Previous Page  78-79 / 124 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 78-79 / 124 Next Page
Page Background

mıştı. Matthews sonrasında Stoke

formasıyla iki sezon daha yeşil sa-

halarda yer alırken, kramponlarını

astığında çoktan yarım asrı devir-

mişti.

Dino Zoff

Futbolda kalecilerin, diğer oyuncu-

lara göre daha uzun süre oynayabil-

dikleri bir gerçek. Yine de normal

bir futbolcu 34-35 yaşına kadar

oynarken kaleci de 38-39 yaşına

kadar oynayabilmekte ve kaleciler

arasında dahi 40 yaşını geçen,

dahası bundan sonra da başarı

kazanmaya devam edenlerin sayısı

bir hayli az. Dino Zoff ise bu alanda

verilebilecek en etkileyici örnek

olsa gerek.

1968 yılında, 26 yaşındayken İtalya

Millî Takımı’yla Avrupa şampiyon-

luğu yaşayan Zoff, 1972’ye gelindi-

ğinde şöhretine şöhret katacağı

Juventus’a transfer olmuş ve 11

sezon boyunca siyah-beyazlı takı-

mın kalesinde Serie A’da tek bir

maç dahi kaçırmazken altı da şam-

piyonluk yaşamıştı. Bunlara ek ola-

rak iki İtalya Kupası ve bir de UEFA

Kupası zaferi elde eden Zoff, kariye-

rinin en büyük başarısınıysa 40 ya-

şını geride bıraktıktan sonra, 1982

Dünya Kupası’nda elde edecekti.

Söz konusu turnuva aslında İtalya

adına pek de iyi başlamamıştı ve

Gök Mavililer, ilk tur gruplarında

Polonya, Kamerun ve Peru ile oyna-

dıkları üç maçtan da beraberlikle

ayrılmış, üçüncü sıradaki Kame-

run’u da sadece gol üstünlüğüyle

geride bırakabilmişti. Ancak ikinci

tur gruplarında açılan İtalya, Arjan-

tin ile Brezilya’yı peş peşe devirmiş,

sonrasında yarı finalde Polonya’yı

saf dışı bırakmış ve finalde de Fede-

ral Almanya’yı 3-1 mağlup ederek

44 yıl sonra dünyanın en büyüğü

olmuştu. Zoff, turnuvadaki yedi

maçın tamamında İtalya’nın kale-

sini korurken kalesinde altı gole izin

vermişti. Aynı zamanda takımkap-

tanı olarak kupayı da havaya kaldı-

ran Zoff, günümüzde dahi dünya

şampiyonluğu gören en yaşlı

oyuncu unvanının sahibi konu-

munda.

Peter Shilton

Zoff kadar zirveye çıkmış olmasa

da kalecilerden bahis açılmışken

adı anılması gereken bir başka

isimse İngilizlerin ünlü file bekçisi

Peter Shilton’dır. 1966’da, 17 yaşın-

dayken Leicester City’de başladığı

kariyerinde en parlak dönemi

1970’lerin sonunda Brian Clough’ın

çalıştırdığı NottinghamForest’ta

yaşayan ve bu dönemde bir lig, iki

de Şampiyon Kulüpler Kupası şam-

piyonluğu gören Shilton, millî takım

kalesini de 1970’ten 1990’a kadar

uzanan 20 yıllık süre içinde tam 125

maçta korudu. Shilton halen İngil-

tere adına en çokmaça çıkan

oyuncu olma özelliğine de sahip…

İngiltere ile 1982, 1986 ve 1990

Dünya Kupalarında da boy gösteren

Shilton, buradaki en önemli başarı-

sını, 40 yaşını dokuz ay geride

bıraktığı İtalya 90’da elde etti.

İngiltere, söz konusu turnuvada yarı

final oynarken, 1966’daki şampi-

yonluğundan sonraki en iyi derece-

sini de elde etmişti ve Shilton yedi

maçta kalesinde beş gol görmüştü.

Millî takımmacerası İtalya 90’da

son bulmasına karşın kulüpler dü-

zeyinde futbol oynamayı sürdüren

Shilton, 1991’de kulübü Derby’nin

küme düşmesinin ardından kariye-

rinde yeni bir sayfa açarak oyuncu-

teknik direktör olmaya karar verdi.

Bu alanda da üç yıl boyunca Plymo-

uth Argyle takımında görev yaptı.

Sonrasında teknik adamlıktan

vazgeçen Shilton, buna karşın bir

müddet daha yedek kalecilik yaptı.

1997’de futbolu tamamen bıraktı-

ğında 48 yaşını doldurmasına

yaklaşık üç ay kalmıştı.

Roger Milla

Dünya Kupaları tarihinin en yaşlı

golcüsü unvanını elinde bulunduran

Kamerunlu Roger Milla 1976’da,

henüz 24 yaşındayken Afrika’da

yılın futbolcusu seçilmiş, iki yıl

sonra da Valenciennes formasıyla

Avrupa’ya adımını atmıştı. Fran-

sa’da daha sonra Monaco, Bastia, St.

Etienne ve Montpellier’de de oyna-

yan Milla’nın bu ülkedeki macerası

1989’da son buldu. Artık 37 yaşına

gelmişti ve bundan sonrasında

keyif için futbol oynamayı düşünü-

yordu. Bu vesileyle Fransa’nın deniz

aşırı topraklarından olan ve Hint

Okyanusu’nda yer alan Reunion

adasına giderek buradaki St.Pier-

roise kulübünde oynamaya başladı.

Emeklilik havasına girmiş olan Mil-

la’nın, 1990 Dünya Kupası için Ka-

merun kadrosuna çağrılması da

haliyle beklenmiyordu. Fakat Ka-

merun’un Sovyet teknik direktörü

Valeri Nepomniachi bir sürpriz ya-

parakMilla’yı İtalya’daki turnuvaya

götürme kararı alıyordu. Kupaya

son şampiyon Arjantin’i tek golle

yenerek flaş bir giriş yapan

Kamerun’da Milla bumaçın

sonlarında oyuna girmişti.

Bir sonraki Romanya maçında da

bir saatlik süre dolmak üzere ve

skor 0-0’ken oyuna giren Milla, son

15 dakikada iki gol birden atarak

takımını 2-0’lık galibiyete taşıyacak

ve bir anda turnuvanın en çok

konuşulan ismi haline gelecekti.

Sonmaçında SSCB’ye yenilse de

ikinci tura yükselen Kamerun, bu-

radaysa Kolombiya ile karşı karşıya

geldi ve Romanya maçındaki se-

naryo bir kez daha tekrarlandı. Milla

yine ikinci yarıda oyuna dâhil olu-

yor ve yine iki gol atıyordu. Dahası

bu goller 30 dakikalık uzatma bölü-

münde gelmiş ve ikincisi de bir geri

pası kontrol etmeye çalışan rakip

kaleci Higuita’nın ayağından topu

kapmak suretiyle atılmıştı. Kolom-

biya daha sonra bir gol bulduysa da

maç 2-1 sona erdi ve Kamerun,

Dünya Kupası tarihinde çeyrek

finale çıkan ilk Afrika takımı oldu.

Kamerun çeyrek finalde İngiltere ile

karşılaşırkenmaçta ilk yarıyı 1-0

yenik kapıyor fakat ikinci yarıda

Milla’nın oyuna girmesiyle birlikte

yine durumu lehine çeviriyordu.

Önce bir penaltı yaratan, ardından

da Ekeke’ye bir asist yapan

Milla’nın ateşlediği Kamerun, 2-1

öne geçmişti. Fakat maçın sonla-

rında İngilizler Lineker’ın penaltı

golüyle işi uzatmalara götürüyor ve

burada Lineker bir penaltı golü daha

atarak İngiltere’nin yarı finale

çıktığını ilân ediyordu.

Milla, turnuva sonrasında futbolu

bırakmama kararı alırken ülke-

sinde Tonnerre Yaounde takımında

oynamaya başladı. Dört yıl son-

raysa 1994 Dünya Kupası için

kendisi tekrar kadroya alınıyordu.

Grupta Kamerun’un Rusya ile

yaptığı sonmaçta ikinci yarının

başında oyuna dâhil olan Milla,

sadece bir dakika içinde ağları

havalandırarak Dünya Kupaları

tarihinde gol atan en yaşlı oyuncu

oluyordu. Ancak bu gol Kamerun’a

yetmeyecek ve Afrika ekibi raki-

bine 6-1 yenilerek turnuvaya veda

edecekti. Yine de Roger Milla futbol

dünyasının unutulmazları arasın-

daki yerini çoktan ayırtmıştı.

Sonrasında iki sene kadar da Endo-

nezya’da futbol oynayan Milla,

futbolu bıraktığında 44 yaşındaydı.

Romario

Gelmiş geçmiş en büyük golcüler-

den biri olarak kabul edilen Roma-

rio, 1990’ların başlarında PSV ve

Barcelona forması altında attığı

gollerle adını tümdünyaya duyur-

muştu. 1994’te Dünya şampiyonlu-

ğunu kazanan Brezilya Millî

Takımı’nın da en golcü oyuncusu

olan Romario, ertesi sene, 29 yaşın-

dayken ülkesine dönmüş ve kari-

yerinin kalan kısmının büyük

bölümünü de burada geçirmişti.

Ancak yıllar geçse de Brezilyalının

78

79