TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Muhsin Ertuğral: Pinning (İğneleme/Sabitleme) 1.02.2021
Muhsin Ertuğral: Pinning (İğneleme/Sabitleme)

Futbolda, bir takımın sahanın herhangi bir alanında rakipten en az bir fazla oyuncuya sahip olmasına paha biçilemez. Sayısal üstünlük yaratmak, bu oyunda değişmeyen hedeflerden bir tanesidir.

Muhsin Ertuğral / TFF Milli Takım Uluslararası Teknik Danışmanı

Bu ayki yazımda, "Sayısal üstünlük yaratmak için rakibin savunması nasıl sabitlenir?" konusuna değineceğim. Futbol terminolojisinde yurt dışında bu taktiğe "pinning" yani Türkçe tercümesiyle "iğneleme" ya da "sabitleme" adı verilir.
 
Pinning ve sayısal üstünlük

Topa sahip olma aşamasında, rakibin savunma oyuncularını iğneleyerek nasıl sayısal bir avantaja sahip olabileceğimize odaklanmamız gereklidir.

Topa sahip olmadığında, bir takımın savunmasının iki ana görevi vardır:

1) Arkasındaki boşluğu (derinliği) kontrol etmek.

2) Rakibin hücum oyuncularının topla buluşmasını veya boşluğa saldırmalarını engellemek için markaja almak.

Ofsayt kuralı, bu konuda defansa bir avantaj sağlar. Ancak savunan takımda arka hatta oynayanlar, top kaybından sonra çoğu zaman daha fazla güvenlik ister ve bu nedenle neredeyse her zaman savunmada derinliği koruyacak yedek bir adam olması gerektiği kabul edilir. Kalesinde kalmaya zorlanan bir de kaleci vardır.

O halde teoride, savunan takımın bir forvet karşısında her zaman en az üç oyuncusu olacağını söyleyebiliriz. Eğer savunma takımı, kendi sahasında sayısal bir üstünlüğe sahipse, başka bir alanda sayısal yetersizliği var demektir. Bu nedenle, topa sahip olan takımın başka alanlarda doğal olarak sayısal bir üstünlüğü olduğundan bahsedebiliriz.

Pinning (İğneleme/Sabitleme) kavramı nereden gelir?

Pinning; bir şeyi veya birini sabitlemek, tutmak ya da tutturmak kelimeleriyle eş anlamlıdır. Bu yüzden, futbolda pinning'den bahsederken "sabitleme" kavramını kullanabiliriz. Çünkü oyuncuları belirli bir pozisyonda, sahada belirli bir alanda kalmaya zorlamaya çalışıyoruz.


Pinning ve satranç ilişkisi

Bu kavramın ardındaki tam anlamı yakalamak için size satranç oyunundan örnekler vermek istiyorum. Satranç, iki tarafın da tahta üzerinde hareket ettirebileceği 16 taşının olduğu bir oyundur. Her taş, önceden belirlenmiş kurallar dâhilinde farklı hareketler yapabilmektedir. Her taşın bu hareketlere bağlı olarak da bir değeri vardır.

Örneğin, bir piyonun hareketleri çok kısıtlıyken, vezir neredeyse mümkün olan her türlü hareketi yapabilir. Dolayısıyla, piyonun en değersiz, vezirin ise en değerli taş olduğunu söylüyoruz. Nihayetinde, her takımın amacı diğer takımın şahına saldırmaktır.

Bir savunma taşı, kendisi kadar öneme sahip bir başka değerli taşı açığa çıkarmadan hareket edemez bir hale gelirse, satrançtaki bu duruma da "pinning" adı verilir.  

Şimdi tekrar futbola dönelim. Her takım, rakip kaleye ulaşmaya çalışır. Sahadaki futbolcuların her birinin farklı rolleri ve yetenekleri, aldıkları değişik talimatlar vardır. Bu nedenle, sahanın farklı alanları işgal edilir.

Ekipler, karşı takımın en önemli veya tehlikeli oyuncularının topa çok fazla sahip olmalarını ve kendi kalelerine ulaşmalarını engellemeyi amaçlar.

Bu oyuncular topa sahipken, diğer takımın savunma oyuncuları,  muhtemelen onları hedeflerinden uzak tutmak isteyecekleri için markaja alacaklardır.

Gerçekte, herhangi bir hücum oyuncusu muhtemelen diğer takım için bir tehdit oluşturabilir, bu nedenle gelişmiş bir pozisyondayken, en az bir defans oyuncusunu sabitleyebilir.

Bir defans oyuncusunun pinlendiğini (sabitlendiğini) söylediğimizde, onun bulunduğu bölgeden ayrılamayacağını ifade etmiş oluruz.

Doğru dengeyi bulmak, kendi lehimize nasıl 10'a 8 durumu yaratabileceğimizi tartışmak oyun planımızda önemli bir konudur.

Nasıl daha fazla aşırı yük yaratabileceğimize bakmamız gerekir. Bir kale vuruşundan başlayarak, gelişen durum örneğini ele alalım.

Günümüzde, bir kale vuruşuyla oyuna başlarken, merkez defans, merkez orta saha ve kenar bekleri gibi mevkilerdeki futbolcular temel konumlandırmaya aşinadır.

Bölünmüş stoperler, yüksek beklemeler ve daha derin merkez orta saha, artık bilinen yöntemlerdir.

Bununla birlikte teknik heyetler, çoğunlukla oyuncularının daha derin konumlandırılmalarına odaklanabilir. Sayısal üstünlük, belirttiğimiz gibi kilit bir unsurdur.

Futbol sahalarının ölçüleri genelde 105x68 metredir. Bir takım, kale vuruşuyla oyuna başlarken, başlama aşamasında her iki takımın da 52,5 metreye 68 metre, yani sahanın yarısı kadar mesafede oynayacağı anlamına gelir. Bu küçültülmüş alanda 21 oyuncu çok fazladır!

Bu durumda, diğer takımın savunması gereken daha küçük bir alanı olduğunda, topa sahip olan takımın hareket alanı ve haliyle zaman bulabilmesi zordur.

Bu bağlamda, topa sahipken yer açmak için sabitleme (iğneleme) çok faydalı bir taktiktir.

Topa sahip olduğumuzda, oyunumuzu kolaylaştırmak için rakip oyuncuların sayısını azaltmaya çalışacağız.

Bununla birlikte, rakibin savunma oyuncularını toptan olabildiğince uzakta kalmaya zorlamak istiyorsak, bu savunma oyuncularını sabitlemek için kendi oyuncularımızdan bazılarını feda etmemiz gerekecek.

Takımlar tipik olarak arkada bir yedek adam bulundurmak isterler. Bu nedenle, bir takımda genellikle iki forvet karşısında üç defans oyuncusu olur ya da üçe karşı dört…

Yani, topa sahipken rakibin savunmasını sabitlemek için ne kadar çok forvet kullanırsak bizim için faydalı olur.

O zaman, önemli olan dengeyi bulmaktır. Bence burada, doğru ya da yanlış bir cevap yoktur.

Bir takımın sahada önde tutmak istediği oyuncu sayısı birçok faktöre bağlıdır. Takımdaki oyuncuların teknik yetenekleri bu faktörlerin önemli bir parçasıdır.

Rakiplerimizin derin savunmasına, üçüncü bölgesine baskı yapmak yerine savunmasını sabitlemek için genelde en fazla iki forvet gereklidir. Muhtemelen pozisyonlarını koruyacaklardır. Ayrıca rakibin orta saha oyuncularını sahanın ortasında tutarak, hatlarını aşmayı hedefleriz.


Düşük bloğa karşı konumlandırma (Birinci bölgesinde kapanan takımlara karşı)

Aşağıda, düşük bir bloğa karşı olası bir konumlandırma örneği verdim.

Ön cepheyi üç veya dört oyuncuyla aşırı yüklemek yerine, bloğu hareket ettirmek için orta sahada ve geniş alanlarda sayısal fazlalığı tercih edebiliriz.

Ancak, rakip takımın orta saha oyuncularını sabitlemek için merkezi bir hücum orta saha oyuncusu kullanabilmemiz gerekiyor.

Derin defans bloğunu sabitleme



3+1 ve defans hattını iğnelemek



Leipzig - Dortmund arasında oynanan Bundesliga karşılaşması (2020/21 sezonu, 9 Ocak 2021)



Liverpool - Atletico Madrid arasında oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi son 16 turu karşılaşması (2019/20 sezonu, 11 Mart 2020)



Türkiye - Sırbistan arasında oynanan UEFA Uluslar Ligi karşılaşması (2020/21 sezonu, 14 Ekim 2020)


Derin bir bloğu sabitlemek, yüksek baskı yapan bir takıma karşı daha fazla oyuncunun baskıya katılmasını engellemeye yönelik bir uygulama olarak başarılı olabilir.

Tersine bir eylem de uygulayabiliriz. Daha fazla oyuncuyu gelişmiş pozisyonlarda tutmaya bakmamız gerekiyor. Örneğin, rakibin yüksek baskı yapmak istemesi, kısa pas seçeneklerini engelliyor.

Dört ofansif oyuncumuzu konumlandırarak beş oyuncuyu geride kalmaya zorlayarak bir 7'ye 5 durumu oluşturabiliriz.



Real Madrid ile Ajax arasında oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi son 16 turu maçı (2018/19 sezonu, 5 Mart 2019)


Sonuç

Rakip savunmayı, topa sahipken sabitlemenin iki ana avantajı vardır.

Birincisi, saha boyunca ilerlemek için sayısal üstünlük avantajları yaratır.

İkincisi, topa sahip olan takımın yüksek pozisyondaki birkaç oyuncuyla hücum hazırlığında olması, savunan takım için daha büyük bir tehdit oluşturur.

Ancak, topa sahip olan takımın esnek olması ve konumlandırılan oyuncuların takımın top kaybından sonraki güvenlik sistemini göz önünde bulundurarak, yeteneklerine ve rakiplerinin zihniyetine göre kendilerini ayarlamaları gerekir.

Yüksek baskı kuran bir bloğu sabitlemek



Rakibi sabitleyerek saldırı konsepti



Geri 4'lüye saldırı konsepti

Konumsal saldırı konseptine uygun olarak, bir geri 4'lüye saldırırken, saldırıya açık bırakılan 5 kanal alanı var.

Pinning/Konumlandırma



Türkiye - Sırbistan arasında oynanan UEFA Uluslar Ligi maçı (2020/21 sezonu, 14 Ekim 2020)


4 kişilik bir savunma hattı içinde her oyuncunun çevresinde ve arasında 5 açık saldırı kanalı var demektir.

4 kişilik savunma hatları, sahanın tüm genişliğini kapsamak zorundadır. Bir oyuncunun eksik olması, rakibe saldırmak için daha büyük kanallar oluşturur.

Bu, genellikle defansta olan takımdan gelen üç tepkiyle sonuçlanır. Ya geniş kanallarda daha fazla yer bırakılır -ki bu genelde topa sahip olmaya daha fazla zaman verir ya da ataklarını hedefe daha yakın başlatmalarını sağlar - veya orta saha oyuncuları savunma hattındaki boşlukları kapatmak için daha fazla defans içine girmeye zorlanır.

Bu tür durumlarda, bir geri 4'lüye karşı en çok kullanılan yapı, aşağıda gösterildiği gibi klasik "2-3-5" konumlandırmadır.



Atletico Madrid - Liverpool arasında oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi son 16 turu karşılaşması (2019/20 sezonu, 18 Şubat 2020)

Konumlandırma varyasyonları

2-3-5 Konumlandırma



Barcelona-Bayern Münih UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek final karşılaşması (2019/20, 14 Ağustos 2020)

3-2-5 Konumlandırma



Atletico Madrid - Liverpool arasında oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi son 16 turu karşılaşması (2019/20 sezonu, 18 Şubat 2020)

Konumlandırma / Rakibi Sabitleştirme

Birçok üst düzey takımın, gol şansı yaratmaya çalışırken kullandığı yapı seçiminde, savunmalara saldırırken "konumsal" yaklaşımın kilit belirleyici gibi göründüğü söylenebilir.
Pozisyonel saldırı; oyuncuların bireysel saldırı için belirli alanları veya kanalları sembolize eden genel bir terimdir.

Bu fikir, sahanın optimum şekilde kapsanmasını ve oyuncuların rakip sahada açık bıraktığı tüm boşlukları aynı anda kullanmak üzere konumlandırılmasını sağlar.
Oyuncular, topun bulunduğu yerden bağımsız olarak konumlandırılır.

Pozisyonel saldırının, "pozisyonu" oynamak anlamına gelmediğini belirtmek önemli; daha çok rakibin açık bıraktığı boşlukları sürekli tehdit etme anlamı taşıyor.



Savunma Şekilleri

En sık karşılaşılan altı savunma oluşumu şu şekildedir:

5-3-2 (%18), 4-4-1-1 (%14), 4-2-3-1 (%13), 4-3-3 (%9), 4-1-4-1 (%8) ve 5-4-1 (%7).

Bu da, 5 kişilik savunma hatlarının kullanımında 2018/19 sezonuna kıyasla önemli bir artışa işaret ediyor.

Savunma oluşumlarının geçici olduğunu belirtmemiz gerekir. Örneğin, bir takım genellikle bir arka 4'lü ile oynayabilir ancak bu, duruma göre bir arka 5'li, 6'lı ve hatta 7'li olabilir.

5 kişilik savunma hattı oluşumlarının her varyasyonuna karşı kullanılan yapılar arasında çok az gözlemlenebilir ve tutarlı farklar vardır. Anlattıklarım 4 kişilik savunma hattı oluşumlarının tüm varyasyonları için de geçerlidir.

5'li savunmalara karşı kanallar

5'li Savunma Hatları

5 kişilik bir savunma hattı içinde her oyuncunun çevresinde ve arasında saldırı yapılabilecek 6 kanal oluşur. Üst düzey takımlar, topa sahip olduklarında bu altı kanalı doldurmayı amaçlarlar.

Bazen daha derin hazırlık sırasında, kanallardan birini, hatta ikisini boş bırakmayı tercih edebilirler. Top, rakibin yarı sahasına geldiğinde boş alanları dinamik olarak doldururlar.

Bunu standart 2-3-5 yapılarında kenar bekler ilerlediğinde ve aynı zamanda 3-2-5'ten hatlar arasında hareket eden bir savunmaya dönük orta saha oyuncusu ile konumlandırırlar. (Konumsal ön 6'lıyı dinamik olarak oluşturmanın her iki yöntemi de aşağıdaki diyagramlarda gösterilmektedir).



Arsenal ile Manchester City arasında oynanan İngiltere Lig Kupası çeyrek final maçı (2020/21 sezonu, 22 Aralık 2020). 5'li defanslara karşı oklarla gösterilen şekilde 6 alan bulunuyor. Aynı anda tüm alanlarda tehlike yaratılmasa da geçiş pencereleri mevcut.



Manchester City - Newcastle United arasında oynanan İngiltere Premier Ligi karşılaşması (2020/21 sezonu, 26 Aralık 2020)

6 kanalı en iyi kullanan takımlara örnek olarak Manchester City'yi verebiliriz. Her zaman 6 kanalı birden kullanmasalar da, bazen bir kanalda 2 oyuncu bulundurduklarını görüyoruz. Bu varyasyonları yakından incelediğimizde ilginç bulgulara rastlıyoruz.



Manchester United - Liverpool arasında oynanan İngiltere Federasyon Kupası maçı. Liverpool hücum ederken 3-1-6 konumlandırmasını kullanıyor. (2020/21, 24 Ocak 2021)

Kalan alanların bu dinamik girişi öncelikle, savunma baskısıyla, genellikle daha aktif olan Almanya, İspanya ve Hollanda gibi milli takımlar, üst düzey ekiplere karşı oynadıklarında kullanıldı.

Özellikle algılanan düşük kaliteli rakiplerle mücadele ederken ise 5 kişilik savunmalara karşı daha yaygın olarak kullanılan bir yapı olan 3-1-6 veya 1-3-6 tercih edildi.
 
Bu dizilişi çoğunlukla iki şekilde oluşturdular:

1) İlerleyen bir 4-3-3 taban şeklinden.

2) 2 Merkezi orta saha oyunculu 3-5-2 taban şeklinden.

2-3-5



Tottenham ile Ajax arasında oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi yarı final maçından bir görüntü (2018/19 sezonu, 30 Nisan 2019)

Üstteki Tottenham-Ajax maçı görselinde 4 merkezi oyuncunun hareketleri bir şekilde rotasyonel… Yani saha boyunca hareket ediliyor, pozisyonlar değiştirilirken, pozisyonların yüksekliği de değiştiriliyor.

Almanya ise özellikle bazen sol tarafı aşırı yükleyerek, sağ tarafı nispeten daha az meşgul ediyor. Burada; Toni Kroos sağ ayağına döndüğü an, defans arkasına koşular yapılıyor.

Aynı yapı, zaman zaman sağ tarafta oluşturuluyor ancak Thilo Kehrer ve Joshua Kimmich daha derin rollerde tercih ediliyor.

Bir ay önce kaleme aldığım yazıda, futbol oyununun "hücum organizasyonu" , "savunma organizasyonu", "hücum geçişi" ve "savunma geçişi" gibi aşamalarının artık mevcut olmadığıyla ilgili yapılan tartışmalara değinmiş, bu düşüncenin paralelinde gelişen "atipik" veya "asimetrik" stratejilerden bahsetmiştim.

Bu yazımın konusu olan "pinning"in de atipik/asimetrik stratejilerde kullanılan taktiklerden bir tanesi olduğunun bilinmesini isterim.   

Atipik veya asimetrik konumlandırma - RB Leipzig





RB Leipzig - Hertha Berlin arasında oynanan Bundesliga karşılaşmasına aittir. (2020/21 sezonu, 24 Ekim 2020)


KAYNAKÇA

1) JFS - Twitter: @JfScarfo /
https://tacticandtechnique.com/pinning-the-defense-to-create-numerical-superiority/

2) Veri Kaynakları: FIFA Teknik Çalışma Grubu (FIFA TSG) raporları ve Cevat Güler arşivi