Previous Page  28-29 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28-29 / 140 Next Page
Page Background

altyapılardaki bütün operasyonlar-

dan ben sorumluyum. Bu prose-

dürde aktifim. Bizimde Riva gibi bir

merkezimiz var. Burası kadar

büyük değil elbette ama oradaki

bütün operasyonlardan, bütün

altyapı takımlarından ben

sorumluyum.

Macaristan’ı 44 yıl aradan sonra

Avrupa Futbol Şampiyonası’na ta-

şıdınız. DeutcheWelle, hakkınızda

“Bernd Storck 44 yıllık büyüyü

bozdu” diye yazdı. Büyüyü nasıl

bozdunuz, başarının sırrı neydi?

Öncelikle federasyondan aldığım

destekten kaynaklı bu başarının

sırrı. Şöyle ki; sizin Türkiye’de

birçok büyük takımınız var. Şampi-

yonlar Ligi’nde, Avrupa Ligi’nde

mücadele eden büyük kulüpleriniz

var. Yetenekli ve dışarıdaki büyük

liglerde oynayan oyuncularınız var.

Dolayısıyla bu tarz oyuncularınız,

bu tarz kulüpler ve bu tarz ulusla-

rarası deneyimlerle daha çok geli-

şebilir. Ama bizimMacaristan’da

öyle bir şey yok. Dolasıyla sadece

FIFA’nın koyduğu tarihler bizim için

yetersiz olduğundan, federasyo-

numdan aldığımyetkiyle takımı

daha fazla bir araya getirmek

zorunda kaldım. Daha fazla kamp

yaptık. Testler yaptık. Bunu kulüp-

ler bazında da yaptık. Bu testleri

dörde böldük; teknik, taktik, fiziksel

ve mental test. Bu testleri geliştirip,

oyuncuları olabildiğince iyi bir sevi-

yeye getirdik. Kulüplerle bu testleri

yaptırma hususunda birtakım an-

laşmazlıklar yaşandı. Önce onlar-

dan çok tepki aldım. Ama onlara bu

durumun gerekçelerinden ve muh-

temel faydalarından bahsettikten

sonra alınan sonuçlar doğrultu-

sunda onlar da bizimbu testleri-

mize yönelik destek olmaya başladı.

Hatta EURO 2016’dan önce çok

güzel bir hazırlık kampı geçirdik.

Fildişi, Hırvatistan ve Almanya ile

hazırlıkmaçları yaptık. Burada alı-

nan sonuçlarla oyuncularımızı psi-

kolojik olarak daha iyi bir seviyede

olduklarına inandırarak, onları daha

çok güçlendirerek, Avrupa Şampi-

yonası’nda daha başarılı olmalarını

sağladık. Gelinen noktada şöyle bir

değişimimizi görüyorum; ön eleme

aşamasında oyuncularım sadece

rakip takımın oyununa karşı reak-

siyon veriyordu. Ama EURO

2016’dan sonra oyuncularım, gel-

dikleri noktada kendi futbollarıyla

oynamaya çalışıyorlar. Rakip kim

olursa olsun, karşısındaki oyuncu

ne kadar güçlü olursa olsun artık

kendilerine olan özgüvenleriyle

birlikte kendi futbolları üzerine

oyun kurdular.

Türkiye’nin Millî Takımhavuzuna

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ye-

tişmiş oyuncuları alma şansı var.

Emre Mor gibi gençler, Türkiye’ye

mi transfer olmalı yoksa yetiştik-

leri ülkelerde mi gelişimlerini

sürdürmeli?

Bence Türkiye liglerinde oynayabi-

lirler. Türkiye’ye gelmeleri de faydalı

olabilir. Baktığınız zaman zaten

çok büyük kulüpleriniz var. Fener-

bahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trab-

zonspor gibi büyük isimyapmış ve

her sene Şampiyonlar Ligi’nde ya da

Avrupa Ligi’nde mücadele eden

takımlarınız var. Ayrıca ülkenize

baktığımızda Riva’daki tesisler gibi

tesisler ve sahip olduğunuz stad-

yumlar anlamında birçok ülkeden

daha iyi noktadasınız. Liginiz de çok

iyi bir lig. Yarışmacı bir lig. Birinci

sıradaki takımla alt sıralardaki ta-

kımlar arasında çok büyük bir puan

farkı olmaması, liginizin rekabet

gücünü artırıyor. Millî takım açısın-

dan yerel liginiz güçlüyse, rekabet

güçlüyse, oyuncularınızın gelip

yerel liglerinizde oynaması büyük

bir avantaj. Macaristan ligi çok

güçlü bir lig değil. Böyle durumlarda

oyuncuları olabildiğince Avrupa

liglerinde tutup, onların gelişimini

orada sağlamak daha verimli olur.

Şampiyon olmalarına karşın Mou-

rinho Chelsea’den, Ranieri de Lei-

cester’dan ayrılmak zorunda kaldı.

Buna karşın şampiyonluğu olma-

yan ArseneWenger hâlâ görevde.

Bu çelişkileri nasıl açıklarsınız?

Hocalarınmaçtanmaça almış ol-

dukları sonuçlar bir yol haritası be-

lirleyemez. Bir teknik adamolarak

bir felsefenizin ve konseptinizin ol-

ması gerekiyor. Bu konsepti baştan

sona kadar sürdürebilmeniz gereki-

yor. Bunun için neye ihtiyacınız var?

Öncelikle başkanınızın size göster-

miş olduğu güven, tanıdığı zaman

ve bu koşullar çerçevesinde sizin

teknik direktör olarak uygulamak

istediğiniz konseptte A’dan Z’ye

birlikte çalışmak… Ranieri, evet

Premier Lig şampiyonu oldu. Ama

ondan sonra o başarıyı sürdürebil-

mesi için öncelikle güvene ve

zamana ihtiyacı vardı. Bunu

göremediği için başarısız olarak

adlandırıldı, görevinden ayrılmak

zorunda kaldı. Ama başarılı bir

sistem, başarılı bir konsept olması

için önce başkanın inanıp, tama-

men gözünü kapatıp, hocasına ve

hocasının konseptine, kafasında

oynatmak istediği futbola güveni

göstermesi gerekiyor.

Türkiye’de çalışmak ister misiniz?

Neden olmasın? Türkiye’de veya

dünyanın herhangi bir ülkesinde

tabii ki antrenörlük yapmak iste-

rim. Burada önemli olan başkanın

ve genel sekreterin desteğini ve gü-

venini almanız. Kendimden örnek

vereceğim. Avrupa Şampiyonası’na

gitmeden önce benim ekibimde

Macar hocalar vardı. Play-off oy-

narken tümMacar hocaları gönder-

dimve Alman ekibimi getirdim.

Play-off’u kazandık ve Avrupa

Şampiyonası’na katıldık. Benim şu

anda Macaristan Futbol Federas-

yonu Başkanı ile aramve ilişkimiz

çok çok iyi. Bana güveniyor. Benim

konseptime inandığı için, benim

düşünceme, futbol anlayışıma

inandığı için o güvenin karşılığında

takımı Avrupa Şampiyonası’na

götürdük. Ama Türkiye’de neden

olmasın? Takım ismi vermek

istemiyorum. Ama bu iki unsur

olduktan sonra her yerde

antrenörlük yapmak isterim.

28

29

Liginiz çok iyi bir lig.

Yarışmacı bir lig. Birinci

sıradaki takımla alt

sıralardaki takımlar

arasında çok büyük bir

puan farkı olmaması,

liginizin rekabet

gücünü artırıyor.

Macaristan Ligi çok

güçlü bir lig değil. Böyle

durumlarda oyuncuları

olabildiğince Avrupa

liglerinde tutup, onların

gelişimini orada

sağlamak daha verimli

olur.

Temel amacım futbol

felsefemizi altyapıdan

A takıma kadar

çıkarmak ve aynı

sistemüzerinden

yürümek. Bizimde Riva

gibi bir merkezimiz var.

Oradaki bütün

operasyonlardan,

bütün altyapı

takımlarından ben

sorumluyum.

Çok büyük kulüpleriniz

var. Ayrıca ülkenize

baktığımızda Riva’daki

tesisler gibi tesisler ve

sahip olduğunuz

stadyumlar anlamında

birçok ülkeden daha iyi

noktadasınız.