TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Milan Stepanov: "Bursaspor ikinci şansım" 1.12.2010
Milan Stepanov: "Bursaspor ikinci şansım"

Türk futbolseverler onu Trabzonspor formasıyla tanımıştı. Sırbistan Ümit Millî Takımı'ndaki performansıyla gelecek vaat eden stoperler arasında gösterildi ve Porto'ya transfer oldu. Ardından La Liga'da bir süre Malaga tecrübesi yaşadı. Ancak yaşadığı sakatlıklar onu beklediği patlamayı yapmaktan alıkoydu. Şampiyonlar Ligi aşkıyla geldiği Bursaspor'u ikinci şansı olarak değerlendiriyor, yeşil-beyazlı takımın şampiyonluğunu ise Türk futbolunun Avrupa'daki değerini göstermesi açısından oldukça çarpıcı buluyor.

Röportaj: Koray Kundakçılar / TamSaha

Türkiye'ye ilk geldiğinde, yani Trabzonspor deneyiminde neler gözlemlemiştin, şimdi neleri değişmiş gördün?

Trabzonspor'a geldiğimde yaşım çok gençti. Açıkçası, ilk geldiğimde şaşkındım. Çünkü Trabzonspor'un olanakları Sırbistan'a göre daha fazlaydı. İyi bir kulüptü. Sırbistan'da yaşadıklarımdan sonra böyle bir kulübe gelmek, açıkçası beni şaşırttı. Benim için değişik bir tecrübeydi. Bursaspor ise o dönemde 2. Lig'de oynuyordu. İkinci sezonumda Bursaspor'a karşı sadece bir maç oynadım. Deplasmandaki o maçı 2-1 kaybetmiştik. O günden bu güne geçen üç yılda Türkiye'de değildim. Döndüğümde Bursaspor'u çok değişmiş ve büyük takım olmuş buldum. Bu yolda ilerlemeye de devam ediyor.

Trabzonspor'dan sonra Porto'ya gittin; ancak orada fazla forma şansı bulamadın. Bunun nedeni neydi?

Trabzonspor'a gelmeden önce, Sırbistan'ın 21 Yaş Altı Millî Takımı'nda oynadım. 2006 yılında Avrupa'nın gelecek vaat eden en iyi stoperleri arasında gösteriliyordum. Porto'ya transfer olduktan sonra ilk sezonumda oynamaya başladım. Tam formumu yakalamışken, çok kötü olaylar yaşadım. Annemi kaybettim, çok büyük bir trafik kazası geçirdim. Tüm bunlar beni çok olumsuz etkiledi. Takımdan uzak kaldığınız sürece, hocanız da size karşı soğuk oluyor ve oynama şansı bulamıyorsunuz. Aslına bakarsanız, forma şansı bulamamamda yaşadığım bu kötü olayların etkisi büyüktür.

Kısa süreli bir İspanya maceran var. Ondan da biraz bahseder misin?

Malaga'ya giderken açıkçası çok mutlu olmuştum. Çünkü Porto'da oynayamıyordum. Bu sebeple, Malaga'ya gitmek beni heyecanlandırmıştı. Forma şansı bulabileceğim bir takımdı. İlk maçımda Atletico Madrid'e karşı 3-0'lık bir galibiyet aldık, ama bu maceram da çok şanssız başladı. Bir sakatlık geçirdim. Daha sonra 1.5 ay sahalardan uzak kaldım. Tekrar döndüğüm zaman, 4 maç ilk on birde oynadıktan sonra yeniden aynı yerden sakatlandım. Tabii bu durum beni çok olumsuz etkiledi. Malaga'da oynamak benim için çok değişik bir tecrübeydi. Çünkü İspanya Ligi dünyanın en iyi liglerinden bir tanesi ve dev takımlarla oynama şansı bulabiliyorsunuz. Ama orada da çok büyük şanssızlıklar yaşadım. Aynı yerden üçüncü kez sakatlandım. Tüm bunlar futbol oynamamı etkiledi. Yine de her şeye rağmen benim için çok farklı, güzel ve değişik bir macera oldu diyebilirim.

Bursaspor, senin Türkiye'den giderken arkanda bıraktığın Bursaspor değildi. Şampiyon takımdan ilk teklifi aldığında neler hissettin?

Türkiye Ligi, Avrupa'da çok takip edilen bir lig. Malaga'da oynarken de yakından takip ediyorduk. Bursaspor'un şampiyonluğu, herkes için çok büyük sürpriz oldu. Son maçta Fenerbahçe'nin Trabzonspor'la berabere kalması ve Bursaspor'un şampiyon olması açıkçası hepimizi çok şaşırttı. Çünkü Bursaspor'un 2-2 berabere kaldığı, Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu söyleniyordu. Herkes farklı bir yorum getiriyordu, ama Bursaspor'un son dakikada şampiyonluğu ele geçirmesi herkesi çok şaşırtmıştı. Çok değişik bir olaydı bu. Bursaspor'dan teklif geldiğinde çok heyecanlandım elbette. Çünkü Türkiye'yi daha önceden de bilen biriydim ne de olsa. Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olması da Bursaspor'u seçmemdeki en önemli etkenlerdendi. Porto'da oynarken 1.5 sene Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ettim. Atmosferi biliyorum, tecrübeye sahibim. Trabzonspor'da oynadığım dönemden, Türkiye'deki takımları da biliyorum. Şampiyonlar Ligi'nde oynamam için Bursaspor bana ikinci bir şans verdi, kendimi kanıtlamam adına. Açıkçası, ben de bu şansı değerlendirmek istedim ve şimdi Bursa'da olmaktan çok mutluyum.

Takımdaki arkadaşlığı nasıl buldun?

Bursa'ya gelirken, bu şampiyon takımın çok iyi futbolculardan örülü bir kadroya sahip olduğunu biliyordum. Geldiğimde gördüğüm ilk şey, herkesin bir aile gibi tek vücut halinde oluşuydu. Gerçekten de herkes birbiriyle çok iyi ilişkiler içinde. Yeni gelen bir oyuncu olmama rağmen beni içlerine kabul ettiler. Bu birliktelik, bizim sezonun ilk 10 haftasında 7 galibiyet, 3 beraberlik elde ederek ligin zirvesinde olmamızı sağladı. Bunun için çok mutluyum. Umarım böyle devam eder.

Stepanov'un gözüyle Ertuğrul Sağlam nasıl bir teknik direktör? Çalıştığın teknik adamlar arasında unutamadığın biri var mı?

Vahid Halihodzic, beni Trabzonspor'a getirdi. Onun yanında çok şey öğrendim. Ardından, kariyerime Avrupa'da devam ettim. Bana öğrettiklerinden dolayı, Halilhodzic'e çok büyük sevgi ve saygım var. Vahid Hocamı hiç unutmayacağım. Ertuğrul Sağlam, gördüğüm kadarıyla Türkiye'de çok değer kazanan ve saygı duyulan birisi. Başarılı bir futbol hayatından sonra, başarılı bir teknik direktör olarak kariyerine devam ediyor. Bu da kolay bir şey değil. Hocamız bu saygıyı müthiş bir şeyi başararak kazandı. Onun daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyorum. Sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da boy gösterecek ve başarılı olabilecek bir kapasiteye sahip.

Türkiye Ligi'nde bazı şeyler değişti. Trabzonspor'da oynadığın dönemde İstanbul takımları favoriydi, ama artık Bursaspor şampiyon. Trabzonspor iyi gidiyor, Kayserispor ciddi bir çıkış yakaladı. Bu değişimi nasıl değerlendiriyorsun?

Bursaspor'un şampiyon olması, ligin ne kadar değiştiğinin, ne kadar iyiye gittiğinin ana göstergesi. Ben Trabzonspor'da oynarken hep İstanbul takımları favori gösteriliyordu. Şampiyonluğu hep onlar alıyordu. Bursaspor'un inanılmaz bir iş başardığını düşünüyorum. Bu başarı salt Bursa için değil, diğer Anadolu takımları için de örnek teşkil edecektir. Türk futbolu büyük bir gelişim içinde. Bursaspor ve diğer Türk takımları, çok başarılı ve kariyerli yabancı futbolcular alıyor. Gördüğüm kadarıyla, Bursa'da altyapı imkânları da çok fazla. Tüm bunlar, Türk futbolunun ne kadar büyük bir aşama kaydettiğini gösteriyor. İnsanlar, Türk futboluyla Avrupa futbolu arasında çok büyük fark olduğunu düşünüyor. Ben arada çok büyük bir fark göremiyorum. Özetle, Bursaspor'un şampiyonluğu çok büyük bir sürpriz ama aynı zamanda çok da büyük bir başarıdır.

Bursaspor'u camia olarak Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe gibi takımların arasında nerede görüyorsun?

Bursaspor, Ertuğrul Sağlam'la birlikte çıkış yakalayan bir takım. Geçmişte bu başarıyı yakalayamaması beni şaşırtıyor. İmkânlarıyla, şehir potansiyeliyle bunu çok önceden başarması gerekiyordu. Şampiyon olarak adını beş büyük takım arasına yazdırdı ve Şampiyonlar Ligi'nde boy göstererek büyüklüğünü kanıtladı. Geç kalınmış bir başarıyı gerçekleştirerek tarihe geçtiler. Bunu başarırken, sadece Bursaspor camiası adına büyük bir özleme son vermediler. Bu şampiyonluk, birçok Anadolu takımına da ilham verdi. Ayrıca, bunu Türk bir teknik adamın başarması da ayrı bir gurur kaynağı olsa gerek. Şu anda sadece İstanbul takımlarının ve Trabzonspor'un değil, diğer takımların da şampiyon olabileceğini kanıtladılar. Böylelikle, bütün Anadolu takımlarının sevgi ve saygısını kazandılar.

Bursa şehrini nasıl buldun, nerelere gidiyorsun, hangi yemekleri seviyorsun?

Bursa çok güzel bir şehir. Turgay, Ergic ve Nunez'le de komşuyuz. Evim Fatih Sultan Bulvarı'na çok yakın. Genelde oraya gidiyorum. İyi bir arkadaşlık var takımımızda. Çok kısa bir süredir burada olmama rağmen, sanki uzun yıllardır Bursa'da yaşıyormuş gibi hissediyorum.

İvan Ergic başlı başına çok özel birisi Bursaspor için. Onunla daha önce de birlikte oynamıştın. Nasıl buluyorsun Ergic'i?

İvan Ergic çok özel, çok iyi bir insan. Kendisiyle teknik direktör Clemente zamanında Sırbistan Millî Takımı'nda 1 yıl beraber oynama imkânı bulmuştum. Onun nasıl bir futbolcu olduğunu zaten herkes biliyor. Aynı zamanda çok iyi bir insan. Bana çok yardımcı oldu. Tesislerde oda arkadaşım aynı zamanda. Birlikte çok iyi vakit geçiriyoruz. O buraya geldi ve şampiyonluk yaşadı. Umuyorum ki, burada hep birlikte bir şampiyonluk daha yaşarız.

Savunmada Ömer Erdoğan gibi tecrübeli bir isim var. Onunla yan yana oynamak nasıl bir deneyim ?

Modern futbolda deneyimli oyuncuların bu özellikleri, takıma katkıda bulunuyor. Ömer de bunlardan birisi. Profesyonelliği ile genç bir futbolcunun kesinlikle örnek alabileceği bir oyuncu. Futbolda partnerinizle iyi anlaşabilmek son derece önemli. Onunla oynadığım zaman kendimi rahat ve sakin hissediyorum. Onunla kısa süre oynamama rağmen, her ikimiz de deneyimli olduğumuzdan, sanki 10 yıldır beraber oynamış gibi hissediyorum kendimi. Bu his de takımımıza olumlu yansıyor.

Şampiyonlar Ligi'nde iyi sonuçlar alamadınız. Bunun nedeni tecrübesizlik mi?

Şampiyonlar Ligi büyük bir organizasyon ve zorlu bir lig. Aslında Bursa şehri ve Bursaspor takımı bu lige hazır. Ancak bu kupada deneyim çok önemli bir noktada. Bize karşı oynayan takımlar, bizden çok daha deneyimli ve bu tür turnuvalarda oynamaya alışkın. Şampiyonlar Ligi'nde alınacak galibiyetler kulübünüze önemli gelirler yaratmasının yanında, futbol arenasında prestij kazandırıyor. Ancak bu arenada takımlar iyi, maçlar zor. Yine de iyi sinyaller verdiğimizi düşünüyorum.