TamSaha 125. Sayı - page 72-73

72
73
kadar oynadığımız en utanç verici maçlardan bi-
riydi”
diyor Llop.
Daha sonra takım, Santa Fe’ye gitti. Geçen sezonki
şampiyonluk adımlarının başladığı yere. Konkista-
dor’da Bielsa’nın şüpheleri aniden başını aşmıştı.
6-0’lık ağır yenilgiden sonra, kendini sorgulamaya
başladı.
“Kendimi odama kilitledim. Işıkları ve per-
deleri kapattımve fark ettimki gerçek düşünceleri-
miz bazen kayıtsızca kendini açığa çıkarıyordu:
Ölmek istiyorum. Gözyaşlarına boğuldum. Bana ne
olduğunu anlayamıyordum. Bir profesyonel olarak
ve de bir takım taraftarı olarak acı çekiyordum.”
Karısı Laura’yı aradı.
“Üç ay boyunca kızımız ölümle
yaşam arasında kaldı”
diye belirtiyor Bielsa;
“Şimdi
kızım iyi.”
Ortak bir çıkış yolu
San Lorenzo’da olanlar sadece bir yenilgiden ibaret
değildi ve Bielsa sadece teknik direktörlüğünü sor-
gulamıyordu. Bu sadece çözümbulmak istediği tek
şey değildi; bu oynadığı futbol ve bütün yaşamının
tümüyle ilgili bir sorgulamaydı. Bielsa oyuncularını
bir araya çağırdı.
“Projemizi yeniden gözden geçire-
ceksek, bunu hep beraber yapacağız. Eğer sezon ba-
şında planladığımız şeyleri başaramadığımızı
düşünürsek bunları gerçekleştirmek için hep bir-
likte yeni bir yol arayacağız.”
Newell’s, Union’la 0-0 berabere kaldı, fakat Bielsa
yeni yolunu çizmişti. Mümkün olduğu kadar ilerle-
yebilmek!
“Duygusal şokun hâlâ etkisi olmasına
rağmen, takımın taktik anlayışında bir yenilik oldu.
Bazı zamanlar, bireysellik ve bunun ortak perfor-
mansa katkısı hakkında düşüncelerimvardı. Ancak
bunu o güne kadar antrenmanlarda uygulamamış-
tım. Çünkü oyuncularım idmanlarda birçok rotas-
yonu anlamakla meşguldü. Aldığımız sonuçların
ardından yapıyı yenileme noktasına gelmiştik ve
öyle görünüyordu ki, bu üzücü durumpozisyon
şansı bulma serileri yoluyla genel düşüncenin yeni-
den hayata geçirilmesine olanak tanıyordu.”
Llop o dönemin stresli olduğunu aklına getirdi.
“Marcelo doğru taktikleri bulmaya çalışıyordu ve bu
konu hakkında günlerce tartışıyorlardı çünkü so-
nuçtan kimse memnun değildi ve bunu birlikte ger-
çekleştirmeliydik.”
İlk göze çarpan değişiklik
Rossi’nin oyun dışı kalması, yerine Berti’nin gelme-
siydi. Sadece bu. Fakat zamanla diğer değişiklikleri
de gerçekleştirdi. Llop orta sahaya geçti. Julio Sal-
dana sağ bekten sol beke kaydırıldı, bununla birlikte
Eduardo Berizzo sol bekten ileri taşınarak orta sa-
hanın sol kanadına yerleştirildi. Libero olan Gamboa,
sağ tarafa geçti. Eğer defansın ortasında oynayan
Mauricio Pochettino markaja aldığı futbolcu tarafın-
dan ileri doğru çekilirse Gamboa defansın gerisine
doğru geçecekti. Bunu izleyen haftada Rosario Cen-
tral’ı 1-0 yendiler. Sonraki maçlarda da Racing ve
Gimnasia y Esgrima’yı da 1-0mağlup ettiler. Deği-
şim oluşmaya başlamıştı. O dönemde; Saldana’nın
karısı trafik kazasında yaşamını yitirdi fakat Sal-
dana, Bielsa ve takımından güç bularak oynamaya
devam etti.
Libertadores Kupası’nda da iyi sonuçlar alınmaya
başlandı. Newell’s grupmaçlarının geri kalanlarında
da yenilgisiz olarak devam etti ve Almagro’da San
Lorenzo’ya karşı aldığı 1-0’lık sonuç da ciddi biçimde
rahatlamalarını sağladı. Bielsa iyiye gittikçe, metot-
ları daha çok incelenmeye ve daha çok sorgulan-
maya başlandı. Bu yeni stil de neyin nesiydi? Bielsa,
Cesar Luis Menotti’ninmi yoksa Carlos Bilardo’nun
mu yaklaşımını benimsiyordu?
Ne Birardo ne de Menotti!
Llop, Bielsa’nın ne Bilardo’nun ne de Menotti’nin çiz-
gisinde ilerlemediği konusunda ısrarcıydı.
“O sıklıkla
negatif defansif anlayışa sahip bir teknik direktör
olarak görülür, fakat taktiklerinin ana hatlarını sa-
dece defans ve rakibin önünü kesmek oluşturmu-
yordu. Sürekli gol arayışı içinde olan fakat bunu belli
bir düzen ve denge içinde tutarak aynı zamanda
presle birlikte topu kendi bölgelerinden olabildiğince
uzak tutmaya çalışan ve yataydan ziyade dikey oy-
namak üzerine ikisinin karışımı bir anlayışa sahipti.
O ikisinin arasında bir yerlerdeydi. Sahanın bütün
genişliğini kullanıyorduk fakat dikey oynama stra-
tejimizle ileri doğru bir şekilde. Bielsa iki temelin tam
bir birleşimi gibiydi.”
Bu, kuşkusuz hocanın nasıl gördüğü ile alâkalıydı.
Bielsa, 1998 yılında Arjantin Millî Takımı’nın başına
geldiğinde,
“16 yılımı onları dinleyerek harcadım. 8
yılını Menotti, yani ilhama öncelik tanıyan bir ho-
caya ve 8 yılı Bilardo’ya, daha çok işlevselliğe önem
veren hocaya olmak üzere”
diye belirtiyor.
“Onların
ikisinden de en iyi özelliklerini almaya çalıştım.”
Menotti ve Bilardo kendi kişilikleri hakkında ileri
sürülen basmakalıp düşünceleri yanıtladılar.
“Bi-
elsa endişeleri olan genç bir adam”
diyor Menotti;
“Onun belli fikirleri var ve bunları nasıl geliştirebile-
ceğini biliyor. Fakat biz onunla başlangıç noktasında
anlaşamıyoruz. O, futbolun öngörülebilir olduğuna
inanıyor, ben ise değil.”
Aynı zamanda Bilardo, Bielsa’nın tamamen kendi
yaptıklarını taklit ettiğini iddia ediyor.
“Onun düşün-
celerini paylaşıyorum çünkü bana öyle geliyor ki biz
bunu 1986’da yapmıştık. Aynı benim eskiden yaptı-
ğımgibi, onlar da rakiplerine karşı birçok video izle-
yerek hazırlanıyorlar.”
Bazıları Cuma günü yapılan 120 tekrarlı hazırlık an-
trenmanlarının Bilardo’dan esinlenme olduğuna ka-
tılıyor, fakat Bielsa’nın ne zaman imkân olursa atak
oynama fikri ise Menotti’nin anlaşıyına benzetiliyor.
Bielsa kuşkusuz, Bilardo’nun takımın 7 oyuncusu-
nun tümünün defans ve 3’ünün atak yapmasına yö-
nelik ısrarını hâlâ kabullenemiyordu. Bu durumu,
“Atağa karşı takıntılıyım. Videoları izlediğim zaman,
atak için izliyorum, defans yapmak için değil. De-
fansa yönelik benim oyun anlayışım çok basit, her
zaman koşmak. Defans yapmanın oyun kurmaktan
daha kolay olduğunu biliyorum. Yaratıcılık için ise
kaçınılmaz olarak belirli bir düzeyde yeteneğe sahip
olmanız lâzım”
sözleriyle açıklıyor.
Atağın ön koşulu defans
Bielsa için defans yapmak, atağın ön koşulunu oluş-
turuyordu. O, takımını arkaya yaslanması ve baskıyı
kabullenmesi için hazırlamıyordu fakat olabildiğince
topu yeniden kazanan ve sahada oyunu yönlendi-
ren taraf olmasını istiyordu.
“Top rakipte olunca
bütün takımpres yaparak, oyunu kesmeye ve ola-
bildiğince gole yakın olmaya çalışıyoruz. Bunu ba-
şardığımızda ise doğaçlama yaparak, dinamizm
içerisinde ve boşluklar yaratarak oynuyoruz.”
Bielsa felsefesini dört koşula indirgiyor:
“Kalıcı kon-
santrasyon, saha içinde hareketlilik, rotasyon ve
tekrarlama.”
İlk üçünü tercüme etmek oldukça
kolay. Sürekli odaklanma, hareketlilik ve rotasyon;
dördüncüsü ise alışıldık Bielsa. Tekrarlama müzikte
hiç pratik yapmadan bir parçayı çalmaya çalışmak
için kullanılır. Terimin futbol açısından kullanışı ise
âcil durumlarda doğaçlama kabiliyetine sahip ol-
maktır. Bielsa’nınmantık dışı idealistliğinin teme-
linde de oyuncuların tekrarladığı şeyleri ilk kez
yapıyormuş gibi davranması yatar.
“Bumümkündür
ve daha önceden de yapılmıştır”
der Bielsa, Newell’s
zamanlarına değinerek. Llop ise inançlı bir şekilde
mistikmaçlar oynarken şunu ifade etmiştir:
“İm-
kânsızı yapıyoruz.”
Kendi jenerasyonundaki Güney Amerikalılar gibi,
Bielsa da ciddi bir biçimde 1970’lerin Hollanda’sının
etkisinde kalmıştır ve temel futbol stilinin gelişme-
sinde Rinus Michels’in Total Futbol felsefesi etkili ol-
muştur. Aslında bu Louis Van Gaal’ın Ajax’ta hemen
hemen aynı dönemde pratiğe döktüğü, ancak teori-
lerle sıkıcı gözüken sistemine dikkat çeken benzer-
likler gösteriyordu. Temel dizilim4-3-3/3-4-3’ün
karışımıydı. Gerçi bu her zaman esnekti ve rakibe
göre değişebiliyordu.
“O, futbolcularına çok yönlülük
kazandırmaya çalışıyordu. Pozisyonlarımızın değiş-
mesi hiç problemdeğildi çünkü ne yaptığımız hak-
kında ikna olmuştuk. Sonuçları ve bunun işe yara-
1...,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71 74-75,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,...126
Powered by FlippingBook