Previous Page  56-57 / 154 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 56-57 / 154 Next Page
Page Background

iyi bir birey ve rakibe karşı saygılı

olmaktı. Benim zamanımda da

şimdi de Almanya’nın en iyi

altyapılarından biridir Borussia

Mönchengladbach. 7 yılımı orada

geçirdim. Ama A takıma sıçramayı

bir türlü yapamadım. Bayer Lever-

kusen’den teklif alınca şansımı

orada denemek istedim. A takıma

kadar da yükseldim. Üç yıllık bir

futbol serüvenim var orada. Çok

güzel günlerim geçti.

Seninle birlikte futbola başlayan

birçok arkadaşın bugün futbolcu

olamadı ama sen başardın. Arka-

daşlarına oranla neleri farklı yap-

tın da başarılı bir futbolcu oldun?

Bu biraz da kendinize bağlı... Fut-

bolu çok seviyordum. Severek yap-

mazsan bir işi olmuyor. Bu her iş

için geçerli. Forvet olarak başladım.

Sonrasında bir gün hocam “Stoper

oynayacaksın” dedi. Hiç oynama-

mıştım. Ama oynadığım ilk gün

oldukça başarılı bir maç çıkarttım.

Ve sonrasında da öyle devam ettim.

Belki forvet olarak kalsaydım bu-

günlere gelemezdim. Yaptığınız işi

severek yapmak, “Bu benim işim

olacak” demek, inanmak ve tabiî ki

de ailenizin desteği… Bende bütün

bunlar bir araya geldi. Ve sonra-

sında şükürler olsun bugünleri

yaşıyorum. Beni diğer arkadaşla-

rımdan ayıran farkların bunlar

olduğunu düşünüyorum.

Borussia Mönchengladbach günle-

rine dönersek, orada öğrendikle-

rini bizimle paylaşır mısın?

Dediğim gibi, Borussia Mönchen-

gladbach, Almanya’da en iyi altya-

pıya sahip olan kulüplerden biri.

Yani futbolcu olmak için gayret

sarf eden çocukların, gençlerin

profesyonelliğe ilk adımı attığı

yerde futbolun temel bilgilerini

aldım diyebilirim. Bu işi bugün

severek yapmamda o dönemde

yaşadıklarım büyük pay sahibidir.

Kendimi gerçek anlamda futbolcu

gibi hissetmemin yanında mental

anlamda bana büyük katkılar

sağladığını söylemeliyim.

Almanya’daki altyapı eğitiminin

sana neler kazandırdığı konusunu

biraz açabilir miyiz?

Her şeyden önce Almanya’daki

imkânlar buradakinden daha fazla.

Çocukken bile kendini yıldız

oyuncu gibi hissediyorsun. İlk gitti-

ğimde üç valiz dolusu eşya verdiler.

Kramponlar, kamp malzemeleri,

antrenman malzemeleri. Yani ilk

günden itibaren kendini futbolcu

gibi hissetmen sağlanıyor. 12-13

yaşında profesyonelliği sana işli-

yorlar. İdman sahaları olsun, diğer

imkânlar olsun tüm organizasyon

tamamen üst düzeyde. Tüm bunlar

bir de eğitimle birleştiği zaman

zaten öndesin. Sistematik bir orga-

nizasyonun içerisinde futbolcu ol-

manız ve içinizdeki yeteneği ortaya

çıkarmanız için her şey yapılıyor.

Gerisi de bir anlamda size kalmış.

Almanya’da aldığım altyapı eğitimi

benim bu günlere gelmemde

önemli bir rol oynadı kesinlikle…

Bayer Leverkusen’de oynarken

Fenerbahçe ile anlaşmıştın ama

son anda Kayserispor’a transfer

oldun. O dönemki transfer

hikâyeni anlatabilir misin?

Transfer dönemine yaklaşırken

Bayer Leverkusen’le sözleşmem de

bitiyordu. Teklifler de alıyordum

ama Türkiye’ye gelmeyi hiç düşün-

müyordum. Almanya’da tekrar

şansımı denemek istiyordum. Bir

menajer aracılığıyla bana Fener-

bahçe teklifi sunuldu. Ben de Fe-

nerbahçe’yi duyunca seve seve

kabul edebileceğimi söyledim.

O ara gazetelerde yazılıp çizilince

beni de biraz heyecan sardı. Tüm

görüşmeler benim haricimde me-

najer aracılığıyla yapılıyordu. Beni

“Bu transfer olacak” diyerek 1 hafta

tatile yolladılar. “5 yıllık sözleşme

imzalayalım. Ali Bilgin’i Antalyas-

por’dan alacağız, takasta kullanı-

rız” falan diye konuşuluyordu.

Ben de “Sıkıntı yok. Bir yıl Antal-

yaspor’da kiralık oynarım” dedim.

Bu konular hakkında şu an gülerek

bahsedebilmek çok güzel. Bir anda

ne olduğunu anlayamadan işler

bozuldu. Menajere ulaşılamadı. Bir

anda ortada kalıverdim. Transfer

döneminin sonuna yaklaşılıyordu.

Boşta kalma korkusu vardı. Kayse-

rispor’dan o dönemde bir teklif

geldi. Kayserispor’a gurbetçi oyun-

cuların akın ettiği bir dönemdi o

günler. Ben de memleketimKay-

seri olduğu için çok sıcak baktım

bu teklife. Ve bu teklifi kabul ede-

rek Türkiye’deki futbol macerama

2 Şubat 1984 Duisburg

doğumlusun. Nasıl bir

çocukluk geçirdin? Ailen

ne zaman ve neden

Almanya’ya göç etti? Ne işle

meşguller?

Mütevazî bir ailenin içinden

geliyorum. Annem ev

hanımı, babam fabrikada

kaynakçı olarak çalışıyordu.

Babam 1979’da Kayseri’den

Almanya’ya göç etmiş

ve 1983’de annemle

evlenmişler.

Futbola ilgin ne zaman

ve nasıl başladı?

Doğum yerimAlmanya. Fut-

bola Borussia Mönchenglad-

bach altyapısında başladım.

Öğrendiğim en önemli şey,

56

57

Yaptığınız işi severek

yapmak, “Bu benim işim

olacak” demek, inanmak

ve tabiî ki de ailenizin

desteği… Bende bütün

bunlar bir araya geldi. Ve

sonrasında şükürler olsun

bugünleri yaşıyorum. Beni

diğer arkadaşlarımdan

ayıran farkların bunlar

olduğunu düşünüyorum.

Almanya’da çocukken

bile kendini yıldız oyuncu

gibi hissediyorsun. İlk

gittiğimde üç valiz dolusu

eşya verdiler. Tüm

organizasyon tamamen

üst düzeyde. Sistematik bir

organizasyonun içerisinde

futbolcu olmanız ve

içinizdeki yeteneği ortaya

çıkarmanız için her şey

yapılıyor.

Menajerler aracılığıyla

Fenerbahçe teklifi sunuldu.

Ben de seve seve kabul

edebileceğimi söyledim.

Bir anda ne olduğunu

anlayamadan işler bozuldu.

Bir anda ortada kalıverdim.

Kayserispor’dan o

dönemde bir teklif geldi ve

Türkiye’deki futbol

macerama Kayserispor ile

başlamış oldum.

Kayserili de olsan sonuçta

Almanya’da doğup

büyümüşsün. Oranın

kültürünü almışsın. Futbol

farklı, imkânlar farklı.

Almanya’da çocukluktan

itibaren seni malzemeler ve

imkânlarla şımartıyorlar.

İşlerin Almanya’daki gibi

olmadığını gördümve

sıkıntılar yaşadım.

2