Previous Page  72-73 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72-73 / 132 Next Page
Page Background

72

73

Avrupa Futbolu: Premier Lig’in Zirvesinde Leicester City Var!

vrupa liglerinde 2016 yılı akıl

almaz bir şampiyonluk öykü-

süne sahne oldu. Sezon başında

Premier Lig’de küme düşme

adayları arasında gösterilen

Leicester City, sezon sonu geldi-

ğinde ligin zirvesindeydi.

Leicester ligde fırtınalar estirir-

ken Manchester United ve

Chelsea gibi devlerin de ami-

yane tâbirle nal topladıkları bir

sezon geçirmeleri, söz konusu

sürprizi etkisini belki de bir kat

daha arttırıyordu.

Leicester City, 2014-15 sezo-

nuyla birlikte, 10 yıllık bir aranın

ardından Premier Lig’e geri

dönmüştü. Ancak sicilleri pek

parlak sayılmazdı. Burada geçir-

dikleri son iki sezonda da küme

düşmüşlerdi ve 2014-15 sezonu

için de başlıca küme düşme

adayları arasında yer alıyorlardı.

Nitekim 2015’in Nisan ayına

gelindiğinde de Tilkiler ligin

dibine demir atmış durumdaydı.

29maçta sadece dört galibiyet

almışlar ve 19 puan toplamış-

lardı. Kümede kalabileceklerini

düşünen neredeyse tek bir kişi

bile yoktu.

Gelgelelimne olduysa Nisan ayı-

nın gelmesiyle oldu ve Leicester

birden atağa kalktı. Kalan dokuz

maçından yedisini kazanan

Tilkiler, evvelki 29 karşılaşmada

aldığından fazla puanı bu son

dokuz maçta topladı ve böylece

puanını 41’e yükselterek kü-

mede kalmayı başardı. Lâkin bu

büyük kurtuluş hikâyesinde hiç

şüphesiz çok önemli bir payı

olan teknik direktör Nigel Pear-

son’ın -ki kendisi aynı zamanda

Leicester’ı Premier Lig’e de taşı-

yan isimdi- yeni sezon önce-

sinde görevine son veriliyordu.

Meseleyi iyice bulandıran hu-

sussa, Pearson’ın, Leicester’ın

rezerv takımında yer alan oğlu

James’in, takım arkadaşlarıyla

birlikte Tayland’da bir seks

kaseti skandalına karıştığı için

gönderildiği iddiasıydı. Elbette

resmi açıklama bu şekilde

yapılmamıştı ama İngiliz tabloid

basını da sebep olarak sadece

söz konusu noktayı işaret

etmekteydi.

Pearson’ın yerine çok geçme-

den İtalyan teknik adamClaudio

Ranieri getirildi. Fakat Ranieri,

birçok soru işaretini de berabe-

rinde getirmişti zira kendisi,

başarıları kadar başarısızlıkla-

rıyla da konuşulan bir isimdi.

Hatta en son görev aldığı Yuna-

nistan Millî Takımı’nda facia

denecek bir performans ortaya

koymuş ve EURO 2016 elemele-

rinde Pire’de Faroe Adaları’na

1-0 kaybettiği maç sonrasında

da Yunan Futbol Federasyonu

tarafından görevine son veril-

mişti. Dolayısıyla Leicester-Ra-

nieri beraberliği bir fiyasko

habercisi olarak da görülmek-

teydi. Ranieri’nin sezonu

tamamlayabileceğini ve

Leicester’ın da kümede kalaca-

ğını düşünenler azınlıktaydı.

Leicester sezona ilk altı maçta

üçer galibiyet ve beraberlik ala-

rak başladığında da bu genel ka-

nıda pek bir değişiklik olmadı.

Sonuçta Tilkiler önceki sezona

da ilk beş maçta sekiz puan

toplayarak başlamış fakat son-

rasında 13 maçta iki puan alarak

dibe çakılmışlardı. 2015-16 se-

zonunda da benzer bir senaryo-

nun gerçekleşmemesi için pek

bir sebep olduğu söylenemezdi.

Nitekim Leicester yedinci haf-

tada ilkmağlubiyetini kendi

sahasında Arsenal karşısında

5-2’lik ağır bir skorla alıyor ve

bumaçın ardından da yeniden

düşebileceği konuşulan takım-

lar arasında anılır hale geliyordu.

Ancak bumağlubiyet sanki

Leicester’ı daha da ateşleye-

cekti. Sonraki altı maçında 16

puan kazanan Tilkiler, 13’üncü haf-

tanın sonunda kendilerini Premier

Lig’in zirvesinde buluyordu. Artık

küme düşme ihtimalini konuşan

kalmamıştı. Bu kez yeni moda,

Leicester’ın bu noktada ne kadar

tutunabileceğini tartışmaya aç-

maktı. Manchester United, Manc-

hester City, Arsenal ve Tottenham,

Tilkilerin hemen gerisindeydi.

Sonraki dört haftada Leicester

hanesine 10 puan daha yazdırıp

liderlikteki yerini biraz daha

sağlamlaştırıyordu. Leicester, Noel

sonrasından Ocak ortasına kadar

geçen dönemdeyse ciddi bir perfor-

mans düşüşü yaşayacaktı. Oynadığı

beş maçtan sadece birini kazanabi-

len ve altı puan alan Ranieri’nin

öğrencileri, buna karşın zirveden

kopmamıştı ve 44 puanla lider

olan Arsenal’in sadece averajla

gerisindeydi. Bir puan gerilerinde de

Manchester City vardı. Fakat

hemen bir sonraki hafta Chelsea,

Arsenal’e yenilip Manchester City

deWest HamUnited’la berabere

kalınca, Leicester, sezon sonuna

kadar bir daha kalkmayacağı

liderlik koltuğunu yeniden ele

geçiriyordu.

26’ncı haftada Arsenal’in Leicester’ı

son saniye golüyle 2-1 yendiği

maçta zirvede tansiyon iyice yük-

selecekti. Tilkiler, 53 puanla lider-

liklerini sürdürmekteydi ama

hemen yanı başlarında 51’er puanlı

Tottenhamve Arsenal yer almak-

taydı. Fakat Leicester, bundan

sonraki yedi haftada 19 puan topla-

yarak rakiplerine şans tanımadı ve

en yakınındaki Tottenham ile

arasındaki farkı yediye çıkarttı.

Artık herkes, Tilkilerin tüm

zamanların en büyük futbol

mucizelerinden birini gerçekleştir-

mesini beklemekteydi ve bunun

için geri sayımbaşlamıştı.

1 Mayıs Pazar günü oynanacak olan

Manchester United-Leicester City

maçı, uzun süredir sorulan sorunun

cevabını verebilecek nitelikteydi.

Leicester bumaçı kazanması

halinde, bitime iki hafta kala

şampiyonluğunu ilân edecekti.

Karşılaşma 1-1 sona erdiğinde bu

ihtimal gerçekleşmemişti belki

ama ertesi akşam oynanacak olan

Chelsea-Tottenhammaçında

Tottenham’ın puan kaybetmesi

halinde de Leicester yine muradına

erecekti. NitekimTottenham 2-0

öne geçtiği maçta bu üstünlüğünü

koruyamayıp sahadan 2-2’lik

beraberlikle ayrılıyor ve böylece

Tilkilerin aylardır sürmekte olan

peri masalı gerçeğe dönüşüyordu.

Leicester, Premier Lig’in kurulduğu

1992 yılından beri; Manchester

United, Blackburn Rovers, Arsenal,

Chelsea ve Manchester City’den

sonra şampiyonluğa ulaşan altıncı

takım olmuştu.

O güne dek tarihindeki en önemli

başarıları, üç kez Lig Kupası’nı

kazanmış olmalarıydı. Bunun hari-

cinde ligdeki en iyi dereceleri de tâ

87 yıl evvel elde ettikleri ikincilikti.

Takımın genel çizgisiyse “asansör

takım” tâbirinin neredeyse tam

karşılığıydı zira en üst iki seviye

arasında 11 defa düşüp çıkmışlardı.

Böyle bir takımın şampiyonluğa

ulaşması da elbette ki futbol

tarihinde kendisine apayrı bir

sayfada yer bulacaktı. Leicester’dan

önce tarihinin ilk şampiyonluğunu

elde eden son takımın 1978’de

efsane teknik adamBrian Clough

yönetiminde zafere ulaşan Notting-

hamForest olduğunu da belirtme-

den geçmeyelim.

Sonuçta Leicester’ın elde ettiği

başarı sadece 2016’da Avrupa

futbolunda kulüpler düzeyinde

gerçekleşen en büyük sürprizdi.

Hatta bu sürprizi sadece 2016 ile

sınırlandırmak da onun büyüklü-

ğüne yapılmış bir haksızlık sayılır.

Öyle ki söz konusu olay belki de

aradan yıllar geçtikten sonra bile

unutulmayacak, futbolseverler

tarafından kuşaktan kuşağa bir mit

olarak anlatılarak aktarılacak bir

futbol mucizesiydi.

A