Dört kardeşiz. İki ablam, bir karde-
şimvar. Ablalarımın biri Türkiye’ye
döndü, burada yaşıyor. Ben de 18
yaşında futbolcu olmak için tek ba-
şıma Türkiye’ye geldim. Fransa’da
hiç profesyonel olmamış, hep ama-
tör takımlarda oynamıştım.
Mehmet Özdilek döneminde Antal-
yaspor’a geldiğimde profesyonel
sözleşme imzaladım ama kampta
bir baygınlık geçirdim. Bunun
üzerine Fransa’ya dönmek zorunda
kaldım.
Geçmiş olsun. Bu rahatsızlık daha
sonra da tekrarladı mı?
Hayır, hayır. Belki hava değişikli-
ğine bağlı bir rahatsızlıktı. Sonra-
sında bir daha yaşamadım. Ama
Antalyaspor’dan ayrılıp tekrar
Fransa’ya dönmek zorunda kaldım.
Fransa’daki takımımda U19 Ligi’nde
oynuyordumve oldukça da başarı-
lıydık. Paris Ligi’nde final oynamış-
tık. Geri döndüğümde başka bir
takımda oynadımve ertesi sezon
yine Antalyaspor’a geldim. Ama bu
defa benimle amatör sözleşme
imzaladılar ve A2 takımında oyna-
maya başladım. Antalya’ya imza
için babamla gelmiştim. Bana ama-
tör sözleşme imzalatacaklarını
öğrenince kararsız kalmıştım. Ama
babam, “Kendini göstermek için bu
da bir fırsat. İyi oyna ve 6 ay sonra
profesyonel sözleşmeye imza at”
diyerek beni ikna etti.
Babanın futbolla bir ilgisi var mı?
Futbola merakı varmış ama işleri-
nin yoğunluğundan dolayı oynama
fırsatı bulamamış. Ağabeyim ise
hem futbol oynadı hemde geçen
seneye kadar Fransa’daki bir ama-
tör takımda antrenörlük yaptı.
Fransızların sadece A takımdeğil
genç takımlar düzeyinde de önemli
başarılar elde ettiğini ve çok sayıda
yıldız oyuncuyu dünya futboluna
kazandırdığını biliyoruz. Fran-
sa’daki altyapı eğitiminden söz
eder misin?
Profesyonel takımlarda olmasa da
altyapı eğitimimi Fransa’da aldım.
U19 düzeyinde 2. Lig’de oynadım.
Oradaki hocamgerçekten bana çok
katkı sağladı. Taktik bilgisi de çok
iyiydi, oyuncuların gelişimine de
çok önemveren birisiydi. Bugünlere
gelmemde onun emeği çoktur.
Okul eğitimini nereye kadar
sürdürebildin?
Fransa’da üniversiteye gidiyordum.
Dil üzerine eğitim alıyordum. Ama
Türkiye’ye gelince okulumu bırak-
mak zorunda kaldım.
Kaç dil biliyorsun?
Türkçe, Fransızca ve İngilizce olmak
üzere üç dil biliyorum.
Kendine rol model olarak seçtiğin
oyuncular, idollerin var mıydı?
Fransa’da doğup büyüyen bütün
gençler gibi ben de küçüklükten
beri Zinedine Zidane hayranıydım.
2006 Dünya Kupası’nda Fransa’nın
Brezilya’yı 1-0 yendiği
maçtaThierry
Henry’ye yaptığı bir
asist vardı. O gün
müthiş bir futbol
oynamıştı. Hiç
unutmuyorum,
maç gece yarısı
bitmesine rağmen
o şevkle ağabe-
yimle sokağa çıkıp
top oynamıştık.
Zidene’ın top kont-
rolü, top hâkimiyeti
ve oyun görüşü
müthişti.
Seni çoğunlukla forvet
arkasında izliyoruz ama zaman
zaman ön liberodaki ikiliden biri
olarak da görev yapabiliyorsun.
Bu da futbolu iki yönlü oy-
nayabilen bir oyuncu
olduğunu gösteriyor.
Bu özellikleri nasıl
kazandığını,
bunun için nasıl
çalışmalar yaptı-
ğını anlatır mısın?
Altyapıdayken
6 numara da
oynadım. Zaman
zaman santrfor
olarak da görev
yaptım. Yani ille de
10 numara oyun-
cusuyumdiye bir
durumumyok. Ben
oyunu iki yönlü oynamayı seven bir
oyuncuyum. 1 yıllık evliyim. Düzenli
bir hayatımvar ve böyle yaşamayı
seviyorum. Kendimi sürekli geliş-
tirmek için çalışıyorum. Bir de kü-
çüklükten beri kondisyonum iyidir.
Antrenörlerin senin hangi özellik-
lerini beğeniyor? Tamamlaman
gereken eksiklerin konusunda
neler söylüyorlar?
Özelliklerimkonusunda bir şey
söyleyemem ama hocalarımmaç-
lardan önce benden şut çekmemi
istiyorlar, bazen şut atmak yerine
pas verdiğimde de ikaz ediyorlar.
Alanyaspor’la senin çıkışın aslında
birbirine paralel yürüyor. 2. Lig,
1. Lig ve derken Süper Lig… Senin
açından üzerine bir de Millî Takım
kariyeri eklendi. Takımın ve senin
bu birlikte yükselişinizi özetleye-
bilir misin?
Antalyaspor’a ikinci gelişimde
Kahramanmaraş Büyükşehir
Belediyespor’a kiralanıp geri dönü-
şümden itibaren devam edeyim.
Kampta Samet Aybaba Hocamız
bana hazırlıkmaçlarında çok şans
verdi ama kadro da çok kalabalıktı.
Ben de kiralık gönderilecek oyun-
cular arasında yer aldım. Amacım
1. Lig’de bir kulübe gitmekti.
2. Lig’de Alanyaspor’dan teklif gel-
diğinde pek de istememiştim ama
gidişim çok hayırlı oldu. Çok güzel
bir sezon geçirdimve 1. Lig’e yük-
seldik. Bu arada Antalyaspor da
küme düştü ve iki takım 1. Lig’de
buluştu. Bunun üzerine Alanya-
spor’da kiralık kalmayı tercih ettim.
Sezon sonunda Antalyaspor Süper
Lig’e çıkınca ben de kulübüme geri
döndüm. Yarım sezon Antalya-
spor’da oynayıp devre arasında ye-
niden Alanyaspor’a kiralık gittimve
o sezon şampiyonluk yaşayıp Süper
Paris’te yaşadığımız yer bir tür gettoydu. Bir oyun
parkımız bile yoktu. Sanırım o çevrede yaşamak
beni agresif yapmıştı. Etrafımızda çetelerin olduğu,
kavgaların yaşandığı bir ortamvardı. Ailemin
verdiği terbiye sayesinde hep bunların uzağında
kaldımve abimle birlikte kendimi futbola verdim.
“
“
Annemde babamda Bitlis Adilcevazlı. Ben
doğmadan önce çalışmak için Fransa’ya
gitmişler. Ben de Paris’te doğup büyüdüm. Dört
kardeşiz. İki ablam, bir kardeşimvar. 18 yaşında
futbolcu olmak için tek başıma Türkiye’ye geldim.
Profesyonel takımlarda olmasa da altyapı eğitimimi
Fransa’da aldım. U19 düzeyinde 2. Lig’de oynadım.
Oradaki hocamgerçekten bana çok katkı sağladı.
Taktik bilgisi de çok iyiydi, oyuncuların gelişimine de
çok önemveren birisiydi. Bugünlere gelmemde onun
emeği çoktur.
“
30
31