Previous Page  66-67 / 126 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66-67 / 126 Next Page
Page Background

Allardyce’tan önce uyanık

İngiliz gazetecilerinmağ-

duru olan bir diğer İngiltere

Millî Takımı Teknik Direk-

törü, İsveçli çalıştırıcı

Sven-Göran Eriksson’du.

Eriksson, Ocak 2001’de, İn-

giltere Millî Takımı tarihinin

ilk yabancı teknik adamı

olarak göreve başlamıştı.

Onun yönetimindeki İngil-

tere, 2002 Dünya Kupası ve

EURO 2004’te çeyrek finale

kadar gidebilmişti fakat

İngiliz Futbol Federasyonu

buna rağmen kendisine

güvenoyu vermiş ve 2006

Dünya Kupası için de yine

onunla yola çıkmıştı.

Ancak 2006 yılının Ocak

ayında News of theWorld

gazetesi, Arap şeyhi kığına

soktuğu bir muhabiri

Eriksson ile iş ahlâkına mu-

gayir bir diyaloğa sokunca,

İsveçlinin itibarı büyük sar-

sıntıya uğrayacaktı. Mizansene

göre sahte şeyh, Aston Villa kulü-

bünü satın almayı düşünüyor ve

satış sonrasında da Eriksson’u

teknik direktörlüğe getirmeyi

planlıyordu. Eriksson da buna

karşılık İngiltere ile Dünya Kupa-

sı’nı kazanırsa sonrasında Aston

Villa’yı çalıştırmaktanmutluluk

duyacağı cevabını vermişti.

Aslında Eriksson’un öne sürdüğü

şart (İngiltere ile Dünya Kupası’nı

kazanmak) da göz önüne alındı-

ğında yaptığında çok etik dışı

bir şey olduğu söylenemezdi. So-

nuçta böyle bir durumda İngiliz-

lerin rüyası gerçekleşmiş, kendisi

de millî takımdaki misyonunu

tamamlamış olacaktı.

Fakat İngiliz futbol kamuoyu ne

olursa olsun Eriksson’u boy he-

defi haline getirecek, birkaç hafta

sonra da İngiltere Futbol Federas-

yonu, Dünya Kupası akabinde

Eriksson ile yollarını ayıracakla-

rını açıklayacaktı. Her ne kadar

taraflar daha sonra bu kararın,

sahte şeyh olayıyla ilgisi olmadı-

ğını söyledilerse de bu açıklama-

ların inandırıcı olduğunu

söylemek güçtü. Dünya Kupa-

sı’ndaysa Eriksson yönetimindeki

İngiltere bir kez daha çeyrek fi-

nalde turnuva dışında kalacaktı.

etrafından dolanmaya çalıştığı

için bir de para cezası almıştı.

Özellikle bu gelişmeler sonra-

sında üçüncü tarafların futbolcu

satış hakları üzerindeki etkisini

kısmak amacıyla İngiltere Fut-

bol Federasyonu hayli yoğun bir

mesai harcamış ve 2015’te de bu

konuda net sınırlar çizmişti.

Federasyonun yaptığı bunca

çalışmayı, federasyonunmaaşlı

bir çalışanı olanmillî takım

teknik direktörünün bu şekilde

çöpe göndermeye niyet etmesi

elbette İngiliz futbol kamuoyu

tarafından kabul edilir cinsten

bir hareket değildi. Sonunda

Allardyce kandırıldığını fakat bu

tuzağa düşmemesi gerektiğini

ve kendi ifadesiyle “aptalca” bir

harekette bulunduğunu itiraf

etti. Ardından da İngiliz Futbol

Federasyonu ile karşılıklı anlaş-

maya vararak sözleşmesini

feshetti. Hemen hemen her

büyük turnuvaya çok büyük

beklentilerle giden ve bunların

neredeyse hepsinde evine

büyük hayal kırıklığıyla dönen

İngilizler, EURO 2016’daki

bozgun sonrasında göreve

getirdikleri Allardyce ile tahmin

edebileceklerinden çok daha

erken bir ayrılık yaşıyordu ve

bu durum, en büyükmillî takım

çalıştırıcılığı fiyaskolarından biri

olarak tarihteki yerini aldı. Bu

noktadan hareketle biz de yakın

geçmişteki diğer millî takım

çalıştırıcılığı fiyaskolarını da

mercek altına almak istedik.

Bunların bir kısmı Allardyce’ta

olduğu gibi direkt saha dışıyla

alâkalıyken bir kısmıysa saha

içindeki başarısızlıkların bir

sonucu olarak ön plana çıkıyor.

SamAllardyce’ın, gazetecilerin kurduğu bir tuzağa düşmesi sonucunda İngiltere Millî Takımı’nın

başında 10 hafta bile kalamaması, akıllara geçmişte büyükmillî takımlarda yaşanan

büyük teknik direktör fiyaskolarını getirdi. Görünüşe göre İngilizler sadece futbolu değil,

bu alandaki skandalları da icat etmiş.

Millî Takımlar

utbol dünyasında son

günlerde yaşanan en

sansasyonel gelişmeler-

den birisi, belki de

birincisi, İngiltere Millî

Takımı’nın teknik

direktörü olan Sam

Allardyce’ın, karıştığı

skandal sonrasında

görevini bırakmak zo-

runda kalmasıydı.

Allardyce takımının

başında sadece 67 gün

kalabilmiş ve bu süre

zarfında da tek bir karşı-

laşmaya (Slovakya’yı

deplasmanda 1-0 yen-

dikleri Dünya Kupası

eleme maçı) çıkabilmişti.

Söz konusu skandalı kı-

saca özetleyecek olur-

sak… 26 Eylül tarihinde,

Daily Telegraph gazetesi,

Asyalı işadamı kılığına

girmiş muhabirlerle Al-

lardyce arasında geçen

konuşmalara ilişkin bir

haber yaptı. Gizli muha-

birler, Allardyce’a,

FIFA’nın ve İngiliz Futbol

Federasyonu’nun koy-

duğu birtakımkuralları

delebilmek için neler

yapmaları gerektiğini

soruyordu. Allardyce bu

konuda, Asyalı işadamı

olduğunu zannettiği bu

kişilere yol gösterebile-

ceğini söylüyor ve taraf-

lar bu iş için 400 bin

sterlin karşılığında el

sıkışıyordu. Allardyce

bunun dışında, kendisi-

nin selefi olan Roy Hodg-

son ve onun yardımcısı

Gary Neville hakkında

da hayli yakışıksız yo-

rumlarda bulunmuştu.

Delinmesi için üzerinde

durulan başlıca mevzu

ise futbolcuların satış

haklarına kulüplerin dı-

şında üçüncü bir tarafın

da sahip olabilmesine

2015 yılında getirilen ya-

saktı. Hatırlanabileceği

üzere yaklaşık 10 sene

önce bir sportif yatırım

firması Javier Masche-

rano ile Carlos Tevez’i

Güney Amerika’dan

West HamUnited’a ge-

tirmişti fakat West Ham

oyuncuların satış hak-

ları üzerinde bütün ipleri

elinde bulundurmadı-

ğından Mascherano

yarım sezon sonra Li-

verpool’a, Tevez ise bir

yıl sonra Manchester

United’a gitmişti. Üstelik

West Hamüçüncü tarafı

işin içine soktuğu ve

buna rağmen Maschera-

no’nun gitmesini engel-

lemek adına kuralların

F

Onur Erdem

En büyük hoca fiyaskoları

Sven-Göran Eriksson

SamAllardyce

66

67