Previous Page  124-125 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 124-125 / 162 Next Page
Page Background

28 Kasım 2016 tarihi, maalesef

futbol dünyasının gelmiş geçmiş

en büyük acılarından birine sahne

oldu. Copa Sudamericana finali ilk

maçında Kolombiya’nın Atletico

Nacional takımıyla karşılaşmak

üzere bu ülkenin Medellin kentine

gitmekte olan Brezilya’nın Chape-

coense ekibi, Bolivya’dan bindik-

leri uçağın varış noktasına az bir

mesafe kala düşmesi neticesinde

neredeyse tamamen yok oldu.

Korkunç kazada yeşil-beyazlıların

19 oyuncusu hayatını kaybeder-

ken, sadece üçümucizevi bir

biçimde kurtulabildi.

Chapecoense’nin başına gelen bu

felâket ne yazık ki ilk kez karşıla-

şılan bir durumda değil. Geçmişte

de futbol dünyası benzer şoklara

uğramıştı. 1949’da Torino ile başla-

yan, 1958’de Manchester United’ı

vuran, ardından The Strongest,

Alianza Lima, Pakhtakor Taşkent

ve Zambiya Millî Takımı gibi

ekipleri de yok eden uçak kazası

felâketleri son olarak da

Chapecoense’yi aramızdan aldı.

Tümbu faciaları bir seferde

hatırlamak hiç de hoş bir şey

olmasa da Chapecoense ile birlikte

benzer kaderi paylaşmış takımla-

rın hüzünlü hikâyelerini tek bir

yazıda toplamak istedik.

Hatıraları önünde bir kez daha

saygıyla eğilmek adına…

Torino, 1940’lı yıllarda futbol dünyasının

gördüğü belki de en güçlü takımdı. Her ne

kadar o dönemde kulüpler düzeyinde tüm

Avrupa’yı kapsayan bir uluslararası orga-

nizasyonmevcut değildiyse de İtalyan fut-

bolu, 1934 ve 1938 Dünya Kupalarından

zaferle ayrılmıştı ve Torino da 1940’larda

İtalya’da rakipsiz bir haldeydi. 1942-43

sezonunda şampiyon olan Torino, II. Dünya

Savaşı’nın şiddetini arttırması ve futbola

iki yıl ara verilmesinin ardından zaferlere

kaldığı yerden devam etmiş ve 1949’a

kadar zirveyi kimselere bırakmamıştı.

1945-46 sezonunda 40maçta rakip filelere

tam 108 gol bırakan Torino, ertesi sezonda

da şampiyonluk yarışında ipi göğüsleyen

taraf olurken bu kez 38 maçta 104 gol

kaydediyordu.

1947-48 sezonundaysa Torino, 40maçta

125 gol atarak, İtalya’da bugün bile kırıla-

mayan bir rekorun sahibi olacak, böylece

1948-49 sezonuna da rakipsiz girecekti.

Nisan ayı sona ermekteyken, Torino, en

yakın rakibi Inter’in, iki puanlık sistemde

beş puan önünde yer alıyordu. Üst üste

beşinci Serie A şampiyonluklarına ulaşıp

hemşerileri Juventus’un 1931-1935 ara-

sında kırdığı rekora ortak olmalarına

sadece dört maç kalmıştı. Ne var ki kader

ağlarını örmekteydi ve futbol tarihinin bu

en görkemli takımlarından biri, futbol

tarihinin en dehşet verici trajedilerinden

biriyle yüz yüze kalacak ve o anda da

zaman onlar için duracaktı.

Nisan ayında, Portekiz’in en önemli takım-

larından Benfica, kaptanları Francisco

Ferreira adına bir jübile maçı düzenlemek

istiyor ve bu özel maçı da o dönemlerde

dünyanın 1 numaralı futbol takımı olarak

görülen Torino’nun onurlandırmasını

rica ediyordu. Teklifi kabul eden Torino,

3 Mayıs’ta oynanacakmaç için, neredeyse

tamkadro halinde uçağa binip Lizbon’a

hareket etti. Sadece Sauro Toma sakatlığı

nedeniyle kafileye dâhil edilmemişti.

İki ekip, Francisco Ferreira’yı uğurlarken

tribünleri dolduran futbolseverlere de bir

gol ziyafeti çekmiş ve karşılaşma 4-3 Ben-

fica’nın üstünlüğüyle sonuçlanmıştı.

Önce dünyanın en büyük takımı olarak

addedilen bir ekibi konuk etmek,

sonrasında da onları yenmek, gerçekten de

Benfica adına o güne kadar yaşanmış en

büyük onurlardı.

Ertesi gün Torinolular, evlerine dönmek

için tekrar uçağa binmişti. Ancak Torino’ya

yaklaşılırken bastıran yoğun sis nedeniyle

yolculukları endişe verici bir hal almıştı.

Hatta pilotun yönünü değiştirip Milano’ya

gitmesi gerektiği de daha sonraları

konunun uzmanları tarafından çokça

dillendirilmiş, yazılıp çizilmiştir.

Gelgelelimuçağın pilotu, Torino’ya inmek

için “ısrarcı olmuştu.” Sonrasındaysa ne

yazık ki “olanlar olmuştu.” 4 Mayıs 1949

günü, saat 17.00 sularında Torino kafilesini

taşıyan Fiat g-212 model uçak, kentin

yakınlarındaki Superga dağının eteklerine

çakılıverdi. Kazada, 18’i Torinolu futbolcu

olmak üzere, uçakta bulunan 31 kişinin

tamamı maalesef yaşamlarını yitirdi.

Böylelikle İtalya futbolunda bir dönem,

olabilecek en acı verici biçimde son bulmuş

oluyordu. Çünkü o döneme damgasını

vuran takım artık yoktu, yok olmuştu…

Cenaze töreniyle ilgili belgeler, en az 500

bin kişinin sokaklara döküldüğünü işaret

etmektedir. Böylece dünyanın gördüğü en

kalabalık cenaze törenlerinden biri, Tori-

nolu futbolcular için düzenlenmiş olur.

İtalya Futbol Federasyonu da efsanenin

anısı karşısında saygıyla eğilmeyi ihmal

etmeyenler arasındaydı. Faciadan iki gün

sonra, 6 Mayıs 1949’da, acilen toplanan

, ligin bitmesine dört hafta olmasına

rağmen, beş puan farkla lider durumda

bulunan Torino’yu, kalanmaçlardaki

sonuçları dikkate almaksızın şampiyon ilân

etti. Kalanmaçlarınsa, Torino’nun genç

takımıyla, rakiplerinin genç takımları

arasında oynanması kararlaştırıldı.

Torinolu gençler de bu dört maçı kazana-

rak, ağabeylerine karşı son vazifelerini en

anlamlı biçimde yerine getirmiş oldu.

Kazadan geriye İtalyan futboluna kalan

yadigâr ise Torino’nun en büyük yıldızı

konumundaki Valentino Mazzola’nın oğlu

Sandro olacaktı. Sandro Mazzola, 1960’lara

damgasını vuran tarihin en iyi Inter’inin

yıldızı olarak parlayacak ve baba-oğul

Mazzolalar da çoğu kişiye göre futbol dün-

yasının en başarılı baba-oğul ikilisi olarak

tarih sayfalarındaki yerlerini alacaktı.

Futbolun Uçak Kazaları

Onur Erdem

Gökte kayan yıldızlar

Futbol dünyası, geçen ay geçirdiği uçak kazası neticesinde yok olan Chapecoense için

ağlıyor. Ne acıdır ki bu facia, futbol dünyasının başına ilk kez gelmiyor.

Geçmişte de Torino’dan Manchester United’a kadar birçok ünlü takım,

uçak kazalarının kurbanı olmuştu

124

125

Torino (1949)