

Düşünün ki Ferhat aşkı uğruna dağ-
ları deliyor ancak Şirin’in yine de ver-
diği cevap, “Oralardan bir demet
çiçek de koparıp getirseydin keşke”
olabiliyor! İşte tümbunlardan ötürü
kulübün genlerine bir huzursuzluk
işlenmiş durumda ve sanki ne ya-
parlarsa yapsınlar bu lânetten kur-
tulamayacaklarmış gibi bir resim
çiziyorlar. Üstüne bir de kulüp içi güç
çekişmeleri eklenince Bernabeu’da
içinden çıkılması mümkün olmayan
bir girdap oluşuyor. Oyuncu, teknik
adam, yönetimve Başkan Perez’in
bulunduğu dörtlü bir türlü aynı anda
iyi geçinemiyor. Birinden haz etme-
yen onu hemen ötekine şikâyet edi-
veriyor. Mourinho göreve geliyor ve
sportif direktör Valdano’nun ayağını
kaydırıyor. Bir süre sonra takımkap-
tanları Perez’e ondan dert yanıyor.
Ancelotti görevden alınınca oyuncu-
lar basına içini dökmekten çekinmi-
yor. Aynı basın Benitez’i yolcu ilân
edince bu sefer Perez’in hışmına uğ-
ruyor. Kısacası en büyük hedefinizi
gerçekleştirseniz bile o huzursuzluk
bâki kalıyor.
Elbette Real Madrid’deki sürekli kriz
ortamını değerlendirirken Barce-
lona’ya değinmeden geçemeyiz. Zira
dünya futbolunun zirvesindeki bu iki
ekip, artık bir anlamda birbirinin her
hareketini takip eden ve buna göre
aksiyon alan soğuk savaş casusları
gibi bir hale büründü. Real Madrid’in
uzun süredir başı kesilmiş bir tavuk
gibi nereye gittiğini bilmeden yalpa-
lamasının altında Barcelona’nın sar-
sılmaz duruşu var. NitekimKatalan
ekibi 2003 yazından itibaren vitesi
öyle bir yükseltti ki, buna ayak uy-
durmaya Real Madrid’in nemotoru
ne de şanzımanı dayanabiliyor.
2003 yazına son La Liga şampiyonu
olarak giren Real Madrid’e bu sefer
de Vicente Del Bosque’nin karizması
yetersiz gelmişti. İspanyol teknik
adama yol verilirken onunla birlikte
Makelele’ye de kapı gösteriliyordu
çünkü yerine çok daha karizmatik
Beckham’la anlaşılmıştı. Madrid eki-
binin şampiyon tamamladığı sezonu
altıncı sırada bitirebilen Barcelona ise
aynı günlerde teknik direktörlüğe
Frank Rijkaard’ı getirirken, Beck-
ham’ın ardında bıraktığı toz duman
arasında Ronaldinho ve Rafael Mar-
quez de Camp Nou’ya adımatıyordu.
Bundan sonrasını ise detaylıca anlat-
maya pek gerek yok.
Aslında iki kulüp de genlerinde ne
varsa o yaz aynen onu uyguluyordu.
Real Madrid hazımsızlığa devamedi-
yor, Barcelona ise özündeki futbol
anlayışına geri dönüyordu. İkisi de 13
yıldır bu iki zıt felsefeyi ısrarla uygu-
ladığı için aradaki makas iyice da-
raldı. Zidane, Del Bosque gittikten
sonra Bernabeu’ya ayak basan
13’üncü teknik adamdurumunday-
ken, Camp Nou’da Rijkaard’dan Luis
Enrique’ye uzanan yolda sadece beş
isimvar. Üstelik Tito Vilanova’nın
talihsiz hastalığı olmasa bu rakam
dörtte kalabilirdi. Aynı dönemde Real
Madrid’in kazandığı kupa sayısı 11
iken Barcelona tam26 zafer elde etti!
Benitez - Zidane
Florentino Perez, Mart ayında kame-
raların karşısına geçtiğinde Carlo
Ancelotti’nin arkasında olduğunu
açıklıyordu ve karşısındaki basın
mensuplarını da kulübü karıştır-
makla suçluyordu. İki ay sonra
Perez’in “dışmihrak” olarak gördüğü
gazeteciler Ancelotti’nin neden ko-
vulduğunu sorunca cevap basit bir
“Bilmiyorum!” olacaktı. Aralık ayında
yinemikrofonların önünde duran
Perez, bu kez o başkan olduğu sürece
Benitez’in gönderilmeyeceğini söylü-
yor ve kulübe karşı bir kampanya
yürütüldüğü klişesini de ekliyordu.
Zaten Perez tarzı bir kulüp başkanı
bu şekilde “önce ekibini koru, sonra
medyaya saldır” şeklinde bir politika
güdüyorsa yakın zamanda bir ge-
lişme beklemek pekmümkün. Nite-
kimsadece altı hafta sonra bu kez
Zidane’ı basına tanıtmak için ekran-
slında Rafael Benitez’in gönderi-
lip yerine Zinedine Zidane’ın ge-
tirilmesiyle sonuçlanan kriz,
patlayacağı haftalardır belli olan
bir volkan gibiydi. Öyle ki, bu
değişimgerçekleştiğinde o son
dakika haberini güzelce
süsleyebilmek adına çok önce-
den yorumve analizlerini hazır
eden basınmensupları bile mut-
laka olmuştur! Benitez’in kuyu-
sunu kazan hataları, Zidane’ın
artıları ve eksileri, Guardiola ile
kıyaslamalar vs. Hepsi filme dö-
nüşmeyi bekleyen bir senaryo
gibi hazırdı belki de. NitekimFlo-
rentino Perez soru bile kabul
etmediği kısa ve soğuk bir basın
toplantısıyla yeni teknik
adamını tanıtırken buna şaşıran
kimse çıkmadı.
Real Madrid’deki sürekli
düzensizliği uzun vadede hem
kulübün genlerine hemde
Barcelona’nın kusursuzluğuna
bağlamakmümkün. Kısa
vadede ise Zidane’dan beklenen,
Benitez’in hatalarını düzeltip
takımı tümkupaların peşinden
koşar hale getirmek olacak.
Ne var ki, FIFA’nın 2017 yazına
kadar getirdiği transfer yasağı,
Galacticos felsefesini benimse-
miş bir kulübe bu noktada pek
yardımcı olmayacak.
Sonsuz girdap
Real Madrid’in özellikle Floren-
tino Perez döneminde hedeflediği
şeyler aslında çok net: Dünyanın
en iyi ve pahalı futbolcularına
sahip olmalısın ama öte yandan
mutlaka aralara Beckhamgibi
popüler isimler de serpiştirebil-
melisin. Bu oyuncular her ne
pahasına ne olursa olsunAv-
rupa’nın en atak futbolunu oyna-
yabilmeli ve rakiplerini sadece
yenmekle kalmamalı, onları
adeta ezmeli. Tabiî bunları yapar-
kenmümkünse pek gol yeme-
meli. Kısacası hermaçtan rahat
ve göze hoş gelen biçimde üç
puan alabilmeli. Tümbunlar so-
nucunda Real Madrid yarıştığı
tümkupaları kazanabilmeli.
La Liga şampiyonluğu tek başına
bir başarı olamaz, yanına Şampi-
yonlar Ligi de eklenmeli.
Bunlardan herhangi biri eksik
kaldığında kulüp geleneği bir ba-
şarısızlık kokusu almaya hemen
başlayıveriyor. Hele ki bu eksik-
liği ezeli rakip Barcelona değer-
lendirmişse başarısızlık kokusu
bir anda felâket senaryosuna
dönüşebiliyor!
Özetlemek gerekirse Real Mad-
rid’in felsefesi net olduğu kadar
imkânsız bir hedefler bütününe
bağımlı. Hazımsızlık o kadar ciddi
bir boyutta ki, takımne yaparsa
yapsın bir şeyler eksik kalıyor.
Real Madrid
Real Madrid yine bir teknik adamdeğişikliği ile dünya spor basınınınmanşetlerini süsledi.
Kulüpteki başarı ve üstünlük kurma açlığı o denli yüksek ki, çiçeği burnunda teknik direktör
Zinedine Zidane bile o koltukta uzun süre kalamayacağının farkında olmalı. Rafael Benitez’in
doğru tercih olmadığı ilk günden belliydi ancak Bernabeu’daki derin plansızlık ve Barcelona’nın
önlenemez istikrarı, Zidane’ın da geleceğe umutla bakmasını engelliyor.
Galacticos yine kaos
Mustafa Akkaya
51
50
A