TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Kadir Bekmezci: "Türkiye Belçika'dan önde" 1.09.2008
Kadir Bekmezci: "Türkiye Belçikadan önde"

Zonguldaklı bir ailenin Belçika'da doğan dört çocuğundan en küçüğü. Standart Liege'in altyapısından yetişip A takıma kadar yükseldi. Belçika'da 2. Lig takımlarında forma giydikten sonra onu ilk keşfeden Ersun Yanal oldu. Manisaspor'a transferi bonservis engeline takılsa da geçtiğimiz sezon başında o dönemdeki adıyla Gençlerbirliği OFTAŞ Spor, şimdiki adıyla Hacettepe'nin formasını giydi ve ön libero mevkiinde çok başarılı bir dönem geçirdi. Dünya Kupası elemelerindeki Türkiye-Belçika eşleşmesinde, Türkiye'nin zorlansa da avantajlı çıkacağını söylüyor.

Röportaj: Nihat Özten

Geçen sezon Gençlerbirliği OFTAŞ Spor, şimdiki adıyla Hacettepe'de başarılı bir sezon geçirdin. Ancak Türkiye için yeni bir oyuncusun. İstersen en başından, hayat hikâyenin kısa bir özetiyle başlayalım.

Babam daha 9 yaşındayken, Zonguldak'ın Devrek ilçesinden Belçika'ya amcasının yanına göç etmiş. Orada okumuş, çalışmış ve evlenmiş. Ben de ailenin son çocuğu olarak Belçika'nın Genk şehrinde doğdum. İki ablam, bir de ağabeyim var. Küçüklükten beri futbola ilgim vardı. Babam ve ağabeyim de bana sürekli destek oldu. Babam her zaman peşimdeydi. Her maçımı izlerdi. Gerçekten futbolcu olmak istiyorsam çok çalışmam gerektiğini, insanın inandıktan ve çalıştıktan sonra yapamayacağı bir iş olmadığını söylerdi.

Belçika'nın köklü kulüplerinden Standart Liege'in altyapısında yetiştiğini biliyoruz. Standart'ın altyapısına girmen ve sonrasında Belçika'daki futbol hayatın nasıl gelişti?

Belçika'da bölge takımları vardı. Onlardan birinde oynarken, Standart Liege'in altyapı yetkilileri beni izlemiş ve beğenmiş. 12-13 yaşlarında Standart'ın altyapısına girdim ve oynamaya başladım. 18-19 yaşına gelene kadar da bütün yaş kategorilerinde oynadım ve A takıma kadar çıktım. Hazırlık maçlarında oynadım ancak kadroda düşünülmediğimi görünce 2. Lig takımlarından Heusden Zolder'e gittim. Sonra başka bir 2. Lig takımı olan Verbroedering Geel'de oynadım.

Bu arada eğitimini ne yaptın?

Bir yandan futbol oynarken diğer yandan da spor okuluna gidiyordum. Standart Liege'in bölgedeki dört okulla anlaşması vardı. Ben de onlardan birisinde okuyordum. Oradaki eğitim, okuduğum bölümümden ötürü de farklıydı. Sabahları iki saat ders gördükten sonra antrenmana gidiyor, iki saat antrenman yaptıktan sonra tekrardan okula dönüp derslere giriyor, akşama doğru tekrar iki saat antrenman yapıyorduk. Yani okulla futbolu bir arada yürütüyordum.

Futbol hayatını Belçika'da sürdürmek istemedin mi?

Aslında Belçika'da oynamayı isterdim. Ama bir Türk olarak Türkiye'de oynama fikri cazip geliyordu. Futbolculukta bazen şartlar sizin elinizde olmuyor. Gelen tekliflere göre hareket ediyorsunuz.

İlk teklifi Ersun Yanal'dan aldım

Türkiye'den ilk teklifi Hacettepe'den mi almıştın? Türkiye'ye gelirken tereddütlerin var mıydı?

Hacettepe ilk değildi. Üç sene önce Ersun Yanal döneminde Manisaspor'un sezon öncesi kampına katılmıştım. Manisaspor beni beğenmişti ve transfer etmek istedi ama o zaman oynadığım takım Heusden Zolder içinde bulunduğu mali durum nedeniyle benden faydalanmak istiyordu. Biraz fazla bonservis bedeli istediler. Bu nedenle transferim gerçekleşmedi ve Belçika'ya döndüm. Heusden Zolder'de 1 yıl daha oynadıktan sonra yine bir 2. Lig takımı olan Eupen'e imza attım. İmzadan yaklaşık bir ay sonra Gaziantepspor'dan teklif aldım. Doğal olarak da Belçika 2. Ligi'nde oynamaktansa Süper Lig'de oynamayı tercih ettim ve Gaziantepspor'la sözleşme imzaladım. Takımın başında Valter Zenga vardı. Beni beğendiğini söylüyordu ama tam olarak anlamadığım nedenlerden ötürü 2. Lig'deki Gaziantep Büyükşehir Belediyespor'a kiralamak istediler. Ben de bunu kabul etmedim. Zaten Belçika'da 2. Lig'de oynuyordum. Türkiye'ye de Süper Lig'de oynamak için gelmiştim. Bu nedenle yeniden Belçika'ya döndüm ve 2. Lig takımlardan Verbroedering Geel'le anlaştım. Sezonu şampiyon olarak tamamladık. Ancak benim oynadığım sezondan bir önceki sezon takımın adı şike iddialarına karıştığı için 1. Lig'e çıkmasına izin verilmedi. Sonrasında Hacettepe'nin hazırlık kampına katıldım ve 10 gün sonra da sözleşme imzaladım.

Hacettepe'yi tanıyor muydun peki?

Açıkçası Türkiye'deki Süper Lig takımlarından birisinde oynamak istiyordum. Takım hakkında çok fazla bilgim yoktu ama geçen sezon başında Gençlerbirliği'nin teknik direktörü olan Fuat Çapa beni tanıyordu. Onlarla konuşmuştum.

Belçika'da doğdun büyüdün ve Türkiye'ye 20 yaşından sonra geldin. Bir uyum sorunu yaşadın mı?

Aşağı yukarı her sene tatil için Türkiye'ye gelmeme rağmen yine de ilk zamanlar zorluk çektim. Ailemden, arkadaşlarımdan uzun süreliğine ilk ayrılışımdı sonuçta. Evli olmam benim için büyük bir avantajdı bu alışma sürecinde. Eşim yanımda olmasaydı sanırım ilk zamanlar çok daha zor geçerdi. Ayrıca Zonguldak'ta dedem, amcam ve kuzenlerimin olması benim için iyiydi.

Kaç yıllık evlisin? Eşin Türk mü?

Evleneli 3 sene oldu. 20 yaşında evlendim. Eşim de Almanya'da yaşayan bir gurbetçi ailenin çocuğu.

Erken yaşta evlenmişsin.

Evet, biraz erken görünebilir ama zaten biz 14-15 yaşından beri flört ediyorduk. Eşim için Türkiye'ye gelmek ikinci bir tecrübeydi. O Almanya'da doğmuş büyümüş ve evlendikten sonra Belçika'ya gelmişti. Oraya tam alışmıştı ki bu sefer Türkiye'ye geldik. Onun için ikinci bir zorluk oldu. Ama Ankara'ya gelmek bizim için bir avantajdı. Sonuçta Ankara büyük bir şehir ve sosyal yaşantısı da güzel.

Türk futbolu Belçika'nın önünde

Belçika futbolunu yakından tanıyan bir oyuncusun. Milli Takımımız da 2010 Dünya Kupası elemelerinde Belçika ile aynı grupta. Belçika futbolu ile Türk futbolunun kıyaslamasını yapar mısın? Türkiye-Belçika maçlarıyla ilgili tahminin nedir?

Türkiye'de hırsa dayalı, fazla koşan ve bireysel yeteneklerin daha ön plana çıktığı bir futbol oynanıyor. Belçika futbolu ise daha fazla taktiğe dayalı. Bence Türkiye, Belçika'nın bir adım önünde. Maçlarla ilgili olarak da Türkiye'nin biraz zorlanacağını ama bu karşılaşmalardan avantajlı skorlarla ayrılacağını düşünüyorum.

Bugüne dek hiç milli olmadın ve iki ülke takımında da oynayabilirsin. Belçika ve Türkiye'den teklif alırsan hangisini tercih edersin?

İkisi de ciddi teklif olursa tabii ki Türkiye'yi tercih ederim. Ancak Türk Milli Takımı beni çağırmaz, Belçika çağırırsa orada oynamaktan da gurur duyarım. Çünkü sonuçta ben Belçika'da doğdum, büyüdüm, orada futbola başladım, oranın ekmeğini yedim. Ailem ve çoğu arkadaşım Belçika'da. Bir dönem zaten Belçika Genç Milli Takımı'ndan teklif almış ama talihsiz bir sakatlık geçirince gidememiştim.

Türklere karşı bir tavır var

Almanya, İsviçre, Avusturya gibi Türklerin yoğun olarak yaşadığı ülkelerde Türk asıllı oyuncuları milli takımlarda izliyoruz. Fakat Belçika Milli Takımı'nda Türk oyuncu göremiyoruz. Belçika'da Türk oyuncu olmanın zorlukları var mı?

Evet, Belçika'da Türk oyuncu olmak zor. Tam olarak bir ırkçılık değil ama yine de bir ayrımcılık var. Mesela Standart Liege'de A takıma yükseldiğim sezon benim dışımda dört Türk oyuncu daha vardı. O dönemde takımın menajeri Fransa'dan gelen bir Belçikalıydı ve Türklere karşı soğuktu. Beşimizi de aynı anda takımdan gönderdi. Üstelik o dönemde ben çok iyiydim ve A takımda rahatlıkla oynayabilecek kapasitedeydim. Türk değil de başka bir ülke kökenli olsaydım daha farklı olurdu sanırım. Ama genel olarak Türklere karşı içten içe bir tavır var. Özellikle Flaman bölgesinde bu durum daha fazla.

Geçen sezon futbolseverlerin beğenisini kazanan bir takım oldunuz. Kadroyu genel olarak korumanıza rağmen stoperiniz Giray ve İlhan takımdan ayrıldı. Yapılan yeni transferleri nasıl değerlendiriyorsun?

Stoper bölgesi için yapılan transferler bence Giray ve İlhan'ı aratmayacak düzeyde yetenekli ve tecrübeli oyuncular. Zaten genel olarak yapılan transferlerin büyük bir çoğunluğu genç ve gelecek vaat eden futbolcular.

Takım olarak bu sezonki hedefleriniz neler?

Geçen sezon olduğu gibi her maçı kazanmak için sahaya çıkacağız. Geçen sezonu 11. sırada bitirmiştik. Bu sezon daha üst basamaklarda yer almak istiyoruz. İlk 8'in içine girmek bizim için başarıdır.

Turkcell Süper Lig'de oynanan futbolu nasıl buluyorsun?

Türk futbolu sürekli bir gelişim içinde. Yavaş yavaş da Avrupa'nın büyük liglerinde oynanan oyunla arasındaki farkı kapatıyor. Kariyeri çok yüksek oyuncuların Türkiye'ye gelmesi bu süreci olumlu etkiliyor. Özellikle Türk oyuncuların hırslı ve mücadeleci yapısı da önemli.

Önemli oyuncuların transfer edildiğini belirttin. Sence bu sezonun en iyi transferini hangi takım yaptı?

Fenerbahçe'nin Güiza transferi çok önemli. İspanya'nın gol kralı ligimizde oynayacak. Ayrıca Galatasaray'ın Meira ve Kewell transferleri önemli. Böyle kariyerli, önemli oyuncuların Turkcell Süper Lig'e gelmesi bizim için de çok iyi. Onlara karşı oynamak zevkli olacak. Bu da doğal olarak Türk futbolunun kalitesini artıracak. Ayrıca Trabzonspor da çok iyi transferler yaptı.

Şampiyonluk için en fazla hangi takımı şanslı görüyorsun?

Tüm takımlar arasında çekişme olacak ama şampiyonluğa Fenerbahçe ve Galatasaray diğer takımlara oranla daha yakın. Şampiyon da bu iki takımdan birisi olacak gibi.

Ön libero oyuncusunun hem defansif hem ofansif oynayabilmesi önemli. Ön libero oynamanın avantajları ve dezavantajları neler? Bir ön liberonun en önemli özelliği sence nedir?

Takımın göbeğindesiniz ve çok koşmaya mecbursunuz. Hem defansif hem de ofansif yönde takıma katkı yapmalısınız. Hem rakip takımın ataklarını kesmeniz hem de kestiğiniz topları oyuna iyi sokmanız lazım. Benim de en önemli özelliğim çok koşmak. Ama ön libero oynamanın kolay olmadığını söyleyebilirim.

Ön libero olarak beğendiğin oyuncular kimler?

Aurelio'yu çok beğeniyordum. Ayrıca Mehmet Topal da çok iyi çıkış yaptı ve iyi bir sezon geçirdi. Avrupa'da ise en beğendiğim oyuncu Pirlo.

Her bölgede oynadım

Futbola başladığından bu yana ön libero mu oynuyorsun?

Oyunculuk hayatımda çok değişik mevkilerde oynadım. Sağ bek, sol bek, sağ açık, sol açık gibi farklı görevler üstlendim. Şimdi de o bölgelerden birinde oynamam gerekirse rahatlıkla oynayabileceğimi düşünüyorum.

Geçen sezon takımının oynadığı neredeyse tüm maçlarda forma giymişsin. Bunu neye bağlıyorsun? İdmanlar dışında özel çalışma yapıyor musun?

Geçen sezon 29 lig, 3 kupa maçında oynadım. Ligdeki bir maçta sakat, bir maçta da cezalı olduğum için oynayamamıştım. Kendime bakmaya özen gösteriyorum. Zaten küçüklüğümden beri çok koşan bir oyuncuyum. Fizik kondisyonumun iyi olduğunu düşünüyorum. Belçika'da da genelde takım yarışlarında birinci olurdum. Türkiye'de de fena sayılmam. Ama antrenmanlar dışında özel çalışmalar yapmıyorum.

Gelecekle ilgili kariyer planlamanda neler var?

Avrupa'dan geldiğim için mutlaka geri döneceğim diye bir hedefim yok. Şartlar uygun olursa Avrupa'da oynarım tabii ki ama Türkiye'deki dört büyük takımdan birisinde oynamayı isterim. Ayrıca Milli Takım'da oynamayı da çok istiyorum. Eğer iyi bir sezon geçirirsem olabilir de. Sonuçta henüz 23 yaşındayım. Bu hedeflerin benim için çok uzak olmadığını düşünüyorum.

Örnek insan olmaya çalışıyorum

Kadir Bekmezci nasıl bir insandır? Nelere kızar, nelerden hoşlanır?

Sakin bir insanım. Davranışlarımla herkese örnek olmaya çalışırım. Mesela oyun içinde bir arkadaşım hata yapsa ona kızmaz, teselli ederim. Kimseyi kırmamaya çalışırım. Ama beni kıranlara da gereken cevabı veririm. Kızdığım şey ise art niyetli, ikiyüzlü insanlar. Onlardan uzak dururum.

Futbolun dışında nelerle uğraşıyorsun?

Belçika'da tenis oynardım. Masa tenisi ve bowling oynamayı da severim. Eşimle evde oturmak, alışverişe çıkmak da hoşuma gidiyor. Yurt dışındaki arkadaşlarımla da internetten konuşuyorum. Ara sıra sinemaya giderim.

Futbolcu olmasaydın başka ne iş yapacağın düşündün mü hiç?

Sanırım futbolcu olmasaydım sporun farklı bir dalıyla ilgilenirdim. Zaten spor okulunda okuduğum için spor öğretmeni olabilirdim. Ama o da olmasaydı aşçı olurdum herhalde. Yemek yapmayı çok severim. Kendi dükkânımı açıp aşçılık yapabilirdim.