TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Büşra Kuru: "Futbol Kariyerimi Abime Borçluyum" 1.02.2024
Büşra Kuru: "Futbol Kariyerimi Abime Borçluyum"
Kadın A Millî Takımımızın gurbetçi oyuncularından biri. Almanya'da 2. Lig'de oynuyor ve Bundesliga'da forma giymenin hayallerini kuruyor. Abisinin izinden yürüyerek 4 yaşında futbola başladı. Futbol hayatını, hem doktor hem de futbol antrenörü olan abisinin şekillendirdiğini ve geldiği noktayı da ona borçlu olduğunu anlatıyor. Türkiye'de Kadın Millî Takımı'na sunulan imkanları ise hârika buluyor. 

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

Almanya'da 24 Ekim 2001'de doğmuşsun. Ailenin göç hikâyesinden başlayarak seni tanıyalım istiyoruz. 

Ailem aslen Uşaklı. Dedem 1970'te işçi olarak Almanya'ya gitmiş. Babam Türkiye'de doğmuş ve Almanya'ya da çocuk yaşlarında gitmiş. Türkiye'ye gelip annemle evlenmiş ve onu da alıp Almanya'ya dönmüş. Annem ve babam Almanya'da bir lojistik firmasında çalışıyorlar. Benden altı yaş büyük bir abim var. Tıp Fakültesi'ni bitirip doktor oldu. Radyoloji uzmanı.

Almanya'da nasıl bir çocukluk geçirdin? 

Futbola dört yaşında başladığım için çocukluğum hep futbolla iç içe geçti. Bir yandan okudum, diğer yandan futbol oynadım. Okulda Almanlarla, okul dışında kuzenlerimle birlikte büyüdüm ve her iki kültürü de edindim. 

Dört yaşında futbola başladığını söyledin. O yaştayken futbol aşkı içine nasıl düşmüştü?

Benden önce abim futbol oynuyordu. Ben de onu izleyerek onun yolundan yürüdüm diyebilirim. Her hafta sonu maçları oluyordu ve ailem de beni izlemeye götürüyordu. Ben de onun ardından futbola böyle başladım. Abim çok yetenekliydi ama çapraz bağları kopunca futbolculuğu bırakmak zorunda kaldı. Ancak yine de futboldan kopmadı. Bir yandan doktorluk bir yandan da antrenörlük yapıyor. Amatör bir kulübün U19 takımını çalıştırıyor. 

Ailende abin ve senin dışında başka sporcu var mı? 

Aslında kuzenlerin de futbol oynadı ama profesyonel olamadılar. Biz ailecek futbol hastasıyız. Eniştem de bir kulübün yönetiminde. Kuzenim de abimle birlikte antrenörlük yapıyor. Ailecek futbol hastasıyız ama profesyonel olarak sadece ben çıktım. 

O halde futbolcu olma sürecinde ailenden sıkı bir destek görmüş olmalısın.

Oturduğumuz yerle futbol oynadığım kulübün arasında 70 kilometre mesafe vardı. Ailem her gün 140 kilometre yol yaparak beni antrenmanlara götürdü. Ben ehliyet alana kadar sürdü bu durum. Bütün maçlarıma gelerek bana destek oldular. Onlar olmasa asla başaramazdım. Ailem gerçekten bana büyük bir destek sağladı. Annem, babam, teyzem, abim ve kuzenlerim hep benim yanımdaydılar. Ben de bu ailenin bir parçası olduğum için çok mutluyum. 

Futbol kariyerinin gelişimini nasıl anlatırsın?

Dediğim gibi futbola başladığımda henüz 4 yaşındaydım. O yaşta erkek çocuklarla futbol oynadım. Abim de aynı kulüpteydi. Futbol sevgim bu şekilde gelişti. Paralel olarak hem erkeklerde hem kızlarda oynadım. Ayrıca yüzmeye de gittim. Orada da başarılıydım. Bir de judo yapıyordum. Bizim bölgenin en iyi ikincisi olmuştum judoda. Sonradan bir seçim yapmam gerekti. Hem kadınlarda hem erkeklerde futbol, yüzme ve judo bir arada olmuyordu. Birini seçmeliydim. Bölgenin en iyi kadın takımında futbol oynuyordum ve futbolu diğer branşlardan daha fazla sevdiğimi fark ettim. Hepsini bıraktım ve sadece futbola konsantre oldum. U15'te Hoffenheim'a transfer oldum. Onlar da, "Biz profesyonel takımız. Sadece futbol oynayacaksın" deyince ben de kabul ettim. U15'ten itibaren profesyonel bir seviyede oynamaya başladım. Hoffenheim'da erkeklerle U15'te oynadım. Sonrasında U17'de Bundesliga'da oynadım. Sonra FC Bayern'e gittim ve orada da profesyonel oynadım. Sonra başka bir takıma geçtim. Kadınlar 3. Lig'de oynadım. Sonra bir daha transfer oldum ve yeni takımımla Kadınlar 2. Ligi'ne çıktık. Ancak oradaki ikinci sezonumda maalesef 3. Lig'e düştük. Sonra şimdiki kulübüme transfer oldum. Şu an Kadınlar 2. Ligi'nde lideriz ve inşallah Kadınlar 1. Ligi'ne çıkacağız. 

Türk Millî Takımı ile buluşmanı anlatır mısın? 
 
Türkiye'nin Almanya'daki oyuncu tarama temsilcisi Meryem Yamak Hocam beni keşfetti. O dönemde U17'de oynuyordum. Antrenörüm, "Türk Millî Takımı'ndan bir yetkili bana senin Türk vatandaşlığının olup olmadığını ve Türkiye için oynayıp oynayamayacağını sordu" deyince çok sevindim, adeta şoka girdim. Birkaç gün düşünüp taşındım. Ailemle de konuştum. Almanya'da doğdum büyüsem de ben bir Türküm. Neden Türkiye için oynamayayım?.. Hocama, "Tamam. Meryem Hanım'a yazın lütfen. Gelsin ve beni izlesin" dedim. Meryem Hocam maçıma geldi, beni izledi, videomu çekti ve yazdığı raporu Necla Güngör Kıragası Hocamıza gönderdi. İlk kampımı Necla ve Begüm Hocalarımızla yaptım. U17 Millî Takımı'na seçildim. O dönemden beri ay-yıldızlı formayı giymeye devam ediyorum. 

Türk Millî Takımı'na çağrılmak Almanya'daki kariyerine nasıl bir katkı sağladı? Hayatını nasıl etkiledi? 

Arkadaşlarım bu duruma çok sevindiler. Benimle gurur duyuyorlar. Maçlarımı izliyorlar. Onlar da mutlu. Ailem zaten çok mutlu. Benimle çok gurur duyuyorlar. Abim zaten benim kişisel koçum. Onunla her gün antrenman yaptık. Onun sayesinde bu günlere geldiğimi söyleyebilirim. Abim olmasa belki futbolla hiç alâkam olmayacaktı. O olmasa böyle iyi bir oyuncu olmayacaktım. 

Türkiye'deki statları nasıl buldun? 

Türkiye'deki stadyumlar beni çok etkiliyor. Almanya'da böyle statlarda oynamadım. Türk Millî Takımı için böyle imkânlar sunulması hârika. Bunu takımda da konuşuyoruz. İki-üç yıl öncesine kadar Türkiye'de kadın futboluna verilen önem böyle değildi. Şimdi havalimanında özel salonda ağırlanıyoruz. Foto muhabirimiz var. Siz varsınız. Statlar full doluyor. Seyirci geliyor. Burada insanlar bizi profesyonel görüyor. Bakış açıları şu an çok farklı… Türkiye'de sadece futbola konsantreyiz. Kendimizi buraya ait ve futbolcu hissediyoruz. 

Kendinde eksik bulduğun ve geliştirmen gerektiğini düşündüğün yönler neler? 

Sağ ayağımı kullanıyorum. Sol ayağımı geliştirebilirim. Ona çalışıyorum. Her bölge için ayrı çalışıyorum. Kuvvet, hız, sol ayak, sağ ayak, defans, taktik… Her şeyi çalışıyorum. Kendimi buna zorluyorum. 

A Millî Takım'a dâhil olduktan sonra geçmişe oranla çok daha fazla mücadele ettiğini ve hızla geliştiğini gözlemliyorum. 

Ben de bu durumun farkındayım. Şimdi oynadığım kulüp de bunun farkında. Geçen sene transfer oldum. Bu sene ikinci sezonum. Takım arkadaşlarımın çoğu eski 1. Lig oyuncuları. Seviyeleri yüksek. Antrenmanlar da farklı. Daha çok antrenman yapıyorum şimdi. Yaşam tarzımı değiştirdim. Daha çok antrenman yaptım. Onun için ilk başlarda biraz zordu. Zaman aldı. Ama şimdiki seviyem çok başka. Geliştiğimi antrenörüm ve takım arkadaşlarım da söylüyor. Gelişmek ve 1. Lig'de oynamak istiyorum. 

Kendine koyduğun hedefler neler? 

Küçüklüğümden beri hedefim Bundesliga'da oynamak… Bu benim en büyük hedefim. Millî Takım'daki hedefim ise kalıcı olmak… Bu zaten herkesin arzusu. Millî Takım'la bir büyük şampiyona görmeyi çok istiyorum. Başka ülkelere gidebilirim. İngiltere çok profesyonel. Belki birkaç sene sonra İngiltere'de oynarım. Ama ilk hedefim Bundesliga… Sonra İspanya olabilir. Tarzları çok güzel. 

Takım arkadaşlarınızdan çok zor şartlarda yaşayıp, çok çabalayıp da A Millî Takım seviyesine gelen oyuncular var. Onların bu azmini ve tutkusunu nasıl açıklarsın? 

Bazı arkadaşlarımın hikâyesini biliyorum. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Türkiye'de hayat ve şartlar kolay değil. Kız çocukları için ayrıca zorluklar var. Böyle şartlar altında bu çocuklar futbol oynamaya çalışıyor. Filmlerdeki gibi… Doğru düzgün ayakkabısı olmayan çocuklar futbol oynamak için çırpınıyor. Bu çok saygı duyulacak bir şey. Çocukken bu sadece filmlerde olur zannediyordum ama gördüm ki gerçekten var bu hikâyeler… Bu mücadeleye şapka çıkartılır. Almanya'daki şartlar olsa burada, Türk Millî Takımı bambaşka seviyelerde olacaktır. 

UEFA Uluslar B Ligi'ne yükseldik. B Ligi'nde bizi ne bekliyor?

Kolay olmayacak. Zorlu maçlar oynayacağız. Ama takım oyunumuzu sürdürürsek B Ligi'nde de çok iyi işler yapacağımızı düşünüyorum. Herkes daha çok çalışacak, daha çok hırslanacak. Takım olarak, bir aile olarak oynarsak, B Ligi'nde de iyi işler yapacağız. 

Kendine örnek aldığın sporcular var mı? 

Cristiano Ronaldo benim idolüm. Küçüklüğümden beri idolüm. Futbolunu çok seviyorum. Çok çalışkan, çok hırslı… Futbol sadece futbol değil mâlûm. Kişisel olarak da Ronaldo benim idolüm. Mükemmel bir adam. Mükemmel bir insan. Her şeyi mükemmel. 

Eğitimini sürdürüyor musun? 

Evet, Almanya'da üniversitede psikoloji okuyorum. 

Gün gelir de Türkiye'den teklif alırsan kabul eder misin?

Bunun için erken olduğunu düşünüyorum. Çünkü Almanya'da Bundesliga'daki oynamak gibi bir hedefim var. Bu hedefi gerçekleştirdikten sonra güzel bir teklif alırsam neden olmasın.

Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız