

Bir problemyaşamadınız sanırım?
Sakatlandığımyılda bile hepsini
koştum. Bir sezon stres kırığı
yaşadım. O sezon hakemliği don-
durmak zorunda kaldım. O sezo-
nun öncesinde ve sonrasında
testleri başarıyla tamamladım.
Antrenmanları çok düzenli yapı-
yorum. En üst seviyedeyiz. Ha-
kemliği hayatımızda çok önemli
bir yere getirdik. O yüzden her
kritere dikkat etmemiz gerekiyor.
İdmanları diğer hakemlerle
beraber mi yapıyorsunuz?
Hayır, bireysel yapıyorum. Birkaç
arkadaş bir araya gelip yaptığımız
da oluyor ama genellikle tek ba-
şıma çalışıyorum. Polar saatimiz
var. Yaptığımız idmanları kaydedi-
yor ve kayıtları Ali Hocaya gönde-
riyoruz. Ali Kızılet Hocamız eğer
özel bir durumumuz varsa ayrı bir
idman programı yazıyor. Şu an
bütün hakemlere bir programge-
liyor. Ama siz özel olarak bir prog-
ram istediyseniz Ali Hoca asla geri
çevirmiyor. Sizin eksikliğinize
göre programyolluyor. Ben sakat-
lık yaşadığımdönemde kendisiyle
çalışmıştım. Diğer hakemlerle
aynı seviyede değildim. Bana çok
destek oldu. CORE projesine gitti-
ğim zaman seviyemi arttırmak
için yine yardımcı olmuştu.
Sakatlandığınız dönemde “Acaba
bir daha hakemlik yapamazsam
ne olur?” diye düşündünüz mü?
Stres kırığı gerçekten sıkıntılı.
Gerçek bir kırık değil. Vücut da
bunu kırık olarak algılamıyor.
Mikro bir şey. Tedavi etmekte çok
gecikiyor vücut. Çok ağrı veriyor.
Doktor bana, “Bu kemiği komple
kırsaydın daha hızı iyileşirdi”
demişti. Benim iyileşmemüç ay
kadar sürdü. Geri dönmek iste-
dim, tekrarlar gibi oldu. O dönem
iyice toparlamadan dönmek iste-
medim. Sakatlık psikolojisi çok
kötü bir şey. Şöyle dediğimi hatır-
lıyorum, “Bu sakatlık yerine ceza
almaya razıyım. En kötü ceza bile
sakatlıktan daha iyidir.” Sakatlı-
ğın psikolojisi çok zor. Psikolojik
destek bile almak gerekir.
Bu sezon lig ve kupada nere-
deyse her hafta bir maça çıkıyor-
sunuz? Bu kadar sık maç almak
hakemi nasıl etkiliyor?
Çok maç, çok tecrübe demek.
Çok maç almak tecrübenizi art-
tırdığı için size mutlaka bir şeyler
katıyor. Fiziksel olarak bir yor-
gunluk yaşamak söz konusu
değil. Doğru dinlenir, doğru bes-
lenir, uykunuzu alır ve idmanları
doğru yaparsanız doğru bir şe-
kilde maça çıkarsınız. Psikolojik
olarak ise her zaman moralli ve
sıcaksınız. Peş peşe maç almak
çok mutlu edici bir şey.
Bir maça nasıl hazırlanırsınız?
Perşembe günü maç tebligatımız
gelir. O gün herkes takımlarla
ilgili hazırlıklar yapmaya başlar.
Takımların klipleri izlenir. Oyun-
cuları gözden geçiririz. Hangi
oyuncular neler yapıyor, bakarız.
Ön hazırlığımız olur. Maçtan ön-
ceki gün maç idmanımız olur.
Bir araya geldiğimizde de video-
lar üzerinden konuşuruz ve ha-
zırlığımızı yaparız.
“Çantamı aldım, maça gittim”
durumu yok yani. Ben bu hazır-
lık şeklini yıllar önce Cüneyt
Çakır’dan dinlemiştim. Galiba
artık her hakem aynı şekilde
hazırlanıyor maçlara.
Evet, her hakem böyle yapıyor.
Maç aldıkları zaman iki takımı da
analiz ediyor. Bu bir gereklilik
haline geldi.
Bu analizlerde nelere dikkat
ediyorsunuz?
Takımların oyun sistemlerine
bakıyoruz. Çok hızlı oyuncular
olabiliyor. Hızlı oyuncular yar-
dımcı hakemler için çok zordur.
Girdi-çıktı pozisyonları risk fak-
törüdür. Çok iyi yer almanız ge-
rekir. Kimi takım sarkık defans
oyuncusuyla oynar. Yardımcı
hakem olarak biz böyle analiz
ediyoruz. Hakemler ise futbolcu-
ların daha önce yaşadıklarına
bakar. Sahaya çıktığımız zaman
“Bu oyuncu bize ne yaşatabilir”i
iyice çalışıp çıkıyoruz. Ama tabiî
ki oyunculara karşı bir ön yargı-
mız olmuyor. Bunları yaptıktan
sonra kendinizi daha hazır
hissediyoruz. Ben maça atandığı
zaman iki takıma Play-Stati-
on’da maç yaptırıyorum.
Oyunculara göz aşinalığı oluyor.
Bu tempoda özel hayata vakit
ayırmak zor olmuyor mu?
İkisinin dengesini iyi kurmak
gerekiyor. Boş zamanları dolu
dolu geçirmek gerekiyor. Seyahat
yapmaya çalışıyoruz genelde.
Sinemaya gidiyoruz. Arkadaş
gruplarımızla yemekler yiyoruz.
Evde puzzle yapıyorum. Son ola-
rak 4 bin parçalık puzzle yaptım
ve çerçeveletip astım. Çok da
güzel oldu. 1.5 ay sürmüştü.
Sahaya çıkarken uğurunuz
var mıdır?
Babamın 1996 yılında aldığı FIFA
kokartı benim çantamda durur.
Maça öyle çıkarım. Babam
1996’da FIFA oldu. Ben de 20 sene
sonra 2016’da oldum. Güzel bir
tesadüf.
tiğini hemde penaltı vermesi
gerektiğini hakeme söylemiştim.
O benim açımdan güzel bir örnek
olmuştu.
Bazen öyle bir pozisyon oluyor ki
5-6 kişi yardımcı hakemin üze-
rine geliyor. Sizin de geri adım
atmamanız gerekiyor. Ne düşü-
nüyorsunuz böyle anlarda?
Sizin orada yapmanız gereken,
kararınızdan emin olduğunuzu
göstermek ve dik bir duruş sergi-
lemek. Oyuncuları da anlamak
lâzım. Yüksek nabızla bir müca-
dele içindeler. O an sizin hata
yaptığınızı düşünüyor olabilirler.
Ama saygı sınırını aşmaması
gerekiyor. Aşarsa ceza gerekir.
Kabul edilebilir düzeyde itirazları
anlayabiliyoruz.
CORE kursuna nasıl seçildiniz?
2012 yılında üst klasman yardımcı
hakemliğe terfi ettim. Üç ay sonra
UEFA’nın CORE denen kursu
vardı. Birkaç sene içinde FIFA
olabilecek, genelde 32 yaş altında
genç, yetenekli ve İngilizce bilen
hakemleri UEFA, Nyon’da bir
merkezde topluyor ve 10 günlük
bir seminer yapıyor. Bu seminerde
hakemlere tüm atletik testleri
uyguluyor. Maç yönettiriyor. Yağ
oranlarını, fiziksel yeterliliklerini,
esneklikleri, İngilizce seviyesini
ölçüyor. Saha çalışması yapıyor-
sunuz. Kararlar veriyorsunuz.
Sonra bu kararları izleme fırsatı-
nız oluyor. UEFA’nın eğitimcileri
ve size atanmış olan koçlarla
beraber çalışmalar yapıyorsunuz.
CORE projesinin yöneticisi de
UEFA HakemKomitesi üyesi
David Elleray… 10 gün boyunca
burada kendinizle ilgili eksiklikle-
rinizi görebileceğiniz bir sistem
kurulmuş. Tüm eksikliklerinizi
görüp, 6 ay boyunca sizi takip
ediyorlar. Siz de devamlı UEFA ile
iletişimhalinde oluyorsunuz.
6 ayın sonunda ikinci seminere
gidip tekrar maç yönetiyorsunuz.
Bir seviye kat etmenizi, İngilizce-
nizi ve fiziksel durumunuzu geliş-
tirmenizi istiyorlar. Bu esnada
İsviçre’de bir dil okuluna yazdırı-
yorlar sizi. Uzaktan haftada 45
dakika skype üzerinden bir ya-
bancı hocayla konuşuyorsunuz.
Bir internet sitesi üzerinden İngi-
lizce çalışıyorsunuz. Yani sizi ge-
liştirmek için UEFA elinden gelen
her şeyi yapıyor. İkinci periyottan
sonra da siz artık bu CORE’u ba-
şarıyla tamamlıyor ve diploma
sahibi oluyorsunuz. CORE proje-
sine ilk kez gittiğimde bir sakatlık
yaşadım. Barış Şimşek ve İbrahim
Bozbey ile gitmiştik. Sakatlıktan
sonra David Elleray demişti ki,
“İyileştikten sonra seni yine çağı-
racağım.” Geçen sene Onur Kara-
baş ve Fevzi Demirhan ile tekrar
davet edildim. Bu CORE’dan başa-
rıyla mezun olmam, FIFA kokartı
takmamda önemli bir etkendir.
Hakemlikte dönümnoktanız
bumudur?
Evet… Benim açımdan bu projeye
dâhil olmak çok önemliydi.
Peki, neden sizi CORE projesine
seçtiler?
Genç ve yabancı dil bilgisine
sahip hakemler gidiyor buraya.
O dönemki MHK da bu kriterleri
sağladığımı düşündüğü için beni
yolladı.
Size ikinci şansı vermeleri de
güven duyduklarının bir işareti
sayılabilir mi?
Evet. Sakatlığım sebebiyle projeyi
tamamlayamayacağımbelli
olduğunda Elleray, “Ben Türkiye
Futbol Federasyonu ile bunu gö-
rüşmek istiyorum. Yarımkaldığı
için senin yeniden gelmeni istiyo-
rum. Onlara da ileteceğim” de-
mişti. O dönemben gider gitmez
bir Yo-Yo Testi’ne girdim. Testten
sonra sakatlandım. Eğitimlere
katıldım. Belki eğitimlerdeki sözlü
mülakatları beğenmiş olabilir.
O dönemki Hakem İşleri Müdürü-
müz Burçin Keskin’in de bunda
payı vardır. O da iletişimkurma-
mızı sağladı UEFA ile… İkinci kez
dâhil olmambenim açımdan
dönümnoktası oldu. Çünkü o
proje Avrupa’nın en önemli proje-
lerinden bir tanesi. Onda görev
almış ve başarıyla tamamlamış
olmak; her hakem açısından çok
önemli. UEFA’nın bununla ilgili bir
istatistiği var. CORE’a giden ha-
kemlerin yüzde 60’ı FIFA hakemi
oldu.
Kursu bitiremeyen var mı?
Kursta başarınıza göre ya diploma
alıyorsunuz ya da katılımbelgesi…
Diploma alamayan da oluyor.
Eğer gerekli kriterleri yerine
getiremediyseniz, kendinizi geliş-
tiremediyseniz diploma alamıyor-
sunuz. Eksiklikleriniz varsa ikinci
kursa çağrılmayabiliyorsunuz.
Ya da çağrılıp sadece katılım
belgesi alabiliyorsunuz.
Fitness programınız nasıl?
Ali Kızılet’in önderliğinde yürütü-
lüyor antrenmanlarımız. Haftalık
antrenman programı geliyor.
Haftada dört idmanımız oluyor.
Maç programına göre ayarlıyoruz.
Atletik testlerimiz de sezon
başında ve devre arasında bir,
aralarda da birer tane; toplam
4 atletik testten geçiyoruz.
122
123