Milli Takımımızın en taze umutlarından birisi. Bu sezon gösterdiği büyük çıkışla Galatasaray'ın şampiyonluğunda pay sahibi olurken ay-yıldızlı ekibin Euro 2008 kadrosunda da yer almayı başardı. İki ayağını da kullanabilen, mücadeleci ve zeki bir oyuncu. Bugün geldiği noktayı sezona sakat başlamasına rağmen yılmadan çalışmasına bağlıyor. Saha içi özelliklerinin yanında mütevazı kişiliğiyle de dikkat çekici bir genç yetenek.
Röportaj: Mazlum Uluç
Çok zor bir süreçten geçerek lig şampiyonu oldunuz. Öncelikle şampiyonluğunuzu kutluyorum. Bir ara her şeyin bittiği sanılmıştı ama siz zorlukların üstesinden gelerek mutlu sona ulaşınız. Bu zorlu süreçte neler yaşadığınızı ve duygularını anlatır mısın?
Sizin de bildiğiniz gibi beş maçı seyircisiz oynamıştık. Bu sezon bütün olumsuzluklar bizim üzerimizdeydi. Son haftalara girilirken hocamız da takımdan ayrıldı. Ama Cevat Hoca da Kalli'yi hiç aratmadı. Bence lig son 6 haftada başladı. Çünkü çok kritik bir döneme girilmişti. Takım halinde tek yumruk olduk, birbirimizi ayakta tutmaya çalıştık, birbirimiz için mücadele ettik. Birbirimizin hatalarını aramak yerine bu hataları örtmeye çalıştık ve son 6 haftayı kayıpsız geçtik. Bence hak ettiğimiz bir şampiyonluk elde ettik.
Son haftalara kadar şampiyonluk yarışı dört takım arasında geçti. Sizi diğer üç rakibinizin önüne taşıyan fark neydi sence?
Bence farklı olan takım oyunu ve aramızdaki arkadaşlık bağlarının gücüydü. Çünkü biz birbirimizle çok iyi kaynaşmıştık. Zaten takım içinde art niyetli bir kişi bile yok. Herkes birbiri için oynadı ve mücadele etti. Sıkıntılar da bizi yıldırmak yerine daha fazla kamçıladı.
Kalli'nin kararı hepimizi şoke etti
Kalli'nin gidişinin takım üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Çünkü son altı maçı kazanınca "Kalli gitti, böyle oldu" gibi yorumlar yapıldı.
Bence kesinlikle böyle değil. Çünkü sağolsun Kalli'nin sezon başından beri bize çok büyük katkıları oldu. Zaten bu takımı kuran da oydu. Bir sabah hocamız toplantı salonuna sivil kıyafetlerle geldi. Takımdan ayrıldığını söyledi ve bu açıklama bizi şoke etti. Aramızda duygusal konuşmalar geçti. Ama biz profesyonel insanlarız ve ekmeğimizin peşinde koşuyoruz. Üzüldük ama hayat devam ediyordu. Tecrübeli ağabeylerimiz bu aşamada bize çok yardımcı oldu ve bu sıkıntıyı atlattık.
Cevat Güler'in takımın başına geçmesinin sizin üzerinizde ne gibi etkileri oldu?
Cevat Hoca uzun yıllardır Galatasaray'da çalışıyor. Hem üniversitede ders veren hem de teknik direktör diplomasına sahip değerli bir futbol adamı. Bu anlamda deneyimleri bir hayli fazla. Bu deneyimlerini de bize büyük bir ustalıkla aktardı.
Burada araya girip şu soruyu sormam lazım. "Galatasaray teknik direktörsüz şampiyon oldu" demek galiba Cevat Hoca'ya da haksızlık anlamına geliyor.
Kesinlikle öyle. Medyaya baktığımız zaman herkes Galatasaray'ın hocasız şampiyon olduğu yorumlarını yapıyor. Hayır, biz hocasız şampiyon olmadık. Başımızda Cevat Güler vardı. Onun yanında Burak ve Nezihi Hocalar vardı. Sağolsunlar Kalli gittikten sonra bize çok yardımcı oldular.
Sen bu sezondaki performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Sezon başında Ümit Milli Takım kampından sakat dönmüştüm. Bilek bağlarım esnemişti ve kötü bir sakatlıktı. Ama yeni bir hoca geldiği için sakatlığım geçmeden antrenmanlara çıkıyordum. Dolayısıyla yüzde 40 performans gösterebiliyordum. Yine de mücadele konusunda bir eksiğim yoktu. Hocamız ilk 6-7 hafta beni kadroya almadı. O dönemde kiralık gitmem yönünde bazı teşvikler olmuştu. Ama hiç yılmadım. Çünkü bugüne kadar her şeyi çok çalışarak elde ettim ve yine çalışarak başarılı olacağımı biliyordum. Sezonun uzun bir maraton olduğunu düşünerek hareket ettim hep. Linderoth sakatlandı ve şans da bana güldü. O dönemde güçlü olmam gerekiyordu. Sağolsun o dönemde kondisyon antrenörlüğümüzü yapan Cevat Hoca bana çok yardımcı oldu. Normal antrenmanların dışında da özel çalışmalar yaptırdı. Oynamaya başladıktan sonra bu çalışmaların karşılığını aldım.
Linderoth'a müteşekkirim
Linderoth ile aynı mevkide oynuyorsun ve sakatlanması sana ilk 11'in yolunu açtı. Kendisiyle iletişimin nasıldı?
Gerçekten Linderoth'un bana yaptığı yardımlara müteşekkirim. Bana çok yol gösterdi ve kendimi geliştirmem gereken yönlerimi anlattı. Onun sakatlığı sayesinde ilk 11'de oynama fırsatı bulduğum için aslında üzgünüm. Umarım en kısa sürede sahalara dönebilir.
Sezon başında yaptığımız röportajda annenin "Oğlum her şeyi bırak, yanıma dön" dediğinden söz etmiştin. Annen bu aşamadan sonra hâlâ senin Malatya'ya dönmeni istiyor mu?
Evet. Benden ayrı kalmaya hâlâ alışamadı. Neredeyse bir senedir onu göremiyorum. Lig biter bitmez, şampiyonluğu bile kutlayamadan Milli Takım kampına geldim. Annem hâlâ "Yeter artık oğlum gel" diyor ama yapabileceğim bir şey yok.
Onları İstanbul'a getirmeyi düşünmüyor musun?
Ben çok istiyorum ancak onlar burada yaşayamaz. Annem bahçe içinde bir evde yaşamaya alışmış. Orada trafik gibi bir sorunları da yok. Buradaki şartlar onları sıkar. Ama ara sıra annemi, babamı İstanbul'a getirip hasret gidereceğim.
Artık yerimi kaybetmiyorum
Sezon başında, zaman zaman yerini kaybeden bir oyuncu olduğunu söylüyordun. Bugün geldiğin noktada kendini nasıl değerlendiriyorsun?
İnsan oynadıkça tecrübe kazanıyor. Yerimi kaybetmemin sebebi, her zaman takıma daha fazla katkı sağlama isteğiydi. Bu nedenle topun olduğu yere gitmek istiyordum. Ama oynaya oynaya bu sıkıntıyı attım ve bir ön liberonun oyun disiplini içinde görevimi yerine getirmeye çalışıyorum.
Peki, Milli Takım'a seçilmeyi bekliyor muydun?
Fatih Hocam beni son iki hazırlık maçının kampına çağırmıştı. Ben de elimden geleni yapmaya çalışmıştım. Türkiye'deki her oyuncunun amacı Milli Takım'da oynamaktır. Hele büyük takımlardan birisinde oynuyorsanız ve başarılı bir performans sergilediyseniz Milli Takım teknik ekibinin dikkatini çekiyorsunuz. Benim de performansım iyiydi ve Milli Takım kadrosuna alındım. Elimden gelenin en iyisini yaparak onların yüzünü kara çıkarmamaya çalışacağım. A Milli olmak benim için tam bir çocukluk hayaliydi. İsveç karşısında forma giyince bu hayalimi gerçekleştirmiş oldum. Şimdi Euro 2008'le kariyerime başka bir yön vermek istiyorum.
Fatih Hocanın seni seçmesinde en önemli etkenler hangileri olmuştur?
İki ayağımı da kullanabilmem, farklı görevler alabilmem, baskı altında sakinliğimi koruma becerim ve nadiren de olsa uzaktan şut atabilme yeteneğim etkili olmuştur.
Senin alçakgönüllü bir tarafın var. Kamp sırasında dikkat ettim, yanına gelen herkesle konuşuyor, imza dağıtıyor, güler yüz gösteriyorsun. Dilerim bu özelliklerini hiç kaybetmezsin.
Ben kendimi normal bir insandan farklı görmüyorum. Hiç kimsenin bir diğerinden üstünlüğü yok diye düşünüyorum. Kendimi karşı taraftaki insanın yerine koymaya çalışıyorum. Yarın öbür gün benim de ne olacağım belli değil ki. Bu yüzden kendimi beğenmek ve üstün görmek gibi kötü huylardan uzak durmaya gayret ediyorum.
Milli Takım kadrosunda orta sahada oldukça fazla oyuncu var ve hepsi de birbirinden kaliteli. Sen bu rekabet içinde kendini nerede görüyorsun?
Gerçekten de tatlı bir rekabet oluşacak. Ama oynayabilmek için çok çalışacağım. Elbette kararı hocamız verecek. Kim oynarsa oynasın ilk on birde görev alan herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacak. Oynamayanların da oynayanlara destek verdiği bir takım olursak başarıya ulaşacağımızı biliyorum. Bence Türk Milli Takımı bu tür organizasyonlara çok hasret kaldı. İnşallah bu şampiyonada gidebildiğimiz noktaya kadar gitmek ve final oynamak istiyoruz.
Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre ile birlikte yer aldığımız grubu nasıl değerlendiriyorsun?
Bence en zorlu gruplardan birisine düştük. İsviçre, Çek Cumhuriyeti ve Portekiz hepsi çok iyi takımlar. Böyle gruplarda ve bu tip şampiyonalarda en favori denilen takım bile henüz ilk turda elenebiliyor. Bence konsantrasyon önemli. Maça en iyi konsantre olan takım kazanıyor. Bizim takımımızın da iyi konsantre olacağı her maçı kazanabileceğini düşünüyorum.
Milli Takımımızın en önemli artısı ne sence?
Öncelikle çok koşuyoruz ve genellikle birbirini iyi tanıyan oyunculardan kurulu bir takımız. Günümüz futbolunda on bir oyuncunun tümü koşmadan maç kazanılmıyor. Biz bu özelliğe sahip, iyi bir takımız ve inşallah turnuvada bu mücadelemizin karşılığını alırız.
Bu tip turnuvalar oyuncuların kariyerleri açısından da büyük önem taşıyor. Birçok oyuncu bu arenada gösterdiği performansla sıçrama yapıyor. Sen kendi adına Euro 2008'den neler bekliyorsun? Geleceğini nasıl planlıyorsun?
Gerçekten de bu tip turnuvalar bir oyuncunun kariyeri boyunca yakalayabileceği ender fırsatlardan birisi. Daha önce de söyledim, Galatasaray gibi çok büyük bir takımda oynadığım için mutluyum. Ama Avrupa'da oynamak gibi bir hayalim de var. Çocukluğumdan beri İngiltere Ligi beni cezbediyor. Bu hayalimi gerçekleştirene kadar da çok çalışacağım. Eğer kulübüm açısından da iyi bir teklif gelir ve yöneticilerimiz de uygun görürse Avrupa'da futbol oynamayı çok istiyorum.