

alarak top koşturmaya alışmış PSG,
genç oyuncu yetiştirmeyi ilke
edinen rakiplerinin gölgesinde
kalmaya başladı. Özellikle de Lucien
Favre’ın başka bir seviyeye çektiği
Nice, Ben Arfa’dan sonra Balotelli’yi
de hizaya getiren havasıyla şimdi-
den herkesi mest etmiş durumda.
Kısacası Fransa Ligi, bir süredir öz-
lenen rekabeti tekrar canlandırmış
halde yeni yıla giriyor.
Genç Almanlar
Ligue 1’de olduğu gibi Bundesliga da
genç oyuncu yetiştiren kulüplerle
ön plana çıkıyor. Hatta bunu ülke
çapında yaptıklarını söylemek
mümkün. Ancak Almanlar aynı
zamanda genç ve başarılı teknik
adamlar yetiştirerek herkesten
farklı konumda olmayı biliyor.
2016 yılının Tomas Tuchel için gayet
güzel geçeceği tahmin edilebilirdi.
Fakat hiç kimse Hoffenheim’in
başına Şubat ayında 28 yaşında bir
antrenörün geçip takımı küme
düşmekten kurtaracağını ve yeni
sezonda ilk dördü zorlayacağını
tahmin edemezdi. Yaşıtlarının Foot-
ball Manager oynarken yaptıklarını
gerçeğe dönüştüren Julian Nagels-
mann yıllar sonra 2016’yı mutlaka
güzel yâd edecek. Öte yandan lige
yeni yükselen RB Leipzig’i bekle-
nenden çok daha kısa sürede
şampiyonluk yarışına sokan Ralph
Hasenhüttl de 2017’de yeni bir
Leicester hikâyesi yazmaya
çalışacak. Kısacası Jürgen Klopp’un
ayrılışı sonrası Almanlar hiç genç ve
yetenekli teknik adam sıkıntısı
yaşamayacakmış gibi görünüyor.
Chapecoense
“Keşke hiç yaşanmasaydı” dediği-
miz sayısız olaymeydana geldi
2016’da. Patlamalar, ölümler, savaş-
lar… Kötülüklerle anılacak bir yılı
geride bırakmak üzereyken futbol
dünyası da acı dolu bir kaza ile
tablodaki siyahı bir kat daha
koyulaştırdı. O uçak düşene dek
adını buralarda çok az kişinin bildiği
Chapecoense, tümdünyada
futbolseverlerin adeta ikinci takımı
haline geldi. Birçok ülkede toplum-
sal ayrışmaların ve kutuplaşmala-
rın yaşanmaya başladığı, savaşların
baş gösterdiği bir yılda ilk kez tüm
dünya halkları bir olay üzerinde
aynı acıyı bu denli yoğun şekilde
hissetti. Futbolu sevsin ya da
sevmesin, Chapecoense’ye üzülen
herkes o birliktelik ve aidiyet
duygusunu tekrar hatırladı belki de.
Renklerin yavaş yavaş solduğu
ve her gün daha kötü haberlerin
alındığı bir döneme girerken
Chapecoense’nin talihsiz kazası,
en azından aynı dünyada aynı acıyı
hissedebilerek yaşayabileceğimizi
bize hatırlattı. Ümit edelimki
bundan daha umutlu günleri
yaşatan bir 2017 olsun…
96
97
rakibi ani hücumlarla vurmaya
odaklanan bir taktiğe sahip oluşla-
rıydı. Onların yanına EURO 2016’da
pek de kimsenin beklemediği halde
çeyrek finale çıkan Conte’nin İtalya-
sını ve Şampiyonlar Ligi finaline iki
yıl aradan sonra tekrar yükselen
Simeone’nin Atletico’sunu da
ekleyebiliriz. Jürgen Klopp’un da
Liverpool’un üstündeki ölü topra-
ğını attığını söylemekmümkün.
Tümbunlar, boyundan yükseğe
zıplamak isteyen takımların
önünde verimli bir çözümolarak
eaktif futbolun duruşuna işaret
ediyor. Bir zamanlar Jose Mou-
rinho’nun ders verircesine izlettiği
futbol anlayışını zamanla yenileyip
bugün ondan daha iyi yapan isim-
lere şahit oluyoruz. Portekizli teknik
adam ise hayal kırıklığıyla başlayan
Manchester Unitedmacerasını
2017’ye biraz daha umutla taşıyacak
gibi. Yine de onun özellikle 2000’li
yıllarda öncülük ettiği futbol anla-
yışı, iyi uygulandığında Leicester
gibi sürprizleri bize yaşatmaya
devam edecek.
Yatırımlar Milano’ya
21. yüzyılda Serie A’nın ilk iki
şampiyonluğu başkent Roma’ya
gitmişti. Ardından Torino ve Milano
şehirleri ipleri eline almıştı ancak
son 5 yıldır Milano da aradan çe-
kildi. Milan ve Inter’in 2011 Ma-
yıs’ında ligi ilk iki sırada bitirdiği
günler bugün çok daha uzakmış
gibi geliyor. Artık şampiyon Juven-
tus’u Napoli ve Roma zorlarken
Milano ekipleri hâlâ eski günlerine
dönme peşinde. Geçtiğimiz yıl iki
köklü kulübün de Uzakdoğulu yatı-
rımcılar tarafından satın alınacağı
kesinleşti. Bu haber doğrultusunda
Milan henüz kasasındaki örümcek
ağlarını temizlemese bile özellikle
altyapıya yaptığı yatırımlarla dikkat
çekiyor. Donnarumma’nın ardından
Rugani, Locatelli ve Lapadula gibi
genç isimler bu sezon düzenli
olarak forma giymeye başladı. Inter
ise yaz mevsiminde Joao Mario,
Gabigol, Candreva ve Jovetic’e 100
milyon eurodan fazla para harcaya-
rak yeni bir döneme adım attı. İki
takım için de bu sezon Şampiyonlar
Ligi’ne katılımhakkı kazanmak
güzel bir başlangıç olabilir ve Milan
bu hedefe daha yakın taraf olarak
yeni yıla giriyor.
Fransa
Paris Saint-Germain, Fransa
şampiyonluğunu garantilediğinde
henüz Mart’ın ikinci haftası bile
geride kalmamıştı. Başkent ekibi
adeta başlangıç seviyesinde
playstation oynarcasına bir sezon
geçirmiş, bunu simgelercesine de
şampiyonluğunu 9-0’lık bir galibi-
yetle ilân etmişti. Ne var ki birkaç
hafta sonra Manchester City’ye
takılıp Şampiyonlar Ligi’nden
elenince Laurent Blanc’ın biletinin
kesileceği belli oldu. Yeni sezona
Unai Emery ile başlayan PSG, Avru-
pa’da başarı hedeflerken ligi de zora
soktu. Zira Monaco, Lyon, Rennes
ve Toulouse gibi ekiplerin yanı sıra
sürpriz lider Nice’in de yaş ortala-
ması 25’in altında kalıyordu ve PSG
direnç görüyordu. Başka bir deyişle
Ligue 1’de finansal gücü arkasına