Previous Page  74-75 / 124 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 74-75 / 124 Next Page
Page Background

oynama şansı bulamasa da en

kritik dönemde sahalara dönüp ta-

kımının liderliğini üstlenen Baggio,

Juventus’un 10 yıllık şampiyonluk

hasretine noktayı koymasını sağla-

yacaktı. Bunun yanına bir de İtalya

Kupası zaferi eklenecekti. Juventus,

aynı sezon UEFA Kupası’nda da

finale yükselmişti fakat burada

Parma’ya 1-0 ve 1-1’lik skorlarla

boyun eğmişti.

Sezon bitimindeyse Juventus yöne-

timi şok bir karar alıyor ve Bag-

gio’nun gelecek planları içerisinde

yer almadığını, bundan sonra genç

yıldızları Alessandro Del Piero’ya

şans vereceklerini açıklıyordu.

Bunun üzerine Baggio da Milan’a

transfer olacaktı. Milan’daki ilk

sezonunda kısmen sakatlıklarla

boğuşmasına karşın takımı adına

yedi gol kaydeden Baggio, Milan’ın

sezonu şampiyon tamamlamasına

da katkıda bulunmuştu. Fakat bir

sonraki sezon Baggio peş peşe

sakatlıklar yaşayıp formunu kay-

bederken Milan da büyük bir düşüş

gösterecek ve ligde 11’inci sırada

kalacaktı. Bunun neticesinde kır-

mızı-siyahlılar sezon sonunda kad-

rolarını yenileme yoluna gidiyor ve

Baggio da bu renovasyon içerisinde

Milano’dan ayrılarak Bologna’nın

yolunu tutuyordu.

Yeniden doğuş ve

Fransa 98

Bologna’da adeta yeniden doğacak

olan Baggio, 1997-98 sezonunu

ligde 22 gol atarak kapatacaktı.

Bu, kendisinin kariyerinde bir

sezonda ligde ulaştığı en yüksek gol

sayısıydı. Gol krallığı yarışında da

Bierhoff ve Ronaldo’nun ardından

üçüncü sırayı almıştı. Bu perfor-

mans sayesinde 1998 Dünya Kupa-

sı’nda da İtalya kadrosunda yer

alma şansını yakalayan Baggio,

Fransa’daki turnuvada İtalya’nın

Şili ile oynadığı ilkmaçta sahaya ilk

11’de de çıkmış ve bitime altı dakika

kala İtalya’ya bir penaltı kazandırıp

bunu da gole çevirmeyi başarmıştı.

Bu golle İtalya yenik götürdüğümaçı

2-2’lik beraberlikle tamamlarken

Baggio sonraki Kamerunmaçına da

ilk 11’de başladı, son Avusturya

maçındaysa oyuna sonradan girip

bir gol attı. Bumaçlarda İtalya, Ka-

merun’u 3-0, Avusturya’yı ise 2-1

mağlup etti. Baggio, ikinci turda 1-0

kazanılan Norveçmaçında forma

şansı bulamazken, çeyrek final-

deyse Fransa karşısında oyuna son-

radan girdi. 120 dakikası golsüz sona

erenmücadelede bu kez penaltı

vuruşlarında isabet sağlasa da Al-

bertini ve Di Biagio’nun kaçırdıkları

penaltılar, İtalya’nın üst üste üçüncü

kez Dünya Kupası’na bu şekilde

veda ettiği anlamına geliyordu.

Bologna’da ve Dünya Kupası’nda

yaptıkları sonrasında Baggio’nun

önüne bir kez daha büyük bir

takımda oynama şansı gelecek ve

kendisi 1998 yazında Inter’e trans-

fer olacaktı. Ancak geldiği sezon

Inter hayli karmaşık bir dönemden

geçecek ve üç teknik adambirden

değiştirecekti. Bunların üzerine

Baggio’nun yeniden baş gösteren

sakatlık sorunları da eklenince

Inter günleri hiç de umulduğu gibi

geçmedi. Mavi-siyahlılarla iki

sezonda ligde 42 maça çıkabilen

Baggio, 11 gol kaydedebildi ve son-

rasında futboldan da kopmak iste-

meyince Brescia’nın yolunu tuttu.

Kariyerinin son dört sezonunu

Brescia’da geçiren Baggio, ilerlemiş

yaşına ve yaşadığı fiziksel sorun-

lara rağmen hayli başarılı oldu.

İlk sezonunu 10 gol 10 asistle

tamamlayan Baggio, ikinci

sezonundaysa 10maçta dokuz gol

atarakmüthiş bir başlangıç

yaptıysa da dizinden peş peşe

yaşadığı sakatlıklar neticesinde

sezonun kalan kısmında sadece

iki maçta oynayabildi ve bunların

birinde de iki gol birden attı.

Brescia’da iki sezon daha oynayan

Baggio, bu sezonlarda da 12’şer

gol atarak Serie A’daki toplamgol

sayısını 207’ye çıkartacaktı.

2003-2004 sezonu sonundaysa

yıldız oyuncu, aktif futbolculuk

yaşantısını noktaladı.

Böylesine önemli bir oyuncunun

20 yıla yaklaşan kariyeri süresince

sadece iki lig, bir kupa, bir de UEFA

Kupası zaferi yaşamasıysa, futbo-

lun nahoş cilvelerine verilebilecek

en bariz örneklerden biri olsa gerek.

Tabiî tümbunlardan önce, 1994

Dünya Kupası finalinde yaşamış

olduğu o talihsizlik de var.

Ne diyelim, şans biraz yanında

olsaydı bugün futbol tarihi anlatılır-

ken kendisinden kesinlikle çok

daha fazla bahsediliyor olacaktı,

hatta kendisi bizzat o alternatif

tarihi yazmış kişi bile olabilirdi.

74