

Zidane ve Ronaldo
“Büyük futbolcudan iyi teknik
adam olmaz” diye nahoş bir gele-
nek vardır. Elbette klişeyi kıran
isimler oldu ama belki de hiçbiri
Zinedine Zidane kadar bu yeni ce-
kete uyum sağlamayı başaramadı.
Görev yaptığı bir yılda Şampiyonlar
Ligi, Avrupa Süper Kupa ve Kıtala-
rarası Kupa’da zafere yürüdü Zi-
dane. Üstelik La Liga’da da yeni yıla
azımsanmayacak bir puan farkıyla
ve namağlup girmeyi bildi. Yıldız
oyuncular teknik adam olduğunda
takımdaki her oyuncudan kendi
futbolculuğunda sahip olduğu
donanımı görmek ister. Halbuki
bu bir yetenekmeselesidir ve
mükemmel bir öğretmen olamadığı
takdirde sabırsızlık uyumsuzluğu
doğurur. Ne var ki Zidane, Real
Madrid’in başına geçtiğinde kendi
ayarına gayet yakın bir oyuncu
grubu buldu. Onların başını çeken
Cristiano Ronaldo da 31 yaşına gel-
mesine rağmen formundan bir şey
kaybetmedi. Zidane, vücudunun
Ronaldo’ya ihanet edişini ertelemek
adına onu kanatta olduğu kadar
forvette de kullandı ve Portekizli,
dördüncü kez Altın Top’a uzandı.
Sevilla ve Monchi
UEFA Avrupa Ligi’ni yakından takip
edenler 2017 yılında yeni bir
şampiyona sahip olacağı için biraz
heyecanlı olabilir. Zira kupayı üç se-
zondur evine götüren Sevilla, Şam-
piyonlar Ligi’nde ikinci tura çıkmayı
başardı ve Avrupa Ligi’nde zafere
ulaşma şansını kaybetti! Yıllardır
elit seviyeyi zorlayan fakat sınıfta
kalıp kendini bu kupayla teselli
eden Sevilla, adımlarını fazlasıyla
sağlam attı. Bu başarınınmimarı ise
2016’da iyice adını duyuran sportif
direktör Monchi’den başkası de-
ğildi. Görev yaptığı 15 yıl boyunca
Dani Alves, Adriano, Rakitic, Bap-
tista ve Bacca gibilerine sadece 25
milyon euro harcayıp aynı isimler-
den 170milyon euro gelir elde etti
Monchi. Ayrıca Sergio Ramos, Jesus
Navas, Alberto Moreno ve Reyes’i
altyapıdan yetiştirip 100milyon
eurodan fazla tutara satmayı bildi.
Yani hemdünya genelinde gözlem-
cilik hemde özkaynak konusunda
parmakla gösterilir oldu. Önde
gelen Avrupa kulüpleri Monchi’ye
daha fazla kayıtsız kalamadı.
Yaz mevsiminde taliplisi çok oldu
ancak geçtiğimiz ay Roma ile
anlaştı Monchi.
Şaşırtanlar
Sevilla ve Monchi’nin başarıları
artık kimseyi şaşırtmaz hale geldi.
Yine de onların yerini 2016’da
fazlasıyla dolduranlar oldu. Önce
Ranieri’nin öncülüğünde Leicester
City’nin Premier Lig şampiyonu
oluşuna şahit olduk. Kelimelere
dökmesi bile fazladanmaharet ge-
rektiren bir başarı hikâyesiydi bu;
insan hayatında belki de bir-iki kez
şahit olunabilecek türdendi. Futbol
sürprizleri EURO 2016’da da devam
etti. Aynı grupta yer alan ve ilk
maçta karşılaşan İzlanda ile Porte-
kiz’den ilkinin çeyrek final göreceği,
ikincisinin de şampiyon olacağı
kimsenin aklına gelmemişti.
İzlanda gayet derli toplu oynama-
sına rağmen takımkalitesi bazında
üst tura çıkmak bile büyük başa-
rıydı. Portekiz ise neredeyse hiçbir
maçında izleyene tat veremedi.
Öyle ki, yarı finalde Galler’e rakip
olana dek hiçbir 90 dakikayı galip
bitiremedi. Yine de güvelerin istila
ettiği final maçının ardından kupa
Ronaldo’nun ellerinde yükseldi.
Reaktif futbol
2016’da bizi şaşırtan üç ekibin ortak
noktası, topa sahip olmaktan ziyade
organize biçimde savunma yapıp
Çıkış yapanlar
Elbette Pogba’ya verilen 105 milyon
euronun bir anlamı vardı. Genç yaşı
itibariyle yüksek bir potansiyel taşı-
yan Fransız oyuncu, 2015’te yakala-
dığı yükselişi 2016’da vites artırarak
devam ettirmişti. Yine de tamamı
transfer yapmasa bile onunla benzer
çıkışı yakalayan başka isimler de
yok değildi. Leicester’a gerçekdışı bir
sezon yaşatan Jamie Vardy ve Kante,
Pogba’nınkinden bile daha ciddi bir
sıçrayış yapmıştı. Hele ki birkaç yıl
önce fabrikada işçilik yapan ve
profesyonel olarak kısa süredir
top koşturan Vardy belki de yılın
adamıydı. Öte yandan Griezmann da
yükselişini önce Atletico Madrid’le
Şampiyonlar Ligi, ardından Fransa ile
EURO 2016 finali oynayarak sürdürü-
yor ve Ballon d’Or adına son üçe kalı-
yordu. Millî takımda onunla yan yana
oynayan Payet ise özellikle serbest
vuruşları ileWest Ham taraftarına
güzel anlar yaşatıyordu.
Gerek ülke gerekse dünya olarak hatırlamak istemeyeceğimiz bir yılı geride bıraktık.
Hamurunda eğlence bulunan bir oyun olarak futbolda bile Chapecoense ile acıyı derinden
hissettik. Yine de 2016 yılında futbol mutfağı sadece kötü tatlar bırakmadı damağımızda.
İşte transferlerden Zidane’a, Sevilla’dan Leicester’a, genç Almanlardan Nice’e dek
geçtiğimiz yılda iz bırakan 10 unsur…
Geçen Yılın Ardından
Transfer balonu
Aslında 2016’nın transfer rekor-
larına gebe olduğu henüz yılın
başlarından belliydi. Önce ül-
kede futbolu geliştirmek adına
kolları sıvayan ve bu amaç
uğruna ciddi yatırımlar teşvik
eden Çin hükümetinin rüzgâ-
rıyla tümAvrupa transfer piya-
sası sallandı. Üstelik hedefte
artık sadece yaşını almış isim-
ler yoktu. Alex Teixeira gibi
Premier Lig ekiplerinin rada-
rında olan 26 yaşındaki bir
genci tam 50milyon euro öde-
yerek iknâ edebiliyordu Çinliler.
Jackson Martinez, Ramires ve
Gervinho gibileri de bumodaya
uyuyordu üstelik. Uzakdoğu
rüzgârının yarattığı etki henüz
manşetlerden inmemişken bu
kez Premier Lig’in yeni yayın
anlaşması netleşti. Tamyüzde
71’lik bir artışla üç yıl için 5.1
milyon sterline ulaşan bedel
yeni bir rekordu. Üstelik 3 mil-
yon sterlin civarındaki deniza-
şırı satışlar da bu tutarın
üstüne eklenecekti. Hâl böyle
olunca transfer piyasasında yaz
mevsimi sıcak geçti. Higuain’in
90milyon euro ve Pogba’nın
105 milyon euro karşılığında sı-
rasıyla Juventus ve Manchester
United’a geçişi, yeni bir stan-
dart belirlemiş oldu. Artık kal-
burüstü bir oyuncunun fiyatı 30
milyon eurodan başlayacaktı.
Mustafa Akkaya
Bir 2016masalı
95
94