Previous Page  94-95 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 94-95 / 162 Next Page
Page Background

Zidane ve Ronaldo

“Büyük futbolcudan iyi teknik

adam olmaz” diye nahoş bir gele-

nek vardır. Elbette klişeyi kıran

isimler oldu ama belki de hiçbiri

Zinedine Zidane kadar bu yeni ce-

kete uyum sağlamayı başaramadı.

Görev yaptığı bir yılda Şampiyonlar

Ligi, Avrupa Süper Kupa ve Kıtala-

rarası Kupa’da zafere yürüdü Zi-

dane. Üstelik La Liga’da da yeni yıla

azımsanmayacak bir puan farkıyla

ve namağlup girmeyi bildi. Yıldız

oyuncular teknik adam olduğunda

takımdaki her oyuncudan kendi

futbolculuğunda sahip olduğu

donanımı görmek ister. Halbuki

bu bir yetenekmeselesidir ve

mükemmel bir öğretmen olamadığı

takdirde sabırsızlık uyumsuzluğu

doğurur. Ne var ki Zidane, Real

Madrid’in başına geçtiğinde kendi

ayarına gayet yakın bir oyuncu

grubu buldu. Onların başını çeken

Cristiano Ronaldo da 31 yaşına gel-

mesine rağmen formundan bir şey

kaybetmedi. Zidane, vücudunun

Ronaldo’ya ihanet edişini ertelemek

adına onu kanatta olduğu kadar

forvette de kullandı ve Portekizli,

dördüncü kez Altın Top’a uzandı.

Sevilla ve Monchi

UEFA Avrupa Ligi’ni yakından takip

edenler 2017 yılında yeni bir

şampiyona sahip olacağı için biraz

heyecanlı olabilir. Zira kupayı üç se-

zondur evine götüren Sevilla, Şam-

piyonlar Ligi’nde ikinci tura çıkmayı

başardı ve Avrupa Ligi’nde zafere

ulaşma şansını kaybetti! Yıllardır

elit seviyeyi zorlayan fakat sınıfta

kalıp kendini bu kupayla teselli

eden Sevilla, adımlarını fazlasıyla

sağlam attı. Bu başarınınmimarı ise

2016’da iyice adını duyuran sportif

direktör Monchi’den başkası de-

ğildi. Görev yaptığı 15 yıl boyunca

Dani Alves, Adriano, Rakitic, Bap-

tista ve Bacca gibilerine sadece 25

milyon euro harcayıp aynı isimler-

den 170milyon euro gelir elde etti

Monchi. Ayrıca Sergio Ramos, Jesus

Navas, Alberto Moreno ve Reyes’i

altyapıdan yetiştirip 100milyon

eurodan fazla tutara satmayı bildi.

Yani hemdünya genelinde gözlem-

cilik hemde özkaynak konusunda

parmakla gösterilir oldu. Önde

gelen Avrupa kulüpleri Monchi’ye

daha fazla kayıtsız kalamadı.

Yaz mevsiminde taliplisi çok oldu

ancak geçtiğimiz ay Roma ile

anlaştı Monchi.

Şaşırtanlar

Sevilla ve Monchi’nin başarıları

artık kimseyi şaşırtmaz hale geldi.

Yine de onların yerini 2016’da

fazlasıyla dolduranlar oldu. Önce

Ranieri’nin öncülüğünde Leicester

City’nin Premier Lig şampiyonu

oluşuna şahit olduk. Kelimelere

dökmesi bile fazladanmaharet ge-

rektiren bir başarı hikâyesiydi bu;

insan hayatında belki de bir-iki kez

şahit olunabilecek türdendi. Futbol

sürprizleri EURO 2016’da da devam

etti. Aynı grupta yer alan ve ilk

maçta karşılaşan İzlanda ile Porte-

kiz’den ilkinin çeyrek final göreceği,

ikincisinin de şampiyon olacağı

kimsenin aklına gelmemişti.

İzlanda gayet derli toplu oynama-

sına rağmen takımkalitesi bazında

üst tura çıkmak bile büyük başa-

rıydı. Portekiz ise neredeyse hiçbir

maçında izleyene tat veremedi.

Öyle ki, yarı finalde Galler’e rakip

olana dek hiçbir 90 dakikayı galip

bitiremedi. Yine de güvelerin istila

ettiği final maçının ardından kupa

Ronaldo’nun ellerinde yükseldi.

Reaktif futbol

2016’da bizi şaşırtan üç ekibin ortak

noktası, topa sahip olmaktan ziyade

organize biçimde savunma yapıp

Çıkış yapanlar

Elbette Pogba’ya verilen 105 milyon

euronun bir anlamı vardı. Genç yaşı

itibariyle yüksek bir potansiyel taşı-

yan Fransız oyuncu, 2015’te yakala-

dığı yükselişi 2016’da vites artırarak

devam ettirmişti. Yine de tamamı

transfer yapmasa bile onunla benzer

çıkışı yakalayan başka isimler de

yok değildi. Leicester’a gerçekdışı bir

sezon yaşatan Jamie Vardy ve Kante,

Pogba’nınkinden bile daha ciddi bir

sıçrayış yapmıştı. Hele ki birkaç yıl

önce fabrikada işçilik yapan ve

profesyonel olarak kısa süredir

top koşturan Vardy belki de yılın

adamıydı. Öte yandan Griezmann da

yükselişini önce Atletico Madrid’le

Şampiyonlar Ligi, ardından Fransa ile

EURO 2016 finali oynayarak sürdürü-

yor ve Ballon d’Or adına son üçe kalı-

yordu. Millî takımda onunla yan yana

oynayan Payet ise özellikle serbest

vuruşları ileWest Ham taraftarına

güzel anlar yaşatıyordu.

Gerek ülke gerekse dünya olarak hatırlamak istemeyeceğimiz bir yılı geride bıraktık.

Hamurunda eğlence bulunan bir oyun olarak futbolda bile Chapecoense ile acıyı derinden

hissettik. Yine de 2016 yılında futbol mutfağı sadece kötü tatlar bırakmadı damağımızda.

İşte transferlerden Zidane’a, Sevilla’dan Leicester’a, genç Almanlardan Nice’e dek

geçtiğimiz yılda iz bırakan 10 unsur…

Geçen Yılın Ardından

Transfer balonu

Aslında 2016’nın transfer rekor-

larına gebe olduğu henüz yılın

başlarından belliydi. Önce ül-

kede futbolu geliştirmek adına

kolları sıvayan ve bu amaç

uğruna ciddi yatırımlar teşvik

eden Çin hükümetinin rüzgâ-

rıyla tümAvrupa transfer piya-

sası sallandı. Üstelik hedefte

artık sadece yaşını almış isim-

ler yoktu. Alex Teixeira gibi

Premier Lig ekiplerinin rada-

rında olan 26 yaşındaki bir

genci tam 50milyon euro öde-

yerek iknâ edebiliyordu Çinliler.

Jackson Martinez, Ramires ve

Gervinho gibileri de bumodaya

uyuyordu üstelik. Uzakdoğu

rüzgârının yarattığı etki henüz

manşetlerden inmemişken bu

kez Premier Lig’in yeni yayın

anlaşması netleşti. Tamyüzde

71’lik bir artışla üç yıl için 5.1

milyon sterline ulaşan bedel

yeni bir rekordu. Üstelik 3 mil-

yon sterlin civarındaki deniza-

şırı satışlar da bu tutarın

üstüne eklenecekti. Hâl böyle

olunca transfer piyasasında yaz

mevsimi sıcak geçti. Higuain’in

90milyon euro ve Pogba’nın

105 milyon euro karşılığında sı-

rasıyla Juventus ve Manchester

United’a geçişi, yeni bir stan-

dart belirlemiş oldu. Artık kal-

burüstü bir oyuncunun fiyatı 30

milyon eurodan başlayacaktı.

Mustafa Akkaya

Bir 2016masalı

95

94