Previous Page  42-43 / 140 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 42-43 / 140 Next Page
Page Background

Özellikle Cristiano Ronaldo’nun

2009 yazında Real Madrid’e

transfer olmasının ardından, Real

Madrid ile Barcelona arasındaki

rekabet adeta Cristiano Ronaldo

ile Lionel Messi eksenine indir-

gendi. İki futbolcu da takımlarının

gol yükünün yaklaşık yarısını tek

başlarına sırtlarken aralarındaki

çekişmenin de itici etkisiyle, aklın

almakta zorlandığı rekorları da

peş peşe kırar hale geldiler.

2009-2010 sezonunun başından

bu yazının yazıldığı ana kadar

Cristiano Ronaldo, La Liga’da

265 maçta 285 gol kaydetmişti.

Messi’ninse aynı süre zarfında 272

lig maçında 295 golü bulunuyor.

1985 doğumlu olan Ronaldo, 1987’li

Messi’den iki yaş büyük olmasının

da avantajıyla, ikili arasında

“Dünyada Yılın Futbolcusu”

ödülüne lâyık görülen ilk oyuncu

olmuştu. Portekizli yıldız 2008

yılında bu ödülü aldığında Manc-

hester United forması giymek-

teydi. 2009’dan itibaren Messi söz

konusu ödülü dört sene üst üste

kazanarak Ronaldo’yu bu alanda

hayli geride bırakmıştı. Ancak

sonrasında Ronaldo yeniden atağa

kalkarak bu ödülü üç kez kazanır-

ken Messi bir kezle yetindi ve ara-

daki fark da bire indi. Ayrıca Real

Madrid’in son iki sezonda Av-

rupa’nın zirvesinden inmemesiyle

birlikte iki oyuncunun kazandığı

Şampiyonlar Ligi şampiyonlukla-

rında da 4-4’lük bir eşitlik sağ-

landı. Şampiyonlar Ligi’nde

Ronaldo’nun attığı 105 gole karşılık

Messi’nin 94 golü bulunuyor. İki

oyuncu arasında daha en az

birkaç yıl çok tatlı bir çekişmenin

yaşanacağı da aşikâr. Ancak bu

yazıda, ilerde bu rekabetin nereye

varabileceğinden ziyade, Messi-

Ronaldo rekabeti öncesinde,

1930’lardan 1990’lara kadar dünya

futboluna renk katan büyük yıldız

oyuncu rekabetlerine göz atacağız.

Unutulmaz rekabetler

Messi-Ronaldo

yokken onlar vardı

42

43

Messi ile Cristiano Ronaldo arasındaki çekişme her geçen gün futbola yeni bir

güzellik katarken istatistik bilimineyse yeni bir insafsızlık ediyor.

Ancak iki yıldızın giriştiği bu yarış futbol dünyasında elbette ilk değil. Geçmişte de

Di Stefano-Kubala rekabetinden Platini-Maradona kapışmasına kadar birçok yıldız

savaşı yaşanmıştı.

Onur Erdem

Alfredo Di Stefano - Laszlo Kubala

1950’li yıllarda İspanya futbo-

luna en çok renk katan iki

isimDi Stefano ve Kubala’ydı.

Macaristan’da Slovak kökenli

bir ailenin çocuğu olarak

dünyaya gelen Kubala 18-22

yaş aralığında orduya alınma-

mak için önce Macaris-

tan’dan Çekoslovakya’ya

transfer olmuş, sonra da aynı

güzergâhı aksi yönde kat

etmiş, bu da yetmeyince Batı

Avrupa’ya iltica etmeye kalk-

mıştı. 1950’de, 23 yaşınday-

ken Barcelona’ya transfer

olan Kubala’nın Katalan

ekibinde forma giymesiyse,

FIFA’dan aldığı iltica cezası

nedeniyle 1951’i bulacaktı.

Kubala’yı aynı dönemde Real

Madrid’in de transfer etmeye

çalışması fakat Franco rejimine

yakınlığıyla bilinen Barcelona

yöneticisi Josep Samitier’in deyim

yerindeyse forsunu kullanarak

yıldız oyuncuya bordo-mavili

formayı giydirmesiyse, iki kulüp

arasındaki rekabetin futbol

kamuoyuna yansıtılan algısı

düşünüldüğünde belki de futbol

âleminin en büyük ironisi olarak

karşımıza çıkmaktadır.

Kubala’nın gelişiyle birlikte

hücumhattında muhteşembir

beyne sahip olan Barcelona

takımı bunu sahaya da yansıtmış

ve yıldız oyuncunun ilk iki sezo-

nunda iki La Liga şampiyonluğu

kazanmıştır. İşte tambu noktada

Real Madrid, Kubala’lı Barcelo-

na’yı durdurabilmek için belki de

yapılabilecek en etkili

hamleyi yapmış ve Kolom-

biya’nın Millonarios kulü-

bünden, Güney Amerika’nın

en etkili golcüsü olarak

parlayan Arjantinli Alfredo

Di Stefano’yu renklerine

bağlamıştır.

Futbola River Plate’te başla-

yan ancak daha sonrasında

Arjantin futbolundaki grev

nedeniyle Kolombiya yolla-

rına düşen “Sarı Ok” lâkaplı

golcünün transferinde de

Real Madrid ile Barcelona

karşı karşıya gelmiş, oyun-

cunun iki kulüple de birkaç

hafta arayla sözleşme imza-

laması üzerine İspanya Fut-

bol Federasyonu, Di Stefano’nun

iki yıl Real Madrid’de, iki yıl da

Barcelona’da oynaması kararını

almış, Barça’nın bu karara tepki

gösterip geri çekilmesi üzerine de

Arjantinlinin bütün hakları Real’e

devrolmuş ama iki kulüp arasın-

daki rekabetin ateşine de adeta

benzin dökülmüştü.

Hayli sansasyonel transfer mace-

rasının ardından Di Stefano’nun

Real Madrid kadrosuna

dâhil olması, Beyazlar

adına tarihin akışının baş-

tan aşağı değişmesine yol

açacaktır. 11 sezon oyna-

dığı Real Madrid’de sekiz

La Liga, beş de Şampiyon

Kulüpler Kupası şampi-

yonluğu gören Di Stefano,

400’e yakınmaçta giydiği

beyaz formayla rakip

fileleri 300 küsur kez de

sarsmış ve çoğu kişi

tarafından 1950’li yıllarda

dünyanın en iyi oyuncusu

olarak anılmıştır.

Kubala ise bu dönemde

Barcelona’nın Real Mad-

rid’e direnmesini sağlayan

isim olmuş, takımına 1959

ve 1960 yıllarında iki lig

şampiyonluğu daha ka-

zandırmış, ayrıca 1958 ve

1960 yıllarında düzenle-

nen ilk iki Fuar Şehirleri

Kupası’nın Barcelona’ya

gelmesinde de başrol oy-

namıştır. 256 resmi maçta

Barcelona forması giyen

Kubala bumaçlarda rakip

kalecileri 194 kez mağlup

etmiştir.

GiuseppeMeazza - Silvio Piola

1930’larda İtalyan futbolu-

nun en önemli iki yıldızı

olan Giuseppe Meazza ile

Silvio Piola, oynadıkları

dönemin üzerinden üç

çeyrek asır geçmesine

karşın Serie A tarihinin

en golcü isimleri arasında...

Hatta Silvio Piola, 1929-

1954 yılları arasında 537

Serie Amaçında attığı 237

golle bu alanda halen zir-

vede… 367 maçta 216 golü

bulunan Meazza ise sırala-

mada dördüncü…

Gollerde Piola önde olsa da

efsane golcünün bir türlü

zirveye oynayan takımla-

rın formasını giymemesi

nedeniyle hiç lig şampi-

yonluğu yaşamamış

olmasıysa atılan goller dı-

şındaki başarılarda Meaz-

za’yı ön plana çıkarıyor.

Meazza 1930’larda Inter’le

üç lig şampiyonluğu kaza-

nırken, Piola o dönemde

genelde orta sıralarda mü-

cadele eden Pro Vercelli ve

Lazio formaları giymiş ve

sadece Lazio ile bir lig ikin-

ciliği görebilmişti. Kazanı-

lan gol krallıklarında da

Meazza (1930, 1936, 1938)

Piola’nın (1937, 1943) bir

farkla önündeydi.

1934 Dünya Kupası kadro-

suna Piola’nın alınmaması

ve Meazza’nın turnuvada

attığı iki golle şampiyon-

luğu getiren isimlerden biri

olması, o gün itibarıyla

Meazza’yı İtalyan futbolu-

nun 1 numaralı yıldızı

konumuna getirse de iki

oyuncunun birlikte oyna-

dığı 1938 Dünya Kupa-

sı’ndaysa Meazza tek

golde kalırken Piola ikisi

finalde olmak üzere beş

gol kaydetmiş ve adından

çok daha fazla söz ettir-

miştir ama bu tatlı reka-

betten asıl kazançlı çıkan,

üst üste ikinci kez dünya-

nın en büyüğü unvanını

alan İtalya Millî Takımı

olmuştur.

Kubala

Meazza

Piola

Di Stefano