TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Orta sahanın genç beyni: Necip Uysal 31.07.2009
Orta sahanın genç beyni: Necip Uysal

12 yaşından beri eğitim gördüğü Beşiktaş altyapısından A takıma çıkabilen son yıldız adayı. 8 ay önce başlayan Milli Takımlar kariyerine U18'le adım atıp Ümit Milli Takım'a kadar hızla tırmandı. Top kazanma yeteneğiyle ön plana çıkıyor ve oyun kurucu rolündeki soğukkanlılığıyla takdir kazanıyor. Yabancılara tanınan toleransın bir kısmının genç oyunculara da gösterilmesini istiyor ve bu sezon Beşiktaş'ın A takımında forma giymeyi hedefliyor.

Röportaj: Nihat Özten / TamSaha

Birlikte çalıştığı teknik adamlar ve izleyen tüm futbolseverlerin çok şey beklediği bir yıldız adayı olarak "Necip Uysal kimdir?" diye sorarak başlayalım.

24 Ocak 1991'de Bakırköy'de doğdum. İkisi de evli olan bir ağabeyim ve bir ablam var. Babam belediyede şoför olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. Annem ise ev hanımı. Biraz klasik bir Türk ailesinin en küçük çocuğu olduğum söyleyebilir. Ailemle birlikte Bayrampaşa'da yaşıyorum. Aslen Arnavutuz. Babam çok küçükken gelmiş İstanbul'a.

Futbola başlangıcın nasıl oldu?

Futbola ağabeyimin teşvikiyle Bayrampaşa Yeniyolspor'da başladım. Ağabeyim zaten yakın zamana kadar amatör olarak futbol oynuyordu. Yeniyolspor'da oynarken, şimdi rahmetli olan ama o zamanlar Beşiktaş Minik Takımı'nın başında bulunan Rauf Hoca beni izleyerek Beşiktaş'a transfer olmamı sağladı. Beşiktaş'a geldiğimde 12 yaşındaydım.

Bayrampaşa'da oturup Fulya'da antrenmanlara çıkmak zor olsa gerek. Herhalde aynı zamanda okula da devam ediyordun.

Beşiktaş'a ilk transfer olduğumda Bayrampaşa'da okula gidiyor, Fulya'ya antrenmanlara geliyordum. O dönem gidiş-gelişler biraz zor oluyordu ama takımda gayet iyi bir performans göstermiştim. Minik takımda oynadığım ilk sezonda, orta saha oyuncusu olmama rağmen 27 gol atmıştım. Sonrasında zaten Yıldız Takım, B Gençler, Süper Gençler ve PAF Takımı'na kadar yükseldim. PAF Takım'dan da geçen sezon başında Ertuğrul Hoca zamanında A takıma çıktım.

Büro Yönetimi bölümünde okuyorum

Eğitimini ne yaptın peki bu arada?

Dediğim gibi, ilk transfer olduğum zaman Bayrampaşa'da okuyor, antrenman için Fulya'ya gidiyordum. Sonra kulüp, kaydımı Beşiktaş Lisesi'ne aldı. Yıldız takıma yükseldikten sonra antrenman saatlerindeki sorun nedeniyle kaydımı Yeni Levent Lisesi'ne aldırdım ve oradan mezun oldum. Şimdi de Bahçeşehir Üniversitesi Büro Yönetimi bölümünde okuyorum. Bu sene hazırlığı bitirdim.

Genelde oyuncular BESYO'larda okuyor ama sen ilginç bir bölümü tercih etmişsin. Üniversite ile futbolu nasıl bir arada götürüyorsun?

Aslına bakarsanız ben de BESYO'da okumayı istiyorum ama bursluyum ve Bahçeşehir Üniversitesi'nde BESYO yok. Aynı zamanda okul takımında da oynuyorum. Zaten bu sene okul olarak Türkiye Şampiyonu olduk.

Beşiktaş'a geldikten sonra bütün altyapı kategorilerinde oynadın ve A takıma kadar yükseldin. Bu süreç içerisinde senin gelişimine en fazla hangi antrenörün katkı yaptığı söyleyebilirsin?

Aslında tabii ki birlikte çalıştığım hocaların hepsinin üzerimde emeği vardır. Hepsine tekrar teşekkür ederim. Ancak altyapıdaki antrenörlerim Sami Şenol, Haluk Duranoğlu, Halim Okta ve Önder Karaveli'nin yeri biraz daha farklı.

Futbola başladığın dönemden beri aynı mevkide mi oynuyorsun, yoksa değişik bölgelerde görev yaptın mı?

Minik takımdan beri hep orta sahanın ortasında oynadım. Gerçi yıldız takımındayken bir sezon sağ kanatta da görev yapmıştım ama asıl yerim orta saha.

Senin için "Geleceğin Frank Lampart'ı" yakıştırması yapılıyor. Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Kendini Lampart'a benzetiyor musun?

İnsanlar belki oyun içindeki anlık bir hareketten dolayı benzetmiş olabilir ama ben kendimi hiç Lampart'a benzetmiyorum. Bence hiçbir oyunculuk özelliğim ona benzemiyor.

Beni Aurelio'ya benzetiyorlar

Peki, kendini benzettiğin başka bir oyuncu var mı?

Aslına bakarsanız beni Mehmet Aurelio'ya çok fazla benzetiyorlar. Özellikle ön libero oynadığım zamanlarda, top kapma yönümün onun gibi iyi olduğu söylüyorlar. Ama ben yine de kendimi pek fazla benzetemiyorum.

Günümüz futbolunda orta saha oyuncularının oyunun iki yönünü de iyi oynayabilmesi isteniyor. Beklentiler çerçevesinde bir orta saha oyuncusu olarak kendinde eksik gördüğün ya da beğendiğin yönler neler?

Genelde defansif özelliklerimin iyi olduğunu söylerler. Rakipten top çalma özelliğim güçlü. Hücum yönüm de fena sayılmaz ama defansa göre sanırım biraz daha geliştirmem lâzım. Şut açısından da kendimi biraz eksik görüyorum. Ama tabii daha çok genç bir oyuncuyum ve eksikliklerimi gidermek, daha güçlü, daha iyi bir oyuncu olmak için sürekli çalışıyorum.

Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş'ın başındayken seni A takıma çıkardı. Ancak Mustafa Denizli geldikten sonra PAF takıma geri döndün. Bu süreç nasıl gelişti, biraz anlatır mısın?

Evet, A takımla bir süre çalıştıktan sonra PAF'a geri döndüm ama şunu söyleyeyim, tekrardan A takıma çıkacağımı biliyorum. Mustafa Hoca geldiği zaman yine iki hafta A takımla çalıştım. Sonrasında PAF takıma gideceğim söylendi ama Mustafa Hoca beni takip edeceklerini, biraz daha güçlenmem için gönderdiklerini izah etti. Ben de çok fazla alınmadım. "Hocam öyle uygun görmüş, mutlaka bildiği bir şey vardır" diye düşündüm. Sonuçta Mustafa Denizli bu işin duayeni. Elinden kim bilir benim gibi kaç oyuncu geçti. Benim için neyin daha iyi olacağını bildiğinden kuşkum yok. Hocamın dediklerini dinleyip, ne kadar yerine getirirsem, benim için o kadar iyi olacağını biliyorum. Zamanı gelince beni kullanacağını da biliyorum.

Forma giymeyi bekliyorum

Peki, kendini Turkcell Süper Lig için yeterli görüyor musun?

Şu an için evet, hazır görüyorum. Çünkü bu sezon gerçekten iyi bir çıkış yaptım. U18 Milli Takımı ile başladım ve Ümit Milli Takım'a kadar yükselmeyi başardım. Aynı zamanda PAF Ligi'nde de bayağı bir maç oynadım. Açıkçası önümüzdeki sezon için hedefim Süper Lig'de forma giymek.

Beşiktaş bir dönem altyapıdan çıkan oyuncular konusunda bayağı iyiydi. Ancak son dönemde Serdar Özkan dışında oyuncu yok. Altyapıdaki bu durgunluğu neye bağlıyorsun?

Açıkçası altyapılarda çok yetenekli oyuncular var. Sadece Beşiktaş'ta değil, diğer takımlarda da var. Altyapıdan gelen oyuncuya şans tanınması lâzım. Bu şans da sadece 1-2 maç olmamalı. Sonuçta bir oyuncu 1-2 maç kötü oynayabilir, ancak kumaşı iyiyse, bu oyuncuda bir şeyler var olduğuna inanılıyorsa, biraz tahammül ve ısrar edilmeli. O oyuncu da sonrasında kendini daha iyi gösterir.

Ligimizde uygulanan 6+2 yabancı oyuncu kontenjanını nasıl değerlendiriyorsun? Sence bu durum genç oyuncularımız için bir dezavantaj mı, yoksa gelen yabancı oyuncular gençlerimizin gelişimine katkı mı sağlıyor?

Bence yabancı oyuncu kontenjanının bu kadar fazla olması Türk gençlerinin önünü kapatıyor. Türkiye'de yabancı oyunculara verilen önem, Türk oyunculara verilmiyor. Bizim oyuncularımız 1-2 hata yaptığı zaman rahatlıkla takımdan kesiliyor ama yabancılara daha fazla tolerans tanınıyor. Tabii ki ligimizde yabancı oyuncu olmalı, ancak Türk oyuncusundan kötü ya da aynı kalitede yabancı oyuncuya gerek yok. Gelecek yabancı oyuncular bize bir şeyler öğretebilecek, bir şeyler katabilecek kapasitede olmalı.

Peki, sen Turkcell Süper Lig'de oynayan yabancılardan hangilerini beğeniyorsun?

Bence şu an en iyisi Fabian Ernst.

Birlikte antrenmanlara çıktığın A takımdaki ağabeylerinizle ilişkileriniz nasıl?

A takımdaki ağabeylerimizin hepsiyle ilişkilerimiz gayet güzel. Bize ellerinden gelen yardımı yapıyorlar. Zaten Beşiktaş'ta büyüğe saygı, küçüğe sevgi ilişkisi her zaman üst düzeydedir. Biz bir aileyiz ve ailenin bütün üyeleri birbiri için en iyi olanı ister ve birbirine yardımcı olur.

Peki, özel birisi var mı?

Dediğim gibi, bütün ağabeylerimiz bizimle ilgileniyor. Ancak özel birisi olarak Ekrem ağabeyi söyleyebilirim. Onunla aramızda biraz daha farklı bir diyalog var. Benimle gerçekten çok ilgileniyor ve yardımcı oluyor. Çok iyi bir insandır Ekrem ağabey.

Milli Takım kariyerin fazla geriye gitmese de kısa sürede ay-yıldızlı formayı defalarca giydin. İlk kez Genç Milli Takımlara çağrılman nasıl oldu?

İlk kez Şenol Ustaömer tarafından U18 Milli Takımı'nın Fransa ile oynayacağı özel maçların kadrosuna davet edildim. Tabii ki Milli Takım'da oynamak her Türk futbolcusunun hayalidir. Gerçekten gurur verici bir olay. Öyle kelimelerle anlatılabilecek bir şey değil.

Çok kısa bir zaman dilimi içinde önce U19 Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonası elemelerine katıldın, ardından Ümit Milli Takım'ın Ermenistan'ı 5-2 yendiği maçın yıldızlarından birisi oldun ve sonrasında Akdeniz Oyunları'nda bütün maçlarda forma giydin. 8 ay gibi kısa bir zamanda U18 ile başladın ve Ümit Milli Takım'a kadar yükseldin. Ümit Milli Takım'a çıkmayı bekliyor muydun, yoksa senin için sürpriz mi oldu?

Doğruyu söylemek gerekirse pek beklemiyordum. Davet ilk geldiğinde biraz şaşırdım açıkçası. Portekiz'de oynadığımız Avrupa Şampiyonası Elit Tur elemelerinde iyi bir performans ortaya koymuştum gerçi. Hami Hoca da maçları izlemek için Portekiz'e gelmişti. Demek ki kendisine o güveni vermişim. Döndükten sonra beni Ümit Milli Takım'a çağırdı.

Ermenistan'ı deplasmanda 5-2 yendiğimiz Avrupa Şampiyonası Eleme maçında ilk defa Ümit Milli Takım forması giydin. Antrenörlerin de seninle ilgili övgü dolu sözler söyledi. O maçı anlatır mısın biraz?

Dediğiniz gibi, Ermenistan maçı ile ilk defa Ümit Milli oldum ve 90 dakika sahada kaldım. O maçta takım olarak çok iyi oynadık ve hak ettiğimiz bir galibiyet aldık. Maç aslında biraz gergin bir havada başladı. Tribünde 5-6 bin kişi vardı. Bir o kadar da görevli polis memuru sahadaydı. Maçın başında yapılan seremonide İstiklal Marşımızın ıslıklanması bizim için ekstra bir motivasyon oldu. Bu sayede sahada daha hırslı mücadele ettik ve maçı da farklı kazanmasını bildik.

Ümit Milli Takımımız, İrlanda Cumhuriyeti, Ermenistan, İsviçre, Estonya ve Gürcistan'la mücadele ettiği Avrupa Şampiyonası elemlerinde oynadığı ilk iki maçı kazandı. Bundan sonrası için gruptaki şansımızı nasıl değerlendiriyorsun?

Şöyle söyleyeyim; ben Ermenistan maçı ile ilk kez Ümit Milli Takım forması giydim ve orada gördüğüm uyum inanılmaz derecede üst düzeydeydi. Neredeyse takımın tamamıyla ilk kez birlikte oynamama rağmen hiç zorlanmadım. Takımdaki arkadaşlık, büyüklerin küçüklere sevgisi, küçüklerin büyüklere saygısı, yardımlaşma üst düzeyde. Dolayısı ile böyle bir takımın yenemeyeceği rakip yok. Sonuçta biz Türkiye'yiz her maçı kazanmak için sahaya çıkıyoruz ve gerçekten üst düzey bir takımımız. Bence gruptan çıkacak ve şampiyonaya katılacağız.

Bundan sonrası için yakın ve uzun vadedeki hedeflerin neler?

İlk hedefim Beşiktaş A takımının forması giyebilmek. Beşiktaş'la şampiyonluklar, kupalar ve Avrupa'da başarılar kazanmak istiyorum. Sonra A Milli Takım'da oynamak var tabii ki.

Hayalinde Avrupa'da oynamak var mı?

Bu hedef her oyuncunun kafasının bir yanında vardır. Ancak dediğim gibi, öncelikli hedefim Beşiktaş'ta kendimi kanıtlayıp, kupalar kazanmak. Ancak ondan sonra Avrupa'ya gidebilirim.

Beşiktaş'ta oynuyor, Genç Milli Takım kamplarına gidiyor ve üniversite okuyorsun. Bu yoğunluğun içinde kendine zaman ayırabiliyor musun?

Gerçekten çok yoğun yaşıyorum ve pek boş zamanım kalmıyor. Bu sene 1 haftalık boşluğum vardı, o sürede de Antalya'ya gidip tatil yaptım. Onun dışında aralarda bulduğum zamanlarda sinemaya falan gidiyorum.

Başka sporlara ilgin var mı?

Basketbolu çok severim. Özellikle NBA'i takip ediyorum.