Previous Page  36-37 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 36-37 / 140 Next Page
Page Background

36

37

son altı Dünya Kupası’nda da ilk tur

gruplarından çıkmış olmaları bile

başlı başlına alkışı hak etmekteydi.

Zira kendileri haricinde bunu başa-

ran sadece iki takımdaha vardı;

onlar da turnuva tarihinin de en

başarılı takımları olan Brezilya ile

Almanya’ydı. Fakat Brezilya ile Al-

manya bu altı turnuvanın hepsinde

ikinci turu da geçerken Meksika

bunu bir kez dahi başaramamıştı.

Meksika, Konfederasyonlar

Kupası’nıysa geçmişte bir kez,

1999’da kazanmıştı. Meksika,

ev sahipliğini yaptığı o turnuvada

finalde Brezilya’yı 4-3’lükmüthiş

bir mücadele sonrasında devirmişti.

Bunun haricinde iki defa da bu tur-

nuvada yarı final görmüşlerdi. Fakat

bu başarılar da sonrasında Dünya

Kupası’nda şeytanın bacağını

kırabilmelerine yardımcı olmamıştı.

A Grubu’ndaki son takım olan

Yeni Zelanda ise turnuvadaki sekiz

takım içerisinde ilk bakışta kendi-

sinden hiçbir şey beklenmeyen

yegâne ekip olarak göze çarpıyordu.

Ancak onların da katıldıkları son

Dünya Kupası olan Güney Afrika

2010’da altı çizilesi bir hikâyesi

vardı. Şöyle ki; Yeni Zelanda o tur-

nuvada, katılımcı 32 takım arasında

yenilgi yüzü görmeyen tek takımdı.

İlk turda İtalya, Slovakya ve Para-

guay ile oynadıkları üç maçı da

beraberlikle tamamlamışlardı.

Ancak bu performans onların grup-

tan çıkmasına da yetmemişti. Yine

de grupta üçüncü sırayı alırlarken

son sıraya ittikleri takımın son

dünya şampiyonu İtalya olduğunu

da belirtmeden geçmemek gerekir.

Portekiz ile Meksika ilk

turu kolay geçti

Bu dört takım arasındaki ilkmaç-

larda Rusya ile Yeni Zelanda, Porte-

kiz ile de Meksika karşı karşıya

geldi. Aynı zamanda turnuvanın da

açılışını yapan Rusya-Yeni Zelanda

mücadelesini ev sahibi ekip Boxall

(kendi kalesine) ve Smolov’un gol-

leriyle 2-0 kazanarak iyi bir başlan-

gıca imza atıyordu. Portekiz-Mek-

sika maçıysa, turnuvanın en güzel

maçlarından biriydi ve büyük bir

çekişmeye de sahne oluyordu.

Maçta ilk gol 34. dakikada Ricardo

Quaresma ile Portekiz cephesinden

gelirken, Meksika bu gole, ilk yarı-

nın bitimine üç dakika kala Javier

Hernandez ile karşılık verdi. 1-1

sona eren ilk 45 dakikanın ardından

ikinci yarı da uzun süre bu skorda

ilerlerken 86. dakikada Cedric Soa-

res, Portekiz’i galibiyete çok yak-

laştıran golü kaydediyordu. Ancak

pes etmeye niyeti olmayan Mek-

sika, 90+1’de Hector Moreno ile

skora dengeyi getirdi ve karşılaşma

bu golle 2-2 sona erdi.

Ev sahibi Rusya, ikinci maçındaysa

Portekiz karşısına çıktı ve Rus fut-

bolseverler, takımlarının henüz en

üst seviyede mücadeleye hazır

olmadığına bir kez daha tanıklık

etmek zorunda kaldı. Portekiz,

henüz sekizinci dakikada süper

yıldızı Cristiano Ronaldo ile öne

geçiyor ve bu üstünlüğünümaç

boyunca koruyarak üç puana

1-0’lık skorla ulaşmayı başarıyordu.

Meksika ise Yeni Zelanda karşı-

sında ilk yarıyı 42’deWood’dan

gelen gol sonrasında beklenmedik

bir biçimde yenik kapattıysa da

ikinci yarıda önce Jimenez, sonra da

Peralta’nın fileleri sarsmasıyla

sahadan 2-1’lik üstünlükle

ayrılmayı biliyor ve üç puanı

hanesine yazdırıyordu.

Bu sonuçların ardından Portekiz,

gruptan çıkmayı büyük ölçüde

garantilemişti zira sonmaçında

grubun zayıf halkası Yeni Zelanda

önünde alacakları bir puan bile ilk

ikide yer almalarına yetecekti.

Portekiz’e eşlik edecek ikinci ta-

kımsa, Meksika-Rusya mücadelesi

neticesinde ortaya çıkacaktı ki,

burada beraberliğin de kendisine

yarayacak olması nedeniyle

Meksika, avantajlı olan taraftı.

Söz konusu sonmaçlarda Portekiz

beklendiği gibi hata yapmazken

Yeni Zelanda önünde golleri

Cristiano Ronaldo, Bernardo Silva,

Andre Silva ve Nani ile bulup saha-

dan 4-0 galip ayrılıyordu. Rusya-

Meksika maçındaysa ev sahibi ekip

her ne kadar 25. dakikada Samedov

ile öne geçtiyse de Meksika sadece

beş dakika içerisinde Araujo ile

beraberliği yakalıyor, 52. dakikada

Lozano’nun attığı golse maçın sko-

runu belirliyordu. Böylece yedişer

puanlı Portekiz ile Meksika gruptan

çıkarken, averajı daha iyi olan son

Avrupa şampiyonu, grup liderliğini

de elde ediyordu. Rusya ise saha ve

seyirci avantajının dahi hayrını

göremeyerek, bir yıl sonraki asıl

büyük turnuva öncesinde taraftar-

larının iyice karamsarlığa kapılma-

sına yol açmıştı.

Almanya’nın ilginç deneyi

B Grubu’na gelindiğindeyse ilk

bakışta en çok dikkat çeken ayrıntı,

son dünya şampiyonu Almanya’nın

turnuvaya adeta yedek takımla

katılmış olmasıydı. Hatta ve hatta

seçilen oyuncuların çoğunun 20-25

yaş aralığında yer alması nedeniyle

söz konusu kadro B takımı niteliğini

dahi tamolarak karşılamıyor ve

sanki alelade bir hazırlık turnuva-

sına katılmış deneysel bir takım

görüntüsü veriyordu.

Biraz daha açmak gerekirse,

Almanya’nın 23 kişilik kadrosunda,

üç yıl önce dünya şampiyonluğu

yaşayan takımdan sadece iki isim

vardı; bunlar da o turnuvada takı-

mın düzenli oyuncuları olmayan

Julian Draxler ile Shkodran Mustafi

idi. Kadrodaki oyunculardan 25 yaş

üzerinde yer alanlarsa sadece beş

kişiydi. Bunların en yaşlısıysa

Kasım 1987 doğumlu olan Sandro

Wagner’di. Bu 23 oyuncudan

Draxler, Mustafi ve Jonas Hector

haricinde en çokmillî olan futbol-

cularsa 15’er kez millî formayı giy-

mişlerdi. Tam 11 oyuncununmillîlik

sayılarıysa tek elin parmaklarıyla

gösterilebilecek seviyedeydi.

Almanya, as oyuncularıyla Rus-

ya’ya gelmiş olsaydı, turnuvanın

tartışmasız bir biçimde favorisi

olurdu. Ancak bu deneysel kadro,

Almanlarla ilgili de kafalarda bir

hayli soru işaretinin belirmesine

yol açmıştı. Acaba Joachim Löw

gerçekten de bu turnuvada alına-

cak sonucu önemsemiyor ve bunu,

2018 Dünya Kupası’nda kullanabile-

ceği alternatif bazı oyuncuları belir-

leyebilmek adına bir test olarakmı

değerlendiriyordu? Eğer gerçekten

de böyleyse, Almanya’nın şampiyon

olmaması değil, asıl şampiyon

olması sürpriz sayılırdı zira ortada

öylesine bir başarıyı amaçlayan bir

takımdahi yok sayılırdı.

Bu şartlar altında aslında grubun

ağır topu olarak ön plana çıkan

taraf da Şili olmaktaydı. 2015 yılında

tarihinde ilk kez Copa America’yı

kazanma başarısını gösteren Şili,

geçen sene de bu turnuvanın yü-

züncü yılı münasebetiyle düzenle-

nen özel versiyonunda da mutlu

sona ulaşmıştı. Hatta Şili’nin

kazandığı iki zafer de finalde

Messi’li Arjantin’e karşı penaltılarla

elde edilmişti. Bir bakıma Şili, üst

üste aynı başarıyı elde ederek,

geldiği noktanın tesadüfî olmadığını

da ispatlamıştı.

Tabiî Şili’nin Güney Amerika

çapında tarihi boyunca yaşamadığı

başarıları iki senelik bir zaman

zarfına sıkıştırması da şu anki

kadrosunun, belki de gelmiş geçmiş

en iyi kadrosu olduğuna işaret

etmekteydi. Ancak bu durumun

kesinlik kazanabilmesi için takımın

Dünya Kupalarında da bir başarı

yakalaması gerekiyordu. Nitekim

1962’de Şili’nin aynı zamanda ev sa-

hipliğini de üstlendiği turnuvada bir

dünya üçüncülüğü elde etmişliği de

vardı. Mevcut kadronun buna

yaklaşması halinde, Copa America

başarılarının da etkisiyle tüm

zamanların en iyisi olarak adlandı-

rılması muhtemel. Tabiî böylesi bir

Dünya Kupası başarısına karşı

duyulan iştah da Şili’nin önünde

2018’i çok büyük bir hedef haline

getiriyor. Haliyle 2018’e kilitlenmiş

bir takımın o turnuvanın provası

niteliğindeki Konfederasyonlar

Kupası’nda da iddialı olması

bekleniyordu.

Turnuvanın en güzel

maçlarından birini oynayan

Portekiz ile Meksika

2-2 berabere kalıp

el ele yarı finale yükseldi