

Montpellier (2011-12)
Montpellier, Fransa Ligi’nin müte-
vazı ekiplerinden biriydi. Yakın za-
mana kadar en büyük başarısı,
1988’de kazandığı lig üçüncülüğü
olan turuncu-mavililer, 2010’da da
ligi beşinci sırada tamamlamıştı ve
Ligue 1’in yükselen yıldızlarından
biri olmaya adaydı. Ancak ertesi
sezon bir türlü önü alınamayan bir
düşüş yaşanıyor, hatta kulüp bir
müddet ciddi ciddi küme düşme
korkusunu iliklerine kadar hissedi-
yordu. Bu iniş sonrasında da 2011-
12 sezonu başlarken Montpellier
adına belirlenebilecek en makul
hedef, ligi orta sıralarda bitirmek
olabilirdi.
Aynı sezona girilirken şampiyonluk
yolundaysa ligin tek bir favorisi
vardı, o da Katar sermayesi tarafın-
dan satın alınmasının ardından se-
zona çok iddialı bir biçimde
hazırlanan Paris St. Germain’di.
Ligde 12. hafta sonuna gelindiğinde
PSG 29 puanla liderdi ve bu puan,
özellikle de Ligue 1 gibi puan bare-
minin düşük olduğu bir ligde, çok
ciddi şampiyonluk alametiydi.
Ancak PSG yalnız sayılmazdı, üç
puan gerilerinde Montpellier yer al-
maktaydı. Müteakip üç hafta içeri-
sindeyse PSG sadece bir puan alır-
ken Montpellier yedi puan topluyor
ve 15. hafta itibarıyla ligde liderliği
ele geçiriyordu. Fakat bundan son-
raki dört haftada işler bir kez daha
tersine dönecek ve PSG ilk yarıyı
40 puanla zirvede tamamlarken
Montpellier 37 puanla ikinci sırada
kalacaktı.
Bu noktadan sonra PSG’nin bir
daha tökezleyip Montpellier’ye ik-
ramda bulunması çok da beklen-
miyordu. Gelgelelim Şubat
ortasından Mart sonuna kadar oy-
nadığı sekiz maçın sadece ikisini
kazanan PSG, bu sürecin sonunda
liderlik koltuğunu bir kez daha
Montpellier’ye devretmişti. Sezo-
nun ikinci yarısında çok daha iyi bir
grafik çizip 45 puan toplayan Mont-
pellier ise toplamda 82 puana ula-
şarak tarihinin ilk şampiyonluğunu
elde edecek, aynı zamanda
Fransa’da üç puanlı sisteme geçilen
1994-95 sezonundan beri elde edi-
len en iyi ikinci dereceye imzasını
atacaktı.
linin dokuzuncu sırasında, Hoffenheim’ın
dokuz puan gerisinde bitirmişti. Hatta
ikinci yarının ilk maçı sonrasında Hoffen-
heim ile Wolfsburg arasındaki puan farkı
11’e yükselmişti.
Ne var ki bundan sonra Wolfsburg fırtına
gibi esmeye başlayacaktı. Forvetteki
Dzeko-Grafite ikilisi her maç skora etki
ediyor, arkalarındaki Misimovic de asist
rekoruna koşarcasına onları besliyordu.
Şubat sonundan Nisan ortasına kadar üst
üste 10 maç kazanan takım, bu galibiyet
serisinin sekizinci maçı sonrasında da zir-
veye yerleşmişti. Hoffenheim ise Şubat,
Mart ve Nisan aylarında maç kazanamıyor,
bu süre zarfındaki 12 maçta yedi beraberlik
alıyordu. Wolfsburg ise son altı maçında 12
puan daha toplayacak ve ilk yarısında sa-
dece 26 puan aldığı sezonu 69 puanla şam-
piyon olarak tamamlayarak tarihinde bir
ilki gerçekleştirecekti.
100