16
hep bu isimlere binmesi de ha-
liyle bir yıpranmışlık yaratmıştı.
Yaş ortalamasının artması da
buna paralel bir sorundu.
Buna karşın EURO 2016 elemele-
rinden itibaren görmeye başla-
dık ki, del Bosque artık kadroda
daha çok yeni yüze yer vermeye
çalışıyor ve takımın yaş ortala-
ması da düşüyor. Son dönemde
ağırlıklı olarak kullanılan isimler
düşünüldüğünde, EURO 2016
kadrosunda kaleciler hariç 30
yaş ve üzerinde sadece üç
oyuncu olması muhtemel: 1984
doğumlu Iniesta ve 1986 do-
ğumlu David Silva ile Sergio
Ramos. Bu oyuncular haricinde
takımın en yaşlı isimleri konu-
mundaysa Pique ve Fabregas
gibi 1987 doğumlular var. Artık
Puyol, Xavi, Xabi Alonso ve
David Villa gibi büyük yıldızlar
olmasa da en azından onların
boşalttıkları bölgeyi tamamen
bomboş bırakmayacak Koke,
Isco ve Morata gibi gençlerle,
artık olgunluk dönemlerine
gelen Mata, Azpilicueta ve Diego
Costa gibi önemli oyuncular da
mevcut. Del Bosque’nin iyi bir
takımkimyası yaratması ha-
linde İspanya, bu kadrosuyla da
her büyük turnuvada zirve mü-
cadelesi verebilecek potansiyele
sahip.
Son olarak, Türkiye ile İspanya
arasında bugüne kadarki
önemli mücadeleleri hatırla-
mak gerekirse… İlk başta 1954
Dünya Kupası elemelerine
dönüp bakıyoruz. İki ülke, İs-
viçre’de düzenlenecek turnu-
vaya katılabilmek için
birbirlerine rakip olmuş ve İs-
panya’da oynanan ilk maçı da
ev sahibi ekip 4-1 kazanmıştı.
İstanbul’daki rövanştaysa
gülen taraf, ‘Canavar’ lâkaplı
Burhan Sargın’ın tek golüyle
ay-yıldızlılar olmuştu. O dö-
nemde averaj hesabı yapılma-
dığı için, üç gün sonra iki ekip
tarafsız sahada, Roma’da karşı
karşıya geldi ve bu maç da 2-2
neticelendi. En sonunda İs-
viçre’ye gidecek tarafı kura be-
lirledi. Stadyum görevlilerinden
birinin oğlu olan ve saha kena-
rında maçı seyreden 14 yaşın-
daki Luigi Franco Gemma’ya
çektirilen kura sonucunda da
Türkiye, tarihinde ilk kez Dünya
Kupası’na katılma hakkını elde
etti.
Ne var ki bu eşleşmeden sonra
Millî Takımımız, İspanya ile oy-
nadığı maçlarda bir daha galibi-
yet yüzü göremedi. İber ülkesi
ile daha sonra yedi maçta daha
karşı karşıya gelen ay-yıldızlı-
lar, bu maçlarda dört yenilgi ve
üç beraberlik aldı, sadece bir
gol kaydedebildi. 17 Haziran’da,
Nice’te oynanacak olan karşı-
laşmada dileğimiz elbette millî-
lerimizin İspanya karşısındaki
62 yıllık galibiyet hasretine son
vermesi ve bu sayede ikinci tur
yolunda da dev bir adım atması
yönünde. Tabiî bunun için İs-
panya’nın ne olursa olsun bu
grupta favori konumunda bu-
lunduğu ve Fransa’ya, futbol
tarihinde hiç yapılmamış olan
şeyleri yapmak için geldiği ger-
çeğini de bir an bile akıllardan
çıkarmayıp ayakların yere sağ-
lamca basmasını sağlamak da
şart.