayla, aynı
oyuncularla devam ediyoruz ve bu
çok önemli. Aramızdaki iletişimi
daha çok arttırdığımızı düşünüyo-
rum. Baktığınız zaman Leo’nun
(Leonard Kweuke) arkasında oynu-
yorum. Birbirimizi daha iyi tanıyo-
ruz. Bazı şeyleri birlikte deniyoruz.
Kendi gelişimimiz için bu çok
önemli diye düşünüyorum. Leo ile
birbirimizi daha iyi tanıyan bir ikili-
yiz artık. Leo çok eğlenceli bir
adam. Çok iyi bir karakteri var.
64
65
Berlin, Bayern Münih gibi takımlara
karşı birkaç maç yaptım. Bu benim
gururum açıkçası…
2013-2014 sezonunda yolun Çaykur
Rizespor ile kesişti. Rize’ye gelişin
nasıl oldu?
Az önce de söylediğimgibi bir gün
Türkiye’de oynamak hayallerimden
biriydi. Hannover’de oynarken
bir-iki sene boyunca Çaykur Rize-
spor, menajerimle hep iletişimdeydi.
Beni istiyorlardı. 2013-2014 sezo-
nunda bir hazırlıkmaçımız oldu
Çaykur Rizespor’a karşı. O sırada
Rıza Çalımbay Hoca ile konuşabil-
dim. Rıza Hocanın bana çok güzel
sözleri vardı. Bana, “Gel, bize yardım
et. Sen iyi bir forvetsin. Ben buna
inanıyorum. Bize yardımedebilece-
ğine inanıyorum. Biz de seni Tür-
kiye’de en yukarılara taşıyalım” dedi.
Böyle bir konuşma geçti aramızda.
Sonrasında buraya geldimve Allah’a
şükürler olsun ki çok çokmutluyum.
Gelir gelmez kendini kabul ettirdin
ve takımın değişmezlerinden biri
oldun. Bunu nasıl başardın? Kendini
nasıl hazırlıyorsun?
Belki şöyle açıklayabilirimbunu.
Bana iyi bir sözleşme sunan bir
kulüp olursa, bana güvendiklerini
söylerlerse, günün her saatinde, her
saniyesinde “Nasıl daha iyi olurum”
diye düşünürümve bunun için çok
çalışırım. Yaklaşım tarzımbudur.
Ben Çaykur Rizespor adına her
şeyin en iyisini yapabilmek için uğ-
raşıyorum. Allah’a çok şükür ki
takım arkadaşlarımda gerçekten
arkadaşım oldular. Onlar sadece
benim takım arkadaşımdeğil artık.
Onlar benim canlarım, dostlarım.
Çünkü bu takımbana güvendi.
Burada ailesiz yaşıyorum. Ailem
uzakta. Beni buraya getirdiler ancak
bana bir aile de verdiler. Onlar için
her şeyin en iyisini yapacağım.
Anladığımkadarıyla çocukluktan
beri tesislerde yaşamışsın. Ayrı bir
evde yaşamaktan ziyade tesislerde
olmayı mı tercih ediyorsun?
Evet, kulüplerin tesislerinde kal-
mayı seviyorum. Niye? Yaptığım iş
futbol. Kendimi kulüple ne kadar
yakın hissedersem, performansım o
kadar artar diye düşünüyorum.
Uzakta kalmak yerine burada kalı-
rımve fitness’a gidebilirim, yüzebi-
lirim. Uyandığımda zaten burada
olurum. Almanya’da da böyleydi.
Kendi evimvardı ancak yine de te-
sislerde kalıyordum. Rize’de de aynı
şekilde tesis dışında bir evimvar
ama hiçbir zaman gitmiyorum. Her
“
“
“
Leo’nun (Leonard
Kweuke) arkasında
oynuyorum.
Birbirimizi daha iyi
tanıyoruz. Bazı şeyleri
birlikte deniyoruz.
Kendi gelişimimiz için
bu çok önemli diye
düşünüyorum. Leo çok
eğlenceli bir adam. Çok
iyi bir karakteri var.
Leo ile oynamak bana
çok zevk veriyor.
Türkiye’nin EURO
2016’da olması
gerçekten çok önemli.
İzlanda’yı 1-0
yenmemiz inanılmazdı.
Selçuk İnan’ın
golünden sonra
hepimiz ağlıyorduk.
Hepimiz havalara
uçtuk ve çok
mutluyduk. Zorlu bir
gruba düşmüşüz gibi
duruyor ama
kadromuz çok iyi.
Her şeyi yapabilecek
kapasitede bir takımız.
En beğendiğim
forvetler Ronaldo,
Messi, Ibrahimoviç,
Higuain, Benzema…
Ama aralarında bir
isim sivriliyor
ve o isimde Lionel
Messi. İnanılmaz bir
karaktere sahip. Topun
peşinden koşarken ne
kadar mutlu olduğunu
görüyorsunuz. Her
zaman gülümsüyor.
Türkiye’de Burak
Yılmaz’ı çok
beğeniyorum.