TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Abdullah Halman; Urfa'nın gururu, ailesinin umudu 29.09.2008
Abdullah Halman; Urfanın gururu, ailesinin umudu

Gaziantepspor'un altyapısından yetişip 2. ve 3. Liglerde oynadıktan sonra bir anda Süper Lig'e sıçradı, Rıza Çalımbay'ın elinde Youla ve Anderson gibi tecrübeli forvetleri zorlayan bir gol umuduna dönüştü. Turkcell Süper Lig'in Şanlıurfa doğumlu tek oyuncusu. 10 çocuklu bir ailenin en küçük oğlu. 20 yıldır Gaziantep'te yaşıyor. Bir yandan çalışıp bir yandan okurken, yeteneği ve azmiyle futbolcu oldu. Futbolculuğu tercih etmesini "İnsan kendi hayatını her işi yaparak kazanabilir, ama ben ailemin daha iyi şartlarda yaşaması için bu yolu seçtim" diye açıklıyor.

Röportaj: Mazlum Uluç

Süper Lig'de ilk sezonunu yaşayan bir oyuncu olmana rağmen Eskişehirspor'da Youla ve Anderson'dan oluşan forvet ikilisini zorluyorsun. Eskişehirspor için nasıl umut haline geldiğini merak ediyorum ama önce seni biraz yakından tanıyalım.

1987 Şanlıurfa doğumluyum fakat 20 yıldır Gaziantep'te yaşıyorum. 10 çocuklu bir ailenin en küçük evladıyım. Annemi iki yıl önce kaybettim. Babam tekrar bir evlilik yaptı ve bir çocuğu daha oldu.

Baban kaç yaşında ve ne iş yapıyor bu arada?

58 yaşında ve artık çalışmıyor. Ben çok küçük yaşlarda aileme sahip çıkmaya başladım. Okulu, futbolu ve işi bir arada yürütmek için uğraştım. Babamın da çalışmasını istemiyorum. Zaten 10 çocuk büyütmüş, onun için bu kadarı yeterli.

Diğer kardeşlerin neler yapıyor? Senin gibi futbolcu olan var mı aralarında?

Üç erkek, yedi kız kardeşiz. Ağabey ve ablalarımın hepsi evli. Ailede benim dışımda futbolcu olan yok.

Futbol oynamaya nasıl ve nerede başladın?

9 yaşımda Gaziantepspor'un altyapısında başladım. O zaman ağabeyim beni denenmem için götürmüştü. Seçmeleri yapan Vedat Hoca, neredeyse hiç kimseyi dışarıda bırakmıyor, "Çocuklar başka işlerle uğraşacaklarına gelip futbol oynasın" diyordu. İkinci, üçüncü

antrenmanda yetenekli olduğuma karar verdiler ve benimle daha yakından ilgilenmeye başladılar.

14 yaşımda PAF takımda oynadım

Sonrasında üst seviyelere yükselme sürecin nasıl gelişti?

Bugünkü konumuma gelmemde Kadir Aslan Hocamın payı çok büyük. Yeri geldi babalık, yeri geldi ağabeylik yaptı bana. Onun sayesinde futboldaki yükselişim de oldukça hızlı gerçekleşti. Normalde oyuncular 18 yaşında PAF takımında oynarken ben 14 yaşımda o kategoriye yükselmiştim. Genç Milli Takım'a gittiğim dönemde oradaki arkadaşlarım B Genç kategorisindeyken benim PAF takımında forma giymeme şaşırıyorlardı. Ancak yaşadığım sakatlık ve annemi kaybetmemin etkisiyle futbol hayatım sekteye uğradı. O dönemde Mezitlispor'a kiralık verilmiştim ama ailemi bırakıp gidemiyordum. Futbolu bırakmayı düşünmeye başlamıştım. Sonra babam antrenörlerimle konuştu ve izin aldı. Üç-dört hafta geçtikten sonra Mersin'e döndüm ve oynamayı sürdürdüm. Sezon sonunda da Gaziantepspor'a döndüm.

Ancak seni Gaziantepspor'da izleyemedik. Bunun sebebi neydi?

O dönemde Gaziantepspor'un başına Mesut Bakkal gelmişti. Kafasında belirlediği bir kadro vardı ve antrenmanda bile görmeden beni istemediğini söyledi. Bunun üzerine bonservisimi alarak Mersin İdmanyurdu'na gittim. Takımın başında eski Fenerbahçeli Abdülkerim Durmaz Hocam vardı. "3.Lig'den futbolcu çıkmaz" diyerek başlangıçta bana sıcak bakmıyordu. Bir-iki hafta antrenmana çıktıktan sonra beni oynatmaya başladı. İlk maçımda iki gol attım ve sonra devamı geldi.

Eskişehirspor'a transferin nasıl gerçekleşti?

Mersin İdmanyurdu'nda çok iyi bir sezon geçirdim ve 11 gol attım. Birkaç kulüpten teklif almıştım ve bence en iyisi Eskişehirspor'unkiydi. Kadrosunda genç oyuncuların bulunması ve takımın başında Rıza Hoca'nın olması Eskişehirspor'u tercih etmemin en önemli nedenleriydi. Buraya gelmekle çok da iyi yaptığımı düşünüyorum. Çünkü Süper Lig'in havası bambaşka. Alt liglerde ne kadar oynarsanız oynayın en fazla "Mersin'de Abdullah diye bir futbolcu var" derler ama Süper Lig'de bir tane iyi maç oynamanız bütün gözlerin üzerinize çevrilmesi için yeterlidir. Alt liglerden Süper Lig'e gelmek çok zor ve ben zor bir işi başardığımı düşünüyorum. Bundan sonrası da zor olacak. Ama bende bunlarla baş etme potansiyeli var. Çünkü hayatın zorluklarıyla çok küçük yaşlarda karşılaştım.

Peki, Rıza Çalımbay seni nerede izledi de transferine karar verdi?

Bunu bilemiyorum. Ama Adana Demirspor'la oynadığımız son maçı izlemeye gelen çok sayıda teknik direktör olduğunu biliyorum. Çünkü Adana Demirspor bizi yendiği takdirde Bank Asya 1. Lig'e çıkacaktı. O maçta iyi oynadım ve iki gol attım. Sanırım özellikle o maçta beğenildim.

İdolüm Ertuğrul Sağlam

Futbola başladığın dönemde örnek aldığın oyuncular var mı?

Ertuğrul Sağlam'ı çok beğeniyordum. Sahadaki duruşu ve kişiliğini örnek alıyordum. Oyun stilimi de onunkine benzetiyordum.

Ertuğrul Sağlam toplara iki ayağıyla da iyi vuran, hava toplarında da etkili bir oyuncuydu. Sen de bu özelliklere sahip misin?

Ben driplingi iyi olan, çalım atmayı seven ve son vuruşları başarılı bir oyuncuyum. Pivot santrfor oynadığım için hava toplarında da fena değilim. (Utanıyor ve "İnsanın kendinden bahsetmesi de tuhaf bir şey. Kötü oldum" diyor.)

Altyapıdaki antrenörlerini bir yana bırakırsan gelişmene en büyük katkıyı yapan teknik adam kimdi?

Geçen sezon Mersin İdmanyurdu'nda Abdülkerim Durmaz'ın bana çok önemli katkıları oldu. Fenerbahçe'de libero oynamakla beraber geçmişte çok sayıda gol atmış, 2.Lig'de gol krallığı yaşamış eski bir santrfor. Bir de çok heyecanlı bir kişiliğe sahip. Ama daha önce anlatılanlarla benim karşılaştığım Abdülkerim Hoca arasında büyük bir fark vardı. Şu anda çok mütevazı bir hayat yaşıyor. Oyuncularına geçmişte kötü bir hayat tarzı olduğunu anlatıyor ve "Ben bunları yaptım, siz yapmayın" diyor. 29 yaşında futbolu bıraktığını söyleyerek, "Eğer benim geçmişte yaşadığım hayatı sürdürürseniz siz de o yaşlarda futboldan koparsınız" gibi uyarılarda bulunuyor. Abdülkerim Hocamdan futbola bakış açısı yönünden önemli dersler aldım.

Hedeflerim hep büyüktü

Süper Lig'e gelirken bir endişe duymadın mı, "Acaba başarabilir miyim?" gibi düşünceler geçmedi mi aklından?

Daha Gaziantepspor'un PAF takımında oynarken hedeflerimi büyük koymuştum. O dönemden itibaren kafamda hep Süper Lig'de oynamak vardı. Ama dediğim gibi yaşadığım sakatlıklar ve annemin vefatı bende bir duraklamaya neden oldu. Şu an eskiye göre kendimi çok daha güçlü ve iyi hissediyorum. Kademe kademe gelmenin, 3. ve 2. Lig'de oynayarak yükselmenin benim için avantaj olduğuna inanıyorum. Eskişehirspor'a da ayak uydurmakta zorlanmadım. Rıza Hocanın bakış açısını da gördükten sonra bu işin daha kolay olacağını düşünüyorum.

Nasıl bakıyor Rıza Hoca sana?

Rıza Hocam olsun, yardımcıları olsun, 2. Lig'den gelmiş olmama rağmen beni fazlasıyla sahipleniyor. Bu kadar ilgi görmeyi beklemiyordum açıkçası. Bazen benimle ilgili öyle olumlu konuşmalar yapıyorlar ki, kendi kendime "Allah Allah, gerçekten de benden mi bahsediyorlar?" diye şüpheye düşüyorum. Takımın genç olması da benim için önemli bir avantaj. Arkadaşlarınızla içinizden geldiği gibi konuşabiliyor, şakalaşabiliyorsunuz. Takımın büyükleri de bize ayak uyduruyor.

Ligimizde gerçekten de iyi stoperler var. Yerlilerin dışında Lugano, Edu, Song, Meira gibi uluslararası oyuncular da mevcut. Bu oyunculara karşı oynayacak olmak seni nasıl etkiliyor?

Oyuncular arasında çok büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Neticede oynadığınız şey bir oyun. İnsan kendisine ne kadar çok güvenirse o kadar çok iş yapar. Ben karşımdaki oyuncunun ismini kafamda büyüterek sahaya çıkmam.

Oldukça genç bir oyuncusun ve önünde futbol oynamak için uzun yıllar var. Kariyer planlamanda bundan sonrası için neler bulunuyor?

Öncelikle burada iyi bir sezon geçirerek kendimi kanıtlamak istiyorum. İnsanların "Eskişehirspor'da bir Abdullah Halman var" demelerini sağlamam gerek. Daha sonrasında Milli Takım ve İstanbul takımlarından birinde oynamak var. Avrupa'yı da çok istiyorum açıkçası. Elbette bunları zaman gösterecek. Çünkü insan hiç beklemediği zamanda hiç beklemediği olaylarla karşılaşıyor. Olumsuz düşündüğünüz zamanlarda bazen olumlu şeylerle karşılaşıyorsunuz. Eğer bir yeteneğiniz varsa, çalıştıktan sonra mutlaka hedefinize ulaşırsınız. Bazıları bu işlerin torpille olduğunu düşünüyor ama işte ben ortadayım. Arkamda hiçbir güç yokken iki sezon içinde 3. Lig'den Süper Lig'e geldim. Mersin İdmanyurdu'na gittiğimde 3. Lig'den gelen bir oyuncu olarak 5. forvettim. Ama antrenmana çıktığınızda şartlar eşitleniyor. Diğer oyuncular da aynı ayakkabıları, aynı eşofmanları giyiyor, aynı zeminde mücadele ediyor, aynı topa vuruyor. Böyle bir ortamda da iş tamamen oyuncunun yeteneklerine, hırsına ve çalışmasına kalıyor.

Futbola ailem için başladım

Bugün geldiğin noktada ailene destek açısından neler yapıyorsun?

Benim için her şeyden önce ailem geliyor. Gerçekten çok zor şartlarda büyüdüm. İlk para kazandığımda hepsini götürüp babama vermiştim. Bugün de ailemin gelir kaynağı benim. Babamın ve rahatsızlığı nedeniyle çalışamayan bir ağabeyimin sorumluluğu benim üzerimde. Bundan hiç de gocunmuyor, tam tersine gurur duyuyorum. Çünkü futbola bunun için başlamıştım. "Futbolcu olayım, para kazanayım ve aileme daha iyi şartlarda bir hayat sağlayayım" diyordum. İnsan sonuçta kendi hayatını başka türlü de kurtarabilir. Okursunuz, çalışırsınız ve geçiminizi sağlarsınız. Ama benim hedeflerim daha büyüktü. Ailemin tümüne daha iyi bir yaşam sağlamayı, ağabeylerime, ablalarıma yardım etmeyi istiyordum. İnsanın böyle bir hedefinin olması ve bu hedefine bir ölçüde ulaşması tarifsiz bir mutluluk veriyor.

Eğitimini nereye kadar sürdürdün peki?

Liseyi bitirdim ve sonrasında girdiğim üniversite sınavlarında hep iyi puan aldım ancak tercih yapamadım. Çünkü her sezon bir başka şehirde futbol oynadım ve önümüzdeki sezon nerede olacağımı hiç bilemedim. Bu sene de iyi puan aldım. Antrenörlük eğitimi almak istiyorum ama önceliğim futbol oynamak tabii.

Genç Milli Takım kamplarına katıldığını söylemiştin. Kaç defa oynayabildin?

Genç Milli Takım'a iki defa seçildim ama ikisinde de sakatlık nedeniyle oynayamadım. Ferhat Südoğan tarafından U17'ye, Cem Pamiroğlu tarafından da U19'a seçilmiştim. U19'la İtalya'daki Avrupa Şampiyonası finallerine götürüldüm ancak sakatlığım oynamamı engelledi.

Çevrendeki insanlar seni nasıl birisi olarak tanıyor?

Başlangıçta çok agresiftim. Her şeye olumsuz bakar, en küçük şeylere bile kızardım. Ama son iki yılda yaşadığım tecrübeler hayata biraz daha farklı bakmayı öğretti. Çok olumsuz bir şeye bile tepki göstermeden gülüp geçebiliyorum. O kadar zor şeyler yaşadım ki, bugün yaşadıklarım beni etkilemiyor. Kişilik olarak değişim gösterdiğimi düşünüyorum. Annemi kaybettiğimde bundan sonra artık hiçbir şey yapamayacağımı düşünüyordum. Allah daha kötüsünü vermesin ama insan bunun bile üstesinden geldikten sonra daha ağır ve acı başka ne yaşayabilir ki?

Hayatta zorluklar yaşadım dedin. O zorluklardan da söz eder misin biraz?

Aile olarak maddi durumumuz iyi değildi. İki saatlik yolu yürüyerek gittiğimi bilirim. Bir gün içinde hem okula hem antrenmana gidiyor hem de çalışıyordum.

Çalışıyordum derken, ne iş yapıyordun?

Antep'te halı üretimi yaygındır. Ben de halı tezgâhlarında çıraklık yapıyordum. Zaten ağabeyim de o işte çalışıyordu. Bir yandan aileme maddi katkı sağlamaya, diğer yandan da eğitimimi kendi imkânlarımla sürdürmeye çabalıyordum. Maddi durumumuzun elverişsizliği nedeniyle ağabeylerim ve ablalarımın okuma şansı bulamamıştı. Bu nedenle aileme yük olmak istemiyor ve kendi eğitim giderlerimi kendim karşılamaya uğraşıyordum. Bugünden baktığımda, iyi ki o dönemde o zorlukları yaşamışım diyorum.