23
H
22
Hırvatistan
ırvatistan, Yugoslavya’nın dağılması
sonrasında ortaya çıkan ülkelerden
birisi ve Hırvat Millî Takımı da bunun
sonucunda ilk resmi maçını 1992 ya-
zında oynamış, Avrupa’nın bu an-
lamda ‘genç’ sayılabilecekmillî
takımları arasında yer alıyor. Ancak
millî takımmazisi henüz çeyrek asrı
bile bulmayan Hırvatlar, şimdiden çok
önemli başarılara imza atmış du-
rumda.
Söz konusu başarıların başında hiç
şüphesiz 1998 Dünya Kupası’nda ka-
zanılan dünya üçüncülüğü geliyor.
O dönemde kadrosunda Suker, Boban,
Prosinecki, Boksic, Jarni ve Asanovic
gibi yıldızları barındıran Hırvatlar,
Fransa’daki turnuvada parıl parıl par-
lamış ve çeyrek finalde, son Avrupa
şampiyonu Almanya’yı 3-0’la sürk-
lase ederek kupayı bile kazanabilecek
güçte olduklarını göstermişlerdi. Yarı
finalde, daha sonra kupayı da kazana-
cak olan ev sahibi Fransa ile eşleşmeseler
veya aralarındaki o maçta Fransa’yı galibi-
yete taşıyan Lilian Thuram’ın hayatında ilk
ve son kez bir karşılaşmada iki gol birden
atması mucizesi yaşanmasa, belki bunu bile
başarabileceklerdi.
Ne var ki, bu dünya üçüncülüğünden sonra,
Hırvatlar Avrupa’nın kalburüstü takımla-
rından biri olma özelliklerini korusa da bir
daha hiç o denli yükseklere çıkamadı. 1998
sonrasında üç kez daha Dünya Kupası’na
katılan Hırvatistan, bu denemelerin hiçbi-
rinde ilk tur gruplarının ötesine geçemedi.
Keza, son üç Avrupa Şampiyonası’nda da iki
kez ilk turda elenen Hırvatlar, sadece EURO
2008’de gruptan çıkmış, onda da hatırlana-
cağı üzere Millî Takımımıza çeyrek finalde
penaltılarla elenmişti.
Bu tabloya bakıldığında, Hırvatların artık
turnuvalara katılmaktan çok daha fazlasını
yapmak istedikleri ve 1990’ların sonundaki
jenerasyonu hatırlayıp nostalji yaşamak-
tansa yeni başarılar tatmayı bekledikleri
çok açık. Aslında ellerindeki kadro da bu
beklentileri karşılayabilecek seviyede. Orta
sahasında Real Madridli Modric ve Barcelo-
nalı Rakitic gibi çok önemli iki oyuncuyu
barındıran Hırvatlar, bu isimlerin yanında
Kovacic, Pasalic ve Halilovic gibi genç yete-
neklere de sahipler Bunlara Badelj ve Perisic
gibi kalburüstü oyuncular da eklendiğinde,
Hırvatların dünyanın en iyi orta sahaların-
dan birine sahip olduğunu söylemek abartı
olmayacaktır.
Gol yollarında da Juventuslu Mandzukic ve
Fiorentinalı Kalinic gibi etkili isimleri bulu-
nan Hırvatistan’ın ‘karın boşluğu’ diyebile-
ceğimiz bölgesiyse savunması. EURO 2016
elemelerinde kalesinde 10maçta sadece
beş gol gören Hırvatların, bu istatistiğe ba-
kıldığında sağlambir savunmaya sahip ol-
dukları düşünülebilir belki ama o grupta
Orta sahaları
dünyalara bedel
İtalya dışında üst düzey bir rakip-
lerinin bulunmadığı da unutulma-
malı (Son ana kadar arkalarında
olan Norveç, play-off’larda Maca-
ristan’a elendi, diğer rakiplerse
Bulgaristan, Azerbaycan ve
Malta’ydı).
Hırvatların savunma hattının en
değerli ismi, aynı zamanda takım
kaptanı olan Darijo Srna. Tecrübeli
sağ bek, aynı zamanda 127 maçla,
Hırvatistan Millî Takımı formasını
en çok giyen isimkonumunda.
Ancak Srna haricinde Hırvat de-
fans hattında adının altı kalın
kalın çizilecek bir oyuncu söyle-
mek zor. Liverpoollu Lovren, bir-
kaç sene öncesinde yıldız adayı
olarak gösterilen bir isim olsa da
beklenen seviyelere gelemedi. Şu
an Leverkusen’de oynayan 20 ya-
şındaki Jedvaj’ın da gelecekte çok
önemli bir savunmacı olması bek-
leniyor ama genç oyuncunun
henüz yolun başında olduğu da bir
gerçek. Kısa bir dönemBeşiktaş
forması giyen ve beğenilmeyerek
gönderilen Schildenfeld bile son
Modric
Rakitic