TamSaha 124. Sayı - page 64-65

FIFA kokartını kaybettikten
sonra yeniden taşımaya hak
kazanma arasındaki süreç,
çok ciddi emek ve çaba
gerektiriyor. Psikolojik açıdan
da oldukça zor bir süreç bu.
FIFA kokartını kaybettikten sonra
kendi kendime “Bunu tekrar geri
kazanacağım” dedim, buna inandım
ve önceki dönemlere oranla çok
daha fazla çalıştım.
Spor Toto Süper Lig’de
oynanan 9müsabakanın
tamamını izliyorum. PTT 1.
Lig’de her hafta oynanan 9
karşılaşmanın özetlerini
izleyip analizlerini yapıyorum.
Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi
maçlarını devamlı takip ederek, bu
karşılaşmalar hakkında da analizler
yapıyorum. Haftada 4 kere
antrenman yapıyorum.
Baskıcı bir ortamla
karşılaştığımda, bu durum
bende farklı bir etki yaratıyor.
Daha fazla motive oluyorum
maçlara. Çünkü Spor Toto
Süper Lig’de 12. yılıma girmiş
ve bu ligde yaklaşık 180maç
yönetmiş bulunuyorum. Ayrıca
atmosferi yüksek birçok stadyumda
da görev yaptım. Dolayısıyla baskıcı
ortamdan negatif etkilenmiyorum.
Kamuoyu baskısını,
medyanın ilgisini,
futbolseverlerin tepkilerini
değiştirebilme şansımyok.
Ancak kendi çalışma
düzenimi, motivasyonumu
ayarlayabilir ve değiştirebilirim.
Diğer kriterler sadece benim ilgi
alanımda, etki alanımda değil. Ben
de prensip olarak yapamayacağım
şeyleri değil, kendi etki alanımdaki
konuları değiştirmeye bakarım.
hazırlanılması gerektiğini, insanların orta ve
uzun vadeli hedeflerinin nasıl koyulacağını,
bunları gerçekleştirmek için neler yapılması
gerektiğini, yaşayarak ve tecrübe edinerek
öğrendim. Ve dediğimgibi “Bu aşamalardan
geçip, FIFA kokartını tekrar geri kazanacağım”
dedimkendime. Tâbiri caizse; 2.80 yere uzan-
mışken, tekrar ayağa kalkmak gerçekten çok
zordu. Bu dönemi atlatmamda yardımcı olan
arkadaşlarımın ve hakemhocalarımın bana çok
büyük destekleri oldu. Özellikle bu travmayı
daha önce yaşamış abilerimiz önemli
desteklerde bulundu. Diğer yandan her ne kadar
FIFA kokartını kaybetmiş olsamda MHK
Danışmanı Jaap Uilenberg’le diyaloğumu hiç
koparmadımve ondan hep bir şeyler
öğrenmeye çalıştım. Tekrar FIFA kokartı takma
şansım olsun ya da olmasın… Şansımda biraz
yaver gitti diyebilirim. “Bazen beklenmeyeni
bekle” diye bir söz vardır. Benimde önüme
tekrar bir fırsat çıktı ve bu süreçte gösterdiğim
emeklerden ötürü yeniden FIFA kokartı almaya
lâyık görüldüm. Bu süreçte bana destek veren
ve üzerimde emeği olan herkese çok teşekkür
ederim. Şunu bir kez daha anlıyorumki;
hakemlikte çalışmak hiçbir zaman bitmiyor.
İster en alt seviye olun, ister en üst seviye. İster
Cüneyt Çakır gibi Dünya Kupası yarı finali
yönetmiş olun, ister olmayın. Hakemlikte başarı
için, hep bir adım sonrasını hayal etmek var.
Örneğin; Cüneyt Çakır arkadaşımız bu
başarılardan sonra geldiği konum itibariyle
Şampiyonlar Ligi, Avrupa Şampiyonası, Dünya
Kupası finalini yönetmeyi hayal edebiliyor.
Benim için de hayal etme ve bunu
gerçekleştirme konularında en önemli
rehberlerden biridir Cüneyt Çakır. Özellikle
maçlara mental ve fizikî olarak hazırlanma
yönünden. Benimde hedefim onun gibi maçlara
hazırlanıp, hep bir adım sonrasını hayal etmek.
Tek felsefem çalışmak
Yeniden FIFA kokartını kazandıktan sonra
uluslararası arenada ne gibi hedefleriniz var
artık? Bir adım sonrasında hayal ettikleriniz
nedir bu konuda?
Daha önce FIFA kokartını kaybettiğim için,
bunun vermiş olduğu düşünce ile taşıdığım
kokartın kıymetini eskisine oranla daha iyi
biliyorum. Bazı değerleri, kaybettiğiniz zaman
anlıyorsunuz. Bir insan erken yaşta vefat eder
ama o döneme kadar yaptıklarının değeri
anlaşılmamıştır. O insan için, “geç bulduk ama
erken kaybettik” denir. Ama sanırım, ben erken
buldum, erken kaybettimFIFA kokartını. Bunda
da belirttiğimgibi birtakımplanlama hatalarım
olduğunu düşünüyorum zamanında. Ancak
tecrübe sayesinde şimdi daha farklı çalışıp
hazırlanıyorummaçlara. Örnek vermek
gerekirse, Spor Toto Süper Lig’de oynanan 9
müsabakanın tamamını izliyorumher hafta.
PTT 1. Lig’de her hafta oynanan 9 karşılaşmanın
özetlerini izleyip analizlerini yapıyorum.
Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarını
devamlı takip ederek, bu karşılaşmalar
hakkında da analizler yapıyorum. Bunlara çok
ciddi bir zaman harcıyorum. Haftada 4 kere
antrenman yapıyorum. “Önceden bunları
yapmıyor muydun?” diye sorarsanız, tabiî ki
yapıyordum ancak 10’da 1’ini yapıyordum
diyebilirim. Şimdiki farkındalığımo dönemde
yoktu. Bazen elde ettiğiniz yetkilerin farkında
olamayabiliyorsunuz. Bu da bahsettiğimgibi
biraz tecrübeyle alakalı. Belki de o planlama
hatalarını bundan dolayı yaptımben de.
Şimdi yaptığım işe tam anlamıyla dört elle
sarılıyorum, daha fazla çalışıyorum. Tek
felsefemvar; çalışmak, çalışmak, çalışmak…
Bu felsefeyi uluslararası arenada da gösterdiğim
sürece her geçen dönemdaha başarılı olacağımı
düşünüyorum.
Türkiye’de hakemlerin performanslarını
etkileyebilecek birçok dış faktör var. Hakemler
hemen hemen her dönem futbolun paydaşları,
medya ve kamuoyu tarafından çok ciddi
eleştirilere maruz kalabiliyor. Bahsettiğiniz
süreçte, çalışmalarınızı yaparken bu faktörlerle
mental açından baş edebilme konusuna da
eğildiniz mi?
35 yaşı geçtikten sonra hakemlikte yani bir
şeyleri görüp geçirip tecrübelendikten sonra,
olaylara daha olgun bir şekilde bakabiliyor-
sunuz ve bu da sizi baskı ortamından
uzaklaştırıyor mental açıdan. Çünkü tecrübe
onu gerektiriyor. Belirli bir yaştan ve edinilen
tecrübelerden sonra o baskılar ve eleştiriler sizi
etkilemiyor. Onun için, bu konuda ekstra bir
çalışma yapmadım. Avrupa’da maç yönetmekle
Türkiye’de maç yönetmek konusunda aynı
rahatlıktayız ancak Türkiye’de müsabaka
yönetmeyi zorlaştırıcı etkenlerin biraz daha
64
65
1...,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63 66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,...138
Powered by FlippingBook