Son dönemde düzenlenen Avrupa Şampiyonası finallerinin en doyurucu, en heyecanlı ve en keyiflilerinden birisi oldu Euro 2008. Heyecan boyutuna Milli Takımımızın katkısı büyüktü elbette. Önce Hollanda'nın, ardından Hırvatistan ve Rusya'nın şov yaptığı turnuvanın sonunda gülen takım İspanya oldu. İspanyollar ilk ve son kez 1964'te kazandıkları kupanın üzerinden 44 yıl geçtikten sonra bu onura ulaştı. Üstelik oynadıkları tüm 90 dakikaların her anında rakiplerine üstünlük kurarak ve hiç yenilmeden. Yani bileklerinin hakkıyla.
Bağış Erten/TamSaha
Son yılların en heyecanlı, en çekişmeli, en farklı şampiyonalarından birini yaşadık. Bunu sadece son dakika destancısı olarak biz söylemiyoruz, herkes söylüyor. İlk turdan finale kadar tüm maçlar, ambiyansıyla, tribünüyle ve futbola dair her şeyiyle futbol kültürü malzemeleri olarak işlendi artık bilgi dağarcığımıza. Mutluyuz, gururluyuz, ama hepsinden önemlisi ziyadesiyle futbola doymuş durumdayız.
Şimdi işin başına dönelim ve köşe taşlarını yeniden oturtalım. Turnuvanın açılış gününde aslında bir şeylerin farklı olacağını anlamalıydık. Vasat bir karşılaşma beklerken İsviçre-Çek Cumhuriyeti maçı bile müthiş tempolu ve mücadele doluydu. Nitekim Portekiz-Türkiye karşılaşmasıyla birlikte genel profil de çıkmaya başladı. Bu turnuva her zamankinden daha hızlı olacaktı ve bu durum hepimize bir ferahlık vermişti.
Euro 2008'e damgasını ilk vuran takım Hollanda'ydı. İtalya karşısında enfes bir oyunla 3-0 galip geldi Portakallar ve yürekleri ilk fetheden oldular. Hemen ertesinde ise İspanya çıktı başrole. Daha sonra turnuvanın kanaat notu yüksek takımlarından olan Rusya'yı sürklase etti matadorlar. Sanki işin sonunu görürcesine… Grupların ilk maçları bittiğinde herkesin hevesi ve şevki artmıştı. İsviçre ve Avusturya'nın puslu havasına inat belli ki futbol adına güzel günler görecektik, güneşli günler.
İkinci turu Portekiz'in tokluğu ve Türkiye'nin geri dönüşü açtı. O gün alkışlayan pek azdı millileri. Ama çok yakında avuçları patlayıncaya dek ellerini birbirine vuracaklardı. Onları Hırvatistan'ın Almanya karşısındaki özgüvenli galibiyeti izledi. Hırvatlar "Bizi de hesaba katmayı unutmayın" der gibiydi. İyiydiler, hoştular ve meydan okuyorlardı. Hollanda ise yine yakışıklı, yine havalıydı. Bu sefer Fransa'yı ipe dizdiler ve son Dünya Kupası'nın finalistini tam dört golle bozguna uğrattılar. Bern, Amsterdam'a dönmüş, herkesin işaret parmakları onları gösterir olmuştu. Son Dünya Kupası'nın finalistlerine 7 gol atan bir takımı kim azımsayabilirdi ki? Ama kader başka türlü tecelli etmek istiyordu bir kere. Daha o günlerden kupaya yan gözle bakan İspanya ise sağlam basıyordu yere. İsveç'i de önüne almışlardı, pupa yelken gidiyorlardı.
Üçüncü ve son maçlara girilirken pek çok takım kader müsabakalarına çıkıyordu. Ama Türkiye-Çek Cumhuriyeti gibisi nadir bulunurdu. Beraberlik durumunda daha grup aşamasında penaltılara kalacak olan maçın, turnuvanın en güzel karşılaşması olacağını pek az kimse öngörebilmişti. Son düdük çaldığında tribünlerin büyük bölümü ayaktaydı ve o enfes temaşayı alkışlıyordu. Başı dik olan ise çeyrek finale çıkan Türkiye'ydi.
Avusturya'nın da elenmesiyle ev sahibi ekipler turnuvaya veda etmiş, İtalya ise Fransa'yı bir kez daha alt ederek son anda Romanya'yı geride bırakıp ikinci tura kafasını uzatmıştı. Tabii Hollanda'nın arkasında kalarak. Çünkü Portakallar Romanya'yı kayırmamış, mağlubiyeti gruptaki takımlara eşit dağıtmıştı. Son maçların en güzellerinden birinde ise Rusya nelere kadir olduğunun ilk ışıklarını göstermişti. İsveç 2-0 yenilip elenmeye razı olmuştu çünkü o Rusya karşısında daha beteri de olabilirdi.
Çeyrek finallere girerken herkesin yüzünde bir tebessüm vardı. Kupanın rekoltesi iyi, tadı damaklardaydı. Ama asıl turnuva da şimdi başlıyordu ve artık vezirlerin konuşma zamanıydı. Önce enfes bir ziyafet Basel'den geldi. Portekiz ve Almanya turnuvanın ilk beşine girecek bir keyifle oynadılar ve gole doyurdular. Fakat alımlı takımların önde gideni Portekiz bu maç sonunda Panzerlerin duvarına çarpıp yıkılmıştı. Derken yine Türkiye çıktı sahneye ve yine herkesten rol çaldı. Yenilmek nedir bilmez, dokuz canlı ekibimiz bu sefer de uzatmanın uzatmasına bir gol sığdırmıştı. Herkesin gizli favorisi Hırvatistan da ay-yıldızlıların elinden kaçamamıştı. Tüm dünya daha bu maçın şaşkınlığını atamadan bir darbe de Ruslardan geldi. Gönülçelen Hollanda'yı enfes bir oyunla devirip sıcak sulara indi Ruslar. Bu turun en büyük hayal kırıklığı ise İtalya-İspanya maçıydı. Neyse ki İtalyanlar elendi de oyunun önü açıldı.
Yarı finaller beklenilenden de keyifli geçti. Galip gelmek için üçer gol gerekti Almanya ve İspanya'ya. Türkiye gönüllere bir çentik daha atmış, Rusya ise bu aşamada takatten düşmüştü. Artık herkes finali heyecanla bekliyordu: Almanya-İspanya. Nitekim sıkı bir maçla son buldu şampiyona. Ve herkesin ortak kararıyla hiç kupa alamayacaklar denen İspanya zafer sarhoşu olmuştu bile. Aslında herkes finali görmeye gerek kalkmadan mutlu olmuştu bile. Kupa dediğin böyle olurdu. Tamam kupa matadorların oldu. Lakin Hollanda, Türkiye ve Rusya'ya da özel bir teşekkür sunmak tüm futbol dilencilerinin boynunda borçtu.
Gol Krallığı
4 Gol
David Villa (İspanya)
3 Gol
Semih Şentürk (Türkiye), Hakan Yakın (İsviçre), Roman Pavlyuchenko (Rusya), Lukas Podolski (Almanya)
2 Gol
Nihat Kahveci, Arda Turan (Türkiye), Daniel Güiza, Fernando Torres (İspanya), Ivan Klasnic (Hırvatistan), Zlatan Ibrahimovic (İsveç), Robin van Persie, Wesley Sneijder, Ruud van Nistelrooy (Hollanda), Andrei Arshavin (Rusya), Bastian Schweinsteiger, Miroslav Klose, Michael Ballack (Almanya)
Asist Krallığı
3 Asist
Hamit Altıntop (Türkiye), Cesc Fàbregas (İspanya)
2 Asist
Eren Derdiyok (İsviçre), Dirk Kuyt, Wesley Sneijder (Hollanda), Bastian Schweinsteiger, Miroslav Klose, Lukas Podolski (Almanya), Danijel Pranjic (Hırvatistan), Andres Iniesta (İspanya), Aleksandr Anyukov, Sergei Semak (Rusya)
En Çok Şut Atan Takımlar
Takım Toplam Şut Maç Başına Ortalama
İspanya 117 19.5
Rusya 87 17.4
Hollanda 78 19.5
Portekiz 65 16.25
Türkiye 64 12.8
Almanya 62 10.33
Hırvatistan 55 13.75
İtalya 53 13.25
Fransa 47 15.67
İsviçre 45 15
Polonya 44 14.67
Avusturya 41 13.67
Çek Cum. 34 11.33
Yunanistan 34 11.33
Romanya 33 11
İsveç 33 11
En Çok Ofsayta Düşen Oyuncular
Oyuncu Takımı Ofsayt sayısı
Fernando Torres İspanya 8
Roman Pavlyuchenko Rusya 7
Robin van Persie Hollanda 5
Adrian Mutu Romanya 5
Luca Toni İtalya 5
Miroslav Klose Almanya 5
En Çok Sarı Kart Gören Takımlar
Takım Kart Sayısı Maç Başına Ortalama
Türkiye 16 3.2
Rusya 10 2
İtalya 9 2.25
Avusturya 8 2.67
Yunanistan 8 2.67
İsviçre 8 2.67
Portekiz 8 2
İspanya 8 1.33
Fransa 7 2.33
Polonya 7 2.33
Romanya 7 2.33
Hırvatistan 7 1.75
Almanya 7 1.17
Hollanda 5 1.25
Çek Cum 4 1.33
İsveç 3 1
En Çok Faul Yapan Oyuncular
Oyuncu Takımı Faul Sayısı
Michael Ballack Almanya 22
David Villa İspanya 15
Marcos Senna İspanya 15
Sergio Ramos İspanya 15
Roman Pavlyuchenko Rusya 13
Yuri Zhirkov Rusya 13
En Çok Faul Yapılan Oyuncular
Oyuncu Takımı Faul Sayısı
Michael Ballack Almanya 16
Valon Behrami İsviçre 14
Luca Toni İtalya 14
Marcos Senna İspanya 14
Giorgos Karagounis Yunanistan 13
Gökhan İnler İsviçre 13
David Villa İspanya 13
Konstantin Zyryanov Rusya 13
Pepe Portekiz 12
Fernando Torres İspanya 12
Çeyrek Final
Portekiz-Almanya: 2-3 (Nuno Gomes 40, Hélder Postiga 87-Schweinsteiger 22, Klose 26, Ballack 61)
Hırvatistan-Türkiye: 1-1 (penaltılarla 1-3) (Klasnic 119-Semih Şentürk 120+2)
Hollanda-Rusya: 1-3 (Van Nistelrooy 86-Pavlyuchenko 56, Torbinski 112, Arshavin 116)
İspanya-İtalya: 0-0 (penaltılarla 4-2)
Yarı Final
Almanya-Türkiye: 3-2 (Schweinsteiger 26, Klose 79, Lahm 90-Uğur Boral 22, Semih Şentürk 86)
Rusya-İspanya: 0-3 (Xavi 50, Güiza 73, Silva 82)
Final
Almanya-İspanya: 0-1 (Fernando Torres 33)