

106
107
betmeyecek. Yani beraberce el ele,
kol kola futbolu ileri taşıyacağız.
Hakemodaları izinle ziyaret edile-
cek yerlerdir. Lütfen artık bu yönde
hareket edelim. Böyle yaparsak
daha başarılı oluruz. Yabancılarla il-
gili örnek vermeyi seviyoruz. İste-
miyorum ama bunu söylemek
durumundayım. Mademörnek al-
mayı seviyoruz o zaman bu nokta-
daki gelişmeleri de örnek alalım.
Ama tabiî ki kendi çalışmalarımızı
da yabana atmayalım. Türkiye’deki
spor altyapısının nereden nereye
geldiğini görmenizi istiyorum. İnşa
ettiğimiz spor tesisleri artık ta-
mamlanmış vaziyete. 78 milyon va-
tandaşımıza hizmet etmek için
buradayız. Bundan kimsenin şüp-
hesi olmasın” diye konuştu.
“Sporda şiddet istemiyoruz”
Sporumuzda şiddet istemedikleri-
nin altını çizen Bakan Çağatay Kılıç,
“Engellemek için de her adımı ata-
cağız. Statlarda şiddet, uygunsuz
hareket ve özür dileyerek söylüyo-
rumküfre karşı mücadelemiz din-
meyecek. Millî servete zarar
verenler, koltukları kıranlarla mü-
cadelemiz sonuna kadar sürecek.
Çünkü onlar taraftar değil. Taraf-
tarlık gönül verdiği renkleri destek-
lemektir. Bu da sonuna kadar hak-
tır. Ama zarar vermek, hakaret
etmek, şiddete girmek, kimsenin
hakkı değildir. Kanunlarımızın or-
taya koyduğu uygulama neyse so-
nuna kadar takipçisiyiz. Yargının da
takipçisiyiz. Şiddeti sahalarda gör-
mek istemiyoruz. Hep söylüyoruz
ama söylemek yetmez. Bunu uygu-
layacağız. Şu anda Gençlik ve Spor
Bakanı olarak en üst noktada so-
rumluluğumvar. Ama sizlerin de
sorumluluğunuz var. Birinci elden
bunu yaşayan sizlersiniz. Futbolun
tümpaydaşları… Siz yaşıyorsunuz.
Sahaya atılan yabancı cisim… Stadı
düşünün… Attığı yer kendince sa-
hada oynayan sporcu. Gücü yet-
medi. Oraya kadar gitmedi. Olma-
dığı zaman basınmensubuna isa-
bet edecek. Top toplayan genç kar-
deşlerimize gelecek… Emniyet
güçlerimize isabet edebilir. Özel gü-
venlikteki arkadaşlara gelebilir. Ha-
keme gelebilir. Başka bir taraftara
gelebilir. Bunları kabul mü edeceğiz,
hayır etmeyeceğiz. Bunları yapan-
lar azınlık. Çok az sayıda kişiler.
Sesleri fazla çıkıyor çünkü olumsuz
bir olay var. Onlar az sayıda. Biz bu-
rada hep beraber birbirimize destek
oluyoruz. Onlar bunu engellemeye
çalışıyor. Biz bir olursak bunların
karşısında çok büyük başarılar elde
edeceğimize inanıyorum. Zemin-
lerle ilgili bir tartışma var. Ben so-
rumluluğu üzerimizden atmak için
söylemiyorum, kimse yanlış anla-
masın. Şu anda kulüplerimizin
maçlarını oynadığı statlarınmülki-
yeti bize ait. Ama bunların bakımı
ve idamesi kulüplerin sorumlulu-
ğunda… Bu işin resmi prosedür du-
rumu. Bununla beraber zeminle-
rimizin daha da iyileştirilmesi için,
daha üst standartlara gelmesi için
elimizden ne gerekiyorsa yapmaya
hazırız” dedi.
“Cumhurbaşkanımız eski bir fut-
bolcu… Kendisi için futbol çok
önemli. Başbakanımız bütün spor
dallarını takip ediyor. Her türlü des-
teği verme konusunda hiçbir eksi-
ğimiz yok” hatırlatmasında bulunan
Bakan Kılıç, “Elele verirsek Türk
futbolunu çok hızlı şekilde, çok kısa
zamanda çok farklı noktalara taşı-
yabiliriz. Yeter ki tespitleri doğru
yapalım, hedefi koyup o yolda yü-
rüyelim. Ay-yıldızı hepiniz yüreği-
nizde taşıyorsunuz. Bu bayrağı çok
daha üst seviyelerde taşımak için
hep beraber çalışacağız. Salondaki
herkesin büyük çaba sarf ettiğini
biliyorum. Spor ve futbol birliktelik-
tir, kardeşliktir. Elimizi taşın altına
koyalım, risk alalım. Risk almadan
başarı gelmez. Herkese çok teşek-
kür ediyor ve selamlıyorum” sözle-
riyle konuşmasını tamamladı.
Müftüoğlu “Hedefimiz
sürdürülebilir başarı”
MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu
ise törende yaptığı konuşmada bu
seminerin yenilenme, hataları göz-
den geçirme ve önlerindeki yarı yıl
içinmoral ve kondisyon depolama
fırsatı olduğunu söyledi.
Temmuz ayında göreve geldiklerini
ve o günden beri de çok yoğun bir
tempo içerisinde çalıştıklarını belir-
ten Müftüoğlu, “Ara sıra görüşleri-
mizi ifade ettik ama bugün hep
birlikte daha sağlıklı bir değerlen-
dirme yapma şansı bulacağız. Kısa
süre içerisinde çok şey yapmaya
çalıştık. Çünkü biz göreve gelirken
ortaya bir vizyon koyduk. Türk ha-
kemliğinin sürdürülebilir başarısını
hedefledik. Bu hedefe ulaşmak, sa-
bahtan akşama mümkün olan bir
şey değil. Kendimden örnek ver-
mek gerekirse, 25 yıldır bu camia-
nın içerisindeyim, Dünya
Kupası’nda sadece bir kez Türk
hakemi gördüm. O da 40 yıl sonra,
Türk hakemlerinin katılabildiği ilk
Dünya Kupasıydı. 1996’da Ahmet
Çakar, 2014’te Cüneyt Çakır’ı
Avrupa Şampiyonası’nda gördüm”
dedi.
“Bu tren dört bir yanda
yol almalı”
Cüneyt Çakır’a ayrı bir parantez
açan Müftüoğlu, “Türk hakemliği,
pek çok büyük başarıya onun ve
ekibinin sayesinde ulaştı. Bunlar
yıllar sonra gelen başarılardı. Bu ba-
şarılar bizimvizyonumuzu geniş-
letmemizi, çalışınca nelerin
başarılabileceğini görmemizi sağ-
ladı. Sayın Cüneyt Çakır, Uluslar-
arası Futbol Tarihi ve İstatistikleri
Federasyonu tarafından belirlenen,
2015 yılının en iyi hakemleri sırala-
masında ilk üçte yer alarak bizleri
gururlandırmasının yanında, 2016
Avrupa Şampiyonası’nda da temsil
edecek. Bu noktada hepimizin far-
kına varması gereken bir nokta var.
Bu başarılar sadece Cüneyt Çakır
ve ekibinin başarısı olarak kalırsa
Türk hakemliği yine eskisi gibi is-
tasyonda beklemeye başlar. Oysa
biz bu trenin artık hiç durmadan
dünyanın dört bir yanına yol alma-
sını hedefliyoruz.
Bu büyük bir hedef. Bir yandan Tür-
kiye Liglerinin sağlıklı şekilde oy-
nanmasını amaçlarken, diğer
yandan da gelecek vizyonumuza
yönelik hamleler yapmak zorun-
daydık. Biliyorum, siz işin birinci
kısmıyla daha çok ilgileniyorsunuz.
Biz ise hemkonumumuz hemde
omuzlarımıza yüklenen sorumlu-
luk gereği işin her iki tarafını dü-
şünmek durumundayız. Bizim
göreve gelirken en büyük hedefimiz
istikrarlı bir şekilde, uzun vadeli
planlar da yaparak görev yapabil-
mektir. Bu konuda Sayın Başkanım
YıldırımDemirören ve yönetimku-
rulunun büyük desteklerini gördük.
Biz, gücümüzü ve görev yapma aş-
kımızı onların bu duruşundan alıyo-
ruz” diye konuştu.
İstikrarı ve tutarlı olmayı, dürüst
davranmayı önemsediklerini söyle-
yen MHK Başkanı, “Yaptığımızı, ya-
pacağımızı, yapamadığımızı açık
yüreklilikle ortaya koyuyoruz.
Hatırlarsanız göreve geldiğimiz
zaman verdiğimiz demeçlerde, Türk
hakemliğine yeni yüzler kazandıra-
cağımızı, mevcut kadronun tecrü-
besiyle gençlerin dinamizminden
iyi bir harman yakalamaya çalışa-
cağımızı ifade etmiştik. Bunun için
de ilk iş talimat değişikliğine gide-
rek, üst yaşı 47’ye çıkarttık. Alt yaş
sınırını aşağı indirdik. Yaptığımız
talimat değişiklikleriyle hakem ca-
miasının iç dinamiklerini de koru-
mayı, oradaki hiyerarşiyi de bozma-
mayı hedefledik. Liyakat önemlidir.
Hak edeni bir yerlere taşımak
önemlidir. Hakemlerimizde, göz-
lemcilerimizde bu güven duygu-
sunu yaratmamız da aynı oranda
önemli. Biz bu yola onlarla çıktık,
onlarla devam edeceğiz. Onların
bilgi birikimleri, tecrübeleri bizim
için çok önemli. Hakemlerimiz için
daha objektif ölçme yöntemleri be-
lirlemeye, kamplar yaparak, mentör
atayarak, bölgesel kurulları daha
aktif şekilde çalıştırarak onları