TamSaha 124. Sayı - page 90-91

bumaçların hiçbirini kaybetmemişti. Dördüncüsü,
Beşiktaş bu tarihten tam 12 yıl önce de 1-0’lık
yenilginin ardından kalkarak UEFA Kupası’nda
çeyrek finale yükselmişti. Evet, Çek rakibi Slavia
Prag’a deplasmanda 1-0 yenilen siyah-beyazlılar,
27 Şubat 2003 günü İstanbul’daki rövanşta
rakiplerini 4-2 mağlup ederek çeyrek finale
yükselmişti ve bu defa aynı skorun altından
kalkarak Liverpool’u elemek ve UEFA Avrupa
Ligi’nde son 16 takım arasına kalmak istiyordu.
Atatürk Olimpiyat Stadı’nın tribünlerinde yer alan
63 bin 324 biletli seyircinin Beşiktaş’ı destekleyen
büyük bölümü de bu inancın etkisiyle coşkulu bir
biçimde takımlarının arkasındaydı. İngiliz takımının
Premier Lig’deki 10maçlık bir yenilmezlik serisi
yakalaması da kimsenin umurunda değildi. Ancak
oyun başladığında görüldü ki, Liverpool da turdan
kolay vazgeçecek bir rakip olmayacaktı. Nitekim ilk
yarı boyunca Balotelli ve Sterling’le girdikleri
pozisyonlarda kalesinde devleşen Cenk Gönen’i
aşabilseler, umutlar daha devre bitmeden
tükenecekti. Lâkin ikinci yarıda daha çok isteyen ve
bu istediğini almakta da kararlı görünen bir
Beşiktaş vardı sahada. Slaven Bilic’in Sosa’yı
oyundan alıp yeni transfer Tolgay Arslan’ı sahaya
sürmesi, Beşiktaş üzerinde adeta bir sihirli dokunuş
etkisi gösterdi. Beşiktaş artık Demba Ba’sı, Gökhan
Töre’si, Olcay Şahan’ı ve Tolgay Arslan’ıyla Liverpool
kalesinin önünümesken tutmuş, golü kovalıyordu.
Liverpool ise bu defa yediği yoğun baskıya cevap
veremiyor, sahasından çıkamıyor, sadece topu
savuşturmakla yetiniyordu. Dakikalar 72’yi
gösterirken beklenen ve istenen şey
gerçekleşiverdi. Hemde ne gerçekleşmek.
Gökhan Töre, sol kanattan harmanlayıp geliyor,
içeriye çevirdiği topu kontrol etmek isteyen Demba
Ba biraz ayağından açıyor, ama orada biten Tolgay
Arslanmüthiş bir sol ayak içi plaseyle topa adeta bir
C harfi çizdirerek Liverpool kalesini düşürüyordu.
Liverpool’un gardı iyice düşmüş, bu gole cevap
verebilecek halleri kalmamıştı. Önce 90 dakikanın
sonunu getirmek için iyice gömülen İngiliz takımını
bitirecek fırsat son dakikada Demba Ba’nın ayağına
kadar geldi. Ancak usta golcünün altı pas çizgisi
üzerinden yaptığı vuruşta direkten dönen top
Liverpool’un ömrünü biraz daha uzattı. Uzatma
bölümünde ise değişen bir şey olmadı. Liverpool
savunuyor, Beşiktaş saldırıyor, her geçen dakika
İngiliz oyuncuların fizik güçlerinin tükendiğinin
görülmesi de maç penaltılara giderse siyah-beyaz
renklerin güleceğini haykırıyordu.
Sloven hakemDamir Skomania’nın 120 dakikanın
sona erdiğini bildiren düdüğünün ardından
penaltıların atılacağı kale belirlendiğinde
Liverpoolluların aklına bir kez daha 2005’teki final
gelmiş olmalı. Çünkü İngilizler o gün Şampiyonlar
Ligi şampiyonluğunu Milan’ın elinden bu kaleye
atılan seri penaltılarla almıştı. Ancak beşer penaltı
atışı sona erdiğinde İngilizlerin bu güzel hatıraları da
hüsranla yer değiştirecekti. Beşiktaş Demba Ba,
Gökhan Töre, Veli Kavlak, Atiba Hutchinson, Tolgay
Arslan’la beşte beş yaparken, Liverpool da Lambert,
Lallana, Emre Can ve Allen’le dörtte dört yaparak
heyecana ortak olacak ancak beşinci penaltıda
kireçli noktaya gelen Lovren’in topu auta atmasıyla
kendisine de UEFA Avrupa Ligi’nde auta çıkacaktı.
Beşiktaş, penaltılarda sağladığı 5-4’lük üstünlükle
UEFA Avrupa Ligi’nde son 16 takımın arasına
kalarak Varşova’da düzenlenecek finale bir adım
daha yaklaşırken, diğer temsilcimiz Trabzonspor ise
İtalyan rakibi Napoli’ye içeride 4-0, deplasmanda da
1-0’lık skorlarla yenilerek buraya kadar diyordu.
Şimdi gözümüz Beşiktaş’ın Belçika temsilcisi Club
Brugge’le eşleşmesinde, gönlümüz ise önce çeyrek
finalde… Sonra!..
Club Brugge
Yenilgi yüzü görmedi
Beşiktaş’ın UEFA Avrupa Ligi Son 16 Tur’daki rakibi Club Brugge, Belçika’nın en köklü ve
başarılı takımları arasında yer alıyor. Bu sezon, kupada bu tura yükselene kadar oynadığı
12 karşılaşmada yenilgi yüzü görmeyen Club Brugge’un Avrupa Kupaları tarihinde
1976 ve 1978 yıllarında iki kere final oynamışlığı bulunuyor.
Beşiktaş’ın UEFA Avrupa
Ligi Son 16 Tur’daki rakibi
Club Brugge, Belçika’nın
en köklü ve başarılı
takımları arasında yer
alıyor. 1891’de kurulan
Brugge, 33 şampiyonlukla
rakipleriyle arasında
destansı bir fark yaratan
Anderlecht’in arkasından
13 şampiyonlukla lig
tarihinde en çok şampiyon
olan ikinci takımunvanını
taşıyor. İç saha maçlarını
30 bin kapasiteli Jan Breydel Stadı’nda oynayan
Brugge’un herhangi bir Avrupa Kupası şampiyonluğu
bulunmamasına karşın iki kere final oynamışlığı var.
Bu noktada ilginç olan ise Belçika temsilcisinin
tarihinde oynadığı iki finali de Beşiktaş’ın bir önceki
turda elediği Liverpool’a kaybetmiş olması… İkisi de
efsanevi Avusturyalı Ersnt Happel idaresinde olmak
üzere ilk önce 1976’da iki maç üzerinden oynanan
UEFA Kupası finalinde rakibine boyun eğen Brugge,
daha sonra 1978’de tekmaç üzerinden oynanan
Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalini de 1-0
kaybetmişti. Bunun yanı sıra Belçika ekibi 16 kere ile
UEFA Kupası’na en çok katılan takımolma unvanını da
elinde bulunduruyor.
13 lig şampiyonluğunun yanı sıra 10 kez Belçika
Kupası’nda, 13 kere Belçika Süper Kupası’nda zafere
ulaşanmavi-siyahlılar buna karşın 10 yıldır lig ve
süper kupa, 8 yıldır da kupa şampiyonluğuna hasret.
Şampiyonun play-off sistemiyle belirlendiği Belçika
Ligi’nde bu sezon, ezeli rakibi Anderlecht’le kıyasıya bir
liderlik yarışı içerisinde olan Brugge, Belçika
Kupası’nda ise finalde Beşiktaş’la oynayacağı rövanş
karşılaşmasının ardından 22 Mart’ta ligde liderlik
kavgası yaptığı Anderlecht’le karşılaşacak.
Temsilcimiz Beşiktaş, 2006-2007 sezonunda UEFA
Kupası'nda Brugge’le aynı gruba düşmüştü. O zamanki
statü gereği rakibiyle tekmaçta karşılaşan Kartallar,
İnönü Stadı'ndaki
mücadelede İbrahimAkın
ve Ricardinho'nun
golleriyle sahadan 2-1 galip
ayrılmıştı. Club Brugge,
2002-2003 sezonunda ise
Şampiyonlar Ligi'nde
Galatasaray’la aynı grupta
yer almış; Ali Sami
Yen’deki maç 0-0
sonuçlanırken,
Belçika’daki karşılaşmayı
ise 3-1’lik skorla ev sahibi
kazanmıştı.
Brugge, kupada bu tura yükselene kadar oynadığı 12
karşılaşmada ise yenilgi yüzü görmedi. Şampiyonaya
3. Ön Eleme Turu’ndan katılanmavi-siyahlılar önce
Danimarka ekibi Brondby’yi, ardından da Play-Off
Turu’nda İsviçre temsilcisi Grasshoppers’ı oynadığı
her maçı kazanarak eledi ve gruplara kalmayı başardı.
B Grubu’nda İtalya’dan Torino, Finlandiya’dan HJK
Helsinki ve Danimarka’dan Kopenhag’la eşleşip bu
gurubu namağlup lider tamamlamayı başaran Brugge,
Son 32 Turu’nda ise yine bir Danimarka temsilcisi olan
Aalborg’u 3-1 ve 3-0’lık skorlarla mağlup ederek
kupada son 16 takım arasına kalmayı başardı.
Oynadığı 12 karşılaşmanın 10’u kazanan Belçika
temsilcisi sadece Torino ve Kopenhag’la kendi
sahasında berabere kaldı.
Teknik direktörlüğünü geçen sezonun başından beri eski
ünlüBelçikalı kaleci Michel Preud’homme’un üstlendiği
Brugge’un kaptanlığını ise deneyimli orta saha
oyuncusu Timmy Simons yapıyor. Kadrosunda İsrail Millî
Takımoyuncusu hücuma dönük orta saha Liar Refaelov,
Kosta RikaMillî Takımı’nın defansında yer alanOscar
Duarte, Barcelona’nın altyapısından yetişen İspanyol
orta sahaVictor Vazquez gibi tecrübeli isimler bulunan
Brugge, forvette 19 yaşındaki Obbi Oulare, kalede 22
yaşındaki MatthewRyan gibi genç yıldız adaylarına da
sahip. Oulare’nin eski Fenerbahçeli SüleymanOulare’nin
oğlu olduğunu da ekleyelim.
90
91
1...,70-71,72-73,74-75,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89 92-93,94-95,96-97,98-99,100-101,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,...138
Powered by FlippingBook