Previous Page  52-53 / 144 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 52-53 / 144 Next Page
Page Background

diğer ayakta da Arjantin ile ABD

kozlarını paylaşacaklardı.

İlkmaç 26 Temmuz’da Arjantin ile

ABD arasında oynandı ve Arjantin

rakibini adeta sürklase ederek

sahadan 6-1’lik galibiyetle ayrıldı,

adını da finale yazdırdı. Ertesi

günkü Uruguay-Yugoslavya

maçında da benzer senaryo hâkim

olacaktı. Uruguay da rakibini 6-1’le

geçmeyi başarıyor ve ilk Dünya Ku-

pası finalinin adı “Uruguay-Arjan-

tin” olarak konuluyordu.

Final maçı, iki komşu ülke arasın-

daki rekabetin geldiği nokta açısın-

dan da büyük bir önem taşıyordu.

Öyle ki Britanya Adaları haricinde

oynanan ilkmillî maç, 20 Temmuz

1902 tarihinde bu iki ülke arasında

oynanmış, kazanan 6-0’lık sonuçla

Arjantin olmuştu. Bu tarihten sonra,

1930 Dünya Kupası Finali’ne gelene

dek iki takım 115 kez daha karşı

karşıya gelmiş ve bumaçlardan

Arjantin 44, Uruguay da 40 kez

galip ayrılmıştı. İki takımın bu

rekabeti, 1916’dan beri 12 kez

düzenlenmiş olan Güney Amerika

Şampiyonası’na da yansımış ve 12

kupadan altısını Uruguay alırken

dört kez de Arjantin zafere ulaş-

mıştı. Üstelik iki ekip iki yıl önceki

AmsterdamOlimpiyatları’nın fina-

linde de birbirleriyle oynamışlardı

ve 1-1 bitenmaç sonrasında ikinci

bir maça daha gidilmiş, bumaçı 2-1

kazanan Uruguaylı futbolcular altın

madalyayı boyunlarına takmaya

hak kazanmışlardı.

Böylesine bir arka plana da sahip

olan final maçı, 30 Temmuz 1930 ta-

rihinde, Montevideo’nun Centenario

Stadı’nda oynandı. İki ülke arasın-

daki rekabet öylesine kızışmıştı ki,

maç öncesinde takımlar top seçi-

minde bile anlaşmaya varamamıştı.

Uruguaylılar maçın kendi getirdik-

leri topla oynanmasını istiyordu,

keza Arjantinliler de öyle… Sonuçta

FIFA yetkilileri arabulucu rolünü

üstlendi ve maçın ilk devresinin

Arjantin’in, ikinci devresinin de

Uruguay’ın topuyla oynanması

kararlaştırıldı.

Bu gerilimin ardından geçilenmaçta

hızlı başlayan tarafsa ev sahibi Uru-

guay’dı. Dakikalar 12’yi gösterirken

sahneye çıkan Pablo Dorado, Arjan-

tin kalecisi Juan Botasso’yumağlup

ederek tribünleri dolduran 90 bini

aşkın Uruguaylıyı sevince boğ-

muştu. Ancak Arjantin’in toparlan-

ması çok sürmedi ve 20’nci

dakikada Carlos Peucelle skora

dengeyi getiren isim oldu. Üstelik

Arjantin bu kadarla da yetinmeye-

cekti ve 37’nci dakikada, turnuvada

o ana kadar yedi golü bulunan ve

gol krallığı yarışında da ilk sırada

yer alan Guillermo Stabile golcülü-

ğünü bir kez daha konuşturarak

durumu 2-1 Arjantin lehine çevir-

meyi başarmıştı. Centenario’ya

ölüm sessizliği çökerken ilk yarı da

sona ermiş ve Arjantin soyunma

odasına önde giden taraf olmuştu.

Ancak ikinci yarıya Uruguay, tıpkı

ilk yarıdaki gibi hızlı başlıyor ve

57’nci dakikada Pedro Cea’dan

gelen golle durumu 2-2’ye getiri-

yordu. Sonrasında da hız kesmeyen

Uruguaylılar, aradıkları galibiyet

golüne 68’de Santos Iriarte ile ulaştı.

Arjantin bu golden sonra tekrar

maça tutunabilmek için çabala-

dıysa da maçın son dakikalarında

Hector Castro, Uruguay hanesine

bir gol daha yazdırıyor ve skoru ilân

ediyordu: 4-2.

Böylelikle Uruguay, tarihte düzen-

lenen ilk Dünya Kupası’na ev sahip-

liği yapma onurunun yanında bir de

tarihin ilk dünya şampiyonu olma

payesini ekliyordu. Son iki olimpi-

yattan altınmadalya ile ayrılan

kadronun bu başarıları Dünya

Kupası’yla taçlandırması da onları

futbolun bu erken döneminin en

görkemli takımlarından biri haline

getiriyordu.

İTALYA 1934

Mussolini’nin gölgesinde

futbol

Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya

Kupası ile ilgili belki de en büyük

sorun ulaşımdı. Dolayısıyla çoğu

Avrupa ülkesi gerekmasraflardan

kaçınmak için, gerekse zaman

yetersizliğinden ötürü takımlarını

Uruguay’a gönderememiş, 13 katı-

lımcının olduğu turnuvada Avrupa

sadece dört takımla temsil edilebil-

mişti. 1934’te düzenlenecek olan

ikinci Dünya Kupası’nın, bu duru-

mun da etkisiyle Avrupa’da yapıl-

ması düşünülüyordu. Turnuvaya

ev sahipliği yapmak için de İtalya

ve İsveç Federasyonları ilgilerini

FIFA’ya bildirmişlerdi. İsveç’in daha

sonra geri adım atması üzerine de

kupanın İtalya’da düzenleneceği

resmiyet kazandı.

İtalyanların organizasyonu üstlen-

meyi istemelerinin ardındaysa,

ne yazık ki futbol sevgisinden çok,

iktidarda bulunan Mussolini yöneti-

mindeki Ulusal Faşist Parti’nin

(FNP) dünyaya karşı bir gövde gös-

terisinde bulunmayı amaçlaması

vardı. Faşist rejimin generallerinden

biri olan ve Dünya Kupası’ndan

önce Mussolini tarafından İtalya

Futbol Federasyonu’nun başkanlı-

ğına atanan Giorgio Vaccaro, ihti-

yarlık yıllarında bu durumu bizzat

itiraf edecekti. Aslında FNP’li birisi-

nin özel olarak böylesine bir itirafta

bulunmasına da gerek yoktu, zira

her şey gayet açıktı. Finalin oyna-

nacağı stadın adının bizzat “PNF

Stadı” konması ve turnuva süre-

since ülkenin her yerinde yoğun bir

Faşizmve Mussolini propagandası

yapılması, artık futbolun sadece

futbol olmaktan çıkmaya başladığı-

nın önemli göstergeleriydi.

Bumeşum teferruatı bir kenara bı-

rakıp futbolun sade futbol yönüne

dönersek, 1934 Dünya Kupası’nın

1930’daki ilk turnuvaya göre forma-

tında önemli farklılıklar olduğu göze

çarpıyordu. Öncelikle, turnuvanın

Avrupa’da düzenlenecek olması

nedeniyle, kupaya katılma tale-

binde önemli bir artış vardı. 32 ülke

bunun için başvuruda bulunmuştu.

Bunun üzerine turnuva öncesinde

bir ön eleme yapılması ve takım

sayısının 32’den 16’ya indirilmesi

kararlaştırıldı. Kıtalara göre de

Avrupa’ya 12, Amerika’ya üç ve

Afrika-Asya’ya da bir katılımcı

kontenjanı tanınmıştı.

Elemelerde en dikkat çekici

unsursa, ev sahibi İtalya’nın da bu

maçları yapmasıydı. Bu, aynı

zamanda 1934 Dünya Kupası’nın,

kupa tarihinde ev sahibinin eleme

oynayarak katıldığı tek kupa olma-

sına da yol açacaktı. Öte yandan,

evinde düzenlenen ilk Dünya Kupa-

sı’nı kazanan, haliyle “son şampi-

yon” payesini de taşımakta olan

Uruguay, dört yıl önce ev sahipliğini

yaptığı organizasyona Avrupalı ül-

kelerin ilgisiz kalmasını protesto

etmek amacıyla İtalya’daki turnu-

vaya katılmama kararı almıştı.

Böylece 1934 Dünya Kupası, aynı

zamanda son şampiyonun boy

göstermediği tek Dünya Kupası

olarak da kayıtlara geçecekti.

Elemelerin tamamlanması ve ku-

pada mücadele edecek 16 takımın

belli olmasının ardından, takımların

tekmaç eleme usulüne göre oyna-

maları da kararlaştırılmıştı. Bu da

1930’da ilk turun grupmaçları

şeklinde oynanmasına dayanan

sistemin terk edilmesi ve yeni bir

formatın deneneceğine işaretti. İlk

tur için çekilen kuralar neticesin-

deyse eşleşmeler şu şekilde oluştu:

İspanya-Brezilya, Macaristan-Mısır,

İsviçre-Hollanda, İtalya-ABD,

Çekoslovakya-Romanya,

İsveç-Arjantin, Avusturya-Fransa

ve Almanya-Belçika.

Ev sahibi İtalya, ilk turda Birleşik

Devletler karşısında 7-1 kazanarak

hemkupanın o ana kadarki en

İtalya, evinde düzenlediği 1934’ün

şampiyonluk kupasıyla

53

52

Uruguay ve Arjantin 1930 finaline çıkıyor