

ayında aldığı kararla, bu zamana
kadar karşılaştığı en büyük zorlu-
ğun içine kendi kendini attı. Ma-
nuel Pellegrini yönetiminde bir
türlü aradığını bulamayan Manc-
hester City, Katalan teknik
adamla anlaştığını açıkladı.
Bu, Pep Guardiola’nın kariyerin-
deki en zorlu karardı ve o, zoru
seçmede hiç tereddüt etmedi. Bu
kararın açıklanmasından, Tem-
muz ayında takımı ile yeni sezon
hazırlıkları başlayana kadar Gu-
ardiola’nın İngiltere’de yapamaya-
cağı üzerine tartışmaların ardı
arkası kesilmedi. Premier Lig’deki
oyun anlayışının ve gelenekselci-
liğin ona uymayacağı üzerine çok
şey söylendi. Ancak Guardiola’nın
oyunu değiştirmeye yönelik
büyük inadı, ona kanıtlayacağı
yeni şeyler çıkartıyor. İngiltere
macerası da bu kanıtlamak zo-
runda olduğumücadelelerden bir
tanesi ve Guardiola, bumücadele-
sine çok iyi bir başlangıç yaparak
herkesi biraz da olsa yanıltmayı
başardı. Gerçi henüz daha her
şeyin çok başı. Ancak yaptığı
dokunuşlarla çalıştığı takımlarda
deriz izler bırakmayı başarmış ve
yakaladığı başarıların yanı sıra
oyunu değiştirmeye/geliştirmeye
çalışan Guardiola’nın, İngiltere’de
geçirdiği bu kısa süreye rağmen
City’de birçok şeyi değiştirdiğini
ve bunlardan olumlu yönde geri
dönüşler almaya başladığını ra-
hatlıkla söyleyebiliriz. Daha ilk
günden dokunuşlarına başlayan
Katalan teknik adam, yeni takı-
mını kendi izleyeceği yola uygun
bir şekle sokmak için kolları sı-
vadı ve bu yönde yaptığı çalışma-
larla dikkatleri üzerine çekmeyi
başardı. Aslında bu yaptıkları
onun olmazsa olmazlarıydı ve
Barcelona ile Bayern Münih’te de
aynılarını harfi harfine uygulu-
yordu. Ancak artık İngilizlerin
elinde ve onlar her şeyi, özellikle
de futbolu konuşmayı daha doğ-
rusu çekiştirmeyi çok sever. Hele
bir de Guardiola gibi klasik teknik
direktör anlayışının dışında farklı
işler yapan birini buldular mı!
İlk prensip:
Vazgeçebilmek
Guardiola’nın en önemli özelliği,
birlikte çalışamayacağı ya da
oyun sistemine uymayan futbol-
culardan hemen vazgeçebilmesi.
Bu özelliğini ilk olarak Barcelo-
na’da teknik direktör olarak gö-
reve başladığında bizlere
göstermişti. Göreve gelir gelmez o
zamana kadar hem takımın hem
de dünya futbolunun en büyük
yıldızlarından biri olan Ronaldin-
ho’yu takımdan gönderdi. Özel
hayatı ve saha içindeki dinamiz-
minin yetersiz oluşu onun için
geçerli bahanelerdi ve sorgusuz
sualsiz bu ayrılığın kararını alma
cesaretini gösterebilmişti. Yine
Ronaldinho ile birlikte Frank Rij-
kaard döneminin en önemli oyun-
cularından Deco da tek kalemde
sildiği oyunculardan biriydi. Onun
kafasındaki oyun sisteminde Xavi
ve Iniesta orta sahanın başrolle-
rindeydi ve Deco’ya orada yer
yoktu. İkinci sezonunda ise sıra
Samuel Eto’o’ya gelmişti. Bir ön-
ceki sezon 30 gol atmış olmasına
rağmen Kamerunlu yıldız, saha
içinde Guardiola’nın yapmak iste-
diklerine engel oluyordu. Onu In-
ter’e gönderip Ibrahimovic’i
takıma kattı. Daha sonra Ibrahi-
movic de onun istediğini yapma-
yınca onu da gönderip bu kez
Messi’yi o bölgenin en iyi oyun-
cusu haline çevirdi ve kazanmaya
devam etti.
Vazgeçtikleri içinde ona en fazla
kızan Ibrahimovic’le birlikta Yaya
Toure’ydi. Katalan teknik adamın
yanında Sergio Busquets’i getir-
mesi ve genç yaşına rağmen
formayı ona emanet etmesi,
Guardiola’ya kadar takımın orta
sahasının en önemli oyuncuların-
dan biri olan Fildişili yıldız futbol-
cunun gözden düşmesine neden
oldu ve Toure en sonunda takım-
dan ayrılmak zorunda kaldı.
Giderken de Pep için demediğini
bırakmadı. Ancak bu ikili bu kez
de Manchester City’de bir araya
geldi. Bu yeniden buluşma da
ilkinde olduğu gibi Yaya Toure
açısından pek iyi geçmiyor el-
bette. 2010 sezonundan itibaren
toplamda 195 kez mavili formayı
sırtına geçiren Yaya, Guardiola
göreve geldiğinden bu yana
sahaya adımını atamadı. Pep,
sistemine uymadığı için Toure’den
ikinci defa vazgeçti.
Ancak Citymacerasının başında
sildiği oyuncu daha fazla yankı
uyandırdı. Takımın en önemli
oyuncularından biri olan ve taraf-
tar için belki de en vazgeçilmez-
lerdenmillî kaleci Joe Hart’a
isterse takımdan ayrılabileceği
söylendi. Oyunu en geriden kur-
mayı ve topun her zaman ken-
dinde olmasını isteyen Guardiola,
topla ilişkisi çok iyi olmayan
Hart’tan takımın kaptanlarından
biri olmasına rağmen vazgeçti ve
onun anlayışına daha uygun olan
Claudio Bravo’yu eski takımı
Barcelona’dan transfer etti. Topu
oyuna sokma açısından, İngiliz
kaleciden daha başarılı olan
Bravo, gelir gelmez de kaledeki
yerini aldı. Bir diğer vazgeçtiği ise
Samir Nasri oldu. Hazırlık döne-
minde kiloları yüzünden kadro
dışı bıraktığı Fransız yıldıza kilo-
larını veremezse takıma gireme-
yeceği yönünde ultimatomverildi
ve Nasri sonunda Sevilla’ya kira-
lanarak takımdan gönderildi.
Bony de gidenler furyasına katı-
lanlardan oldu. Katalan teknik
adamın oyun tarzına uymayan
Fildişili forvet, Stoke City’ye kira-
lanarak takımdan gönderildi.
Onun gönderilmesiyle de Kelechi
Iheanacho, Aguero ile birlikte
takımın forvetteki en önemli
kozlarından biri haline geldi.
Kendi kafasındaki oyunu oynaya-
bilmesi için vazgeçebilmeyi en
önemli prensibi haline getiren Gu-
ardiola’nın, gelir gelmez elde ettiği
iyi sonuçların altında uyguladığı
farklı yöntemler de vardı elbette.
Bunlardan en önemlisi takım
ruhunu canlı tutmak adına yap-
tıkları. Çalıştığı takımlarda arka-
daşlığın üst seviyede olduğu çok
net bir şekilde görebildiğimiz Ka-
talan teknik adam, Manchester
City’de eksik gördüğü bu olguyu
canlandırma adına birçok taktik
denedi ve bu konuda da başarılı
olmaya başladı. Oynatmaya çalış-
tığı oyunun saha içinde çok fazla
fedakârlık yapmayı ve aslında
takım arkadaşın için çok daha
fazla çalışmayı gerektirdiğini
bilen Guardiola, takım içindeki ar-
kadaşlığın gelişmesinin saha içine
de çok olumlu yansıyacağını bildi-
ğinden bu konuyu çok ciddi tutu-
yor; öyle ki oyuncuların birbirleri
ile daha iyi iletişimkurabilmeleri
adına antrenman sahası ve kamp
tesisleri etrafında 3G ve kablosuz
internet bağlantısını yasakladı.
Bu sır da takımın Arjantinli oyun-
cusu Zabaleta’nın yaptığı açıkla-
mayla ortaya çıktı. Şu ana kadar
çalıştığı en iyi teknik direktörün
Guardiola olduğunu söyleyen Za-
baleta; “Birbirimizle daha iyi ileti-
şimkurmamız için Pep, interneti
İstemediği oyuncudan kolay vazgeçebilen Pep,
Yaya Toure’yi ikinci defa defterden sildi.
Guardiola’nın elinde kilolarını azaltan
Kun Agüero, gol sayısını artırdı
88
89