TamSaha 124. Sayı - page 78-79

üçüncülüğü ile döndü. Ancak
onun Millî Takım’a asıl katkısı bir
yaz sonra olacaktı. Dünya
Kupası’nda eldeki kadro zaten
çok tecrübeli ve birlikte
oynamaya alışmış yıldız
oyunculardan oluşuyordu.
Ancak bir sonraki yaz Fransa’da
düzenlenen Konfederasyonlar
Kupası için seçtiği kadro, 2000’li
yılların bir sonraki yarısı için ülke
futboluna hizmet edecek ve 2008
Avrupa Şampiyonası’nda yarı
final oynayan kadronun da
iskeletini oluşturan oyuncuları
içeriyordu. Kupa boyunca yeni
oluşturulan takım, iyi bir
performans sergiledi ve yine
üçüncülük elde edildi.
En önemlisi de Şenol Güneş’in
havuza soktuğu oyuncular
ilerleyen yıllarda Millî Takım’ın
iskeletini oluşturdu.
2004 Avrupa Şampiyonası eleme
grubunda işler yolunda
gitmeyince Şenol Güneş, Millî
Takım’la yollarını ayırdı ve kısa
bir dinlenme sürecinden sonra
2004-2005 sezonu Aralık ayında
tekrar Trabzonspor’un başına
geçti. Bu kez işi daha zordu.
Trabzonspor kötü bir dönem
geçiriyordu ve sezon ortasında
takımı devralmıştı. Ancak bir
sezon önce Millî Takım’a
kazandırdığı Gökdeniz Karadeniz
ve yıllardır Trabzon’un problemli
çocuğu olarak dillendirilen Fatih
Tekke ile harika bir hücumhattı
oluşturdu. Onun elinin
değmesiyle büyük bir çıkış
yakalayan bu ikili sezon sonunda
34 gol kaydetmişti. Özellikle Fatih
Tekke kariyer zirvesini yaşamış
oldu. Bir dönem “artık olmaya-
cak” denilerek gözden çıkarılmış
Fatih Tekke, ülkenin o dönem için
en önemli forvet oyuncusu hâline
dönüştü. Gökdeniz ise oyununda
sağladığı olgunlaşma sayesinde
hemTrabzonspor’un hemde Millî
Takım’ın önemli bir oyuncusu
hâline geldi. İki oyuncu kısa bir
süre sonra da rekor bonservis
bedelleriyle Rusya’nın yolunu
tutacaktı. Fatih Tekke Zenit’le,
Gökdeniz ise Rubin Kazan’la
önemli başarılar yakaladı.
O sezon Trabzonspor,
Fenerbahçe’nin 3 puan gerisinde
ligi ikinci sırada bitirdi ve Şenol
Güneş tekrar takımdan ayrıldı.
Güney Kore macerasından sonra
tekrar ülkeye döndü ve kısa bir
süre sonra da dördüncü kez
Trabzonspor’un başına geçti. Bu
kez işi daha zordu, ancak bıraktığı
etki daha derin oldu. Ersun Yanal
o dönem için ciddi bir kadro
oluşturup hücumgücü yüksek
bir takımyaratmıştı. Sahada
istenilen sonuçlar alınamayınca
iş yine Güneş’e düştü. Elinde
Manisa’da yıldızı parlamış ancak
bir türlü eşiği aşamamış Selçuk
İnan, çok yetenekli ancak bunu
bir türlü takımyararına
kullanamayan Gustavo Colman,
Jean Tigana’nın ısrarları ile
Beşiktaş’a alınan fakat bir türlü
tutunamayan, Holosko’ya
karşılık Manisa’ya, oradan
Fenerbahçe’ye, orada da forma
bulamayınca Eskişehirspor’a
giden Burak Yılmaz ve her sezon
ortalama 15 gol atsa da bir türlü
yıldızı taraftarla barışmayan
Umut Bulut vardı. Güneş sezon
ortasında geldiği Trabzonspor’da
ilk iş olarak defansif açıdan sorunlar yaşayan
takımın bu problemini çözmeye çalıştı. Colman ve
Selçuk’u defansın önüne yerleştirdi. Burak sağ
kanada yerleşti, Umut ise her zamanki yerinde,
santrfor olarak tek başınaydı. Sezon sonunda
Bursaspor ile şampiyonlukmücadelesi veren
Fenerbahçe’ye çelme takan bordo-mavililer, bir de
Fenerbahçe’ye karşı oynadıkları final maçında
Türkiye Kupası’nı kazandı. Şenol Güneş’in elinin
değmesiyle işler hemen değişmeye başlamıştı.
Ertesi sezon ise takımkendini tekrar şampiyonluk
yarışında buldu. Artan oyuncu performanslarıyla
birlikte takım olarak da harika bir uyumyakaladılar.
Özellikle Burak, Selçuk, Colman ve Umut büyük fark
yaratıyordu. Bu değişimden yararlananlardan biri de
Engin Baytar’dı. Oynadığı tüm takımlarda
problemler yaşayan ve olaylı şekilde bu takımlardan
ayrılan Engin için Trabzonspor belki de son şanstı.
Saha içinde ve dışında tümyaptıklarına rağmen
Şenol Hoca, Engin için de çok sabretti ve o sezon sol
kanatta ondan büyük katkılar almayı bildi.
İki sezondur yokları oynayan Burak, o sezonu, hem
de sağ kanat oynamasına rağmen 19 golle kapattı.
Umut Bulut ise 13 gol atmayı başarmıştı ve
oyunundaki olgunluk sezon sonunda soluğu
Fransa’da almasına yaradı. Selçuk, oyununda büyük
bir gelişme kat etti ve ülke futbolunun yetiştirmiş
olduğu en önemli orta saha oyuncularından biri
hâline dönüştü. Bu harika uyum, o sezon Selçuk’un
hanesine 13 asist olarak yazıldı. Sezon sonunda da
sözleşmesi bittiği için, Fatih Terim’le yeni bir
yapılanmaya giren Galatasaray’a Engin’le birlikte
transfer oldu. Umut’un gidişiyle birlikte ertesi sezon
Burak forvette onun yerini aldı ve harika bir
patlama yaşadı. İki sezon önce neredeyse forma
şansı bulamayan bir oyuncuyken o sezonu 33 golle
tamamladı. İki sezon art arda yaşayacağı gol
krallığının ilkini tattı ve sezon sonunda o da soluğu
Galatasaray’da aldı. Fransa’nın Toulouse takımında
iyi bir sezon geçiren Umut da Fatih Terim’in isteği
üzerine Galatasaray’a geldi ve bir sezon sonra bu
dörtlü İstanbul’da toplanmış oldu. Tümbunların yanı
sıra Şenol Güneş’in yetiştirdiği iki kaleciyi de
unutmamak gerek. Oyunculuğu döneminde ülke
futbolunun en önemli file bekçilerinden biri olan
Güneş’in, o dönembirlikte çalıştığı Tolga Zengin ve
Onur Kıvrak’ın gelişimlerinde de ciddi biçimde
etkileri oldu. İki kaleci arasında tatlı bir rekabet
ortamı yaratan Şenol Hoca, iki önemli kaleciyi de
ülke futbolunun hizmetine sundu.
2013’te alınan kötü saha sonuçlarından ve yoğun
eleştirilerden bunalıp Trabzonspor’dan istifa etti.
Bir sezonluk aradan sonra bu kez yolu Bursaspor’a
düştü. Yaşadığı şampiyonluktan sonra bir türlü
bekleneni veremeyen Bursaspor’da zorlu bir görevi
devraldı ancak kısa bir süre sonra takımda tekrar
Şenol Güneş etkileri görülmeye başlandı. Gözle
görülür ilk etkisi Trabzonspor’da da birlikte
çalıştıkları Volkan Şen’de oldu. Volkan’ın Trabzon
günleri pek parlak geçmemişti. O da bir süre sonra
yetiştiği Bursaspor’a geri döndü ve Şenol Güneş’le
yolları bu sezon tekrar kesişti. Sezon başından
itibaren artan performansı sezonun ilk yarısı
biterken hanesine yedi gol yazılarak sonuçlandı.
Tekrar Millî Takım’a çağrılmaya başlandı ve hem
takımının en önemli hücum silahlarından birine
dönüştü hemde Millî Takım için önemli bir alternatif
olarak geri döndü. Geçtiğimiz sezon yakaladığı
çıkışla Millî Takım’a kadar yükselen Ozan Tufan,
Şenol Hocanın da değişilmezleri arasına girdi ve
onunla birlikte oyununda ciddi gelişmeler kat
ederek zamanında Selçuk İnan’ın Trabzonspor’da
bıraktığı etkiyi yaratmaya başladı. Kaleci Harun,
stoper Serdar, sağ bek Şener ve forvette Fernandao
da onun tedrisatından geçerek ciddi bir biçimde
gelişimkat eden oyuncular olarak dikkat çekti.
Bursaspor sezon sonunda puan tablosunun
neresinde olur bilinmez ancak Şenol Hoca ile kat
ettikleri mesafe ve daha önce başardıklarına
referansla önlerinde çok güzel bir gelecek olduğu
kesin. Sahip olduğu birikimini birlikte çalıştığı
oyuncularla paylaşmada cömert davranan ve
onların gelişiminde büyük rol oynayan Şenol Hoca,
onu bu alanda değerli bir yere koymamızı sağlıyor.
78
79
1...,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76-77 80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95,96-97,98-99,...138
Powered by FlippingBook