rjantin’in Santa Fe bölgesindeki Konkistador
oteli, şehir merkezinde yer alan ve diğerleri gibi
sıradan bir caddede bulunan, sıradan bir oteldir.
İşte tamburada, 1992 yılında futbolun yeni tak-
tik çağlarının azizlerinden birisi şüpheleriyle
mücadele etmiş, onları ele geçirmiş ve izlenen
rotanın üzerine üçüncü bir yol ekleyerek Arjan-
tin futbolunu 1970’li yıllardan beri domine eden
romantik ve pragmatik okulların arasında bu
yolun da yer almasını sağlamıştır.
Marcelo Bielsa, tarihe çok iyi bir teknik direktör
olarak geçmemiş olabilir. 3 Arjantin Ligi şampi-
yonluğu ve olimpiyatlarda kazanılan altınma-
dalya da kariyerinde etkileyici bir dönüşüm
yaratmayı sağlamamıştır. Ancak, bir teorisyen
olarak sayılı kişiler arasında yer alır. Dörtlü de-
fansın Brezilya’da yayıldığı 1950’li yılların son-
larından ve 1960’lı senelerin başlarından beri,
hiçbir Güney Amerikalı teknik adam, Marsil-
ya’nın yeni teknik direktörü Marcelo Bielsa’nın
21. yüzyılın ilk yıllarında yaptığı gibi dünya fut-
boluna etki etmemiştir.
Bielsa her zaman hırslı ve entelektüel bir kişi-
liğe sahipti. Onun bu idealist çizgisi gençliğinde
garip ve anlaşılmaz bir kişi olarak görünmesini
sağlamıştı.
“El Loco”
olarak tanınmaya başlan-
mış ve farklılığıyla damgalanmış olmasına rağ-
men, her zaman futbolcu olmak istemişti. Ailesi
avukatlardan ve politikacılardan oluşmaktaydı.
Erkek kardeşi Rafael, Nestor Kirchner’ın baş-
kanlık ettiği Arjantin Büyükelçiliği’nde çalış-
maktaydı. Kız kardeşi Maria Eugenia ise Santa
Fe’de vali yardımcısı olarak görev yapan bir mi-
mardı.
Marcelo, 15 yaşında futbolcu olma hevesi doğ-
rultusunda evinden ayrılıp Newell’s Old Boys’un
kulüp yurduna taşındı. İlginç olmayan bir şe-
kilde, çift çizgili Puma marka motosikletini dı-
şarda bırakmaya yanaşmayınca iki gün sonra
yurttan atıldı. Her ne kadar yetiştirilme tarzına
aykırı olsa da onun kişiliğini şekillendiren de
buydu. Söylendiğine göre, Bielsa’nın dedesinin
evde 30 binden fazla kitabı bulunmaktaydı.
Bundan dolayı bilgiye ve öğrenmeye ciddi bir
saygı duymaya başladı. Aynı anda çeşitli dil-
lerde 40’tan fazla spor dergisine abone oldu ve
binlerce maç kayıtlarını toplamaya başladı.
51 kasetle iş görüşmesi
Bütün günlerini DVD’leri inceleyerek geçirmesi
diğer insanlar tarafından garip karşılanırken; o,
bu takıntısını alışılmışın dışında bir durum ola-
rak görmüyordu. 1997’de Velez Sarsfield kulü-
büyle iş görüşmesi için gittiğinde nasıl başarılı
bir takımyaratabileceğini yanında götürdüğü
51 kaseti izleterek anlatmaya çalıştı. İşe ilk gir-
diği zaman, şimdi sıkça karşılaşılan bir durum
olsa da o zaman pek rastlanılmayan biçimde
ofisine videolardan ekran görüntüleri alabile-
ceği bir bilgisayar talep etti. Bir keresinde yıl-
başı iznini nasıl kullanacağı sorulduğunda,
günde 2 saat egzersiz yaparak ve 14 saat de
video izleyerek geçireceğini söyledi. Eşzamanlı
olarak iki videoyu aynı anda izleme özelliğini de
kazandı.
“Ben bir futbol öğrencisiyim. Videoları
izler, okur ve analiz ederim”
diyordu.
İşkolik annenin oğlu
Bielsa, avukat ve Rosario Central taraftarı olan
Rafael ile öğretmen Lidia’nın çocuğu olarak,
1955 yılının Temmuz ayında Rosario’da doğdu.
Babasını çok kızdırmasına rağmen, kardeşleri
gibi Newell’s taraftarı olmaya karar vermişti.
Çocukluk çağında futbol oynadığı gibi bir yan-
dan annesinin aldığı El Grafico dergisinin kop-
yalarını okuyarak da futbolu öğrenmeye
başlamıştı. Bu durumu,
“Hayatımda annemin
etkisinin önemi çok büyüktür, onun için hiçbir
efor yeterli değildir”
diye açıklar. Annesi, katı ve
çok çalışkan bir insandı. Bielsa’nın hemmaze-
retleri hemde eleştirileri onun ne kadar katı bir
insan olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Bir işkolik
olarak herkesin de kendisi kadar çok çalışma-
sını bekliyordu. Onunla Atletico Bilbao’da bir-
likte çalışan forvet oyuncusu Fernando
Llorente, kendisini şu şekilde tanımlıyor:
“İlk
olarak katı biri olarak görünür, inatçılığı ve de-
Obsesif bir dâhi
Obsesif bir dâhi
A
Marcelo Bielsa
68
69
Yazan:
JonathanWilson
EIGHYBYEIGHT
Dergisi’nden çevirenler
Aydın Güvenir – Deniz Ak
“El Loco”, tarihe çok iyi
bir teknik direktör
olarak geçmemiş
olabilir. 3 Arjantin Ligi
şampiyonluğu ve
olimpiyatlarda
kazanılan altın
madalya da
kariyerinde etkileyici
bir dönüşüm
yaratmayı
sağlamamıştır.
Ancak, bir teorisyen
olarak sayılı kişiler
arasında yer alır.
Dörtlü defansın
Brezilya’da yayıldığı
1950’li yılların
sonlarından ve 1960’lı
senelerin başlarından
beri, hiçbir Güney
Amerikalı teknik
adam, Bielsa’nın
21. yüzyılın ilk
yıllarında yaptığı gibi
dünya futboluna etki
etmemiştir.
‘‘Eğer futbolcular insan
olmasaydı, hiçbir zaman
yenilmezdim.’’
