TamSaha 131. Sayı - page 46-47

47
46
ninle yaşayabilir, değil mi?
Yalnız yaşamayı ben tercih ettim.
Kendimi daha çok zorlamak,
kendi başıma bir adım atmak,
biraz daha büyümek istedim.
Bursa’da o şehrin çocuğuydumve
el bebek-gül bebektim, takıma
gelen yabancı oyuncular bile bana
“baby” diye lâkap takıyordu.
Şimdi sana nasıl bir lâkap
takılmasını istersin? Cengâver mi
mesela?
Savaşçı desinler (gülüyor).
Genk’te çok sayıda Türkün yaşa-
dığını söyledin. Senin özel Türk
seyircilerin var mı?
Takımın yıllardır oynayan Macar
bir kalecisi var; Laszlo. Eski ve ba-
şarılı bir isimolduğu için taraftar-
ların da çok sevdiği birisi. Bana,
“Yıllardır burada oynuyorum, bu
kadar başarı kazandım ama tri-
bünlerde benim için bir kez bile
ülkemin bayrağı açılmadı. Senin
ilkmaçında üç tane Türk bayrağı
vardı” dedi. Sağ olsunlar, Genk’te
yaşayan Türkler ilgi gösteriyor.
Dilerimbu ilgi daha da artar.
Sokağa çıkıp Türklerle karşılaştı-
ğında aranızda neler yaşanıyor?
Karşılaştığımızda ilgi gösteriyor,
konuşuyorlar. Benim için şöyle bir
durumvar; bir insan Türk olduğu
içinmutlaka iyidir ve benim arka-
daşım olmalı diye düşünmüyo-
rum. Hollandalı da Belçikalı da
benim arkadaşım olabilir. Önemli
olan nereli olduğu değil, iyi bir
insan olup olmadığı. Tabiî ki so-
kakta dolaşırken küçük çocukla-
rın “anne-baba” diye bağırmaları
kulağıma çarptığında hoşuma gi-
diyor. Başlangıçta kaldığım otelde
çalışan Türk ablalar vardı, sağ
olsunlar bana sarma getirdiler.
“Yapmayın” dememe rağmen eş-
yalarımı evlerine götürüp yıkadı-
lar. Çok sıcak insanlarız ve böyle
güzelliklerle karşılaşmak da in-
sanı mutlu ediyor.
Sezon sonu için nasıl hayaller ku-
ruyorsun?
İki yıl Genk’te kalacağımvarsayı-
lıyor çünkü sözleşmem iki yıllık.
Bu sezon Avrupa kupalarında
yokuz. Önümüzdeki sezon için ta-
kımımla ilk altıda yer alıp Avrupa
kupalarında mücadele etmek,
kendimi o platformda göstermek
istiyorum.
AMillî Takım senin için artık sa-
dece moral değerler açısından
değil, Premier Lig’de çalışma izni
alabilmen ve Manchester City
forması giyebilmen için de ulaşıl-
ması gereken bir hedef. Diğer
yandan da Genk gibi oynayabile-
ceğin ve Millî Takım için kendini
gösterebileceğin bir takımdasın.
Bu anlamda gelecekten neler
bekliyorsun?
İlk önce Genk’te oynamamve
kendimi göstermem, belli bir sevi-
yeye ulaşmam lâzım. Belki Fatih
TerimHocambeni şimdi de AMillî
Takım’a çağırabilirdi ama benim
açımdan Ümit Millî Takım’da
olmak ve sürekli oynayabilmek
daha faydalı. AMillî Takım’da
olmak için öncelikle bir şeyler
göstermeliyim.
AMillî Takımımızın Letonya ve
Hollanda ile oynadığı maçları iz-
lerken neler düşündün? Bumaç-
ların kısa bir yorumunu yapabilir
misin?
Çok karakterli oyuncularımız var.
Zaten çoğunu tanıyorum. Çok
mücadeleci ve inançlı oyuncular.
Başta kaptanımız Arda Turan…
3-3.5 aydır futbol oynamıyordu
ama çıktı iki maçta 150 dakika
boyunca aslanlar gibi koştu, mü-
cadele etti, asist yaptı, gol attı.
Böyle bir kaptana sahip olmak bir
takım için büyük bir şans. Onun
önderliğinde takım çok büyük bir
mücadele gösterdi. Letonya karşı-
sındaki o oyuna rağmen son da-
kika golüyle berabere kalınarak
yaşanan şokun ardından Hol-
landa karşısında böyle bir reaksi-
yon verebilmek için gerçekten de
Arda Turan gibi kaptanlara ve çok
karakterli oyunculara ihtiyaç var.
Hollanda’yı 3-0 yenmek de bence
çok şaşırtıcı değil. Çünkü Arda
Turan, Burak Yılmaz, Oğuzhan
Özyakup, Caner Erkin, Hakan Çal-
hanoğlu, Selçuk İnan, Ozan Tufan
gibi çok yetenekli oyuncularımız
var. Bir de çok genç bir orta saha-
mız var. Oğuzhan, Hakan ve
Ozan’ın dinamizmi Hollanda’yı
orta sahada iyi kilitledi. Galibi-
yette bu unsur da çok önemliydi.
Ozan demişken, onu bir de sen-
den dinleyelim. Bursaspor günle-
rinde Ozan’ı en yakından
tanıyanlardan birisi de sensin.
Bir kere inanılmaz bir atlet Ozan.
Müthiş patlayıcı özellikleri var.
Sahanın neresine koyarsanız
koyun oynuyor. Bursaspor’da sağ
bek, sağ açık, orta saha, sol bek,
stoper oynadı. Evet, sol bek oy-
narken biraz sıkıntı yaşadı ama
bu kadar farklı mevkide oynaya-
bilecek kaç oyuncu var? Bir de
Ozan inanılmaz bir özgüvene ve
rahatlığa sahip. Bir futbolcu için o
kadar önemli bir özellik ki bu… Bu
rahatlık ona her zaman için artı
sağlıyor. Tabiî Ozan’ın Fatih Ho-
caya da çok büyük bir teşekkür
borçlu olduğunu söylemek lâzım.
Bursaspor’da çok az süre almış-
ken AMillî Takım’a çağırdı ve o
kamp boyunca ısrarla oynattı.
Hatta kamptan Bursaspor’a dön-
düğünde UEFA Avrupa Ligi maç-
larında yedekti. Ama Fatih Hoca
onu ısrarla Millî Takım’a çağırıp
oynatmayı sürdürdü. Ozan oyu-
nun iki tarafını da oynayan bir
oyuncu olarak Türk futbolu için
çok önemli bir isimbence.
Farklı bir kitap okuma tarzın oldu-
ğunu ve başucundaki birçok kitap
arasından o anki durumuna göre
birisini seçip okuduğunu anlat-
mıştın. Bu alışkanlığını sürdürü-
yormusun? Bugünkü durumunda
hangi kitapları okuyorsun?
Biraz tempomdüşse de kitap
okumayı sürdürüyorum. Yine ba-
şucumda kitaplar var ve ben
şimdi İshak Alaton’un biyografisi
“Lüzumlu Adam”ı okuyorum. Hol-
landa’daki bir abimhediye etti ki-
tabı. Sonlarına yaklaştım. Çok
güzel bir kitap. İshak Alaton’un
güzel ve örnek alınacak bir mace-
rası var. Sıfırdan var olma müca-
delesi… Hiçbir şeyi yokken İsveç’e
gidiyor ve orada bir şeyler öğrenip
biriktirerek bugünlere geliyor.
Sen yaptığın İngiltere tercihini
biraz da İshak Alaton’un bu İsveç
macerasına ve var oluş mücade-
lesine mi benzetiyorsun?
Benimki çok daha basiti. Onunki
çok daha zorlu bir macera. Çünkü
o sıfırdan başlıyor hayata.
Okumak güzel ama senin bir de
yazma kabiliyetin var sanırım.
Direkt sorayım, FourFourTwo için
yazdığın yazıyı senmi kaleme
aldın, yoksa senin anlatıp başka-
sının yazdığı bir hikâye mi var
karşımızda?
Girişinde çok küçük düzenlemeler
olsa da o yazı bana ait. Zaten böyle
bir teklif geldiğinde yazıyı kendim
yazmak istediğimi söylemiştim.
Manchester City ile Avustralya ve
Vietnam’a yaptığımız seyahatten
dönüyorduk. Çok uzun bir uçak
yolculuğuydu. Etrafımda birçok
dünya yıldızı oyuncu, kulağımda
harika birmüzik vardı ve o ilhamla
da kelimeler art arda diziliverdi.
Önceki röportajımızda Tümer
Metin’in yazdığı “Metin Olmak”
kitabından söz etmiştin. Senin de
ileride böyle bir kitap yazma fik-
rin var mı? Şimdiden hatıralarını
biriktiriyor, not tutuyor musun?
Kesinlikle bir kitap yazmayı dü-
şünüyorum. Ama hatıralarımı
şimdiden not almak yerine kitabı
yazacağımgün aklımda kalanları
kaleme almayı tercih edeceğim.
Eğer kaleme alacağınız hatıraları-
nız sizin için önemliyse zaten o
gün de aklınızda kalmış demektir.
Şimdi sadece oynamayı düşünü-
yorum. Zamanı gelince de yaza-
cağım. Bir de şunu söylemem
gerekiyor. Ne Millî Takımımızın
Hollanda galibiyetine ne de Ümit
Millî Takımkampında olduğuma
sevinebildim. Bunun da sebebi şe-
hitlerimiz. İnsan üzülüyor ve bit-
sin artık diyor.
Nasıl çözülebileceğini düşünü-
yorsun?
O benim işimdeğil. Sadece bitme-
sini istiyorum. Benimbabamvar,
kardeşlerimvar. Onların vefat et-
tiğini düşünüyorumve bunu dü-
şünmek bile dayanılmaz bir şey.
Biz birbirine çok bağlı bir aileyiz.
Böyle bir şey yaşandığında bu
bütün ailenin yıllarını kaybetmesi
demek. Bir çöküş, bir acı demek.
İnsanın içine saplanan bir şey
demek. Bazılarına basit gelebilir
ama insanların da çevresindeki
insanları kaybettiklerini düşün-
mesi lâzım. Kolay bir acı değil bu.
1...,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45 48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,...146
Powered by FlippingBook