TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Gurur Yazar: "Futbolculuğumu genlerime borçluyum" 3.01.2011
Gurur Yazar: "Futbolculuğumu genlerime borçluyum"

Bank Asya 1. Lig takımlarından Karşıyaka'nın altyapısından yetişti ve halen yeşil-kırmızılı formayı giyiyor. Uzun boyu, çabukluğu ve topu oyuna iyi sokma özellikleriyle dikkat çekiyor. Bu özellikleri ona A2 Millî Takımı'nın kapısını 23 yaşında açtı. Babadan ve dededen futbolcu olan genç oyuncu, Süper Lig'de oynama isteğini, "A Millî Takım'a giden en kısa yol" sözleriyle açıklıyor.

Röportaj: Mazlum Uluç / TamSaha

İlk defa Millî Takım formasıyla buluşuyorsun. Bank Asya 1. Lig futbolcusu olarak böyle bir daveti bekliyor muydun?

Genç takımda oynadığım dönemlerde beklemiştim aslında. Ama açıkçası A2 Millî Takımı'na çağrılmak benim için de sürpriz oldu. Bu kampa davet almadan önce Millî Takım yetkililerinin sağlık durumumla ilgili araştırma yaptığını öğrendim önce. Sonra da takip etmeye başladım. Futbol Federasyonu'nun web sitesinde takım açıklandığında ismimi görünce önce inanamadım ve tekrar tekrar baktım. Sonra kulüpten de haber verdiler. İnanılmaz bir heyecan ve gurur duydum tabii. Haberi hemen birlikte yaşadım babaannemle paylaştım. O da başlangıçta inanamadı ve şoke oldu.

Futbolla nasıl tanışmıştın?

Ben Karşıyakalıyım. Futbola önce okul takımında başladım. Sonra okuldaki öğretmenlerimin yönlendirmesiyle Karşıkaya'nın altyapısına girdim ve o gün bugündür de Karşıyaka'nın oyuncusu olarak kariyerimi sürdürüyorum.

Başlangıçta da stoper mi oynuyordun?

Bir ara forvet oynadım, sonra fiziğimden dolayı kaleci yapmak istediler. Sonunda stoperde karar kıldık.

Ailen futbolcu olmana nasıl baktı?

Hiçbir zaman önüme engel koymaya çalışmadılar. Çünkü ben futbolla okulu bir arada yürütebiliyordum. Zaten bir yandan futbol oynarken üniversiteyi de kazandım. Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'na girdim. Ama askerlikle ilgili bir problem nedeniyle kaydımı sildirdim, tecil işlemlerimi futbolculuk üzerinden yaptım. Tekrar okula dönmem de futbol hayatımın yoğunluğu nedeniyle zor görünüyor. Bu arada babamın futbolcu olmam konusundaki desteğine de teşekkür etmem gerekiyor. Kendisi de eski bir futbolcu. Daha önce amatör takımlarda futbol oynamış. Sanırım futbolcu olmamı biraz da genlerime borçluyum. Çünkü dedem de Almanya'da futbol oynamış.

Bugüne kadar pek çok antrenörle çalıştığını biliyoruz. Üzerinde en fazla emeği bulunan teknik adamlar hangileriydi?

Karşıyaka'da pek çok teknik adamla çalışma fırsatı buldum. Şu anda A Millî Takım'da antrenörlük yapan Engin İpekoğlu'nun yanı sıra Reha Kapsal'la, Feyyaz Uçar'la, Erdoğan Arıca'yla çalıştım. Yani futbol camiasında isim yapmış teknik adamlarla çalışma fırsatı buldum ve hepsine bana yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Reha Kapsal'ın yeri ise benim açımdan biraz daha farklı. Reha Hoca özellikle genç oyuncuları geliştirme konusunda çok geniş bir bilgiye sahip ve bana da çok önemli katkıları oldu.

Reha Kapsal'ın sana neler kazandırdığını düşünüyorsun?

Öncelikle oyun mantalitesi hakkında gelişimimi sağladı, pozisyon almada çok ciddi katkıları oldu.

Futbol oynayan her genç oyuncunun kafasında "Onun gibi olayım" dediği yıldızlar vardır. Senin de benzemek istediğin böyle bir oyuncu var mıydı?

Genç takımlarda oynadığım dönemlerde Millî Takım'da Bülent Korkmaz, Alpay Özalan gibi oyuncular forma giyiyordu. Benim de hayalim bir gün onlar gibi olabilmekti. Sanırım A2 Millî Takım'a seçilerek o hayalime yaklaştım. Bundan sonrası benim elimde diye düşünüyorum ve çok çalışarak A Millî Takım'da da oynayabileceğime inanıyorum. Puyol ve Pique de dünya futbolunda beğendiğim stoperler.

Modern futbol stoperlerden sadece topu kesmesini değil aynı zamanda oyuna da iyi sokmasını bekliyor. FIFA'nın yayınladığı Dünya Kupası raporunda, "İyi takımı diğerlerinden ayıran en önemli özellik, stoper ve beklerinin oyun karakteri" deniliyor. Mesela örnek aldığın oyunculardan Pique bu konuda örnek gösterilebilecek bir isim. Bu anlamda baktıklarında antrenörlerin seni nasıl bir stoper olarak değerlendiriyor?

Topu oyuna sokabilme kabiliyetimin, teknik kapasitemin bir stopere göre başarılı olduğumu söylüyorlar. Bu yönden bir sıkıntım yok ama yine de kendimi daha da geliştirmem gerektiğini biliyorum. Uzun boylu olmam hava toplarında başarılı olmamı sağlıyor. Pozisyon alma konusunda da bir sıkıntı yaşamıyorum. Dışarıdan bakıldığında boyum uzun olduğu için hantal görünsem de saha içinde ağır olduğum söylenemez.

Sen genç bir oyuncusun ve biraz önce söylediğin gibi geliştirmen gereken mutlak vardır. Bu konuda ne gibi tavsiyeler alıyorsun?

Hocalarım olun, arkadaşlarım olsun, hepsi fiziksel açıdan biraz daha kuvvetlenmem gerektiğini söylüyor. Bu sanırım altyapıdan gelen bir eksiklik. Çünkü o düzeyde fiziksel gelişmeyi çok sıkı tutmuyorlar. Çoğu takımın altyapısında fitnesse girilmiyor. Daha çok mental ve teknik özelikler ön plana çıkıyor. Bu nedenle fiziksel olarak kendimi biraz daha geliştirmem gerekiyor.

Bank Asya 1. Lig'de oynanan futbolun düzeyi ve izlediğin kadarıyla Süper Lig'den farkı ne?

Bank Asya 1. Lig futbol daha çok mücadeleye ve koşmaya dayalı oynanıyor. Süper Lig'de ise takımlar daha çok oyun oynamaya çalışıyor. Bank Asya maçlarında iyi konsantre olursanız bir sıkıntı yaşamazsınız.

Seni zorlayan santrforlar var mı?

Geçtiğimiz sezon Kardemir Karabükspor'un santrforu Emenike vardı ve bütün stoperlere oldukça sıkıntı çıkarıyordu. Zaten o ligde büyük bir sükse yapmıştı. Emenike güçlü, süratli, son vuruşlarda başarılı, yetenekli, kısacası komple bir futbolcu. Adanaspor'da oynayan Mbamba da stoperle için zorlu bir rakip.

Takımlarımızda çok sık teknik direktör değişiklikleri yaşanıyor. Bunlar oyuncuyu nasıl etkiliyor?

Biz geçen sezon dört teknik direktör değiştirdik. Tam birisinin yaptırdığı antrenmanlara, maçlarda verdiği taktiğe, futbol mantalitesine alışıyorsunuz, o gidiyor yerine bir başkası geliyor. Bu sefer her şeyden sil baştan oluyor. Hem oyuncu hem de takım için kötü bir şey bu. Kişisel düşüncem, bir teknik direktöre sonuna kadar güvenilmesi gerektiği. Başlangıçta teknik direktörün kim olacağına çok iyi düşünülüp karar verilmeli ve sonra da arkasında durulmalı. Bu yol izlendiğinde başarının kesinlikle elde edileceğine inanıyorum.

Arda, genç futbolculara bakışı değiştirdi

Türkiye'de genç oyunculara verilen şansı yeterli buluyor musun?

Son zamanlarda bulduklarını düşünüyorum. Eskiden böyle değildi ama şimdi genç oyunculara daha fazla şans veriliyor. Çıkış yapan ve fark oluşturan oyuncular sayesinde böyle bir değişim yaşandı. Mesela Arda Turan'ın Manisaspor'da başlayıp Galatasaray'da devam eden performansı, tüm takımlarda genç oyunculara bakışta bir farklılığa yol açtı. Bu farklılığın genç bir oyuncu olarak benim için de avantaj olduğu düşünüyorum.

Arda dışında beğendiğin genç oyuncular var mı?

Beşiktaş'ta Necip önemli bir çıkış yaptı. Galatasaray'da Emre Çolak öyle. Bence kendisine özgü çok güzel bir stili var. Sol ayağı çok güçlü ve hücum özellikleri çok gelişmiş bir oyuncu. Beşiktaş'ta Ersan da oldukça iyi bir çıkış yaptı. Onunla geçtiğimiz sezon Adanaspor formasını giydiği dönemde karşılıklı oynamıştık. Fizik kapasitesi oldukça yüksek, topu oyuna sokma özelliklerine sahip bir oyuncu. Şans bulmaya devam ederse başarılı olacağını düşünüyorum.

Gelecekte senin Millî Takım'daki rakiplerinden birisi diyebilir miyiz Ersan için?

Elbette diyebiliriz. Ama bakarsınız partner de olabilir (Gülüyor).

Türkiye'deki sorunlardan birisi, çıkış yapan genç oyuncuların bir süre sonra beklentileri karşılayamaması. Umut bağlanan pek çok genç oyuncunun bir süre sonra kaybolup gittiğini üzüntüyle görüyoruz. Sence genç oyuncular neden sonunu getiremiyor?

Belki de bulundukları yer yeterli geliyor. Bu oyuncunun psikolojisiyle alâkalı. Hiçbir zaman yetinmemek gerekiyor. "Burası bana yeter" dediğinizde ya olduğunuz yerde kalırsınız ya da gerilemeye başlarsınız. Futbolda ve hayatta hep bir üstü var çünkü. En üste geldiğinizi zannettiğinizde bilmeniz gereken en önemli şey onun da bir üstü bulunduğu. Ben hayata da futbola da böyle bakıyorum.

Bugüne kadar Millî Takımların gündemine hiç girmemeni nasıl değerlendiriyorsun?

2005-06 sezonunun ikinci yarısında profesyonel oldum ama takımımda yeterince şans bulamıyordum. İki sezondur devamlı oynamaya başlayınca sanırım dikkat çekmeyi başardım.

Profesyonel olarak oynadığın ilk maçı hatırlıyor musun?

Oyuna sonradan girdiğim bir Kocaelispor maçında ilk Bank Asya 1. Lig tecrübemi yaşamıştım. Zaten Kocaelispor'un benim futbol hayatımda ilginç bir yeri var. İlk defa kadroya girdiğim, ilk defa oyuna girdiğim ve ilk defa on birde yer aldığım maçların hepsi Kocaelispor karşılaşmalarıydı.

Biraz önce stoperlerin görevlerinden söz ettik. Günümüzde çok sayıda gol atan stoperler de var. Mesela geçtiğimiz sezonun şampiyonu Bursaspor'da Ömer Erdoğan attığı 6 golle ciddi bir fark oluşturmuştu. Senin golle aran nasıl?

Geçtiğimiz sezon üç gol attım. Bu sezon da bir golüm var. Hepsini kafayla attım. Duran toplarda öne çıkıyorum. Zaten Karşıyaka'nın duran top organizasyonlarında böyle bir görevim var ve attığım goller de çalışılmış pozisyonların ürünü.

Bazı oyuncular vardır, kulüpleriyle özdeşleşir. Sen de bugüne kadar hep Karşıyaka'da oynamışsın.

Bana da "4 numaralı formayı müzeye kaldıracağız" diyorlar zaten (Gülüyor). Şu anda kadroda altyapıdan gelerek oynayan Erdi ve ben varız. Semtin çocuğu olmamızdan dolayı insanlar bize farklı bir gözle bakıyor. Altyapıdan gelip sürekli oynayabilmek kolay değil. Tabii bu durum sorumluluğumuzu artıyor ama aynı oranda destek de görüyoruz.

Bundan sonra kariyerine nasıl bir yön vermeyi düşünüyorsun?

Süper Lig'de oynamak tabii ki benim de hedeflerim arasında. İnşallah bunu Karşıyaka'yla başarırım. Ama öyle olmasa bile ben bir başka takımda da Süper Lig heyecanını yaşamak istiyorum. Gelen teklifler de var. Amacım üç büyüklerden birisinde oynamak.

Asıl hedef Millî Takım

Türkiye'de artık üç büyükler kavramı da tartışılıyor. Ligin üstüne baktığımızda alışılmışın dışında takımları görüyoruz. Geçtiğimiz sezonu da Bursaspor şampiyon olarak tamamlamıştı. Sen de bu takımlardan birinin parçası olmak istemez misin?

Olabilir elbette. Dediğiniz gibi Türkiye'de futbol yapısı değişiyor. Her takımın birbirini yenebildiği yeni bir dönemi yaşıyoruz. Bursaspor geçtiğimiz sezon tabuları yıktı. Benim için önemli olan A Millî Takım'ın kapısını açabilmek. Millî Takım yolumu kısaltacak hangi takım olursa onun formasını giyebilirim.

Artık Bank Asya 1. Lig'de de yabancı oyuncular da yer alabiliyor. Bu değişiklik ligin kalitesine bir katkı yaptı mı sence?

Ben kalitenin çok fazla yükseldiğine inanmıyorum. Elbette öne çıkan oyuncular var. Adanasporlu Mbamba ya da bizim takımımızdaki Tiago gibi. Ama ben ligde genç yerli oyuncuların oynamasının Türk futboluna daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum.

Karşıyaka çok köklü bir kulüp olmasına rağmen uzun yıllardır Süper Lig'de yer alamıyor. Aslında genel olarak İzmir futbolunun sorunu da bu. Koskoca İzmir şehrinin futboldaki gerilemesini nasıl açıklamak gerekir?

Bence İzmir'in Süper Lig'de yeterince takımı olmaması büyük bir eksiklik. Karşıyaka'sı, Altay'ı, Göztepe'si camiaları ve tarihleriyle Süper Lig'de bulunmayı hak eden kulüpler. Ama sanırım yeterince destek verilmiyor. Gereken kurumsallaşma sağlanamamış olabilir. Bunlar sağlansa İzmir'den şampiyon bile çıkabilir. Çünkü taraftar olarak bakıldığında İzmir takımları son derece güçlü.

Karşıyaka'nın güçlü bir taraftar grubu var. Senin o semtin çocuğu olarak taraftarlarla ilişkilerin nasıl?

Ben de bir taraftarım aslında. Futbolcu olmadan önce ben de tribünde yer alıyordum. Kulübe gelen oyuncuların Karşıyaka'yı tercih etmesinin temel sebeplerinden birisi de taraftar desteğinin çok güçlü olması. O takımın taraftarı olarak formasını giymek ise çok farklı bir duygu. O formayı giymenin heyecanı anlatılamaz.

Bucaspor'un Süper Lig'e çıkışı diğer İzmir takımları için bir örnek ve motivasyon teşkil ediyor mu?

Bucaspor Bank Asya'ya ilk çıktığında hiç kimse bu noktaya gelebileceğini tahmin etmiyordu. Hatta küme düşer gözüyle bakılıyordu. Ama tesisleri, altyapısı, akademi takımlarıyla Bucaspor projesi uzun vadeli bir çalışmayla başarılı oldu. Bence tebrik edilmesi ve örnek alınması gerekiyor.

Özel hayatında neler var?

Bekârım, bir kız arkadaşım var. İzmir çok güzel bir şehir. Hayat daha basit ve kolay. Orada yaşamaktan mutluyum.

Profesyonelce yaşamak açısından İzmir oyuncuları zorlayan bir şehir mi?

Bence bu oyuncunun kendisiyle ilgili bir durum. Kendinizi bildiğiniz zaman sorun yaşamazsınız. İzmir benim memleketim ve neyin ne olduğunu çok biliyorum. Bu nedenle beni zorladığını söylemem.

Boş vakitlerinde neler yapıyorsun?

Müzik dinliyorum, dizi seyrediyorum. Favori dizim Geniş Aile.