

dize getiriyor ve Puşkaş bu kez de
iki golle yıldızlaşıyordu.
Puşkaş’lı Real Madrid, 1961-1965
aralığında La Liga’da da beş yıl üst
üste şampiyon olacaktı. Ancak
aynı dönemde Şampiyon Kulüpler
Kupası’nda bir kez 1962’de finale
gidebilmişler, onda da Eusebio’lu
Benfica’ya 5-3 mağlup olmuşlardı.
Kaybettikleri bumaçtaki tümgol-
lerini Puşkaş atmıştı ve böylelikle
Puşkaş, iki farklı Şampiyon Ku-
lüpler Kupası finalinde hat-trick
yapan tek oyuncu olarak da tarih
sayfalarındaki yerini almıştı.
1962’de İspanya Futbol Federas-
yonu, Puşkaş’a millî takım forma-
sını giydirebilmek adına da gerekli
işlemleri tamamlamıştı ve Puş-
kaş, Şili’deki Dünya Kupası’nda bu
kez İspanya formasıyla boy gös-
terdi. Ancak ne kendisi gol atabi-
lecek ne de İspanya turnuvada
ilk turdan ötesini görebilecekti.
Puşkaş’ın aktif futbolculuk kari-
yerindeki son sezonu, 1965-66
sezonu oldu. Fakat bu sezon sa-
katlıkların da etkisiyle fazla forma
şansı bulamadı. Üç maç oynadığı
Şampiyon Kulüpler Kupası’nda
beş gol atma başarısını göster-
diyse de finalde forma giyemeye-
cekti. Yine de Real Madrid söz
konusu finalde Partizan’ı 2-1
mağlup etmeyi başardı. Efsane
oyuncu futbolu o sezonun so-
nunda bıraktığında ardında üç
Şampiyon Kulüpler Kupası, 1 Kıta-
lararası Kupa, beşer İspanya ve
Macaristan şampiyonluğu, bir İs-
panya Kupası, bir olimpiyat şam-
piyonluğu, dört La Liga gol krallığı
ve üç Macar Ligi gol krallığı gibi
başarılar bırakmış, oynadığı 704
resmi maçta da rakip fileleri 689
kez havalandırmıştı.
Teknik adamlık yılları
ve sonrası
Sonrasında teknik adamlık için
kollarını sıvayan Puşkaş’ın bu
dönemdeki en kayda değer başa-
rılarıysa, Yunanistan’ın Panathi-
naikos ekibinde geldi. 1970-74
periyodunda çalıştırdığı yeşil-be-
yazlı takımı 1971’e Şampiyon
Kulüpler Kupası’nda finale taşıyan
Puşkaş, bu yolda çeyrek finalde
Everton, yarı finalde de Kızılyıldız
gibi ekipleri saf dışı bırakmayı
başarmıştı. Ancak takımı finalde,
Cruyff’lu Ajax karşısında çaresiz
kalacak ve sahadan 2-0 yenik
ayrılacaktı.
Puşkaş, 1993’te teknik adamlığı
bırakması sonrasındaysa Maca-
ristan’da emeklilik hayatını sür-
meye başlamıştı ki çok geçmeden
eşi Erszebet, kocasının birtakım
hafıza sorunları yaşadığını fark
etti. Yapılan tetkikler sonrasında
Puşkaş’a alzheimer hastalığı
teşhisi konulacaktı. 2000 yılından
itibaren zamanının çoğunu doktor
kontrolünde geçirmek zorunda
kalan Puşkaş, 17 Kasım 2006
tarihine gelindiğindeyse son
nefesini verdi.
Puşkaş’ın futbolculuğunu en iyi
anlatan sözlerden birini, takım
arkadaşı Jeno Buzanszky söyle-
mişti:
“İyi bir futbolcunun topa
sahip olduğunda üç farklı seçenek
üzerinde düşünebilecek oyun
görüşüne sahip olması gerekir.
Puşkaş ise her zaman en az beş
farklı seçeneği düşünebilirdi.”
Sadece bu söz bile, Puşkaş’ın
hücumda ne denli eşsiz bir oyun
zekâsına sahip olduğunu anlaya-
bilmek için yeterli olsa gerek.
Ancak onu diğerlerinden farklı
kılan sadece bu yönü de değildi.
Kendisi futbol dünyasının gör-
düğü büyük yıldızlar içerisinde
egolarından belki de en çok arın-
mış olandı. The Guardian yazarla-
rından JonathanWilson da
kendisinin bu yönüne özellikle
vurgu yaparak hakkında şunları
yazmıştı:
“Real Madrid’deki ilk se-
zonunda kendisi ve zor birisi ol-
masıyla bilinen Alfredo di Stefano
sezonun sonmaçına gol krallığı
yarışında kafa kafaya girmişlerdi.
Puşkaş maçta golle burun buruna
gelmişti fakat di Stefano’nun gol
kralı olamamasının, Arjantinli
oyuncununmoralini ne denli bo-
zabileceğini düşünerek di Ste-
fano’yu beklemiş ve golü ona
attırmıştı.”
Futbolculuk nitelikleri olarak
Puşkaş’ın en çok eleştirildiği nok-
talarsa sol ayağına nazaran sağını
neredeyse hiç kullanmaması ve
fazla koşmamasıydı. Bunların il-
kini
“Aynı anda sadece bir ayağı-
nızla topa vurabilirsiniz yoksa
kıçınızın üstüne oturursunuz”
diye esprili bir dille kendince açık-
layan Puşkaş, ikincisini ise müthiş
oyun zekâsı sayesinde her zaman
en doğru yerde bulunarak kapat-
mayı başarmıştı.
Puşkaş’ın Panathinaikos’u
kos’u
98